İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığının 29.09.2020 tarih ve 1869 sayılı yazısına konu KANAL D logosuyla yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşta 10.09.2020 tarihinde saat 20:45’de yayınlanan “Yeni Hayat” adlı dizi film yayınına ilişkin uzman raporu ile video görüntülerinin incelenmesi ve değerlendirilmesiyle yapılan görüşmeler sonucunda;
KANAL D logosuyla yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşun, 10.09.2020 tarihinde saat 20:45’de yayınladığı, “Yeni Hayat” adlı dizi filmde, dizi film karakterleri arasında geçen diyaloglarda; “Gökçe.- Efendim Buse.- Senin Kevin Costner ne alemde?- Ne diyorsun ya salak mısın?- Ya şu yakışıklı "bodyguard"ın yok mu, onu diyorum. Defne görmüş. Aslında sana hak veriyor. Bayağı "hot" bir çocuk diyor. Doğru mu?- Ya kızım saçmalama. Tamam biraz "hot" bir adam da, yani biraz.- Biraz... Şey bir şey diyeceğim. Bugün seni ben bırakayım mı? Hem şu çocuğu görmüş olurum. Bayağı merak ediyordum da aslında.- Ya abi çok boş yapıyorsunuz, kafa açıyorsunuz şu anda. Hem üstelik o "çocuk" değil, bir de onun bir ismi var. Adem.- Adem? Şu insan olan. Hani ilk insan.- Ya çok enteresan biri biliyor musunuz? Böyle ilk insan vahşiliği var, yok değil tabi ki ama adam dediğinde zaten biraz ilkel olacak, yanlış mıyım?- İlkel mi?- Evet.- Kızlar kusura bakmayın ama memlekette erkek kalmadı sanki.- İyice abarttınız hadi ya.” şeklinde ifadelere yer verildiği görülmüştür.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 9. maddesinin birinci fıkrasında "Herkes düşünce, vicdan ve din özgürlüğüne sahiptir..." hükmü yer almaktadır. Aynı sözleşmenin 10. maddesinin birinci fıkrasında "Herkes ifade özgürlüğü hakkına sahiptir.", ikinci fıkrasında ise "görev ve sorumluluklar da yükleyen bu özgürlüklerin kullanılması, yasayla öngörülen ve demokratik bir toplumda... kamu düzeninin sağlanması, ... başkalarının şöhret ve haklarının korunması ... için gerekli olan bazı formaliteler, koşullar, sınırlamalar veya yaptırımlara tabi tutulabilir." hükmüne yer verilmiştir.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne göre; ifade özgürlüğü toplumun ilerlemesi ve her insanın gelişmesi için esaslı koşullardan biri olan demokratik toplumun ana temellerinden birini oluşturur. İfade özgürlüğü, 10. maddenin sınırları içinde, sadece lehte olduğu kabul edilen veya zararsız veya ilgilenmeye değmez görülen "haber" ve "düşünceler" için değil, ayrıca devletin veya nüfusun bir bölümünün aleyhinde olan, onlara çarpıcı gelen, onları rahatsız eden haber ve düşünceler için de uygulanır. Bunlar, çoğulculuğun, hoşgörünün ve açık fikirliliğin gerekleridir; bunlar olmaksızın demokratik toplum olmaz.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin benzer konularda verdiği bazı kararlara bakıldığında; AİHS'nin 9. maddesinde garanti altına alınan düşünce, vicdan ve din özgürlüğü, inananların dini inançlarına saygı hususu, dinen kutsal sayılan nesnelerin kışkırtıcı biçimde temsil edilmesi dolayısıyla ihlal edilmiş olabilir. Bu tür kışkırtıcı temsiller, demokratik toplumun bir unsuru da olması gereken hoşgörü ruhunun kötü niyetli biçimde ihlali olarak görülebilir. 10. maddenin ikinci fıkrasında yer alan ifade ve düşünce özgürlüğü bazı görev ve sorumlulukları beraberinde getirmektedir. Bunlar arasında yer alan din ve inanç özgürlüğü söz konusu olduğunda başkalarına zarar verebilecek nitelikteki söylemlerden kaçınılması gerekmektedir. İlke olarak büyük hayranlık ve sevgi duyulan dini değerleri hedef alan aşağılayıcı söylemlerin yaptırıma tabi tutulması gerekmektedir.
