İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığının 30.01.2018 tarih ve 81 sayılı yazısına konu AVANTAJ TV logosuyla yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşun 23.01.2018 tarihinde saat 12:25’de yayınladığı ticari iletişim yayınına ilişkin uzman raporu ile video görüntülerinin incelenmesi ve değerlendirilmesiyle yapılan görüşmeler sonucunda;
Bahse konu yayına ilişkin uzman raporunda ayrıntıları belirtildiği üzere, kuruluşun 23.01.2018 tarihinde saat 12:25’de yayınladığı "Hilye-i Şerif Duası yazılı akik taşlı Yemen zırhı" adlı ürünün tanıtım ve satışının yapıldığı, sunucu tarafından, "Orjinal sertifikalı akik taşı ve onun üzerine yazılmış muhteşem güzellikteki Hilye-i Şerif Duası. Yani peygamber efendimizin ashabına hediyesi... Bu kadar hoş bir zırhı, bu koruma kalkanını hayatımızın maddi manevi inşallah bereketlenmesi, nazardan büyüden korunma adına yapmış olduğumuz bu hamleye göstermiş olduğunuz ilgi gerçekten beni çok mutlu etti...","Siz bunu sadece bir taş olarak mı görüyorsunuz?... Yoksa Rabbimin izniyle sizin gerçekten vücudunuzun, ruhunuzun sigortası mı? Koruması mı?", "Allah'a çok şükür oğlum bu kolyeyi taktıktan sonra 2 gün içerisinde bize bağırmaları azaldı diyor. Gece acayip huzursuz yatıyordu. O huzursuzlukları azaldı diyor. Artık gülmeye başladı diyor...","Ya taş sevilir mi? Böyle seviyorum taşı. Hiç düşmüyor elimden... Bu taşı kullanmaya başladıktan itibaren kendimi daha iyi hissetmeye başladım. Bakın ve orda Cemil Abi'nin söylediği aklıma geldi. Kendinizi iyi hissediyorsunuz. Negatif enerji azalıp böyle vücudunuzdan çekilmeye başladıkça azda olsa vücudunuzdaki pozitif enerji ortaya çıkıyor ve işte sonra ne oluyor? Dertleriniz sıkıntılarınız çözülmeye başlıyor."- "Akik takan huzur bulur. Akik takan nifakı bitirir. Akıbeti güzel ve hayırlı olur. sipariş için 0212 700 0082”şeklinde sözlü ve yazılı ifadelerle ürünün tüm tehlikelerden, kazalardan, belalardan, fakirlikten, karamsarlıktan, nazarlardan, büyüden, uykusuzluktan, ağrı ve sızılardan vs. koruduğu vurgulanarak, bu tür sorunlara çözüm olarak sunulduğu, ürünün insan sağlığına faydalı olduğunu ima eden ifadeler kullanılarak sağlık beyanıyla tanıtım ve satışına yönelik yayın yapıldığı görülmüştür.
Bilindiği üzere, 1262 sayılı İspençiyari ve Tıbbi Müstahzarlar Kanunu’nun 19’uncu maddesinin birinci fıkrasında; "...Müstahzar olmamakla beraber hastalıkları teşhis ve tedavi ettiği beyanı ile herhangi bir ürünün satışını, pazarlamasını veya reklamını yapanlar bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Ayrıca bunların tanıtım veya satışlarının internet veya başkaca herhangi bir elektronik ortam üzerinden yapılması hâlinde 18 inci maddenin üçüncü fıkrası uygulanır." hükmüne yer verilmiştir.
Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’nun 13.02.2013 tarih ve 18816847 sayılı yazısında; “İnsan sağlığına doğrudan veya dolaylı olarak faydalı olduğunu yahut hastalıklara veya belirtilerine karşı etkili olduğunu, koruduğunu, tedavi ettiğini belirten ileri süren veya ima eden tüm ifadeler sağlık beyanı olarak kabul edildiği, bununla birlikte, TV ve radyo kanallarının reklamlarında veya programlarında gıda takviyeleri ve bazı kozmetik ürünlerin "zeka seviyesinde artış, iştahsızlık, erken boşalma, iktidarsızlık, sperm sayılarını arttırma, cinsel sorunları giderme, tansiyon ve ritim bozuklukları, mide bağırsak problemleri, hepatit C, hepatit B, diyare, hemoroid, gastrit/reflü, kolesterol seviyesini azaltma, astım şikayetlerinin giderilmesi, kemik erimesi, trombosit düşüklüğü, kanser (tümör), karaciğer büyümesi, kansızlık, idrar yolları problemleri, migren, baş ağrısı, uçuk tedavisi, metabolizmayı hızlandırması, sindirimi kolaylaştırması, hazımsızlığa iyi gelmesi" gibi bir çok sağlık beyanıyla tanıtımı ve satışının yapıldığı, bunun yanı sıra bazı kozmetik ürünlerinde "bel ve boyun fıtığı, kireçlenme, romatizma, diz ve kas ağrısı, sırt ağrısı, eklem ağrıları, saç çıkarma, kellik" gibi semptomlarda tedavi edici özelliği belirtilerek yani sağlık beyanında bulunularak tanıtım ve satışının yapıldığı” belirtilmektedir.
Bahse konu ürünün tanıtım ve satışına yönelik ihlale konu yayında, söz ürünün tüm tehlikelerden, kazalardan, belalardan, fakirlikten, karamsarlıktan, nazarlardan, büyüden, uykusuzluktan, ağrı ve sızılardan vs. koruduğu vurgulanarak ve insan sağlığına faydalı olduğunu ima eden ifadeler kullanılarak ilgili mevzuatına aykırı olarak sağlık beyanıyla tanıtımının yapıldığı sabit olup, tedavide etkinliği ve emniyeti kanıtlanmamış olan ürünlerin sağlık beyanı ile tanıtılması ve bu tanıtımda yer alan ifadelerin, insanların hastanelere, tıp doktorlarına ve tıbbi tedavi yöntemlerine duydukları güvenin sarsılmasına neden olabileceği, toplum sağlığını olumsuz yönde etkileyebileceği, ayrıca söz konusu ifadeler nedeniyle program sunucusunun da sorumluluğunun olduğu, kanaatine varılmıştır.
Bununla birlikte, İslam dini açısından insanların birbirine dua etmesi güzel bir davranış olarak görülmüş ve teşvik edilmiştir. İnanç ve duanın maddi ve manevi sıkıntıların giderilmesinde etkisi önemlidir, fakat duanın dini anlamda önemi ve değeri yadsınmamakla birlikte dua ticari bir amaçla kullanılmamalı, inanç ve dua tıbbi tedaviye ikame bir yöntem olarak sunulmamalıdır. Dolayısıyla maddi sebeplere başvurmaksızın ve bir çaba harcamaksızın, bir anlamda fiili dua gerçekleştirmeksizin sadece duanın okunması, asılması veya takılması suretiyle insanların maddi, manevi sıkıntılar ve hastalıklardan kurtulacaklarına inandırılmasının duanın özüne aykırı bir tutum olduğu, bu durumun insanların dini duygularının sömürüsü ve manevi duygularının istismarı niteliğinde olduğu, bu tür bir uygulamanın dinimizde herhangi bir karşılığının bulunmadığı, dolayısıyla bu türlü batıl yollarla insanların dini değerler kullanılarak istismar edildiği kanaatine varılmıştır.
Yukarıda yer alan açıklamalar dikkate alındığında; ihale konu yayında, söz konusu ürünün sağlık beyanı ile tanıtım ve satışının yapılmasının, 1262 sayılı İspençiyari ve Tıbbi Müstahzarlar Kanunu’nun 19’uncu maddesinin birinci fıkrasına ve ilgili mevzuatına aykırılık taşıdığı, dolayısıyla mezkur yayında, 6112 sayılı Kanun'un 8’inci maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan "Radyo ve televizyon yayın hizmetlerinde... takviye edici gıdalar ve benzeri destekleyici ürünler de dâhil olmak üzere herhangi bir ürünün ilgili mevzuatına aykırı olarak sağlık beyanıyla satışına, pazarlanmasına ve/veya reklamına... yer verilemez..." hükmü ile,
6112 sayılı Kanun’un 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (r) bendinde yer alan "Kişileri … batıl inançlar yoluyla istismar edemez." Hükmünün ihlal edildiği sabit görülmüştür.
