İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığının 12.04.2019 tarih ve 352 sayılı yazısına konu, TGRT HABER logosuyla yayın yapan TGRT HABER TV A.Ş. unvanlı medya hizmet sağlayıcı kuruluşta 28-31.01.2019, 01, 05, 07.02.2019 tarihlerinde saat 10:30’da yayınlanan “Medya Kritik” adlı program yayınına ilişkin uzman raporu ile video görüntülerinin incelenmesi ve değerlendirilmesiyle yapılan görüşmeler sonucunda; 6112 sayılı Kanun’un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi kapsamında ihlal olmadığı, dolayısıyla herhangi bir idari yaptırım uygulanmasına yer olmadığına OY ÇOKLUĞU ile karar verilmiştir.
“Estetik Yayıncılık A.Ş. vekili Av. Zülbiye ŞAHİN'in ilgi dilekçelerinde; TGRT HABER logosuyla yayın yapan TGRT Haber TV Anonim Şirketi unvanlı medya hizmet sağlayıcı kuruluşta, hafta içi her gün saat 10.30'da Fuat UĞUR ve Cem KÜÇÜK'ün birlikte sundukları "Medya Kritik" adlı yorum programının 28, 29, 30, 31 Ocak 2019 ve 01, 05, 07 Şubat 2019 tarihli yayınlarında; "Günlük 300 bin tiraja sahip ve internet sitesinde milyonlarca okuyucusu bulunan Sözcü Gazetesi ve yazarları" hakkında küçük düşürücü ithamlarda bulunulduğu ve hakaret içerikli yayınlar yapılarak müvekkillerinin toplum önünde itibarlarının zedelendiği belirtilerek söz konusu yayınlar hakkında gereğinin yapılması istenmiştir.
Programın şikâyete konu olan 28, 29, 30, 31 Ocak 2019 ve 01, 05, 07 Şubat 2019 tarihli yayınları incelenmiş uzmanlarca incelenmiş ve yapılan deşifre ve tespitler neticesinde 6112 sayılı Kanun’un 8. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendinde belirtilen "İnsan onuruna ve özel hayatın gizliliğine saygılı olma ilkesine aykırı olamaz, kişi ya da kuruluşları eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü, aşağılayıcı veya iftira niteliğinde ifadeler içeremez." ilkesini ihlal ettiği değerlendirilmiştir.
Programın muhtelif günlerdeki yayınlarında Sözcü gazetesi, sahipleri, yazarları ve çalışanları açıkça hedef haline getirilmiştir. Bu kişiler ve kuruluşa yönelik kullanılan ifadelerden bazıları şu şekildedir;
- Sözcü'ye kayyum gelecek, her şeye el konacak, Sözcü bir TMSF şirketi olacak, belki ondan sonra bazılarınız bu yaptıklarından dolayı ayrıca mal kaçırmak bir şeyden gözaltılar da bir daha olabilir. Bunların olacağını biz biliyoruz
- Ben söylüyorum, Sözcü'de çalışmak yakında terör örgütüne yardım ve yataklık eden bir kurumda çalışmakla eş değerdir. O yüzden oradaki emekçi arkadaşlar bu söylediğimi hiç yabana atmasınlar. Sonra bak gözaltılar olduğu zaman ben bir şey bilmiyordum etmiyordum demeyin. Bize bir şey olmaz diyorsunuz. Bir sabah uyandığınızda saat 6’da 7’de kapınıza bir polis dayanıp size el koyduğunda sakın ağlamayın.
- Ciğersizlik, omurgasızlık, ahlaksızlık... Bu savaşın kazanacağı zaten biziz. Biliyoruz bunu... Bir sabah kayyum geldiğinde, gazeteye el konduğunda... Hiç bir şey kalmaz. Şimdiden size geçmiş olsun.
- Ne diyorum ben baştan beri bir pornocuyla bir şantajcı bir araya gelip gazete kurursa ne olur sonu ya? Buradan bak bir hırsızla bir ahlaksız teşbihte hata olmaz. Bir hırsızla bir ahlaksızla ne derler yol gösterici, Müjdat GEZEN’in deyimiyle "p" harfiyle başlayan yol gösterici, bir araya gelse ortalık kursa, ürettikleri şey ne olabilir sence?
