İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığının 02.02.2018 tarih ve 93 sayılı yazısına konu ATV logosuyla yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşta 24,31.01.2018 tarihlerinde saat 20:00’da yayınlanan “Sen Anlat Karadeniz” adlı dizi film yayınına ilişkin uzman raporu ile video görüntülerinin incelenmesi ve değerlendirilmesiyle yapılan görüşmeler sonucunda;
ATV logosuyla yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşta 24,31.01.2018 tarihlerinde saat 20:00’da yayınlanan “Sen Anlat Karadeniz” adlı dizi filmin ilk bölümünde yayınlanan sahnede geçen diyaloglarda; “Benim olmanın şerefine Ben, senin değilim ki.- Sen benimsin.- Ben, senin değilim. Hiçbir zaman olmadım.- Sen benimsin. Benim karımsın. Çocuğumun annesisin. Artık, hayatı bana zehir etmekten vazgeç, vazgeeç. Yine, yaptın yapacağını. Yine, sana uzattığım barış dalını elinin tersiyle ittin. Yine, nankörsün. Yine, nankörsün. Defol. Defol. Kendini öldürtme bana. Oğlumu annesiz bıraktırma....- Çok acıyor mu?” şeklinde ifadelerle, dizi film karakteri Vedat’ın Nefes'e tokat attığı, boğazını sıktığı, boynundan tutup sürükleyip yere fırlattığı, saat 20:41’de yayınlanan sahnede ise; dizi film karakteri Vedat, Nefes'in kolundan tuttup saçlarından çekerek sert bir şekilde yatağa fırlattığı. - Niye gösterdin o herife bileklerini?...- Asıl sorun, o Tahir denen herifle fingirdemen. Bu bileğini mi tuttu? Nefes'in ağzını eliyle kapattığı ve bileğini büküp, parmaklarının kırılma sesinin duyulduğu,- “Ben, şimdi aşağı gidip bir bahane uyduracam, sonrası dönüp bütün parmaklarını kıracam. Anladın mı? Şimdi, burda otur ve düşün o herifle fingirdemekle bana ne kadar büyük bir ayıp ettiğini düşün” şeklindeki ifadesi, ikinci bölümde ise dizi film karakteri Nefes'in kemerle dövüldüğü, kafasını suya soktuğu, çığlıklarının duyulduğu, yatakta dudağını boyayıp işkence yaptığı, dövüldüğü ve yüzünün morluklar içinde baygın bir şekilde yatmasına ilişkin sahnelerinin ekranda yer aldığı görülmüştür.
Televizyonun izleyiciler üzerinde yaptığı etkiler konusunda yapılan araştırmalarda; medyada yayınlanan, özellikle de televizyonda yer alan şiddet olaylarının, toplum genelindeki saldırganlık oranları üzerindeki istatistiksel olarak anlamlı düzeyde bir artışı tetiklediği, medyanın değerlerimiz, tutum ve davranışlarımızı şekillendirmede de etkileyici bir güç olduğunu, televizyonun tüm kitle araçları içerisinde belki de en kolay erişilen ve en yaygın kullanılan araç olması nedeniyle en etkili öğrenme kanalı olarak dikkat çektiği, yapılan bilimsel araştırmaların televizyon ve medyada izlenen şiddetin gerek kısa, gerekse uzun vadede izleyicilerin duygu, düşünce, değer, tutum ve davranışları üzerinde tetikleyici, hızlandırıcı ve özendirici bir etkisi olduğu yönündeki tespitler; ekranlardan verilen şiddet mesajlarının tüm izleyicileri olumsuz yönde etkilediğini, izlenen şiddet sahnelerinin tutum ve davranışlara yansıyarak toplumda gittikçe yaygınlaşan ve bireylerin sorunlarını şiddet uygulayarak çözmeye yönelik davranış değişiklikleri oluşturduğunu kanıtlar niteliktedir.
İhlale konu dizi filmde, yoğun şiddet sahnelerinin yer aldığı, dizinin izleyicileri olumsuz yönde etkileyeceği, konu itibariyle her ne kadar kurgusal yapımlar olsa dahi hikayelerini hayatın içinden aldıkları, toplumda gerçeklik noktasında bir karşılık bulabildiği, dizi içerisinde yer alan şiddet sahnelerinin şiddete meyilli kişiler tarafından rol/model edilme olasılığının var olabileceği gerçeğinin göz ardı edilmemesi gerektiği, şiddetin yoğun olarak sergilenmesi ve medya şiddetine maruz kalmak bireylerin doğal duygusal tepkilerinin ve fiziksel tepkilerinin duyarsızlaşmasına neden olabileceği, şiddete maruz kalma tekrar ettiğinde tepkilerin sıradanlaşması ve insanların duyarsızlaşmasına neden olabileceği, konuyla ilgili olarak “RTÜK İletişim Merkezi” ne çok sayıda şikayet edildiği hususları da birlikte değerlendirildiğinde mezkur yayında, 6112 sayılı Kanun'un 8'inci maddesinin birinci fıkrasının (ş) bendinin ihlal edildiği kanaatine varılmıştır.
Bu itibarla;
6112 sayılı Kanun'un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (ş) bendinde yer alan; "Şiddeti özendirici ve kanıksatıcı olamaz" ilkesinin ihlali nedeniyle;
6112 sayılı Kanun'un 32’nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Bu Kanun’un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (a), (b), (d), (f), (g), (ğ), (h), (n), (ö), (s), (ş) ve (t) bentlerindeki yayın hizmeti ilkelerine ve aynı maddenin dördüncü fıkrasına aykırı yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşlara, ihlalin ağırlığı ve yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, ihlalin tespit edildiği aydan bir önceki aydaki brüt ticari iletişim gelirinin yüzde ikisinden beşine kadar idarî para cezası verilir. …” hükmü uyarınca, idari para cezası uygulanması gerektiği,
a) İhlalin ağırlığı, yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, ihlalin tespit edildiği tarihi itibariyle kuruluşun Aralık 2017 ayına ait ticari iletişim gelir beyanının 50.902.991,54 Türk Lirası olduğu değerlendirilerek, yüzde iki oranı (%2) 1.018.060,00 TL İDARİ PARA CEZASI UYGULANMASINA,
b) 6112 sayılı Kanun'un 32’nci maddesinin beşinci fıkrasında yer alan “ (…) 8’inci maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (d) bentleri dışındaki bentlerini, aynı maddenin ikinci fıkrasını ve bu Kanunun yayın hizmetlerinde ticari iletişimi düzenleyen hükümlerinden herhangi birini yaptırım kararının tebliğinden itibaren bir yıl içinde yirmiden fazla ihlal eden medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yayını beş güne kadar durdurulur. Bir yıl içinde aynı ihlalin tekrarı halinde, medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yayınının beş günden on güne kadar durdurulmasına; ihlalin ikinci tekrarı halinde ise yayın lisansının iptaline karar verilir.” hükmü uyarınca işlem tesis edileceği hususunun yapılacak tebligatta bildirilmesine,
Üst Kurul Üyesi Ebubekir ŞAHİN’in karşı oyu ve oy çokluğu ile karar verildi.