İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığının 03.11.2020 tarih ve 2020 sayılı yazısına konu KANAL D logosuyla yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşta 07,14,21,28.10.2020 tarihlerinde saat 20:00’de yayınlanan “Sadakatsiz” adlı dizi film yayınına ilişkin uzman raporu ile video görüntülerinin incelenmesi ve değerlendirilmesiyle yapılan görüşmeler sonucunda;
Bahse konu yayına ilişkin uzman raporunda ayrıntıları belirtildiği üzere; KANAL D logosuyla yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşun, 07,14,21,28.10.2020 tarihlerinde saat 20:00’de yayınladığı, “Sadakatsiz” adlı dizi filmin, 07.10.2020 tarihinde yayınlanan bölümde dizi film karakterleri arasında geçen diyaloglarda; “Ne iyi yaptınız da geldiniz.- Hakikaten öyle. Ne güzel bir ailesiniz siz.- (Güler)- Bu sana komik mi geldi?- Asya!- Pardon kendime hakim olamadım. Bu aralar biraz sinirlerim bozuk.- Öyle mi? İş yerinde mi bir sorun var?- Yok, kocam beni aldatıyor, o yüzden.- Müsaadenizle, biz gitsek iyi olacak.- İki senedir başka bir kadınla yatıyormuş. Daha doğrusu genç bir kızla, sizin kızınızla.- Sussana artık.- Ne diyorsun sen ya?- Siz de tam kocamın projesine yatırım yapmıştınız değil mi? Tabii, nereden bileceksiniz evli ve çocuklu bir adamın kızınızla da yattığını.-Lütfen evimi terk edin.- Size bir haber daha vereyim. Kızınız kocamdan hamile....”,
14.10.2020 tarihinde yayınlanan bölümde; “Derin ne oluyor?- Ne demek ne oluyor ya? Gözümün içine baka baka öpüştün karınla.- Derin bir sakin ol.- Nasıl sakin olayım. Ya gözümün içine baka baka gözümün önünde öpüştün ya. Sen görmüyor musun benim saatlerdir ne yaşadığımı? Anlamıyor musun?- Derin, senin aslında burada olmaman gerekiyordu, tamam?- Tamam tabii tamam. Ben çok özür dilerim ya, ben gideyim, ben gideyim sen rahat rahat evcilik oyununu oyna.- Derin yapma bunu yapma.- Ben senin için bir eğlenceyim değil mi? İki günde unutacağın bir eğlence.- Derin, Derin bana bak, bana bakar mısın? Gözlerimin içine bak, bana bak ve cevap ver. Bütün bu hissettiklerimiz, bütün bu yaşadıklarımız sence yalan olabilir mi? Yalan olabilir mi?...- Görüştüğün biri var mı? Ya da birden fazla kişi?- Evet var. Tek bir kişi, ama yeterince sık görüşemiyoruz, haftada bir kaç kez. Kendisi evli.- Karısı biliyor mu- Bilmiyor ama bilecek, söyleyecek çok yakında.- Emin misin?- Eminim, çünkü çok mutsuz bir evliliği var.- Peki, madem bu kadar mutsuz, neden boşanmıyor?- Bir çocukları var, maddi sorumlulukları var. Her ne kadar içi boşalmış bir evlilik de olsa sonuçta bir evliliği bitirmek bazen zaman alabiliyor....- Evlenirken birbirimize söz vermiştik. Eğer artık birbirimizi sevmiyorsak ve başka birini arzuluyorsak dürüst olacaktık, birbirimize karşı dürüst olacaktık. Eğer şimdi bir ilişkin olduğunu itiraf edersen ve bu ilişkiyi bitirirsen seni affedebilirim. Ali için yaparım bunu. Bunca yıllık evliliğimizin hatırına yaparım. Sadece öylesine bir çekimdi, değil mi?...Önemli olan beni sevip sevmemen. Yoksa gidip de ben bu bebeği kullanarak seni elimde tutacak değilim, anladın mı?”,
21.10.2020 tarihinde yayınlanan bölümde; “İnsanın kalbi sadece bir kişi için atmıyormuş, evli olmak aşık olmaya engel değilmiş. Asya'ya olan sevgimle Derin'e olan sevgim farklı. İşte beni delirten şey bu, ikisini aynı anda seviyorum. Aynı anda ama başka türlü, başka yerden- Ya bir insan aynı anda iki kişiyi nasıl sevebilir ya?- İnsan aynı anda iki çocuğunu sevebiliyor, aynı ölçüde. Niye iki kadını sevemesin?- Ne alakası var çolukla çocukla şimdi? İyice saçmaladın sen- Sen beni anlamıyorsun, anlamıyorsun. Böyle bir şeyi imkansız zannediyorsun. İnsan yaşamadan anlamıyor. Doğru, çok doğru.- Ben anladım seni, sen bu şekilde devam ettirmeyi düşünüyorsun. Volkan, peki sen sadece siz erkeklerin karşısına böyle seçenekler çıkabileceğini mi zannediyorsun? Ha Volkan?”,
28.10.2020 tarihinde yayınlanan bölümde geçen diyaloglarda ise; “Affedecek bir şey yok! O sadece bir kereliğine bir kadına kandı. Erkekler için basit bir şeydir seks, rahatlamaya odaklandıkları anlık bir şey. Bakın, onu olduğu kişi yapan benim. Kültürü, zenginliği hatta karakteri bile. Bunca yıldır harcadığım emeğimi ve zamanımı heba etmeyeceğim. Her şey için size teşekkür ederim.- Volkan'la yaşadığınız şey başta bana basit bir kaçamak gibi gelmişti.- Kaçamak?- Ve o yüzden sessiz kalmıştım. Ama artık bu hamilelik olayı falan çok şey değiştirdi. Daha fazla sessiz kalamam.” şeklinde ifadelere yer verildiği görülmüştür.
