1. Ulusal Görsel-İşitsel Medyada Kişisel Verilerin Korunması Sempozyumu düzenlendi
- RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin:
- "Kişisel bilginin paylaşılması insani olmadığı gibi kanuni de değildir. Özel bilgilerin yayınlar yoluyla paylaşılması yasal olarak suçtur ve yaptırımlar gerektirir"
- Kişisel Verileri Koruma Kurumu Başkanı Faruk Bilir:
- "Son dönemde, görsel ve işitsel medyada kişisel verilerin hukuka aykırı işlendiği iddiasıyla kurumumuza gelen şikayet sayısında artış yaşanmaktadır"
1. Ulusal Görsel-İşitsel Medyada Kişisel Verilerin Korunması Sempozyumu, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) ile Kişisel Verileri Koruma Kurumu (KVKK) iş birliği ve Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesinin katkılarıyla düzenlendi.
RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, bir otelde gerçekleştirilen sempozyumda yaptığı konuşmada, kişisel verilerin korunmasının bugünün en temel ihtiyaçları arasında yer aldığını söyledi.
Kişisel verilerin korunmasının gelişen teknolojik imkanlarla her zamankinden daha önemli hale geldiğini anlatan Şahin, verilerin yayılma hızının özel bilgilerin titizlikle korunmasını kaçınılmaz hale getirdiğini belirtti.
Türkiye'nin kişisel verilerin korunması için ciddi çalışmalar yaptığını ifade eden Şahin, "Radyo ve televizyon yayınlarıyla pek çok kişisel verinin ihlal edildiğini görmekteyiz. Bu ihlalleri haber bültenlerinde, magazin programlarında ya da başka türlü içeriklerde görüyoruz. Bilhassa kuşak programlarında kişisel verilerin tedbirsizce kullanıldığı görülmektedir. Pek çok yapımcı ise maalesef yapılan hatanın farkında değildir. Kişisel bilginin paylaşılması insani olmadığı gibi kanuni de değildir. Özel bilgilerin yayınlar yoluyla paylaşılması yasal olarak suçtur ve yaptırımlar gerektirir." diye konuştu.
Şahin, kişisel veri ihlallerine ilişkin farkındalık düzeyinin yetersiz olduğunu gördüklerini, KVKK ile yaptıkları iş birliği protokolü gereği bu sempozyumu düzenlediklerini vurguladı.
KVKK Başkanı Faruk Bilir ise görsel ve işitsel medyada kişisel verilerin korunmasının ilk defa geniş kapsamlı bir şekilde bu sempozyumda ele alınacağını dile getirdi.
Mahremiyetin kişinin özgürlüğünün bir parçası olduğunu anlatan Bilir, bugün bilişim teknolojilerinin dönüştürücü etkilerine karşılık mahremiyet hakkının öneminin arttığını, bu durumun kişisel verilerin korunmasına özgü düzenlemeleri ön plana çıkardığını söyledi.
Kişisel verilerin korunmasının özellikle teknolojinin gelişmesi ve dijitalleşmenin ilerlemesine paralel olarak temel bir ihtiyaç haline geldiğini vurgulayan Bilir, şunları kaydetti:
"Görsel ve işitsel medyada kişiler hakkındaki verilerin nasıl işleneceği, bu verilere kimlerin erişebileceği ve bu erişimin nasıl düzenleneceği soruları düşünüldüğünde mahremiyetin korunmasına yönelik tedbirlerin alınması ihtiyacı ortaya çıkmaktadır. Kitle iletişimin en güçlü aracı olan görsel ve işitsel medyada kişisel verilerin korunması ayrı bir önem kazanmıştır. Son dönemde, görsel ve işitsel medyada kişisel verilerin hukuka aykırı işlendiği iddiasıyla kurumumuza gelen şikayet sayısında artış yaşanmaktadır. Medya özelinde konuyu ele alırsak gelinen noktada sektöre özgü çalışmaların yapılması zaruri hale gelmiştir. Kurumumuz, kamu ve özel sektör ayrımı gözetmeksizin kanunun doğru uygulanması konusunda çalışmalar yürütmektedir. Sempozyum vesilesiyle, basın özgürlüğü ve kişisel verilerin korunması arasındaki ilişki, görsel ve işitsel medyada çerezlerin kullanımı, tüketicilerin profillenmesi, çocukların kişisel verilerinin korunması, kuşak programlarında kişisel verilerin hukuka uygun şekilde işlenmesi gibi birçok konu ve soruna ilişkin çözüm arayışında bulunacağız."
Bilir, Küresel Mahremiyet Konferansı'nın 44'üncüsünün Türkiye'nin ev sahipliğinde 25-28 Ekim'de İstanbul Haliç Kongre Merkezi'nde düzenleneceğini sözlerine ekledi.