İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığının 24.02.2020 tarih ve 268 sayılı yazısına konu SÜPER TV logosuyla yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşun 18.02.2020 tarihinde saat 11:23’te yayınladığı "Mücahid Han ve Diğerleri" adlı program yayınına ilişkin uzman raporu ile video görüntülerinin incelenmesi ve değerlendirilmesiyle yapılan görüşmeler sonucunda;
Bahse konu yayına ilişkin uzman raporunda ayrıntıları belirtildiği üzere, söz konusu kuruluşun 18.02.2020 tarihinde saat 11:23’te yayınladığı sunuculuğunu Mücahid Han’ın yaptığı, "Mücahid Han ve Diğerleri" adlı programda, sunucu tarafından; "Biliyorsunuz yani, bizim yaşadığımız olumsuzluklar efendim dünyevi değil de biz daha çok metafiziksel sıkıntılarla alakalı olarak istişare ediyoruz... Büyü gibi, musallat gibi, nazar gibi tesirler üzerimizde var olabilir mi, bizim asıl istişare konumuz bu... Şu büyünün tesiriyle neler neler yaşayanlar, ne sıkıntılar yaşayanlar, hayatları zindan olanlar var... Efendim, yani bak İzmir'den bir ablamız geldi, nereye geldi ablamız Eyüp Sultan, ofisimize geldi. Daha cumartesi işte ya iki gün evvel yani... Kızcağızda musallat var, bir rukye yaptık o zaman aman yarabbi. Göndermişler cini, göndermişler mahvetmişler kızın hayatını. İman var ama şu tasallut yüzünden mahvolmuş, ne sıkıntılar yaşıyor... Bu büyünün tesiriyle işte neler; kadın evden gitmiş bir senedir gelmiyor, kocası karısını görmek duymak bile istemiyor, ... hanede huzur saadet kalmamış... Kimi para sıkıntısı yaşar, kimi efendim huzurda problem yaşar, kimi efendim evlenemez... Yapmışlar büyüler, domuz yağları sürmüşler, mezar büyüleri yapmışlar, kiliselere gitmişler papaz büyüleri yapmışlar, ... kiriş büyüleri yapmışlar, kaşık büyüleri yapmışlar... Neticede insanları hayatlarından nefret eder hale getirmişler... Eridim bittim, hastayım, yanıyorum, şu vücudumda ateşlenmeler, ağrılar, sızılar. Doktor doktor geziyorum, hiçbir şey tespit edemiyorlar, hiçbir şey. On sekiz tane tahlil çektirdim, on sekizi de tertemiz. Böyle yaşamaktansa ölsem daha iyi diyor... Çünkü bir bakmışsın sabun büyüleriyle, mum büyüleriyle eritiyorlar insanları ya. Ne problemler ya, kırkına geldi evlenemedi, sebepsiz yere çocuğu olmuyor... İşte, bizler bu metafiziksel sıkıntılarla alakalı konuşacağız. Bu sıkıntıların izale olması, bu sıkıntıların bedenden def olması için beraberce gayret göstereceğiz... Ekranlarda görüyorsunuz bize ulaşabileceğiniz telefon numarasını canlı yayın hattımızı. Hemen şimdi bu numaradan bizi arayıp yayına bağlanabilirsiniz. Hiç vakit kaybetmeden telefonlarımızı alarak inşallah başlayalım bakalım.” program sunucusu ile programa telefon ile bağlanan izleyiciler arasında geçen diyaloglarda ise; “Subuhi Abi sizin evladınızla aranızda problemler olması veya efendim işte, şimdi evlatlık olarak geldiğiniz babanızın ailesiyle arasında muhabbetsizlik olması vesaire gibi niyetlerle yapılmış bir büyü yok; ama hanede cinlerin tesiri var. Hangi hanede? Fahri Abimizin hanesinde aslında. Dolayısıyla o haneye dahil olduğunuz için, sonradan da olsa o haneye girdiğiniz için bu tasallut hadisesi sizin de üzerinizde yaşanıyor yani... Bazen cinler evet, bazen şahıs olarak insana musallat olabildikleri gibi bazen hanelere de musallat olabiliyorlar... Peki ne yapacağız, bu mahlukatı hanemizden kovmak için tabi dualara sarılacağız”, “Evet yedi sene evveline giden bir problem var. Yedi sene evvel İkbal Ablamıza yapılan bir büyü tesiri var. Bu ne büyüsü, kuyuya atılan bir sabun büyüsü. Sabun büyüsünün çok çeşitleri vardır; bazen kıllar dolarlar, bazen iğneler batırırlar, bazen mezara gömerler, bazen eve getirip bırakırlar, bazen evin etrafında bir ağacın dibine bahçeye gömerler, bazen kuyuya atarlar. Bunların her birinde ayrı niyetler vardır, her birinin ayrı tesiri vardır yani Allah korusun. Bunlardan en şiddetlisi ... ya mezara gömülen ya kuyuya atılandır. Kişiyi hastalıktan eritir bitirir, yataklara düşürür, Allah'ım muhafaza eylesin, ölümün eşiğine getirir ama hiçbir hastalık tespit edilemez. Elli tane tahlil hepsi tertemiz çıkar yani. Filmi, check-upı, emarı bilmem nesi girmediği yer kalmaz, hiçbir şey bulamazlar, gel gelelim mezara kadar girecek hale gelir... İsminde "H" olan bir kadın... İkbal ablanın kendi akrabalarından bir kadın ya, kendi tarafından bir kadın yedi sene evvel bu büyüye müracaat etmiş.”, “bakın şu yeşil kutumuzun içerisindeki dualarımız özel olarak hazırlanmıştır. Büyünün, musallatın, nazarın tesirini iptal edecek, yani ben buna diyorum hap gibi dualar ya.”, "Üzerimde musallat var mı? Nasıl anlarım? Ekran başına!", "Üzerimde büyü nazar var mı? Nasıl Kurtulurum? Ekran başına!", "Ücretsiz Danışma Hattı: 0212 975 07…", "Evinde huzuru olmayanlara özel dua!, Üzerinde büyü, musallat olanlar!, Evlenemeyen kardeşlerimize özel dua!, Üzerimde nazar var diyenler!, İşim gücüm rast gitmiyor diyenler!, Büyüye, nazara ve musallata özel dualar!", "İsme özel mucize dualar için arayın", şeklinde sözlü ve yazılı ifadelere yer verildiği görülmüştür.