Bilindiği üzere, Aile, çocuk, genç, yetişkin, yaşlı, erkek veya kadın herkes için en doğal ve temel sığınaktır. Fertler, toplumsal hayata ilk olarak ailede hazırlanırlar; dinini, inancını, ahlak, edep, saygı, sevgiyi önce ailede öğrenirler. Aile kurumunun toplumun en doğal ve temel birimi olup toplum ve devlet tarafından korunma hakkına sahip olduğu hususu, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin 16. maddesi başta olmak üzere, evrensel düzeyde kabul gören birçok insan hakları metninde yer almaktadır. Anayasamızın 41. maddesine göre de “Aile, Türk toplumunun temelidir.” Sadece mevzuat bağlamında değil değerler hiyerarşimizde de ailenin korunması ve aile bağlarına ihtimam gösterilmesi en üst sıralarda yer almaktadır. Toplumun önemli bir parçası olarak aile, üstlendiği rol gereği ve yerine getirdiği işlevleriyle geçmişten günümüze hemen her toplumun karakteristiğini yansıtmaktadır. Milletin ayırıcı vasıflarını, değer yargılarını, inanç ve düşünce kalıplarını bünyesinde barındıran, bu değer ve düşünce kalıplarının aktarılmasını ve kuşaklar arası bağın sürdürülmesini sağlayan aile, kendinde içkin olan bir değere sahiptir.
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin 16. maddesinden hareketle ailenin korunmasında sadece devletin değil tüm toplumun sorumluluğu bulunmaktadır. Medya, akademi, sivil toplum kuruluşları başta olmak üzere çeşitli aktörler sorumluluk taşımaktadır. Hız, erişim kolaylığı ve kitleleri etkileme gücü nedeniyle medya, modern dünyanın en önemli araçlarından birisidir. Ancak hem ülkemizde hem de dünyada ailenin korunması ve güçlendirilmesi konusunda medyanın yoğun olarak olumsuz algı ve değerler yaydığı görülmektedir. Bu nedenle medyada aileyi kötüleyen, değersizleştiren, sapkın ilişkileri reklam eden, çocukları kimlik bunalımlarına sokan, aile bireylerinin kişilik haklarını ihlal eden; genel ahlaka, milli ve manevi değerlere uymayan yayınlara ilişkin proaktif tedbirlerin geliştirilmesi gerekmektedir. Özgürlükler sınırsız değildir. Sınırsız özgürlük anlayışı aileyi tehdit eden en önemli hususlardan biridir. Bu nedenle, ailenin korunması için özgürlük ve kamu ahlakı dengesi kurulmalı, toplumsal yaşamda ve yayın hayatında hayâ, iffet, sadakat gibi değerlere, mahremiyet ve özel yaşama saygı hakkına sahip çıkılmalıdır.