- Bir porno gazetesi çıkarmaktan başka bir gazetecilik geçmişi olmayan bir adamla ve şantajcı olduğu Memduh BAYRAKTAROĞLU tarafından yazılan bir adam bir araya geliyor, gazete kuruyor ve FETÖ de buna katalizör oluyor ve ortaya çıkan fotoğraf maalesef bu oluyor ve şıracının şahidi de bozacı oluyor...
- Aslına bakarsan bu Sözcü’yü biz konuşmaya başladığımızdan beri ben çok şaşırıyorum. Yani başladığımızdan bu yana fosseptik çukuruna çomak soktuk adeta... İçinden neler neler neler çıkıyor... Sözcü okurları kandırıldıklarını (gülerek) morfinlendikleri demiyorum.
- Bunların ne kadar aşağılık, yalan söyleyebilen, çarpıtabilen zihniyet olduğunu görelim. Evet kardeşim sizlerin hakkında FETÖ davaları var… İnsan içine çıkmamanız gerekiyor ama hala utanmadan her türlü yalanı, iftirayı yapabiliyorsunuz... Sözcü çok kötü yenildi. O kadar yamuldu ki, işlerinin rast gitmediği de orada içeriden her yerden bu net bir şekilde belli oluyor. Bak bir daha iddialı söylüyorum... İkinci iddianameye göre kayyum gelmemesi için hiç bir sebep yok. Zaten gelecek. Her şey açık. Terörizmin finansmanı yasasının dördüncü maddesinin ilk üç bendini a, b, c'yi ihlal ettiler. Maslak raporları açık, para kaçırmışlar, terörü finanse etmişler. O yüzden Sözcü'ye kayyum gelecek. Bak devletteki adı ne biliyor musun bunların? Bak net söylüyorum. Sözcü, Oda TV çetesi adları bu bunların. Güvenlik bürokratları bunlara böyle söylüyor.
- Kardeşim biz sizin çayınıza attığınız şekerin oranını biliyoruz. Bu kadar bildiğimiz halde, bu kadar biz sizden daha güçlü olduğumuz halde ya sizin bize savaş açmanız, ya da bizimle uğraşmanız sizin aptal olduğunuzu gösterir... Bir sürü eskiden senin benden daha iyi Babıali'de yüzlerce büyük köşe yazarı vardı. Namları, adları olan hepsi elimizde oyuncak oldu gitti. Hiç bunu derken de alttan alamam. Çünkü biz yaptık bunları. Hiç başkası yapmadı...
- Yani mal meydanda sevgili seyirciler. Bu malı görüyoruz. Kemal KILIÇDAROĞLU ve arkadaşları.
- Abi FETÖ bunları kendine köpek etti. Nasıl büyük kriminal örgüt görüyor musun? Karşı gazetesini kuruyor. Soner YALÇIN'ı oraya adapte ediyor. İki adamı ile. Sözcü'yü kendine köle ediyor... Aydın DOĞAN'ı kendine köpek etti...
- PKK adlı terör örgütünün siyasal uzantısı olan HDP, artık bu gün CHP'nin stepnesi olmaktan çıkmış. Eli kolu haline gelmiştir. Çünkü tetik çekmektedir. Silahı çeken eli, kolu haline gelmiştir...
- CHP'nin geldiği duruma bak. Atatürk'ün partisi PKK ile işbirliği yapıyor. Yani bu utanç herhalde bu CHP'ye yeter diyorum ama yetmeyeceğini de görüyoruz.
- Valla ben İYİ Parti'ye oy verecek bütün ülkücü geçmişi olan herkese sesleniyorum. Eğer bunu yalayıp yutacaksanız, içinize sindirecekseniz, İYİ Partililer olarak PKK'nın adayına da oy verin. FETÖ'nün adayına da oy verin.
