İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığının 27.08.2018 tarih ve 545 sayılı yazısına konu BEYAZ TV logosuyla yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşun örnek olarak alınan 18, 19, 20, 23, 26.10.2017 ve 06.11.2017 tarihlerinde 08:00-11:30 saatleri arasında yayınladığı "Söylemezsem Olmaz" adlı program yayınına ilişkin uzman raporu ile video görüntülerinin incelenmesi ve değerlendirilmesiyle yapılan görüşmeler sonucunda;
Bahse konu yayına ilişkin uzman raporunda ayrıntıları belirtildiği üzere, BEYAZ TV logosuyla yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluş tarafından hafta içi her sabah canlı olarak, 08:00-11:30 saatleri arasında yayınlanan, sunuculuğunu İlkay Buharalı, Bircan İpek ve Nihat Doğan’ın yaptığı "Söylemezsem Olmaz" adlı magazin programının, 18.10.2017 tarihinde yayınlanan bölümünde “N.D. Bir şey söylemeyeceğim arkadaşlar. Bana yayın yasağı çıktığı iddia ediliyor. G.'in bana yayın yasağı. İ.B. Bir tebliğ yok. N.D. Hayır tebliğ olsa da benim artık arkadaşım konuşacak. Bu benim arkadaşım. (Penguen) Adı G.'dir. G. konuşacak. G.çok cömert. Verici, anladın mı? Vericidir, cömerttir. Yeşimciğim (Y. S. telefonda) seni de tanıştırayım G.'le..En sevdiğin roman nedir senin G.? Şeymiş. Yedi kocalı Hürmüz'ü çok seviyor. G.. Hep onu söyler. En sevdiği şarkı ne diye sorar mısın Yeşimciğim G.'e. Sezen Aksu'dan Namus şarkısı. Namus, namusu ver. 10.19.57” şeklinde 19.10.2017 tarihinde yayınlanan bölümünde ekrana getirilen VTR’de “Skandallar kraliçesine darbe. Milli Eğitim Bakanlığı G. E.'in biletini kesti. Bu darbe çok ağır. Bakanlık G. E. ile ilgili ne açıkladı?” 20.10.2017 tarihinde saat 08:49’da ekrana gelen VTR’de “Türkiye'nin gündemine oturan Penguen G. Türkiye'nin sevgilisi oldu. G. G. E. için söylemediğini bırakmadı. N. D. Efendim (Penguen ile konuşuyor) şeymiş Yedi Kocalı Hürmüz'ü çok seviyor G. Ama yine de G. E. G.'e bayıldı. Acaba neden? G. E. G.'in sosyal medya paylaşımlarını neden beğendi. G.E. G.'in peşinde mi? Az sonra...” şeklinde 23.10.2017 tarihinde “İ. B. Şimdi herkes M. E.'ın ne diyeceğini merak ediyordu. Neden? Tekrar hatırlatmak için söylemiyorum ama, söylemesem de parçalar yerine oturmayacak şimdi. E. Ç.'in aldatılmasından bahsederken biz T. D. olayından artık ayyuka çıktı, el yazıları vs. gerçi G. E. kimseyi aldatmadım diyor da. Hani belgeler, resimler, fotoğraflar öyle söylemiyor. Neyse bir önceki eşi M. E.'ı da bir spor hocasıyla aldattığının resmini C. T. yayınımıza bağlandı, evet yıllar önce çekmiştik böyle bir resim dedi. Bu aldatmanın resmidir. Ben evliyim, aman yapma C. dedi. Ben de son anda çıkardım bu haberi ama artık yayınlamak zorundayım dedi C. T. yayınımızda. Nitekim yayınladı bu görüntüleri. Bunu niye söylüyorum. Şimdi ortaya şöyle bir resim çıkmıştı. M. E.’ da evliyken G. E. tarafından aldatıldı. Peki şimdi M. E. ne yapacak... N. D. (10.34.18) Yarın öbür gün bu T. ile yanyana kazara bi yakalansın bak bakalım ne oluyor. Esas kıyamet ondan sonra kopacak. Y. hanım kusura bakmayın size de gönül koydum. Gerçekten kusura bakmayın yani. Koca elinden gitmiş, hiç. Belki de adamdan bıktı. Adamı istemiyor herhalde. Hoşuna gidiyor. Aman kurtuldum mu diyor. Ne diyor. B. İ. Bana göre bu haberler çıkmadan önce T. ve G. ilişkisi, bence bitti. Çok çok eski değil. Çok eski görüntüler. Şimdi bence bitti. N. D. (10.38.14) Son dakika. Y. Hanım T.'ye boşanma davası açmış. Şimdi bakalım G. Hanım hadi bakalım git T. ile ol. Kazara yan yana bir resmin görülsün. Aman adam bekar diye. Bak adam