İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığının 13.11.2019 tarih ve 1151 sayılı yazısına konu EVİN TV logosuyla yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşun 07.11.2019 tarihinde saat 06:25’de yayınladığı "Gizli İlimler" adlı program yayınına ilişkin uzman raporu ile video görüntülerinin incelenmesi ve değerlendirilmesiyle yapılan görüşmeler sonucunda;
Bahse konu yayına ilişkin uzman raporunda ayrıntıları belirtildiği üzere, söz konusu kuruluşun 07.11.2019 tarihinde saat 06:25’de yayınladığı sunuculuğunu Mücahid Cihad Han’nın yaptığı, "Gizli İlimler" adlı programda, sunucu tarafından; “ (…) Gizli ilimleri açığa çıkaracağımız, elimizden geldiği kadarıyla gizli ilimler hususunda sizleri bilgilendireceğimiz, bildiğimiz kadarını ifak edeceğimiz bir programda daha buluştuk. Efendim canlı yayınımız devam ettiği müddetçe bu gizli alemden, görünmeyen alemden gelen olumsuzlukları konuşacağız. Büyüden bahsedeceğiz, büyünün meydana getirdiği olumsuzluklardan bahsedeceğiz ve en önemlisi üzerimizde büyü olabilir mi, büyü varsa kim tarafından ne zaman yapılmış, bunu istişare edeceğiz. Cinlerden bahsedeceğiz. Cinlerin insanlara dadanmasından, musallat olmasından ve musallat olmasıyla beraber meydana getirebildiği problemlerden bahsedeceğiz. Nazarı da masaya yatıracağız, evet yine söylüyorum, en önemlisi sizi dinleyip üzerimizde büyü, musallat, nazar olabilir mi, fikir alışverişinde bulunacağız... Belli bir yaşa geldiği halde evlenemeyen, kısmetinde kapalılık olduğunu düşünen bedenindeki hastalıkların tıbbi sebebini tespit edemeyen, bu yüzden üzerinde bir büyü tesiri olduğundan şüphelenen, nazardan şüphelenen, çeşitli varlıkları gören, duyan. Hangi çeşitli varlıklar bunlar? Bazen bir insan suretinde gözükürler, bazen bir hayvan suretinde gözükürler. Cinlerden bahsediyoruz işte mübarek. Bu cinlerin üzerimizde tesiri var mı diye düşünen kardeşlerimiz. Çünkü musallat öyle bir şeydir ki adamın hayatını zindana çeviriverir.....”, program sunucusu ile programa telefon ile bağlanan izleyiciler arasında geçen diyaloglarda ise; “ (…) Aşık cin musallatı bak, söyleyeyim alenen. Cinin aşık olarak insana musallat olması. Aynı iki insan arasındaki aşk gibi. … Cinler de aynı bu insanlar arasındaki sevgi gibi, insanlara aşık olurlar. Aşık olma suretiyle musallat olurlar. Aşık cin musallatının en büyük belirtisi, kişinin evlenememesi. Evliyse, nişanlıysa onun muhakkak bozulması, yüzüklerin atılmasıdır. Asla huzurlu ve mutlu bir evlilik devam ettirilemez aşık cin tasallutu varken kişide. Bunlar insanların zihinlerine sirayet edebildikleri için bazen musallat oldukları kişinin karşısındaki insanın aklını karıştırırlar. Onu sevenin sevgisini azaltırlar. Efendim öyle oyunlar oynarlar ki, anasından babasından dahi kıskanırlar aşık oldukları zaman... Peki bu ablanın üzerinde musallat olduğunun başka delili nedir? Dua taşıdığı zaman ne oluyor? Daralıyor, bunalıyor, sıkılıyor... Cinlendin işte, musallat olmuş. Cin rahatsız oluyor ya. Senin o duayı taşımandan bedene musallat olan cin rahatsız oluyor ve senin o duayı çıkarman için seni daraltıyor. Neden? Kendi daralıyor. Devam etsen muvaffak olacaksın. Çünkü bedenden gitmek zorunda kalacak.", “Efendim insanın üzerinde sağlık problemleri meydana getirebilen bir negatif enerji, nedir bu? Nazar. Göz enerjisi. Bir kimsenin bakması, hasetle bakması. Yani o kimsenin sana hasetle bakması seni kıskanması için senin çok büyük güzellikler yaşamana gerek yok. Bazen üzerindeki efendim bir elbiseye, bazen saçındaki bir, efendim, tokaya bir baş örtüye dahi, beş liralık on liralık bir şeye dahi ne yapabilirler, nazar edebilirler... Gözüyle sana bir bakıveriyor, hasetle bir bakıveriyor, o nazar enerjisi bir geliyor, sen yataklara düşüyorsun hatta mezara bile sokuyor adamı yani Efendimizin sözü bu. Nazar deveye kazana, insanı mezara sokar. Resul-i zişan Efendimiz buyurdu bunu. Seni mezara kadar götürür yani. Miden bulanıyormuş, başın ağrıyormuş, nefesin daralıyormuş, neler neler yani. Adamı felç bile eder... Bir Kevser, kimse bu Kevser. Bak sana da onu söyleyeyim. İsminde, ismi Kevser olan artık, 'k', 'm' diyorum ben ama bu sefer çıktı sana ağzımızdan, ne yapalım. Kevser isminde bir ablamız çok nazar ediyor.", "Üzerimde Büyü Nazar Var mı? Nasıl Kurtulurum? Ekran Başına!", "Bilgi İçin: (Ücretsiz Hat) 0212 975 23 ..", şeklinde sözlü ve yazılı ifadelere yer verildiği görülmüştür.
