İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığının 02.11.2020 tarih ve 1955 sayılı yazısına konu SHOW TV logosuyla yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşta 18,25.09.2020, 02.10.2020 tarihlerinde saat 20:00’da yayınlanan “Ramo” adlı dizi film yayınına ilişkin uzman raporu ile video görüntülerinin incelenmesi ve değerlendirilmesiyle yapılan görüşmeler sonucunda;
Bahse konu yayına ilişkin uzman raporunda ayrıntıları belirtildiği üzere; SHOW TV logosuyla yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluş tarafından 18,25.09.2020, 02.10.2020 tarihlerinde saat 20:00’da yayınlanan, “Ramo” adlı dizi filmde, 18,25.09.2020 tarihinde yayınlanan bölümünde; “Dizi film karakterleri Cengiz Bey hedef tahtasına oturttuğu Boz'un Ramo tarafından bulunmasını ve öldürülmesini istediği, Boz'u alarak Cengiz ve adamlarının yanına getiren Ramo başına silah dayadığı Boz'u son anda bırakır ve Cengiz'e ateş eder. Cengiz'in oğlu Neco kaçar, Halef ise yaralanma numarasıyla kurtulur. Ramo ve Boz diğer adamları öldürür. Ramo yerde yatmakta olan Cengiz'in yanına gelerek silahını doğrultup kafasına ateş ettiği, hapishaneye düşen Ramo'dan koğuş ağasına sadakatini göstermesi beklenir. Olumsuz cevap alan koğuş ağası adamlarını Ramo'nun üstüne salar. Pek çok kişiyle tek başına dakikalarca dövüştüğü, Ramo hapishaneden çıkış planının bir parçası olarak kendini Haşmet'e şişlettiği, Cihangir'in emriyle Moskova'ya giden Doğu Dimitri'nin mekanına 12 adamıyla baskın yapar. Önce bina ve önündeki araca bomba atılır. İçeriden yanan insanlar çığlıklar eşliğinde dışarı kaçışır. Çıkabilenler dışarda bekleyen 13 kişi tarafından uzun namlulu silahlarla tarandığı, Binanın içine giren Doğu hala ölmemiş olan Dimitri'yi boğarak öldürdüğü, müşteri kılığında girdiği Taner'in kuyumcusunda korumalar tarafından tanınan Ramo, silah zoruyla kuyumcunun mahzenine indirilir. Korumayı atlatmayı başaran Ramo arka çıkıştan hanın içine iner. Orada da 12 kişiyle çatışan Ramo bunlardan 7'sini silahla vurup kaçmayı başarır. Cihangir tarafından hakkında ölüm kararı verilen ve karar telefon mesajıyla her bir mafya üyesine ulaştırılan Ramo, Sibel'i görmek için çalıştığı yere gitmiştir. İş yerindeki fedailer Ramo'yu hakkındaki ölüm kararını yerine getirmek için öldürmeye çalışmışlar ancak Ramo kurtulmuştur. Dükkandan hana çıkan Ramo yine kendisini öldürmek için bekleyen bir çok mafya üyesiyle karşılaşmış ve kimiyle dövüşmüş kimini de silahla alt ederek handan çıkmıştır. Ramo'nun öldürülmesi için hasımları tarafından kiralık katil tutulur. Katil öldürme işini kaza süsü vererek yapmasıyla ünlüdür ve bir oyun planlayıp Ramo'yu oyuna çeker. Son dakika planı fark eden Ramo kiralık katille dövüşür ve katilin kendisine doğrulttuğu bıçakla onu öldürür. Cihangir'in oğlu Taner Ramo'nun eski karısı Sibel'le evlenmiş ancak bir kaç gün içinde onun hain olduğunu öğrenmiştir. Ellerini ve ağzını bağladığı Sibel'i silahla tehdit etmektedir. Sibel'i elleri ve ağzı bağlı halde öldürmekle tehdit eden Taner 'sana aşık oldum öldüremem' sözleriyle Sibel'e önce gitmesini söylemiş sonra da bu sözler üzerine ayaklanan Sibel'e ateş etmiştir. Tam o sırada odaya giren Ramo Taner'i göğsünden vurarak öldürüldüğü, 02.10.2020 tarihinde yayınlanan bölümde ise; “Dizi film karakterleri Cihangir ve Taner'e ihanet ettiği anlaşılmasın diye kaçmayıp Taner'in yanında kalan Sibel önce ağzına bir parça bez koyup ardından kendini silahla vurduğu, Cihangir oğlunun ölümünde ihmali olduğunu düşündüğü Taner'in korumasını önce hesaba çeker daha sonra korumanın gerekçesini beğenmeyip silahını çeker. Bu sırada orada bulunan Nehir araya girip babasını engellemeye çalışır ancak Cihangir Nehir'i oradan uzaklaştırır ve korumayı silahla vurarak öldürdüğü, Ramo'yu koz olarak kullanıp Cihangir'e tuzak kuran Vahap, Cihangir'i metruk binaların bulunduğu bir alana çağırır. Ancak tam planını işletecekken Yavuz tarafından vurularak öldürülür. Yanındaki korumalar da Cihangir'in adamları tarafından öldürüldüğü görülmüştür.