nasıl bekar diye. Şimdi bir de bu moda çıktı. Adam ayrıldı. Aa bak biz beraberiz filan. Olmadım ama işte arkadaştık. Şimdi ayrıldı, artık bekar rahat rahat olabiliriz. Bak T. ile G. yan yana gelsin, G. sokağa çıkamaz. Ha gerçi rahat çıkar da. Yani anladın mı. Sussaydı bir şey demezdik. Ama ben aldatmadım. Orada bile bir mesaj var. Subliminal. Ben bu T.'yi tanımıyorum. T. ile olmadım demiyor. Aldatmadım diyor. Yarın öbür gün T. ile çıkılacak denilecek ki ben aldatmadım dedim, T. ile beraber olmadım demedim ki diyecek. Y. Hanım der mi ki, evet G. E. kocamı ayarttı. G. ile olan ilişkisinden dolayı ben de bu adamdan ayrıldım derse G. E. ne diyecek? Şimdi yuva yıkıldı. Biz yuvayı kurtaramadık. Kusura bakma. Malesef bir yuva daha yıkıldı, bir evlilik daha sona erdi, bir yuva daha yıkıldı, bir çocuk daha babasız kaldı, babasını kaybetti. O yüzden söylüyorum, çocuklar gülsün istiyorsak babalarını rahat bırakalım kardeşim. Y. Hanım derse ki G. yüzünden ben ayrıldım o zaman ne olacak? B. İ. Kimse şunu sormadı. E. açık açık ben aldatıldım dedi. Yasak aşkının kartpostalı bende de var dedi, açık açık. Kimse bunu sormadı. İnşallah sorarlar.” şeklinde 26.10.2017 tarihinde “İ. B. Şimdi G. E. konusuyla devam edeceğiz. N. D. Ama sansür var. Basına sansür. İ. B. Mahkeme kararı geldi mi? N. D. Basına sansür var. Karar gelmiş. İ. B. VTR'mizi izleyelim artık. Az sonralık bir şey kalmadı. G. gates koymuşlar skandalın adını. G. gates skandalının son gelişmeleri nelermiş VTR'de izleyelim. N. D. konuşamıyor efendim. Ama B. İ. ve benim gördüğünüz gibi bantlarımız yok. Bakalım neler söylenecek acaba. Mahkeme kararı ile başlayayım. 1) Tedbir isteyen G. E. Karşı taraf tedbir istenen kişiler: B. İ., İ. B., N. D. Elimize ulaşan kararı okuyorum şimdi size. Talebin kısmen kabulü ile B. İ. ve İ. B. yönünde talebin reddine, N. D. yönünde kabulü ile 6284 sayılı Kanun'un 5.maddesi gereğince tedbir uygulanmasına karar verilmiştir. B. İ. Bu durumda Nihat susmuşken biz konuya devam edelim. N. D. Hakim herhalde beni masadan filan zannetmedi di mi? Neyse buna itiraz edeceğiz tabi.” şeklinde ve 06.11.2017 tarihinde saat 10:16’da ekrana getirilen VTR’de “Skandal yazışma. Y. S. Söylemezsem Olmaz'da iddia etti. Oteli sorun, tapeleri sorun ona. Otel'i sorun Otel'i. H. U. ile Çeçen baskınını sorun.” şeklinde ifadelere ve VTR görüntülerine yer verildiği görülmüştür.
Bilindiği üzere, kişilik hakları, kişiye sırf kişi olması sebebiyle tanınmış, vazgeçilmesi, devri mümkün olmayan haklardır. Kişilik hakları başta Anayasa olmak üzere yasal mevzuatımızla da koruma altına alınmıştır. Anayasanın “kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığı” başlıklı 17 nci maddesinde; “herkesin, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahip olduğu” hükme bağlanmıştır. Bunun yanı sıra, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 24 üncü ve devamı maddelerinde de “kişiliğin korunması” başlığı altında buna ilişkin esaslar ve korunma yolları düzenlenmiştir.
Diğer taraftan, Anayasanın 28’inci maddesine göre, “Basın hürdür, sansür edilemez.” Maddede düzenlenen basın özgürlüğünün amacı, kamuoyunun ilgisini toplayan olaylarda toplumun bilgi sahibi olmasını, aydınlatılmasını sağlamak ve kamuoyu oluşturmaktır. Ancak; bu özgürlük sınırsız ve mutlak değildir. Bu nedenle, basının yayınlarında kişilik haklarına saygı göstermesi, yukarıda da açıklandığı üzere, gerek Anayasal gerekse yasal olarak güvence altına alınmış bulunan kişilik haklarına saldırıda bulunmaması hukuki olarak zorunludur.