Anılan yayın kuruluşu hakkında;
-6112 sayılı Kanun’un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (r) bendinin ihlali nedeniyle Kanun’un 32’inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca, ihlalin ağırlığı, yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, %3 oranında idari para cezası uygulanmasına,
-6112 sayılı Kanun’un 8’inci maddesinin dördüncü fıkrasının ihlali nedeniyle; Kanun’un 32’inci maddesinin birinci fıkrası hükmü uyarınca, ihlalin ağırlığı, ihlalin mahiyeti, anılan madde ile korunmak istenen kamusal menfaat göz önünde bulundurularak, %5 oranında idari para cezası uygulanmasına ve idari tedbir olarak program yayınının beş (5) kez durdurulmasına, karar verilmesi takdir edilmiştir.
Bu itibarla;
1) 6112 sayılı Kanun’un 8'inci maddesinin birinci fıkrasının (r) bendinde yer alan "Kişileri …. batıl inançlar yoluyla istismar edemez." ilkesinin ihlali nedeniyle,
6112 sayılı Kanun'un 32’inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “8 inci maddenin birinci fıkrasının diğer bentleri ile ikinci ve üçüncü fıkralarında ve bu Kanunun diğer maddelerinde belirlenen ilke, yükümlülük veya yasaklara aykırı yayın yapan ve/veya bu Kanun hükümleri kapsamında Üst Kurul tarafından belirlenen yükümlülüklerini yerine getirmeyen medya hizmet sağlayıcıya ihlalin ağırlığı, yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, ihlalin tespit edildiği aydan bir önceki aydaki brüt ticari iletişim gelirinin yüzde birinden yüzde üçüne kadar idari para cezası verilir. …” hükmü uyarınca idari para cezası uygulanması gerektiği,
2) 6112 sayılı Kanun'un 8’inci maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan "Radyo ve televizyon yayın hizmetlerinde... takviye edici gıdalar ve benzeri destekleyici ürünler de dâhil olmak üzere herhangi bir ürünün ilgili mevzuatına aykırı olarak sağlık beyanıyla satışına, pazarlanmasına ve/veya reklamına... yer verilemez..." hükmünün ihlali nedeniyle;
6112 sayılı Kanun'un 32’inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Bu Kanun’un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (a), (b), (d), (f), (g), (ğ), (h), (n), (ö), (s), (ş) ve (t) bentlerindeki yayın hizmeti ilkelerine ve aynı maddenin dördüncü fıkrasına aykırı yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşlara, ihlalin ağırlığı ve yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, ihlalin tespit edildiği aydan bir önceki aydaki brüt ticari iletişim gelirinin yüzde ikisinden beşine kadar idarî para cezası verilir. İdarî para cezası miktarı, radyo kuruluşları için bin Türk Lirasından, televizyon kuruluşları ve isteğe bağlı medya hizmet sağlayıcıları için onbin Türk Lirasından az olamaz. Ayrıca, idarî tedbir olarak, ihlale konu programın yayınının beş keze kadar durdurulmasına, isteğe bağlı yayın hizmetlerinde ihlale konu programın katalogdan çıkarılmasına karar verilir. İhlalin mahiyeti göz önünde bulundurularak, bu fıkra hükümlerine göre idarî para cezası ile birlikte idarî tedbire karar verilebileceği gibi, sadece idarî para cezasına veya tedbire de karar verilebilir.” hükmü uyarınca, idari para cezası ve idari tedbir uygulanması gerektiği,
Bu itibarla; aynı yayınla, birden fazla yayın ilkesi ihlali olduğundan ve her iki ihlalin de idari para cezası yaptırımını gerektirdiğinden, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 15’inci maddesinin birinci fıkrası hükmü gereğince, bahse konu ihlallerden en ağır (tek) cezanın verilmesi öngörüldüğünden,
a) İhlalin ağırlığı, yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, kuruluşa %5 oranında idari para cezası uygulanmasına,
Ancak, ihlalin tespit edildiği tarihi itibariyle kuruluşun Aralık 2017 ayına ait ticari iletişim gelir beyanının bulunmadığı değerlendirilerek, televizyon kuruluşları için idari para cezasının 10.000 (onbin) Türk Lirasından az olamayacağından, 2018 yılı için belirlenen yeniden değerleme oranına göre 17.065 (onyedibinaltmışbeş) Türk Lirası İDARİ PARA CEZASI UYGULANMASINA,
