6112 Sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun Yürürlüğe Girdi
TBMM Genel Kurulunda 15 Şubat 2011 tarihinde kabul edilerek yasalaşan 6112 Sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun, Cumhurbaşkanı tarafından onaylanmasının ardından, 3 Mart 2011 tarihli ve 27863 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdi.
Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun dört yıl süren çalışmaları sonucunda, kamu kurumlarının, radyo ve televizyon kuruluşlarının, üniversitelerin, sivil toplum kuruluşlarının görüşleri alınarak hazırlanan kanun, sektörün sorunlarına çözümler içermekte, düzenleme konusundaki yetki karmaşasını ortadan kaldırmakta, yayın denetimi konusunda RTÜK’ü daha etkin kılmakta, yayıncılık sektöründe rekabeti artırıcı bir nitelik taşımaktadır.
Yasada yer alan tanımlar 2007 yılı Aralık ayında AB Resmi Gazetesinde yayınlanarak yürürlüğe giren ve AB Sınırötesi Televizyon Direktifini değiştiren AB Görsel-İşitsel Medya Hizmetleri Yönergesi hükümleri dikkate alınarak yenilenmiştir. AB müktesebatına uyum çerçevesinde 35 fasıldan biri olan Bilgi Toplumu ve Medya Faslının kapanış kriterlerinden biri RTÜK Kanununun Yönergeye uyumlaştırılmasıdır. Yasanın yürürlüğe girmesiyle bu kriter yerine getirilmiş olmaktadır.
Yasayla tanımlar sadeleştirilmekte ve anlam bütünlüğü sağlanmaktadır. Yeni düzenlemeyle, Avrupa eserleri, bağımsız yapımcı, editoryal sorumluluk, gizli ticari iletişim, medya hizmet sağlayıcı, isteğe bağlı yayın hizmeti, koruyucu sembol, sayısal yayın, ürün yerleştirme, verici tesis ve işletim şirketi ve multipleks kapasitesi gibi yeni tanımlar mevzuata girmektedir.
Yasa, Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun görevlerini yeniden düzenlemektedir. Bu görevlerden bazıları şöyle sıralanmaktadır:
· Yayın hizmetleri alanında ifade ve haber alma özgürlüğünün, düşünce çeşitliliğinin, rekabet ortamının ve çoğulculuğun güvence altına alınması için gerekli tedbirleri almak,
· Televizyon kanal ve radyo frekans planlamalarını yapmak veya yaptırmak ve uygulamak,
· Medya hizmet sağlayıcıların sunduğu yayın hizmetlerinde ve platform, multipleks, altyapı işletmecileri ile verici tesis ve işletim şirketinin sunduğu hizmetlerde müeyyideleri uygulamak,
· Yayın hizmetlerine ilişkin kamuoyu araştırmaları yapmak veya yaptırmak ve bu araştırmaların sonuçlarını taraflarla paylaşmak,
· Yayın hizmetlerinin izlenme ve dinlenme oranı ölçümlerinin yapılmasına ve denetlenmesine ilişkin usul ve esaslar ile bu usul ve esaslara uymayan şirket ve kuruluşlara uygulanacak müeyyideleri belirlemek,
· Yayın hizmetleri ile ilgili gelişmeleri takip etmek, sektör ile ilgili genel stratejileri belirlemek, yayın hizmetlerinin ülkemizde gelişmesini sağlayacak çalışmalarda bulunmak, medya hizmet sağlayıcıların çalışanlarına yönelik eğitim ve sertifika programları düzenlemek ve sertifika vermek,
· Medya okuryazarlığının toplumun tüm kesimlerini içerecek şekilde yaygınlaştırılması amacıyla, başta Milli Eğitim Bakanlığı olmak üzere diğer kamu kurumları ile işbirliği yapmak.
Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun gerçekleştirdiği yayın denetiminin temel dayanağı olan yayın ilkeleri de yasayla, AB Görsel- İşitsel Medya Hizmetleri Yönergesi esas alınarak yeniden düzenlenmiştir.