Bunun yanı sıra “Özel hayatın korunması hakkı” da, kişinin sahip olduğu mutlak kişisel haklardan biri olup, Anayasamızın “Özel hayatın gizliliği” başlıklı 20 nci maddesi ile anayasal güvence altına alınmıştır. Anayasa'nın 20’nci maddesinde herkesin özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahip bulunduğu, özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamayacağı belirtilmiştir.
İhlale konu yayınlarda; "Bu benim arkadaşım. (Penguen) Adı G.'dir. G. konuşacak. G.. Çok cömert. Verici, anladın mı? Vericidir, cömerttir. Yeşimciğim (Y. S. telefonda) seni de tanıştırayım G.'le. En sevdiğin roman nedir senin G.’ciğim? Şeymiş. Yedi kocalı Hürmüz'ü çok seviyor.", "E. Ç.'in aldatılmasından bahsederken biz, T. D. olayından artık ayyuka çıktı, el yazıları vs. Gerçi G. E. kimseyi aldatmadım diyor da. Hani belgeler, resimler, fotoğraflar öyle söylemiyor. Neyse bir önceki eşi M. E.'ı da bir spor hocasıyla aldattığının resmini C. T. yayınımıza bağlandı, evet yıllar önce çekmiştik böyle bir resim dedi." gibi ifadelerde de görüldüğü üzere, mezkur yayınlarda, magazinsel yaklaşımın çok ötesine geçildiği, eleştiri boyutundan tamamen uzak davranıldığı, küçük düşürücü, aşağılayıcı, onur zedeleyici yaklaşımlarda bulunulduğu, özel hayatın gizliliğine saygı gösterilmediği, ailenin üç çocuğunun psikolojisinin tamamen göz ardı edildiği, dolayısıyla mezkur yayının magazinsel yaklaşımın çok ötesinde eleştiri sınırlarını aşan, tarafları rencide edici, kişilerin saygınlığını zedeleyici nitelikte olduğu ve özel hayatın gizliliği ilkesinin ihlal edildiği kanaatine varılmıştır.
Bu nedenle yayında, 6112 sayılı Kanun’un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinin ihlal edildiği sabit görülmüştür.
Bu itibarla;
6112 sayılı Kanun'un 8'inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde yer alan, "İnsan onuruna ve özel hayatın gizliliğine saygılı olma ilkesine aykırı olamaz, kişi ya da kuruluşları eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü, aşağılayıcı veya iftira niteliğinde ifadeler içeremez." ilkesinin ihlali nedeniyle,
6112 sayılı Kanun'un 32’inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “8 inci maddenin birinci fıkrasının diğer bentleri ile ikinci ve üçüncü fıkralarında ve bu Kanunun diğer maddelerinde belirlenen ilke, yükümlülük veya yasaklara aykırı yayın yapan ve/veya bu Kanun hükümleri kapsamında Üst Kurul tarafından belirlenen yükümlülüklerini yerine getirmeyen medya hizmet sağlayıcıya ihlalin ağırlığı, yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, ihlalin tespit edildiği aydan bir önceki aydaki brüt ticari iletişim gelirinin yüzde birinden yüzde üçüne kadar idari para cezası verilir. …” hükmü uyarınca idari para cezası uygulanması gerektiği,
İhlalin ağırlığı, yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, ihlalin tespit edildiği tarihi itibariyle kuruluşun Ekim 2017 ayına ait ticari iletişim gelir beyanının 3.086.843,07 Türk Lirası olduğu değerlendirilerek, yüzde bir oranı (%1) 30.868,00 TL İDARİ PARA CEZASI UYGULANMASINA,
6112 sayılı Kanun'un 32’inci maddesinin beşinci fıkrasında yer alan “ (…) 8’inci maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (d) bentleri dışındaki bentlerini, aynı maddenin ikinci fıkrasını ve bu Kanunun yayın hizmetlerinde ticari iletişimi düzenleyen hükümlerinden herhangi birini yaptırım kararının tebliğinden itibaren bir yıl içinde yirmiden fazla ihlal eden medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yayını beş güne kadar durdurulur. Bir yıl içinde aynı ihlalin tekrarı halinde, medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yayınının beş günden on güne kadar durdurulmasına; ihlalin ikinci tekrarı halinde ise yayın lisansının iptaline karar verilir. …” hükmü uyarınca işlem tesis edileceği hususunun yapılacak tebligatta bildirilmesine,
Oy birliği ile karar verildi.