Üst Kurul Başkanı Ebubekir ŞAHİN’in gündem dışı olarak;
İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nın 04.02.2020 tarih ve 191 sayılı “FOX” konulu yazısının görüşülüp karara bağlanmak üzere gündeme alınmasını öneriyorum."
Şeklindeki beyanına istinaden yapılan oylamada, konunun gündeme alınmasına Üst Kurul Üyesi Ali ÜRKÜT’ün karşı oyu ve oy çokluğu ile karar verilerek görüşmelere geçilmiştir.
İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığının 04.02.2020 tarih ve 191 sayılı yazısına konu FOX logosuyla yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşun 06.01.2020 tarihinde saat 19:01’de yayınladığı "Fox Ana Haber" isimli haber bülteni yayınına ilişkin uzman raporu ile video görüntülerinin incelenmesi ve değerlendirilmesiyle yapılan görüşmeler sonucunda;
Bahse konu yayına ilişkin uzman raporunda ayrıntıları belirtildiği üzere, FOX logosuyla yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşta 06.01.2020 tarihinde saat 19:01’de yayınlanan "Fox Ana Haber" isimli haber bülteninde; Türkiye'nin Libya ile vardığı mutabakat sonucu ilgili ülkeye asker gönderme tartışmaları ile alakalı saat 19:12:58'de yer verdiği haberde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN'ın başka bir yayıncı kuruluşta gerçekleştirdiği röportaja dair birtakım görüntülere ve bazı ana muhalefet partisi milletvekillerinin konu ile ilgili karşıt görüşleri ile söz konusu röportajla ilgili yorumlarına yer verildikten sonra sunucu tarafından “Aslında şimdi Cumhurbaşkanı bu haberde en can alıcı sözü, “Petrole, doğal gaza muhtaç mıyız? Muhtacız.” diyor. Türkiye’nin gidiş sebebi belli zaten. Yani bırakın siz onu işte Libya’da ezilenler var, Hafter, darbeci, şu şöyle, bu böyle. Yok orada işte demokrasi, insan hakları, özgürlük, belli Türkiye’nin neden gittiği zaten. Veya neden bir koruma şemsiyesi oluşturmak istediği Libya’ya belli. Bu karşılıklı bir anlaşmadır. Siyasi bir karardır. O siyasi kararın sonrasında da siz gönderirsiniz. Ama anlaşmanın içeriği belli üç aşağı beş yukarı; doğal gaz ve petrol. Yani Türkiye de bu duruma geldi ya. Cumhurbaşkanı söylüyor, ben demiyorum. Yani beni eleştirebilirsiniz şu anda da beni eleştirmeden önce Cumhurbaşkanı’nı eleştirin, öyle bana eleştiri yükleyin. Ama Türkiye de bu konuma geldi ya. Emperyalistleri biz niçin eleştiriyoruz? İnsanların doğal kaynaklarını sömürüyorlar. Onu yapıyorlar, bunu yapıyorlar, oraya gidiyorlar diye. İşte Cumhurbaşkanı da dün Kanal D – CNN ortak yayınında bunu söylüyor. “Biz” diyor, “petrole de enerjiye de doğal gaza da muhtacız” diyor. Ardından da cevabı geliyor. Tabii burada aslında röportajı dinlediğinizde ve okuduğunuzda Türkiye’den öyle bir muharip gücün gitmeyeceğini anlıyorsunuz. Ve ya diyorsunuz başka bir yerden kaynak bulacaklar ya da Libya’nın içerisinden. Suriye’den de çok konuşuldu biliyorsunuz.” şeklinde ifadelere yer verildiği görülmüştür.
Kitle haberleşmesinin günümüzdeki önemi kamusal faaliyetteki etkin gücünden ileri gelmektedir. Bu açıdan bakıldığında medyanın gücünün artması ile medya mensuplarının sorumluluklarının da aynı ölçüde arttığını söylemek mümkündür. Medya mensuplarının siyasi kişi, kurum ve kuruluşları eleştirmesi; onların söz ve eylemleri hakkında kamuoyunu bilgilendirmesi tabii bir durumdur. Ancak bu hakları kullanırken tarafsızlık, gerçeklik ve doğruluk ilkelerinden ödün verilerek kamuoyunu yanlış yönlendirebilecek yayınlardan sakınılması; kişi, kurum ve kuruluşların haklarının da gözetilmesi gerekmektedir.