Televizyonun izleyiciler üzerinde yaptığı etkiler konusunda yapılan araştırmalarda; medyada yayınlanan, özellikle de televizyonda yer alan şiddet olaylarının, toplum genelindeki saldırganlık oranları üzerindeki istatistiksel olarak anlamlı düzeyde bir artışı tetiklediği, medyanın değerlerimiz, tutum ve davranışlarımızı şekillendirmede de etkileyici bir güç olduğunu, televizyonun tüm kitle araçları içerisinde belki de en kolay erişilen ve en yaygın kullanılan araç olması nedeniyle en etkili öğrenme kanalı olarak dikkat çektiği, yapılan bilimsel araştırmaların televizyon ve medyada izlenen şiddetin gerek kısa, gerekse uzun vadede izleyicilerin duygu, düşünce, değer, tutum ve davranışları üzerinde tetikleyici, hızlandırıcı ve özendirici bir etkisi olduğu yönündeki tespitler; ekranlardan verilen şiddet mesajlarının tüm izleyicileri olumsuz yönde etkilediğini, izlenen şiddet sahnelerinin tutum ve davranışlara yansıyarak toplumda gittikçe yaygınlaşan ve bireylerin sorunlarını şiddet uygulayarak çözmeye yönelik davranış değişiklikleri oluşturduğunu kanıtlar niteliktedir.
İhlale konu dizi filmin, geneline hakim olan şiddet sahnelerinin suçluların güç mücadelesinde çözüm olarak gösterildiği, dizide yer alan farklı şiddet, işkence ve intikam görüntüleriyle şiddetin dizi aracılığıyla yeniden üretildiği, yoğun şiddet sahnelerinin yer aldığı dizinin izleyicileri bilhassa çocukları olumsuz yönde etkileyeceği, konu itibariyle her ne kadar kurgusal yapımlar da olsa hikayelerini hayatın içinden aldıkları, toplumda gerçeklik noktasında bir karşılık bulabildiği, dizi içerisinde yer alan şiddet sahnelerinin şiddete meyilli kişiler tarafından rol/model edilme olasılığının var olabileceği gerçeğinin göz ardı edilmemesi gerekmektedir. Gündelik yaşamdan kesitlerin aktarıldığı, kurgusal metinlere dayanan televizyon dizileri, karakterleri ve anlatılan hikayeleri aracılığıyla izleyicilerin zihninde "gerçek bir dünya" algısı yaratmaktadır. Gerçekle kurguyu ayırt etme yetisine tam olarak sahip olmayan çocuklar, televizyon dünyasını gerçekmiş gibi algılayıp bu karakterlerle özdeşlik kurup, onları kendisine rol/model olarak almakta ve model aldığı karakterlerin olumlu olduğu kadar olumsuz davranışlarını da benimsemektedir. Şiddet içeren sahnelerin çocuk ve genç kitle üzerinde bırakabileceği psikolojik etki ve yaratabileceği travma konusunda gerekli hassasiyet gösterilmeden ekrana yansıtılarak, bu kitlenin zararlı içeriklere maruz bırakıldığı, dizide yer alan şiddet içerikleri ile şiddetin meşrulaştırıldığı, çözüm yöntemi ve cezalandırma unsuru olarak yansıtıldığı, dolayısıyla şiddetin özendirildiği kanaatine varılmıştır.