- Terörün finansmanı yasasının ilk dört maddesinin 1,2,3. bendini ihlal etmiştir diyor. Teröre finanse etmiştir diyor. MASAK raporları açık. Kayıp paralar var diyor... İddianameye göre baktığın zamanda Sözcü'ye kayyum gelir
- Sözcü okurlarına tekrar duyurmak istiyorum. Dün FETÖ gazetelerin ve televizyonlarının ve FETÖ operasyon finans kaynağı bankalarının önüne yatan CHP'lilere duyurmak istiyorum. Şimdi önüne yattığınız Sözcü'nün patronu böyle bir adam. Bu gazetenin başyazarı ise geçmişinde bir porno gazetesi olan Tan gazetesini çıkartmaktan başka bir gazetecilik geçmişi olan bir adam.
- Valla CHP Sözcü'nün önüne yatıyor. Yatıyor. Çünkü daha önceden de FETÖ'nün önüne yatmıştı. Şimdi aynı zamanda da PKK'nın da önüne yatıyor. Sözcü'yü kurtarmak istiyor.
- Sözcü eşittir yalan haber. Artık medya tarihimizin bir yalın gerçeği haline geldi. Sözcü eşittir yalan haber. Bu yalancılıkta nirvana yaptılar. Sözcü yalanda nirvana yapıyor. Bir de onun kür ismi var. Sen söylüyorsun Oda TV. Oda TV'nin sahibi Soner YALÇIN o da Sözcü'de yazar. O da yalancılıkta nirvana yapan bir başka üstat. Yalan üstadı...
- Böyle karaktersiz bir tiptir Soner YALÇIN.
- Bir haber vereyim. Bu Sözcü bizi RTÜK'e şikayet etmişti. Üst Kurul bu gün haber çıkmış bak unuttum onu. Üst Kurul değerlendirmeye bile almadı.
Yukarıdaki ifadelerde görüleceği üzere sunucular her sabah canlı yayında haberden çok yorum içeren bir program yapmaktadırlar. "bidon kafa, it, köpek, haysiyetsiz, ahlaksız, fosseptik çukuruna çomak soktuk, morfinlenmiş, pespaye v.s." gibi ifadelerle özellikle CHP, İYİ Parti, Sözcü Gazetesi ve yazarları başta olmak üzere adı geçen kişi ve kurumlara yönelik eleştiri sınırlarını aşan ifadelerde, hakaretlerde ve küçük düşürücü yorumlarda bulunmaktadırlar. Legal partileri terör örgütleri ile işbirliği içerisindeymiş gibi göstermeye çalışmakta, böylece 31.03.2019 tarihinde yapılan seçimlere etki etmek istemektedirler. Bu kaba argo ve hakaret içerikli ifadeler her yayında ayrı ayrı tekrarlanmaktadır.
En temel insani değerler, etik değerler, basın meslek ilkeleri ve Kanuni düzenlemeler görmezden gelinip, 19 numaralı ifadeden de anlaşılacağı üzere RTÜK tarafından programlarına bir müeyyide uygulanmayacağından da emin görünmektedirler. İki yayıncı kuruluş arasındaki husumetten kaynaklandığı düşünülen ifadelerin, içeriğinden anlaşıldığı kadarıyla basın özgürlüğü sınırlarını aşarak muhalif olan herkese karşı kin ve nefret söylemi içerir bir şekle büründüğü görülmektedir. Bu yapılan gazetecilik değildir.
Yukarıdaki deşifreler ve bilgiler göz önünde bulundurulduğunda kuruluşun bu yayınlar ile 6112 sayılı Kanun'un 8. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendinde belirtilen "İnsan onuruna ve özel hayatın gizliliğine saygılı olma ilkesine aykırı olamaz, kişi ya da kuruluşları eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü, aşağılayıcı veya iftira niteliğinde ifadeler içeremez." ilkesini ihlal ettiği bunun yanında her bir yayın için ayrı ayrı rapor düzenlenmesi ve ayrı ayrı müeyyide uygulanması gerektiği kanaatindeyim.”
Görüşünde olduğum için çoğunluk kararına katılmıyorum.