İhlale konu haber bülteninde, sunucu tarafından; "Türkiye'nin oraya gidiş amacı belli" diyerek Libya’ya asker gönderilmesindeki asıl amacın oradaki yeraltı zenginliklerinden pay almak olduğunun iddia edildiği, bu iddiasını da Cumhurbaşkanı’nın verdiği röportajda sarf ettiği “Biz petrole, doğal gaza muhtaç mıyız? Muhtacız.” şeklindeki röportajın sadece küçük bir kısmı üzerinden yola çıkıp genel bir kanaate vararak Türkiye’nin bu mutabakattaki asıl amacının Libya’nın yeraltı zenginliklerinin ele geçirilmesi olduğunun imâ edildiği, Türkiye’yi ulusal ve daha da önemlisi uluslararası kamuoyuna sömürgeci ve emperyalist bir ülke olarak lanse etmesinin tarafsızlık, gerçeklik ve doğruluk ilkelerine aykırılık oluşturmasının yanı sıra Ülkemizin milli çıkarlarına da ters düşeceği açıktır. Bununla birlikte konu ile ilgili RTÜK iletişim merkezine vatandaşlarımız tarafından çok sayıda şikayet geldiği de dikkate alındığında; söz konusu haberin tarafsızlık, gerçeklik ve doğruluk ilkeleri ile bağdaşmadığı kanaatine varılmıştır.
Bu nedenlerle mezkur yayında, 6112 sayılı Kanun’un 8'inci maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendinin ihlal edildiği sabit görülmüştür.
Bu itibarla;
6112 sayılı Kanun’un 8'inci maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendinde yer alan; “Tarafsızlık, gerçeklik ve doğruluk ilkelerini esas almak ve toplumda özgürce kanaat oluşumuna engel olmamak zorundadır…” ilkesinin ihlali nedeniyle,
6112 sayılı Kanun'un 32’nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “8’inci maddenin birinci fıkrasının diğer bentleri ile ikinci ve üçüncü fıkralarında ve bu Kanunun diğer maddelerinde belirlenen ilke, yükümlülük veya yasaklara aykırı yayın yapan ve/veya bu Kanun hükümleri kapsamında Üst Kurul tarafından belirlenen yükümlülüklerini yerine getirmeyen medya hizmet sağlayıcıya ihlalin ağırlığı, yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, ihlalin tespit edildiği aydan bir önceki aydaki brüt ticari iletişim gelirinin yüzde birinden yüzde üçüne kadar idari para cezası verilir.” hükmü uyarınca idari para cezası uygulanması gerektiği,
a) İhlalin ağırlığı, yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, ihlalin tespit edildiği tarihi itibariyle kuruluşun Aralık 2019 ayına ait ticari iletişim gelir beyanının 59.416.674,59 Türk Lirası olduğu değerlendirilerek, yüzde bir oranı (%1) 594.167,00 TL İDARİ PARA CEZASI UYGULANMASINA,
b) 6112 sayılı Kanun'un 32’inci maddesinin beşinci fıkrasında yer alan “(…) 8’inci maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (d) bentleri dışındaki bentlerini, aynı maddenin ikinci fıkrasını ve bu Kanunun yayın hizmetlerinde ticari iletişimi düzenleyen hükümlerinden herhangi birini yaptırım kararının tebliğinden itibaren bir yıl içinde yirmiden fazla ihlal eden medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yayını beş güne kadar durdurulur. Bir yıl içinde aynı ihlalin tekrarı halinde, medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yayınının beş günden on güne kadar durdurulmasına; ihlalin ikinci tekrarı halinde ise yayın lisansının iptaline karar verilir.” hükmü uyarınca işlem tesis edileceği hususunun yapılacak tebligatta bildirilmesine,
Üst Kurul Üyesi Ali ÜRKÜT’ün karşı oyu ve oy çokluğu ile karar verildi.