İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığının 12.04.2019 tarih ve 346 sayılı yazısına konu, TGRT HABER logosuyla yayın yapan TGRT HABER TV A.Ş. unvanlı medya hizmet sağlayıcı kuruluşta 03.01.2019, 14.01.2019 tarihlerinde saat 10:30’da yayınlanan “Medya Kritik” adlı program yayınına ilişkin uzman raporu ile video görüntülerinin incelenmesi ve değerlendirilmesiyle yapılan görüşmeler sonucunda; 6112 sayılı Kanun’un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) ve (i) bentleri kapsamında ihlal olmadığı, dolayısıyla herhangi bir idari yaptırım uygulanmasına yer olmadığına OY ÇOKLUĞU ile karar verilmiştir.
“Bahsi geçen programda ekonomik, siyasi, politik, toplumsal ve dış politikada ülke gündemini oluşturan konu başlıklarının yorumlandığı programı, Türkiye Gazetesi Yazarı Fuat Uğur ve Cem Küçük yürütmektedir.
Uğur Dündar ve müvekkil şirket Estetik Yayıncılık'ın vekili Av. İsmail Yılmaz ve Av. Fahri Emeksiz ilgi yazı ile Üst Kurulumuza şikâyette bulunarak, TGRT Haber adlı medya hizmet sağlayıcıda yayınlanan "Medya Kritik" adlı programının, 03.01.2019 ve 14.01.2019 tarihli bölümlerinde, müvekkili Uğur Dündar ve müvekkil şirkete bağlı Sözcü Gazetesi'nin itibarının zedelendiği, kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunu ifade ederek, Kurulumuzdan bu konuda gereken işlemin yapılmasını istemiştir.
İzleme raporunda verilen deşifreden görüldüğü üzere;
- CHP ve İYİ Parti Türk Silahlı Kuvvetleri'ne karşı bir psikolojik harp yürütüyorlar. Yani Türk Silahlı Kuvvetleri'nin, askerlerin moral gücünü düşürmek, çökertmek için bu kampanyaları trolleri ve FETÖ katalizörlüğüne bu kampanyaları yürütüyorlar.
- Yani bunu CHP ve İYİ Parti yapıyor... Ulan siz 15 Temmuz'da bankamatiklerden para çekiyordunuz. Siz gidip tankları gördüğünüzde alkışlıyordunuz. Sokağa çıkmadınız, kaçıp gittiniz. Yatlara kaçanlar, yerin altına kaçanlar evinde şey yapanlar, otobüsünü uçağını ayarlayanlar. Özellikle bu beyaz Türk dediğimiz kesimlerde. Şimdi 'Ben Suriyeli istemiyorum' diyor. İki tane bebek ölür Suriyeli göçmen ah yakarlar insanlık derler. Hümanist şiirler yazarlar. Romanlar yazıyor ya bu bazı namussuzlar...Yani Allah kahretsin diyorsun ya. Bu kadar mı vicdansız, bu kadar mı insanlıktan nasipsizsiniz hepiniz ya? Bu kadar mı rezilsiniz? Yani insan müsveddelerisiniz siz yani.
- En ufak bir sıkıntıda fareler gibi sıvışacak mısın ya?... Gitsinler abi, mallarını da bıraksınlar hem orada hem burada diye. Ama hem bu ülkenin ekmeğini yiyorlar, tamam para kazandın ettin, en küçük bir sıkıntıda niye bu ülkeyi terk ediyorsun? Ayıp değil mi?... Aslında bu milletin parasını kaçırıyorsun... Tamam, kendi paran hukuken bunu yapabilirsin... Hukuken kendi parası ama bu milletin sırtından kazandığı para. Bu ülkenin ekonomisine katmıyorsan o parayı, sen bu ülkeye ihanet ediyorsun demek ki... Yani ama dediğimiz gibi kapıyı tamamen kapatacaksın. Türkiye'ye pasaportla gelecekler. Vize ile gelecekler. Yani bunu yapacaksın. Yapılması gereken Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin yapması gereken şey bu...
- (Oda TV davası ile ilgili) Arkadaş o yani olmayan beyninize, Sözcü'dekiler. Olmayan beyninize işte bu aptallığınız yüzünden yargılanıyorsunuz ve gazetenize el konacak Kesin el konacak. Bir şey söyleyeyim o zaman hakim bize ne dedi, iddianameye göre konuşun dedi... Hayır bunu kabul edin Tayyip Erdoğan'ı devirmek istediniz. FETÖ'nün köpekliğini yaptınız.