İhlale konu programda, her insanın yaşam süreci içerisinde karşılaşmaları mümkün olan bazı maddi/manevi ve ruhsal sıkıntıların çoğunun, cin, büyü, nazar, musallat vb. sebeplerden kaynaklandığının ifade edildiği ve bu yönde bazı reçeteler sunularak izleyicilerin dini hassasiyetlerinin istismarına yol açabilecek nitelikte yayın yapıldığı, bu tür yayınların insanları kaygı, korku ve endişeye sevk edebileceği ve bu konularda çeşitli sıkıntılar yaşamakta olan izleyicilerin maddi manevi zarara uğratılabileceği, dolayısıyla, maddi sıkıntılar, ailevi problemler, sağlık sorunları vb. sorunların nedenini batıl inanışlara ve uygulamalara dayandırıldığı, bu yolla mezkur yayında, kişisel çıkar sağlamak amacıyla insanların dini duygularının istismar edildiği kanaatine varılmıştır.
Bu nedenlerle mezkur yayında, 6112 sayılı Kanun'un 8'inci maddesinin birinci fıkrasının (r) bendinin ihlal edildiği sabit görülmüştür.
Bu itibarla;
6112 sayılı Kanun’un 8'inci maddesinin birinci fıkrasının (r) bendinde yer alan; "Yayın hizmetleri... kişileri fal veya batıl inançlar yoluyla istismar edemez." ilkesinin ihlali nedeniyle,
6112 sayılı Kanun'un 32’nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “8’inci maddenin birinci fıkrasının diğer bentleri ile ikinci ve üçüncü fıkralarında ve bu Kanun’un diğer maddelerinde belirlenen ilke, yükümlülük veya yasaklara aykırı yayın yapan ve/veya bu Kanun hükümleri kapsamında Üst Kurul tarafından belirlenen yükümlülüklerini yerine getirmeyen medya hizmet sağlayıcıya ihlalin ağırlığı, yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, ihlalin tespit edildiği aydan bir önceki aydaki brüt ticari iletişim gelirinin yüzde birinden yüzde üçüne kadar idari para cezası verilir. İdarî para cezası miktarı, radyo kuruluşları için bin Türk Lirasından, televizyon kuruluşları ve isteğe bağlı medya hizmet sağlayıcıları için onbin Türk Lirasından az olamaz.” hükmü uyarınca idari para cezası uygulanması gerektiği,
a) İhlalin ağırlığı, yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, kuruluşa %3 oranında idari para cezası uygulanmasına,
Ancak, ihlalin tespit edildiği tarihi itibariyle kuruluşun Ekim 2019 ayına ait ticari iletişim gelir beyanının bulunmadığı değerlendirilerek, televizyon kuruluşları için idari para cezasının 10.000 (onbin) Türk Lirasından az olamayacağından, 2019 yılı için belirlenen yeniden değerleme oranına göre 21.114 (yirmibirbinyüzondört) Türk Lirası İDARİ PARA CEZASI UYGULANMASINA,
b) 6112 sayılı Kanun'un 32’nci maddesinin beşinci fıkrasında yer alan “ (…) 8’inci maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (d) bentleri dışındaki bentlerini, aynı maddenin ikinci fıkrasını ve bu Kanunun yayın hizmetlerinde ticari iletişimi düzenleyen hükümlerinden herhangi birini yaptırım kararının tebliğinden itibaren bir yıl içinde yirmiden fazla ihlal eden medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yayını beş güne kadar durdurulur. Bir yıl içinde aynı ihlalin tekrarı halinde, medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yayınının beş günden on güne kadar durdurulmasına; ihlalin ikinci tekrarı halinde ise yayın lisansının iptaline karar verilir…” hükmü uyarınca işlem tesis edileceği hususunun yapılacak tebligatta bildirilmesine,
Oy birliği ile karar verildi.