İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığının 15.10.2019 tarih ve 995 sayılı yazısına konu metro RTV logosuyla yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşun 03.10.2019 tarihinde saat 15:50’de yayınladığı "Mücahid Han ile Metafizik Aleme Yolculuk" adlı program yayınına ilişkin uzman raporu ile video görüntülerinin incelenmesi ve değerlendirilmesiyle yapılan görüşmeler sonucunda;
Bahse konu yayına ilişkin uzman raporunda ayrıntıları belirtildiği üzere, söz konusu kuruluşun 03.10.2019 tarihinde saat 15:50’de yayınladığı sunuculuğunu Mücahid Han’nın yaptığı, "Mücahid Han ile Metafizik Aleme Yolculuk" adlı programda, sunucu tarafından; "Sihirden, büyüden, nazardan, musallattan dert yanan siz aziz kardeşlerimizin bu sıkıntılarını tespit etmek ve üzerinden def etmek için gayret göstereceğiz inşallah. Evet biliyorum sıkıntımız çok, içerisinde bulunmuş olduğumuz olumsuzluklar çok, bunların hepsini inşallah masaya yatıracağız. Efendim sebepsiz yere evlenemeyen maddi manevi bereketsizlikler yaşayan daralan bunalan kardeşlerimizin bu sıkıntılarını konuşacağız. Zellenbur cinlerinin musallatıyla beraber parasının bereketini göremeyen kardeşlerimizi konuşacağız. Velhan cinlerinin musallatıyla geceleri gözlerine uyku girmeyen, sağa sola dönüp sabahlara kadar yatakta oturan ancak sabah günün ışımasıyla beraber uykuya dalabilen uyuduğu anda hemen kabuslar gören, toplumumuz ne diyor karabasan derler ya hani çöktü gece karabasan, bağırmaya çalıştım bağıramadım, tuttu beni hareket edemedim. Toplumumuzun karabasan diye nitelendirdiği aslında velhan cinleridir. Evet cinlerin velhan kabilesidir. Efendim veya geceleri uyuyamasın diye küçük yastıklara hani böyle minyatür mü derler ufaklara o maket gibi onun üzerine kırk bir tane iğne batırıp efendim oraya isimler yazıp onu bir yerlere gömüp bu yastığın üstünde ismi yazılı olanın uykusu bağlansın uyuyamasın niyetiyle bir şeyler yapılmışsa bir sihir, büyü vesaire tabi onun da yani tespitini inşallah gerçekleştirmiş oluruz ve çözümünü söylemiş oluruz yani.”, “Karı koca geçimsizliği varsa, maddi manevi sıkıntı varsa, nazarın, musallatın, büyünün etkisi varsa, istediklerimiz bir türlü olmuyor hayat sürekli tersine gidiyor ailedeki huzursuzluklar bir türlü bitmiyorsa efendim tam yerindesiniz... İzleyin ve arayın, tavsiye edin, arattırın. Hani senin komşunun çocuğu olmuyor ya doktor doktor geziyor çözüm bulamıyor ya ara.", program sunucusu ile programa telefon ile bağlanan izleyiciler arasında geçen diyaloglarda ise; “Tülay ablam benim bak aslında sen diyorsun ki evliliğim devam ederken üzerimde böyle bir sıkıntı yok. Yok yanlış düşünüyorsun senin on beş sene öncesine giden sıkıntı halin var. Ya on beş senedir yapılan bir büyünün tesiri altındasın. Evet bedensel olarak belki on beş sene evvel bir şeyler hissetmiyordun ama eşinin sana karşı tavırlarındaki bozukluk, eşinin sana karşı olan muhabbetsizliği, sana şiddet uygulaması keza bu büyünün tesiri neticesinde zuhur ediyordu zaten. Şunu bilin arkadaşlar mesela karı koca büyü yapıyorlar, kadına erkeğe büyü yapmıyorlar erkekte bir sıkıntı yok ama kadına yapılan büyü kadının zarar görmesi niyetiyle yapılıyor ya bu sefer o büyü ile gelen cinler erkeği yoldan çıkarıp şiddet uygulatabilirler erkekte büyü olmasa bile. Çünkü ana gaye burda kadının sıkıntı yaşaması. Maalesef on beş sene öncesine giden büyü hali senin eşinle aranı bozmuş. Eşinle seni ayırma sürecine götürmüş ve on senedir tıbbi olarak sebebi anlaşılamayan hastalıklar meydana getirmiş. Nitekim her yerine iğneler batması iğnelerle yapılan bir büyünün göstergesidir. Hep söylüyorum sabunların üzerine batırmış oldukları kırk bir iğneyi her batırdıklarında söylenen pis kelamlarla beraber bir büyü haline getirip hayatımızı bu şekilde mahvedip zindana çevirebiliyorlar maalesef. Ah benim Tülay ablam Rabbim yardımcın olsun. Bu büyünün izale olması için gayret gösterelim. Bu sıkıntı ve bu olumsuztan seni kurtaralım yoksa bu büyünün etkisinden dolayı sen maalesef büyü bozulana kadar bu sıkıntıları yaşamaya devam edersin. Hafazanallah evlenemiyorum diyorsun evlensen de ilk eşinden farklı bir tepki görmezsin yani sonuç yine aynı olur niye? Çünkü sana eş olanın iradesi kendi kontrolünde olmuyor. Sana sıkıntılar yaşatması için hemen büyünün sorumlusu olan cinler o zihni gasp ediyorlar...", “Ablamız evlenmesiyle beraber kendisine musallat olan bir cin olduğunu zannediyor ama yok. Dilek abla evlenmeden öncede senin üzerinde tasallut vardı. Musallat