Yasa ile medya hizmet sağlayıcı kuruluşların karasal yayın lisansına sahip olmaları, lisans ücretlerinin, kanal ve frekans kullanım ücretlerinin tahsil edilmesinin sağlanması öngörülmektedir. Aynı zamanda dünya ile paralel olarak karasal sayısal yayıncılığa sorunsuz geçilmesi hedeflenmektedir. Bu çerçevede geçici düzenleme ile en geç iki yıl içinde Üst Kurulca karasal yayın lisanslarının verilmesi amacıyla sayısal televizyon multipleks kapasitesi sıralama ihalesinin ve tahsislerin yapılması, karasal sayısal televizyon multipleks kapasitesi tahsisine hak kazanan kuruluşlardan bir bölümüne, ihaledeki sıraları ve analog kanal kapasitesi dikkate alınarak en fazla iki yıl süreyle sayısal yayının yanı sıra analog televizyon yayını yapmalarına da imkân tanınması öngörülmektedir.
Medya sahipliği konusu yeniden düzenlenmekte; sınırlamalar daraltılarak netleştirilmekte, tekelleşmeyi engellemek üzere tahsis edilecek frekans kapasitesi ve elde edilen sektörel gelir bazlı bir düzenleme getirilmektedir. Anayasa Mahkemesinin iptal ettiği yıllık izlenme oranına bağlı sahiplik yerine; sektörel toplam ticari iletişim geliri açısından %30, karasal frekans tahsisi açısından en fazla dört kanal sınırı getirilmektedir. Ayrıca yayın kuruluşlarında yabancı sermaye oranı %25 ten %50 ye yükseltilmektedir.
Yasayla, ulusal frekans planlarını yapma yetkisi yeniden Radyo ve Televizyon Üst Kuruluna verilmektedir.
İletişim ve yayıncılık sektöründeki son gelişmeleri de kapsayacak şekilde hazırlanan yasa, IP-TV, DVB-H ve HDTV gibi yeni yayın teknolojileri ile ilgili belirsizlikleri ortadan kaldıracak açılımlar getirmektedir.
Kamu yayıncısı olan TRT yayınlarının yeniden RTÜK tarafından denetlenmesi öngörülmektedir.
Üst Kurulun 2005 yılından bugüne kadar hayata geçirmiş olduğu, mevzuata bağlı bulunmayan; Koruyucu Sembol Sistemi, İzleyici Temsilciliği, Görsel İşitsel Medya Etik İlkeleri gibi uygulamalar da yasa kapsamında düzenlenmektedir.
Üst Kurulun 2005 yılından bugüne kadar hayata geçirmiş olduğu, mevzuata bağlı bulunmayan; Koruyucu Sembol Sistemi, İzleyici Temsilciliği, Görsel İşitsel Medya Etik İlkeleri gibi uygulamalar da yasa kapsamında düzenlenmektedir.
Ayrıca, reyting ölçümleriyle ilgili usul ve esasları belirleme yetkisi RTÜK’e verilmektedir.
Müeyyide sistemi daha etkin hale getirilmektedir. Yayın ilkeleri toplumsal etkileri açısından gruplandırılarak kuruluşların ticari iletişim gelirlerine orantılı idari para cezası uygulaması öngörülmektedir. Ayrıca idari para cezasıyla birlikte ihlalin ağırlığı dikkate alınarak idari tedbir niteliğinde program durdurma yaptırımı getirilmektedir.
Cevap ve düzeltme hakkı, Basın Kanununa paralel olarak yeniden düzenlenmiştir. Burada ilgili tarafa, mahkemeye başvurmadan önce yayın kuruluşundan cevap ve düzeltme hakkının kullandırılmasını isteme imkânı sağlanmaktadır.
Öte yandan Avrupa Birliği mevzuatına uyum çerçevesinde yayın içeriklerinde Avrupa eserlerine de yer verilmesi öngörülmekte ve yayınlarda belli oranda yerli yapıma yer verilmesi zorunluluğu getirilmektedir. Bu kapsamda, çocuklara yönelik çizgi filmlerin en az yüzde yirmisinin, diğer programların ise en az yüzde kırkının Türkçe dilinde üretilmiş yapım olması ve Türk kültürünü yansıtması; haberler, spor olayları, yarışmalar ve reklâmlar dışında kalan yayın süresinin en az yüzde ellisinin Avrupa eserlerine ayrılması; haberler, spor olayları, yarışmalar ve reklâmlar dışında kalan yayın süresinin veya program bütçesinin yüzde 10’unun bağımsız yapımcıların eserlerine ayrılması öngörülmektedir.
Yasayla, yayın kuruluşlarının reklâm gelirlerinden alınan %5 oranındaki Üst Kurul payı da %3’e düşürülmektedir. (03.03.2011)