Bu nedenlerle mezkur yayında, 6112 sayılı Kanun'un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (ş) bendi ile 8'inci maddesinin ikinci fıkrasının ihlal edildiği sabit görülmüştür.
Bu itibarla;
-6112 sayılı Kanun’un 8'inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan; "Radyo ve televizyon yayın hizmetlerinde, çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel veya ahlakî gelişimine zarar verebilecek türde içerik taşıyan programlar bunların izleyebileceği zaman dilimlerinde ve koruyucu sembol kullanılsa dahi yayınlanamaz." ilkesinin ihlali nedeniyle,
6112 sayılı Kanun'un 32’nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “8’inci maddenin birinci fıkrasının diğer bentleri ile ikinci ve üçüncü fıkralarında ve bu Kanunun diğer maddelerinde belirlenen ilke, yükümlülük veya yasaklara aykırı yayın yapan ve/veya bu Kanun hükümleri kapsamında Üst Kurul tarafından belirlenen yükümlülüklerini yerine getirmeyen medya hizmet sağlayıcıya ihlalin ağırlığı, yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, ihlalin tespit edildiği aydan bir önceki aydaki brüt ticari iletişim gelirinin yüzde birinden yüzde üçüne kadar idari para cezası verilir. …” hükmü uyarınca idari para cezası uygulanması gerektiği,
-6112 sayılı Kanun'un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (ş) bendinde yer alan; "Şiddeti özendirici veya kanıksatıcı olamaz." ilkesinin ihlali nedeniyle;
6112 sayılı Kanun'un 32’nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Bu Kanun’un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (a), (b), (d), (f), (g), (ğ), (h), (n), (ö), (s), (ş) ve (t) bentlerindeki yayın hizmeti ilkelerine ve aynı maddenin dördüncü fıkrasına aykırı yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşlara, ihlalin ağırlığı ve yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, ihlalin tespit edildiği aydan bir önceki aydaki brüt ticari iletişim gelirinin yüzde ikisinden beşine kadar idarî para cezası verilir. …” hükmü uyarınca, idari para cezası uygulanması gerektiği,
Bu itibarla; aynı yayınla, birden fazla yayın ilkesi ihlali olduğundan ve her iki ihlalin de idari para cezası yaptırımını gerektirdiğinden, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 15’inci maddesinin birinci fıkrası hükmü gereğince, bahse konu ihlallerden en ağır (tek) cezanın verilmesi öngörüldüğünden,
a) İhlalin ağırlığı, yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, ihlalin tespit edildiği tarihi itibariyle kuruluşun Eylül 2020 ayına ait ticari iletişim gelir beyanının 33.154.512,89 Türk Lirası olduğu değerlendirilerek, yüzde iki oranı (%2) 663.090,00 TL İDARİ PARA CEZASI UYGULANMASINA,
b) 6112 sayılı Kanun'un 32’nci maddesinin beşinci fıkrasında yer alan “ (…) 8’inci maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (d) bentleri dışındaki bentlerini, aynı maddenin ikinci fıkrasını ve bu Kanunun yayın hizmetlerinde ticari iletişimi düzenleyen hükümlerinden herhangi birini yaptırım kararının tebliğinden itibaren bir yıl içinde yirmiden fazla ihlal eden medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yayını beş güne kadar durdurulur. Bir yıl içinde aynı ihlalin tekrarı halinde, medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yayınının beş günden on güne kadar durdurulmasına; ihlalin ikinci tekrarı halinde ise yayın lisansının iptaline karar verilir.” hükmü uyarınca işlem tesis edileceği hususunun yapılacak tebligatta bildirilmesine,
Oy birliği ile karar verildi.