İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığının 27.11.2018 tarih ve 955 sayılı yazısına konu FOX logosuyla yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşun 30.10.2018, 13.11.2018 tarihlerinde saat 20:00’da yayınladığı “Kadın” isimli dizi film yayınına ilişkin uzman raporu ile video görüntülerinin incelenmesi ve değerlendirilmesiyle yapılan görüşmeler sonucunda; 6112 sayılı Kanun'un 8'inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde yer alan; "Toplumun millî ve manevî değerlerine, genel ahlaka ve ailenin korunması ilkesine aykırı olamaz." ilkesinin ihlal ettiğine oy çokluğuyla karar verilmiştir.
“Karara konu raporu incelediğimizde “… Aile değerine zarar verebilecek nitelikteki senaryolarla ilgili olarak kamusal sorumluluğa sahip olduğu gerçeği geniş mutabakatla kabul edilmektedir. Toplumsal yaşamda geniş düzeyde kabul görmeyen ilişki biçimlerinin temsil edildiği rapora konu dizide amaca giden her yol mubahtır anlayışı içinde dizideki karakterlerin kişisel hırs rekabet ya da ihtiyaçlarından ötürü bu anlayışa hizmet eder nitelikteki konumlandırılışı ile ahlaki, milli, manevi ve de aileye ait değerleri hiçe sayan içerikli yayının mevzuat bağlamında ihlal unsurları içerdiği değerlendirilmiştir.” ifadeleri ile müeyyide talep edilmiştir.
Diziye ilişkin görüntüler ve uzman raporu bir arada değerlendirildiğinde görsel olarak dizide yer almayan hususlar (cinsellik, aldatma vb), salt senaryoda yer aldığı için aile değerlerimize aykırı olarak değerlendirilmiştir. Bu bağlamda televizyonlarda her gün yer alan dizi ve filmlerde senaryosunda insan öldürme, kadına karşı şiddet, hırsızlık, dolandırıcılık, mafya ilişkileri, kısa yoldan köşeyi dönme ve benzeri toplumsal, manevi ve ailevi değerlerimize uymayan her içeriğe müeyyide mi uygulanmaktadır/ uygulanacaktır? Sorusu akıllara gelmektedir.
Öncelikle yukarıdaki değerlendirme sübjektiftir. Somut bir izahat getirilmemiştir. Yayıncı kuruluş “7 Yaş ve Üzeri, Şiddet ve Korku ve Olumsuz Örnek Oluşturabilecek Davranışlar” akıllı işaretleri ile yayını vermiştir. Bu bağlamda kamusal sorumluluğunu yerine getirmiştir. Bundan sonrası izleyicinin kendi medya okuryazarlığı ve tercihleri ile alakalıdır.
Bir sanatsal yapım olan televizyon içeriklerinin (diziler ve filmler gibi) gündelik insan hayatından besleniyor olduğunu düşünüyorum. Bu sebeple gündelik insan hayatında yer alan aldatma, hırsızlık, kısa yoldan köşeyi dönme, amaca giden her yolun mubah olduğu türden “uygunsuz” konuların da bu eserlerde işlenebilmesinden daha doğal bir durumun olmadığı kanısındayım. Bugüne kadar bir hırsızın ya da bir katilin hayatını anlatan onlarca dizi ya da film televizyon ekranlarında yer bulmuştur. Burada Üst Kurul olarak gözetmemiz gereken, 6112 sayılı Kanun’un Yayın İlkelerini düzenleyen 8. Maddesinde yer verilen değer ve ifadelerin yurtdışındaki muadil Üst Kurulların değerlendirmelerinde olduğu gibi somutlaştırılmasıdır. Şayet böyle bir kodifikasyona gidilmezse, dönemsel olarak ve yayıncıdan yayıncıya farklı uygulamaların ortaya çıkacağı adaletsiz bir ortamın oluşmasına sebep olacağız. ”
Görüşünde olduğum için çoğunluk kararına katılmıyorum.