vardı. Evlendikten sonra belirtilerin zuhur etmesinin sebebi bu cinin sana aşık olarak musallat olması. Evet bir insanda aşık cinin tasallutu varsa bir insana cin aşık olarak musallat olursa evlenene kadar etkisini göstermeyebilir ama kişinin evlenmesiye beraber şedit bir şekilde kişinin üzerinde etkiler zuhur edebilir. Niye? Kişi evlendiği için o cin artık ne yapmıştır? Kıskanmıştır. O evlilik yoluna gittiği için haset dolmuştur. Bakın cinler insana aşık olabilirler bunu yine burdan söylüyoruz. Hatta cinlerle evlenenler çoluk çocuğa karışanlar var. Evet cinlerden çocuk yapıyorlar. E var yani bizzat yaşadım tanıdığım insanlar yani artık çoluğu çocuğu olmuş ne yapacaksın ondan sonra yani. Adamı ondan kurtarmaya nasıl çalışacaksın. Bir tane abimiz var kaynanası cinlerden uu derdi hiç susmuyor hocam derdi dır dır dır hep konuşuyor derdi. Keşke insan kaynanam olsaydı derdi. Şimdi burada da aşık bir cin tasallutu var. O yüzden evlenmenle beraber problemler artmış üst üste gelmiş, zuhur etmiş. Senin bu anormallikten kurtulabilmen için aşık olan cinin bedeninden def-ü ref olması lazım. Bununda yöntemi rukyedir. Peygamber aleyhisselam rukye yapmıştır. Biz sana rukye tavsiye ediyoruz. Rukye ikiye ayrılır. Bir yazılı rukye, iki okumalı rukye. Hangisi uygunsa onu yap inşallah.", "Canlı Bağlantı (Ücretsiz Hat): 0212 975 23 .." şeklinde sözlü ve yazılı ifadelere yer verildiği görülmüştür.
İhlale konu programda, her insanın yaşam süreci içerisinde karşılaşmaları mümkün olan bazı maddi/manevi ve ruhsal sıkıntıların çoğunun, cin, büyü, nazar, musallat vb. sebeplerden kaynaklandığının ifade edildiği ve bu yönde bazı reçeteler sunularak izleyicilerin dini hassasiyetlerinin istismarına yol açabilecek nitelikte yayın yapıldığı, bu tür yayınların insanları kaygı, korku ve endişeye sevk edebileceği ve bu konularda çeşitli sıkıntılar yaşamakta olan izleyicilerin maddi manevi zarara uğratılabileceği, dolayısıyla, maddi sıkıntılar, ailevi problemler, sağlık sorunları vb. sorunların nedenini batıl inanışlara ve uygulamalara dayandırıldığı, bu yolla mezkur yayında, kişisel çıkar sağlamak amacıyla insanların dini duygularının istismar edildiği kanaatine varılmıştır.
Bu nedenlerle mezkur yayında, 6112 sayılı Kanun'un 8'inci maddesinin birinci fıkrasının (r) bendinin ihlal edildiği sabit görülmüştür.
Bu itibarla;
6112 sayılı Kanun’un 8'inci maddesinin birinci fıkrasının (r) bendinde yer alan; "Yayın hizmetleri... kişileri fal veya batıl inançlar yoluyla istismar edemez." ilkesinin ihlali nedeniyle,
6112 sayılı Kanun'un 32’nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “8’inci maddenin birinci fıkrasının diğer bentleri ile ikinci ve üçüncü fıkralarında ve bu Kanun’un diğer maddelerinde belirlenen ilke, yükümlülük veya yasaklara aykırı yayın yapan ve/veya bu Kanun hükümleri kapsamında Üst Kurul tarafından belirlenen yükümlülüklerini yerine getirmeyen medya hizmet sağlayıcıya ihlalin ağırlığı, yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, ihlalin tespit edildiği aydan bir önceki aydaki brüt ticari iletişim gelirinin yüzde birinden yüzde üçüne kadar idari para cezası verilir. İdarî para cezası miktarı, radyo kuruluşları için bin Türk Lirasından, televizyon kuruluşları ve isteğe bağlı medya hizmet sağlayıcıları için onbin Türk Lirasından az olamaz.” hükmü uyarınca idari para cezası uygulanması gerektiği,
a) İhlalin ağırlığı, yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, ihlalin tespit edildiği tarihi itibariyle kuruluşun Eylül 2019 ayına ait ticari iletişim gelir beyanının 863.722,00 Türk Lirası olduğu değerlendirilerek, yüzde üç oranı (%3) 25.912,00 TL İDARİ PARA CEZASI UYGULANMASINA,
b) 6112 sayılı Kanun'un 32’nci maddesinin beşinci fıkrasında yer alan “ (…) 8’inci maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (d) bentleri dışındaki bentlerini, aynı maddenin ikinci fıkrasını ve bu Kanunun yayın hizmetlerinde ticari iletişimi düzenleyen hükümlerinden herhangi birini yaptırım kararının tebliğinden itibaren bir yıl içinde yirmiden fazla ihlal eden medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yayını beş güne kadar durdurulur. Bir yıl içinde aynı ihlalin tekrarı halinde, medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yayınının beş günden on güne kadar durdurulmasına; ihlalin ikinci tekrarı halinde ise yayın lisansının iptaline karar verilir…” hükmü uyarınca işlem tesis edileceği hususunun yapılacak tebligatta bildirilmesine,
Oy birliği ile karar verildi.