İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığının 17.12.2020 tarih ve 2168 sayılı yazısına konu GÜÇLÜ TV logosuyla yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşun 14.12.2020 tarihinde saat 11:00’de yayınladığı ticari iletişim yayınına ilişkin uzman raporu ile video görüntülerinin incelenmesi ve değerlendirilmesiyle yapılan görüşmeler sonucunda;
Bahse konu yayına ilişkin uzman raporunda ayrıntıları belirtildiği üzere, kuruluşun 14.12.2020 tarihinde saat 11:00’de yayınladığı "Mucize Viks Ağrı Tedavi Seti" isimli ürünün ticari iletişim yayınında, “(...) Ağrısı olan, sıkıntısı olan vücuduyla alakalı, ağrılar çeken kim varsa bizleri can kulağıyla dinlesinler... Bugün yediden yetmişe bir çok hastamızın gerçekten ağrısının şifasını sunuyoruz biz.... “Hocam ameliyatsız bel fıtığı mümkün mü? Yani bu hastalığı üzerimizden atmamız mümkün mü?” Şimdi şundan bahsedeceğiz, mümkün efendim. Neyle mümkün? Herhangi bir ağrı kesiciyle değil. Bizim Mucize Viks formülümüz deri altına işliyor Tuncay Bey. Deri altına.- Sünger gibi çekiyor. - Aynen. Yani o vücuttaki hastalığı, o fıtığı bildiğin sünger gibi çekiyor. O hastalığı olduğu yerde bitiriyor. O ağrıyı sünger gibi yerinden alıyor. ... Hemoroid sorunuyla uğraşanlar var. "Hemoroidden nasıl kurtulurum? 4-5 kere ameliyat oldum yine çıkıyor." diyor, dişi hemoroidden dolayı. Şimdi bunları dahi biz Mucize Viks formülüyle kurtardık. Kurtuldular. Bize dua edenler var bu yüzden...- Bugün bir bel ağrısı olan varsa, romatizma ağrısı olan varsa, dizlerinde ağrılar olan varsa, eklem ve kemik ağrıları olanlar varsa vallahi de billahi de o ağrının ömrü bu kremle birlikte, bu merhemle birlikte, merhem derler eskiler, bu merhemle birlikte vallahi de billahi de 5 dakika. 5 dakika içerisinde o ağrının nasıl bir süngeri çeker, hani böyle sünger suyu çeker ya, o ağrıyı nasıl çektiğini görecekler. Bunu denemeden göremezler. Yani Mucize Viks'i kullanmayanlar varsa illaki eşinden, dostundan duymuşlardır. Deneyin efendim. Onlar nasıl kurtulduysa sizler de kurtulacaksınız....Ayaklarımda mantar var. Kaşıntıdan duramıyorum. Ayağımdan kan çıkmayınca rahat edemiyorum." diyenler var. Sürdüler, vallahi diyorum Tuncay Bey size adamın ayağı tertemiz. Ne mantar var ne koku var.", "Mucize Viks Ağrı Tedavi Seti", "99 TL + Kargo", "0 216 214 12 .."vb. şeklinde sözlü ve yazılı ifadelerle, ürünün bel ağrısı, boyun ağrısı, diz ağrısı, kemik ağrısı, bel fıtığı, romatizma, hemoroid, ayak mantarı vb. çok sayıda rahatsızlığı tedavi ettiği vurgulanarak, sağlık beyanıyla tanıtım ve satışına yönelik yayın yapıldığı görülmüştür.
Bilindiği üzere, 1262 sayılı İspençiyari ve Tıbbi Müstahzarlar Kanunu’nun 19’uncu maddesinin birinci fıkrasında; "...Müstahzar olmamakla beraber hastalıkları teşhis ve tedavi ettiği beyanı ile herhangi bir ürünün satışını, pazarlamasını veya reklamını yapanlar bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Ayrıca bunların tanıtım veya satışlarının internet veya başkaca herhangi bir elektronik ortam üzerinden yapılması hâlinde 18 inci maddenin üçüncü fıkrası uygulanır." hükmüne yer verilmiştir.