İhlale konu programda, her insanın yaşam süreci içerisinde karşılaşmaları mümkün olan bazı maddi/manevi ve ruhsal sıkıntıların çoğunun, cin, büyü, nazar, musallat vb. sebeplerden kaynaklandığının ifade edildiği ve bu yönde bazı reçeteler sunularak izleyicilerin dini hassasiyetlerinin istismarına yol açabilecek nitelikte yayın yapıldığı, bu tür yayınların insanları kaygı, korku ve endişeye sevk edebileceği ve bu konularda çeşitli sıkıntılar yaşamakta olan izleyicilerin maddi manevi zarara uğratılabileceği, dolayısıyla, maddi sıkıntılar, ailevi problemler, sağlık sorunları vb. sorunların nedenini batıl inanışlara ve uygulamalara dayandırıldığı, bu yolla mezkur yayında, kişisel çıkar sağlamak amacıyla insanların dini duygularının istismar edildiği kanaatine varılmıştır.
Bu nedenlerle mezkur yayında, 6112 sayılı Kanun'un 8'inci maddesinin birinci fıkrasının (r) bendinin ihlal edildiği sabit görülmüştür.
Bu itibarla;
6112 sayılı Kanun’un 8'inci maddesinin birinci fıkrasının (r) bendinde yer alan; "Yayın hizmetleri... kişileri fal veya batıl inançlar yoluyla istismar edemez." ilkesinin ihlali nedeniyle,
6112 sayılı Kanun'un 32’nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “8’inci maddenin birinci fıkrasının diğer bentleri ile ikinci ve üçüncü fıkralarında ve bu Kanun’un diğer maddelerinde belirlenen ilke, yükümlülük veya yasaklara aykırı yayın yapan ve/veya bu Kanun hükümleri kapsamında Üst Kurul tarafından belirlenen yükümlülüklerini yerine getirmeyen medya hizmet sağlayıcıya ihlalin ağırlığı, yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, ihlalin tespit edildiği aydan bir önceki aydaki brüt ticari iletişim gelirinin yüzde birinden yüzde üçüne kadar idari para cezası verilir. İdarî para cezası miktarı, radyo kuruluşları için bin Türk Lirasından, televizyon kuruluşları ve isteğe bağlı medya hizmet sağlayıcıları için onbin Türk Lirasından az olamaz.” hükmü uyarınca idari para cezası uygulanması gerektiği,
a) İhlalin ağırlığı, yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, kuruluşa %3 oranında idari para cezası uygulanmasına,
Ancak, ihlalin tespit edildiği tarihi itibariyle kuruluşun Ocak 2020 ayına ait ticari iletişim gelir beyanının 5.084,75 Türk Lirası olduğu değerlendirilerek, televizyon kuruluşları için idari para cezasının 10.000 (onbin) Türk Lirasından az olamayacağından, 2020 yılı için belirlenen yeniden değerleme oranına göre 25.881 (yirmibeşbinsekizyüzseksenbir) Türk Lirası İDARİ PARA CEZASI UYGULANMASINA,
b) 6112 sayılı Kanun'un 32’nci maddesinin beşinci fıkrasında yer alan “ (…) 8’inci maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (d) bentleri dışındaki bentlerini, aynı maddenin ikinci fıkrasını ve bu Kanunun yayın hizmetlerinde ticari iletişimi düzenleyen hükümlerinden herhangi birini yaptırım kararının tebliğinden itibaren bir yıl içinde yirmiden fazla ihlal eden medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yayını beş güne kadar durdurulur. Bir yıl içinde aynı ihlalin tekrarı halinde, medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yayınının beş günden on güne kadar durdurulmasına; ihlalin ikinci tekrarı halinde ise yayın lisansının iptaline karar verilir…” hükmü uyarınca işlem tesis edileceği hususunun yapılacak tebligatta bildirilmesine,
Oy birliği ile karar verildi.