b) Ayrıca, İdarî tedbir olarak, ihlale konu PROGRAM YAYINININ TAKDİREN 5 (BEŞ) KEZ DURDURULMASINA, bu idari tedbirin uygulanma zamanın kuruluşa yapılacak tebligatta bildirilmesine,
6112 sayılı Kanun'un 32’inci maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan; “… Yükümlülük veya yasağa aykırılık dolayısıyla idarî tedbir olarak programın yayınının durdurulması kararının verilmesi halinde, yaptırım uygulanmasına sebebiyet veren fiilin işlenmesinden dolayı sorumluluğu olan programın yapımcısı veya varsa sunucusu, yayının durdurulduğu süre zarfında, aynı veya farklı medya hizmet sağlayıcı kuruluşta hiçbir ad altında başka bir program yapamaz veya sunamaz.” hükmü uyarınca, PROGRAMIN YAPIMCISI VEYA VARSA SUNUCUSUNUN, YAYININ DURDURULDUĞU SÜRE ZARFINDA, AYNI VEYA FARKLI MEDYA HİZMET SAĞLAYICI KURULUŞTA HİÇBİR AD ALTINDA BAŞKA BİR PROGRAM YAPAMAYACAĞI VE SUNAMAYACAĞI hususunun yapılacak tebligatta bildirilmesine,
c) İdari tedbir uygulanması sonucu yayını durdurulan programın yerine, Üst Kurulca gönderilen programların, programın başında; “Bu program, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun 01.02.2018 tarih ve 2018/05 sayılı toplantısında alınan 20 No’lu kararı uyarınca, kuruluşumuzun 23.01.2018 tarihinde saat 12:25’de yayınladığı "Hilye-i Şerif Duası yazılı akik taşlı Yemen zırhı" isimli ürünün sağlık beyanıyla tanıtım ve satışına yönelik yayına yer vermek suretiyle, 6112 sayılı Kanun'un 8’inci maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan, ‘Radyo ve televizyon yayın hizmetlerinde... takviye edici gıdalar ve benzeri destekleyici ürünler de dâhil olmak üzere herhangi bir ürünün ilgili mevzuatına aykırı olarak sağlık beyanıyla satışına, pazarlanmasına ve/veya reklamına... yer verilemez...’ hükmünün ihlali nedeniyle idari tedbir uygulanması sonucu yayını durdurulan program yerine yayınlanmaktadır.” metninin anlaşılır şekilde okunarak DVD/CD’de yer aldığı şekliyle ticari iletişim yayını içermeksizin yayınlanmasına, ayrıca anılan metnin program yayını süresince ekranın altında akar yazı ile verilmesine,
d) 6112 sayılı Kanun'un 32’inci maddesinin beşinci fıkrasında yer alan “8’inci maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (d) bentlerindeki ilkelerle dördüncü fıkrasına aykırı yayın yapılmasını müteakip verilecek yaptırım kararının tebliğinden itibaren bir yıl içinde aynı ihlalin tekrarı halinde, medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yayınının on güne kadar durdurulmasına; ikinci tekrarı halinde ise, yayın lisansının iptaline karar verilir. … Programlarının yayını veya yayınları süreli durdurulan medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yaptırım kararının tebliğine rağmen kararın gereklerine aykırı olarak yayınlarına devam etmesi halinde yayın lisansının iptaline karar verilir.” hükmü uyarınca işlem tesis edileceği hususunun yapılacak tebligatta bildirilmesine,
e) 6112 sayılı Kanun'un 32’inci maddesinin beşinci fıkrasında yer alan “ (…) 8’inci maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (d) bentleri dışındaki bentlerini, aynı maddenin ikinci fıkrasını ve bu Kanunun yayın hizmetlerinde ticari iletişimi düzenleyen hükümlerinden herhangi birini yaptırım kararının tebliğinden itibaren bir yıl içinde yirmiden fazla ihlal eden medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yayını beş güne kadar durdurulur. Bir yıl içinde aynı ihlalin tekrarı halinde, medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yayınının beş günden on güne kadar durdurulmasına; ihlalin ikinci tekrarı halinde ise yayın lisansının iptaline karar verilir. …” hükmü uyarınca işlem tesis edileceği hususunun yapılacak tebligatta bildirilmesine,
Oy birliği ile karar verildi.