Diğer yandan, 03 Temmuz 2015 tarih ve 29405 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Beşeri Tıbbi Ürünlerin Tanıtım Faaliyetleri Hakkındaki Yönetmeliğin Tanıtım Faaliyetlerinin Kapsamı ve Esaslarının anlatıldığı 5’inci maddesinin 3’üncü fıkrasında “Ürünlerin internet dahil halka açık yayın yapılan her türlü medya ve iletişim ortamında program, film, dizi film, haber ve benzeri yollarla doğrudan veya dolaylı olarak topluma tanıtımı yapılamaz…” hükmü,
Gıda kapsamında değerlendirilerek izin verilen ürünlerin de 5996 sayılı Kanuna dayanılarak hazırlanan Türk Gıda Kodeksi Gıda Etiketleme ve Tüketicileri Bilgilendirme Yönetmeliği'nin 7’inci maddesinin üçüncü fıkrasında belirtilen "...bir hastalığı önleme, tedavi etme veya iyileştirme özelliğine sahip olduğuna dair bilgilendirme yapılamaz, bu tür özelliklere atıfta bulunulamaz." hükmü yer almaktadır.
Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’nun 13.02.2013 tarih ve 18816847 sayılı yazısında; “insan sağlığına doğrudan veya dolaylı olarak faydalı olduğunu yahut hastalıklara veya belirtilerine karşı etkili olduğunu, koruduğunu, tedavi ettiğini belirten ileri süren veya ima eden tüm ifadeler sağlık beyanı olarak kabul edildiği, bununla birlikte, TV ve radyo kanallarının reklamlarında veya programlarında gıda takviyeleri ve bazı kozmetik ürünlerin "zeka seviyesinde artış, iştahsızlık, erken boşalma, iktidarsızlık, sperm sayılarını arttırma, cinsel sorunları giderme, tansiyon ve ritim bozuklukları, mide bağırsak problemleri, hepatit C, hepatit B, diyare, hemoroit, gastrit/reflü, kolesterol seviyesini azaltma, astım şikayetlerinin giderilmesi, kemik erimesi, trombosit düşüklüğü, kanser (tümör), karaciğer büyümesi, kansızlık, idrar yolları problemleri, migren, baş ağrısı, uçuk tedavisi, metabolizmayı hızlandırması, sindirimi kolaylaştırması, hazımsızlığa iyi gelmesi" gibi bir çok sağlık beyanıyla tanıtımı ve satışının yapıldığı, bunun yanı sıra bazı kozmetik ürünlerinde "bel ve boyun fıtığı, kireçlenme, romatizma, diz ve kas ağrısı, sırt ağrısı, eklem ağrıları, saç çıkarma, kellik" gibi semptomlarda tedavi edici özelliği belirtilerek yani sağlık beyanında bulunularak tanıtım ve satışının yapıldığı” belirtilmektedir.
Bahse konu ürünün tanıtım ve satışına yönelik ihlale konu yayında, söz konusu ürünün bel ağrısı, boyun ağrısı, diz ağrısı, kemik ağrısı, bel fıtığı, romatizma, hemoroid, ayak mantarı vb. çok sayıda rahatsızlığı tedavi ettiği vurgulanarak, çok sayıda rahatsızlığa çözüm olarak sunulduğu ve ilgili mevzuatına aykırı olarak sağlık beyanıyla tanıtım ve satışının yapıldığı sabit olup, tedavide etkinliği ve emniyeti kanıtlanmamış olan ürünlerin sağlık beyanı ile tanıtılması ve bu tanıtımda yer alan ifadelerin, insanların hastanelere, tıp doktorlarına ve tıbbi tedavi yöntemlerine duydukları güvenin sarsılmasına neden olabileceği, toplum sağlığını olumsuz yönde etkileyebileceği kanaatine varılmıştır.
Yukarıda yer alan açıklamalar dikkate alındığında; ihlale konu yayında, söz konusu ürünün sağlık beyanı ile tanıtım ve satışının yapılmasının, 1262 sayılı İspençiyari ve Tıbbi Müstahzarlar Kanunu’nun 19’uncu maddesinin birinci fıkrasına ve ilgili mevzuatına aykırılık taşıdığı, dolayısıyla mezkur yayında, 6112 sayılı Kanun'un 8’inci maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan "Radyo ve televizyon yayın hizmetlerinde... takviye edici gıdalar ve benzeri destekleyici ürünler de dâhil olmak üzere herhangi bir ürünün ilgili mevzuatına aykırı olarak sağlık beyanıyla satışına, pazarlanmasına ve/veya reklamına... yer verilemez..." hükmünün ihlal edildiği sabit görülmüştür.