- O yüzden de size 6415 sayılı Terörizmin Finansmanı Yasası'nın 4'üncü maddesinin ilk 3 bendi gereği, Ertuğrul Akbay bunları iyi dinle. Size zaten kayyum gelecek hukukun emri. Bunu ben demiyorum ki, bu benim iddiam değil. Çünkü ben iddianameyi okudum. Daha önce Zaman'a el konmasına bakıyorum, ben 'Zaman'a el konur dediğimde' de gülüyorlardı. Kanal Türk'e el kondu, şimdi size de el konacak. Ya hayatın doğal akışı bu, hukukun emri bu. Bunu ben demiyorum...Şu an mal kaçırma ihtimaliniz de var. Zaten el konacaksınız, zaten Sözcü bir kaç aya kalır mı kalmaz mı bilmiyorum seçim sonrasına kalır mı? Bir TMSF Şirketi olacak...
- Sözcü Gazetesi'nin ekonomiyi çökertmek için CIA aparatı gibi çalışıyor.
- Sözcü okurları diye bir okur kitlesi var. Morfinliyorlar ve sürekli onları paralize ediyorlar ve onları depresif hale getiriyorlar ve yalan haberlerle yapıyorlar bunu. Ben dedim ya, bunların mayası bozuk. Cumhurbaşkanı da söyledi bu lafı. Mayası bozuk.
- Aydın Doğan'ı yamultmuş adamız biz. (gülüşme) Hiç öyle kusura bakma yani. Bak burada en güçlüsü o olduğu için söylüyorum. Bak bütün yazarları şu an Köpek. Bir kısmı kaçtı gitti. Bir şey yazabiliyorlar mı? Burası özgür bir ülke, her şey yazabilirsin. Şu an yalakalık yapıyorlar. Yalakalık yaparak ayakta durmaya çalışacaklarını zannediyorlar. Hadi yazsın şimdi 'Amerikalı Mücahid' diye. Hadi yazsınlar. Bak Aydın Doğan'ın yaşayıp yaşamadığını ben bilmiyorum ya. Hasta mı, değil mi? Şekerbank'ı alacak bak. Ulan bu işi görmesen, sakin gitseniz hiç bir şey yok. Belki yani bu olaylar bu hale çıkmayacak. Bize saldırıyorsun. Ondan sonra gazetene şimdi el konacak. Bu kadarda aptalsınız. Ama söyleyeyim Yılmaz Özdil 17-25'de 'Pensilvanya Yönetime El Koydu" deyip ondan sonra FETÖ'yü desteklemek suçtur. 'Önce cemaat Tayyip’i devirsin, sonra gerisine bakarız' diyen Burak Akbay'ın dediği suçtur. O Burak Akbay Cenevre'den buraya günün birinde getirilecek o kelepçeyi yiyecek. Ha, bu 3 ay sonra olur, 5 ay sonra olur, bir yıl sonra bilemem. Ama gelecek. Bütün diğer FETÖ'cüler gibi gelecek yani.
Gibi ifadelere çok defa yer verildiği görülmüştür. Yukarıda bahsi geçen iki şahıs programlarında iktidardan farklı görüş ve düşünceleri benimseyen siyasi grup, kişi ve yazarlar hakkında eleştiri sınırlarını aşan ayrıştırıcı, onur kırıcı ve aşağılayıcı dili sürekli kullanmaktadırlar. Ayrıca RTÜK’e bu şahısların programları defalarca şikayet edilmesine rağmen ‘cezadan muaf oldukları düşüncesi’ ve temelde iktidara dayanan medya güçleri sayesinde kendilerini dokunulmaz gibi addederek iki yayıncı kuruluş arasındaki husumeti basın özgürlüğü sınırlarını aşarak adeta kin ve nefret söylemleriyle ekrana taşımaktadırlar. Bu yapılan gazetecilik değildir.
Bu söylemlerinde hem tüzel kişiliklere hem de şahıslara yönelik eleştiri sınırlarını aşan hakaret içerikli açıklamalarda bulunmuşlardır. Ayrıca henüz yargı aşamasında olan ve haklarında kesinleşmiş bir yargı kararı bulunmayan Sözcü Gazetesi'ni hedef alarak yargılayıcı ve hüküm verici açıklamalarda bulunulmaktadır ve yargıyı etkilemeye çalışmaktadırlar.
Yukarıdaki düşüncelerim ışığında TGRT Haber logolu kuruluşun 03.01.2019 ve 14.01.2019 tarihli bölümlerinin, 6112 sayılı Kanun'un 8'inci maddesinin 1'inci fıkrasının (ç ) bendinde yer alan "İnsan onuruna .., kişi ya da kuruluşları eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü, aşağılayıcı veya iftira niteliğinde ifadeler içeremez." Ve 8'inci maddesinin 1. fıkrasının (i) bendinde ifade edilen "Suçlu olduğu yargı kararı ile kesinleşmedikçe hiç kimse suçlu ilân edilemez veya suçluymuş gibi gösterilemez; yargıya intikal eden konularda yargılama süresince, haber niteliği dışında yargılama sürecini ve tarafsızlığını etkiler nitelikte olamaz." hükmünü ihlal eder nitelikte olduğunu düşünüyorum.”
Görüşünde olduğum için çoğunluk kararına katılmıyorum.