Bilindiği üzere, Hz. Adem (a.s.) İslami kaynakların yanı sıra diğer semavi kitaplara göre de insanoğlunun atası, ilk insan ve ilk peygamber olarak kabul edilmekte ve Allah tarafından yaratılışı ile insanoğlunun neslinin başladığına inanılmaktadır. Hz. Adem'in adı Kur'an-ı Kerim'de Bakara, Al-i İmran, Maide, Araf, Hicr, İsra, Kehf, Meryem ve Taha Surelerinin muhtelif ayetlerinde birçok kez geçmekte olup kendisi Ülü'l-azm (en yüksek derecedeki) peygamberlerden kabul edilmektedir.
Hz. Adem'in (a.s.) ilk insan ve ilk peygamber olarak insanoğlunun atası konumunda bulunması Cenab-ı Allah'ın kendisini çeşitli kabiliyetlerle ve insanlığın devamını sağlama sorumluluğuyla yaratarak ona bahşettiği bir lütuftur. Bu mucizevi yaratılışı sıradan bir durummuş gibi yansıtarak ihlale konu dizi filmde, Hz. Adem'i kast ederek "Şu insan olan. İlk insan.", "ilk insan vahşiliği var tabi, yok değil tabi ki ama adam dediğinde zaten biraz ilkel olacak" şeklinde ifadelerle alaycı bir şeklide gülüşmelerin yaşanması ve Hz. Adem'in ilk insan olmasının ilkellikle bağdaştırılmasının, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin dini inançlara saygı gösterme yükümlüğü göz önüne alındığında, dini literatür açısından manevi değerlerle bağdaşmadığı kanaatine varılmıştır.
Bu nedenle söz konusu yayında, 6112 sayılı Kanun'un 8'inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinin ihlal edildiği sabit görülmüştür.
Anılan yayın kuruluşu hakkında;
6112 sayılı Kanun’un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinin ihlali nedeniyle; Kanun’un 32’inci maddesinin birinci fıkrası hükmü uyarınca, ihlalin ağırlığı, ihlalin mahiyeti, anılan madde ile korunmak istenen kamusal menfaat göz önünde bulundurularak, %2 oranında idari para cezası uygulanmasına karar verilmesi takdir edilmiştir.
Bu itibarla;
6112 sayılı Kanun'un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde yer alan; “Toplumun milli ve manevi değerlerine, genel ahlaka ve ailenin korunması ilkesine aykırı olamaz.” ilkesinin ihlali nedeniyle;
6112 sayılı Kanun'un 32’nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Bu Kanun’un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (a), (b), (d), (f), (g), (ğ), (h), (n), (ö), (s), (ş) ve (t) bentlerindeki yayın hizmeti ilkelerine ve aynı maddenin dördüncü fıkrasına aykırı yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşlara, ihlalin ağırlığı ve yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, ihlalin tespit edildiği aydan bir önceki aydaki brüt ticari iletişim gelirinin yüzde ikisinden beşine kadar idarî para cezası verilir. İdarî para cezası miktarı, radyo kuruluşları için bin Türk Lirasından, televizyon kuruluşları ve isteğe bağlı medya hizmet sağlayıcıları için onbin Türk Lirasından az olamaz. Ayrıca, idarî tedbir olarak, ihlale konu programın yayınının beş keze kadar durdurulmasına, isteğe bağlı yayın hizmetlerinde ihlale konu programın katalogdan çıkarılmasına karar verilir. İhlalin mahiyeti göz önünde bulundurularak, bu fıkra hükümlerine göre idarî para cezası ile birlikte idarî tedbire karar verilebileceği gibi, sadece idarî para cezasına veya tedbire de karar verilebilir.” hükmü uyarınca, idari para cezası uygulanması gerektiği,
a) İhlalin ağırlığı, yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, ihlalin tespit edildiği tarihi itibariyle kuruluşun Ağustos 2020 ayına ait ticari iletişim gelir beyanının 16.797.597,81 Türk Lirası olduğu değerlendirilerek, yüzde iki oranı (%2) 335.952,00 TL İDARİ PARA CEZASI UYGULANMASINA,
b) 6112 sayılı Kanun'un 32’nci maddesinin beşinci fıkrasında yer alan “ (…) 8’inci maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (d) bentleri dışındaki bentlerini, aynı maddenin ikinci fıkrasını ve bu Kanunun yayın hizmetlerinde ticari iletişimi düzenleyen hükümlerinden herhangi birini yaptırım kararının tebliğinden itibaren bir yıl içinde yirmiden fazla ihlal eden medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yayını beş güne kadar durdurulur. Bir yıl içinde aynı ihlalin tekrarı halinde, medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yayınının beş günden on güne kadar durdurulmasına; ihlalin ikinci tekrarı halinde ise yayın lisansının iptaline karar verilir...” hükmü uyarınca işlem tesis edileceği hususunun yapılacak tebligatta bildirilmesine,
Oy birliği ile karar verildi.