İhlale konu dizi filmde, "Evlenirken birbirimize söz vermiştik. Eğer artık birbirimizi sevmiyorsak ve başka birini arzuluyorsak dürüst olacaktık, birbirimize karşı dürüst olacaktık. Eğer şimdi bir ilişkin olduğunu itiraf edersen ve bu ilişkiyi bitirirsen seni affedebilirim. Ali için yaparım bunu. Bunca yıllık evliliğimizin hatırına yaparım. Sadece öylesine bir çekimdi, değil mi?","İnsanın kalbi sadece bir kişi için atmıyormuş, evli olmak aşık olmaya engel değilmiş. Asya'ya olan sevgimle Derin'e olan sevgim farklı. İşte beni delirten şey bu, ikisini aynı anda seviyorum. Aynı anda ama başka türlü, başka yerden", "İnsan aynı anda iki çocuğunu sevebiliyor, aynı ölçüde. Niye iki kadını sevemesin?", "Affedecek bir şey yok! O sadece bir kereliğine bir kadına kandı. Erkekler için basit bir şeydir seks, rahatlamaya odaklandıkları anlık bir şey. Bakın, onu olduğu kişi yapan benim. Kültürü, zenginliği hatta karakteri bile. Bunca yıldır harcadığım emeğimi ve zamanımı heba etmeyeceğim. Her şey için size teşekkür ederim." şeklinde ifadelerle, aldatma eyleminin meşrulaştırılarak adeta hak olarak görüldüğü, eşlerden birinin aynı anda başka birine ilgi duymasının her insanın başına gelebilecek sıradan ve anlayışla karşılanması gereken bir durum olarak yansıtıldığı, böyle durumların her ailede olabileceği ve bunların küçük kaçamaklar olarak görülmesi gerektiğine sıklıkla vurgu yapılarak, aldatmanın sıradan bir eylem olduğu düşüncesi ısrarla pekiştirildiği, burada yer verilen ilişkilerin evliliğe yönelik olumsuz bir bakış açısı oluşturarak bu kavramın içinin boşaltılmasına neden olacağı, aldatmanın ve evlilik dışı ilişkilerin özellikle vurgulandığı yayınların toplumda duyarsızlaşmaya yol açacağı ve aile kurumunun temsil ettiği değerleri erozyona uğratacağı, evlilik bağının ve ailenin itibarsızlaştırıldığı, dolayısıyla evlilik dışı ilişkilerin ve aldatmanın sıradan bir durum olarak yansıtılıp meşrulaştırıldığı kanaatine varılmıştır.
Bu nedenle söz konusu yayında, 6112 sayılı Kanun'un 8'inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinin ihlal edildiği sabit görülmüştür.
Anılan yayın kuruluşu hakkında;
6112 sayılı Kanun’un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinin ihlali nedeniyle; Kanun’un 32’inci maddesinin birinci fıkrası hükmü uyarınca, ihlalin ağırlığı, ihlalin mahiyeti, anılan madde ile korunmak istenen kamusal menfaat göz önünde bulundurularak, %2 oranında idari para cezası uygulanmasına karar verilmesi takdir edilmiştir.
Bu itibarla;
6112 sayılı Kanun'un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde yer alan; “Toplumun milli ve manevi değerlerine, genel ahlaka ve ailenin korunması ilkesine aykırı olamaz.” ilkesinin ihlali nedeniyle;
6112 sayılı Kanun'un 32’nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Bu Kanun’un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (a), (b), (d), (f), (g), (ğ), (h), (n), (ö), (s), (ş) ve (t) bentlerindeki yayın hizmeti ilkelerine ve aynı maddenin dördüncü fıkrasına aykırı yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşlara, ihlalin ağırlığı ve yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, ihlalin tespit edildiği aydan bir önceki aydaki brüt ticari iletişim gelirinin yüzde ikisinden beşine kadar idarî para cezası verilir. İdarî para cezası miktarı, radyo kuruluşları için bin Türk Lirasından, televizyon kuruluşları ve isteğe bağlı medya hizmet sağlayıcıları için onbin Türk Lirasından az olamaz. Ayrıca, idarî tedbir olarak, ihlale konu programın yayınının beş keze kadar durdurulmasına, isteğe bağlı yayın hizmetlerinde ihlale konu programın katalogdan çıkarılmasına karar verilir. İhlalin mahiyeti göz önünde bulundurularak, bu fıkra hükümlerine göre idarî para cezası ile birlikte idarî tedbire karar verilebileceği gibi, sadece idarî para cezasına veya tedbire de karar verilebilir.” hükmü uyarınca, idari para cezası uygulanması gerektiği,
a) İhlalin ağırlığı, yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, ihlalin tespit edildiği tarihi itibariyle kuruluşun Eylül 2020 ayına ait ticari iletişim gelir beyanının 28.547.549,25 Türk Lirası olduğu değerlendirilerek, yüzde iki oranı (%2) 570.951,00 TL İDARİ PARA CEZASI UYGULANMASINA,
b) 6112 sayılı Kanun'un 32’nci maddesinin beşinci fıkrasında yer alan “ (…) 8’inci maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (d) bentleri dışındaki bentlerini, aynı maddenin ikinci fıkrasını ve bu Kanunun yayın hizmetlerinde ticari iletişimi düzenleyen hükümlerinden herhangi birini yaptırım kararının tebliğinden itibaren bir yıl içinde yirmiden fazla ihlal eden medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yayını beş güne kadar durdurulur. Bir yıl içinde aynı ihlalin tekrarı halinde, medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yayınının beş günden on güne kadar durdurulmasına; ihlalin ikinci tekrarı halinde ise yayın lisansının iptaline karar verilir...” hükmü uyarınca işlem tesis edileceği hususunun yapılacak tebligatta bildirilmesine,
Üst Kurul Üyesi Okan KONURALP ile İlhan TAŞCI’nın karşı oyları ve oy çokluğu ile karar verildi.