Anılan yayın kuruluşu hakkında;
6112 sayılı Kanun’un 8’inci maddesinin dördüncü fıkrasının ihlali nedeniyle; Kanun’un 32’nci maddesinin birinci fıkrası hükmü uyarınca, ihlalin ağırlığı, ihlalin mahiyeti, anılan madde ile korunmak istenen kamusal menfaat göz önünde bulundurularak, %5 oranında idari para cezası uygulanmasına karar verilmiştir.
Bu itibarla;
6112 sayılı Kanun'un 8’inci maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan; "Radyo ve televizyon yayın hizmetlerinde ... takviye edici gıdalar ve benzeri destekleyici ürünler de dâhil olmak üzere herhangi bir ürünün ilgili mevzuatına aykırı olarak sağlık beyanıyla satışına, pazarlanmasına ve/veya reklamına ... yer verilemez ..." hükmünün ihlali nedeniyle;
6112 sayılı Kanun'un 32’nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan; “Bu Kanun’un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (a), (b), (d), (f), (g), (ğ), (h), (n), (ö), (s), (ş) ve (t) bentlerindeki yayın hizmeti ilkelerine ve aynı maddenin dördüncü fıkrasına aykırı yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşlara, ihlalin ağırlığı ve yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, ihlalin tespit edildiği aydan bir önceki aydaki brüt ticari iletişim gelirinin yüzde ikisinden beşine kadar idarî para cezası verilir. İdarî para cezası miktarı, radyo kuruluşları için bin Türk Lirasından, televizyon kuruluşları ve isteğe bağlı medya hizmet sağlayıcıları için onbin Türk Lirasından az olamaz. Ayrıca, idarî tedbir olarak, ihlale konu programın yayınının beş keze kadar durdurulmasına, isteğe bağlı yayın hizmetlerinde ihlale konu programın katalogdan çıkarılmasına karar verilir. İhlalin mahiyeti göz önünde bulundurularak, bu fıkra hükümlerine göre idarî para cezası ile birlikte idarî tedbire karar verilebileceği gibi, sadece idarî para cezasına veya tedbire de karar verilebilir.” hükmü uyarınca, idari para cezası uygulanması gerektiği,
a) İhlalin ağırlığı, yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, kuruluşa %5 oranında idari para cezası uygulanmasına,
Ancak, ihlalin tespit edildiği tarihi itibariyle kuruluşun Kasım 2020 ayına ait ticari iletişim gelir beyanının bulunmadığı değerlendirilerek, televizyon kuruluşları için idari para cezasının 10.000 (onbin) Türk Lirasından az olamayacağından, 2020 yılı için belirlenen yeniden değerleme oranına göre 25.881 (yirmibeşbinsekizyüzseksenbir) Türk Lirası İDARİ PARA CEZASI UYGULANMASINA,
b) 6112 sayılı Kanun'un 32’nci maddesinin beşinci fıkrasında yer alan, “8’inci maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (d) bentlerindeki ilkelerle dördüncü fıkrasına aykırı yayın yapılmasını müteakip verilecek yaptırım kararının tebliğinden itibaren bir yıl içinde aynı ihlalin tekrarı halinde, medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yayınının on güne kadar durdurulmasına; ikinci tekrarı halinde ise, yayın lisansının iptaline karar verilir. …” hükmü uyarınca işlem tesis edileceği,
Hususlarının kuruluşa yapılacak tebligatta bildirilmesine,
Ayrıca, Reklam Kurulu Yönetmeliğinin 7’nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde yer alan “Ticari reklam ve haksız ticari uygulamaları, (a) bendinde belirlenen ilkeler çerçevesinde incelemek ve gerektiğinde denetim yapmak” hükmünün uygulanması ve uygun görülmesi halinde 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun “Ceza Hükümleri” başlıklı 77’nci maddesi hükümleri uyarınca işlem yapılmasını teminen dosyanın Reklam Kurulu’na gönderilmesine,
Oy birliği ile karar verildi.