İnceleme ve Değerlendirme : İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nın 31.10.2013 tarihli ve 3174 sayılı yazısı ve eklerinin incelenmesi sonucunda;
Bahse konu yayına ilişkin Uzman Raporunda;
“Ulusal logolu Yayın Kuruluşu'nda pazar günleri yayınlanan, Sabahattin Önkibar'ın sunuculuğunu yaptığı ve Ufuk Söylemez'in yorumlarıyla katıldığı "Sabahattin Önkibar'la Alternatif" programının 20.10.2013 tarihli yayını rapora konu olmuştur. Bahsolunan tarihte gündeme ilişkin konular, yerel seçimlerde aday olan kişiler ve mevcut belediye başkanları hakkında değerlendirmeler yapılmıştır. İzmir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu hakkında konuşurken Sabahattin Önkibar'ın şu değerlendirmeyi yaptığı tespit edilmiştir:
"Aziz Kocaoğlu'nu ben Diyarbakır'a gitme bağlamında affedemiyorum. Yani ne işin var senin Osman Baydemir'le. Ben Hakan Tartan'ın tercih edilmesi noktasında, bunu gazeteci dayanışması olarak yorumlanmasın. Hakan Tartan hakikaten namuslu haysiyetli bir isimdir. En azından gidiyor Osman Baydemir'e yalakalık yapma gereğini duymuyor. Ama Aziz Kocaoğlu gidipte Diyarbakır'a Osman Baydemir'in arkasına takılma gereğini duymuştur. İzmirliler kızgındır, Çok sayıda mesaj alıyorum. Kemal Kılıçdaroğlu'nun dikkatine sunuyorum. Osman Baydemir'in Kıçına takılanlarla bizim işimiz olmaz..."
Sabahattin Önkibar, programın başka bir bölümünde ise Hüseyin Çelik'in bir sunucunun kıyafetiyle ilgili konuşmasını eleştirmiş ve buradan hareketle şu değerlendirmeyi yapmıştır:
"Sabahattin Önkibar(S. Ö.):Bu ülkede herkes ahlak dersi verebilir ama AKP güruhu veremez.
Ufuk Söylemez(U.S.): En azından bazı AKP'liler veremez.
S. Ö. : Bazı AKP'liler veremez. Neye dayanarak söylüyorum. Yani AKP'lilerin karılarını, kendi eşlerini boşayıp sekreterleriyle evlendikleri kayıtlarda. Bazılarının iki eşli olduklarını bilmeyen yok. Neye dayanarak söylüyorum, bakın burda söyleyeceğim. Adını veriyorum:
Sabri Varan, Gümüşhane eski milletvekili. Hanımını boşadı, sekreteriyle evlendi. Yalan mı, yalan deyin bana. Mahkemeye verin, yalan deyin hadi. Diyemezsiniz, doğru. Sabri Varan, isim veriyorum.
Halil Ürün, eşiyle yaptığı kavgalar, sekreteriyel ilişkileri dillerde. Bu Afyon milletvekili. İbrahim Özal, Yusuf Özal'ın oğlu bu. Onun gazetelere manşet oldu. Karısını boşayıp sekreteriyle. Yalan mı? Aynı şekilde Zeki Ergezen yurtdışı bir seyahatte.
U. S.: Neyse özel hayattlara karışmayalım, boşver.
S. Ö.: Neyse bunu Sözcü gazetesi söyledi, Zeki Ergezen'i. Yalnızca Sözcü değil, yabancı gazete de... Ben bunu niye örnek veriyorum. Şimdi sen bize ders vermeye kalkana, topluma ahlak dersi vermeye kalkanlara önce o anlamda söylüyorum. Beni hiç ilgilendirmez. Sabri Bey'in evliliğine saygı duyuyorum. Halil Bey'in, İbrahim Özal'ın, Zeki Ergezen'in hepsine saygı duyuyorum ama ya arkadaş sen kendi partinde olan bu tabloları görmezdan geleceksin. bir kız çocuğunun kıyafeti üzerinden topluma ahlak dersi vermeye kalkacaksın..."
Söz konusu programda Aziz Kocaoğlu hakkında yapılan değerlendirmelerin rencide edici, kişinin onurunu zedeleyici, eleştiri sınırlarının ötesinde olduğu ve isimleri verilen milletvekillerinin özel hayatlarının gündeme getirilerek siyasi malzeme yapıldığı, kişilerin ailevi meselelerinin kamu önünde konuşularak özel hayatın gizliliğinin ihlal edildiği, yayıncının sorumlu yayıncılık yapmadığı görülmüştür.” Şeklindeki değerlendirmelere yer verilmiş olduğu,
Ulusal logolu yayın kuruluşunun mezkur yayını ile 6112 sayılı Kanun'un 8'inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi hükmünü ihlal ettiğikanaatinin Daire Başkanlığınca belirtildiği,
Konu hakkında karar alınmasını teminen yazının Üst Kurula havale edildiği, anlaşılmaktadır.
Gerekçe:Konunun; İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nınyazısı, eki belgeler ve ilgili mevzuat kapsamında Üst Kurulumuzca değerlendirilmesi neticesinde;
Raporda ayrıntısıyla anlatıldığı üzere; programda yorumcuların açıkça isim zikrederek kişilerin özel hayatlarına ilişkin iddialarda bulunduğu, iddialar üzerinden yorumlar gerçekleştirdiği ve bu suretle kişiler hakkında eleştiri sınırlarını aşan, küçük düşürücü ifadeler kullandıkları kesin olarak tespit edildiğinden anılan yayında, 6112 sayılı Kanunun 8. maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi hükmünün ihlal ettiği sabit görülmüştür.
Söz konusu kuruluşa 29.07.2011 tarihli yayını nedeniyle evvelce Üst Kurulun 06.09.2011 tarih ve 2011/53 sayılı toplantısında alınan 26 nolu kararıyla 6112 Sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi uyarınca uyarı yaptırımı uygulandığı Üst Kurul kayıtlarından anlaşılmıştır.
Bu itibarla; 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinin tekraren ihlali nedeniyle, Kanunun 32 nci maddesinin ikinci fıkrasına göre “İdari Para Cezası” yaptırımının uygulanması gerektiği, kanaatine varılmıştır
Karar : Yapılan görüşmeler sonucunda, ayrıntıları ve gerekçeleri yukarıda izah olunduğu üzere, ULUSAL 1 logosuyla yayın yapan ULUSAL KANAL İLETİŞİM HİZMETLERİ SAN. VE TİC. A.Ş. unvanlı kuruluş hakkında; 6112 sayılı Kanunun 8. maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde belirtilen "… özel hayatın gizliliğine saygılı olma ilkesine aykırı olamaz, kişi ya da kuruluşları eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü, aşağılayıcı veya iftira niteliğinde ifadeler içeremez." ilkesini tekraren ihlali nedeniyle, 32 nci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca;
1- İhlalin tespit edildiği tarihi itibariyle kuruluşun Eylül 2013 ayına ait ticari iletişim gelir beyanının 110.439,96 Türk Lirası olduğu değerlendirilerek, televizyon kuruluşları için idari para cezası 10.000 (onbin) ( 2013 yılı için yeniden değerleme oranına göre belirlenen 11.886 -onbirbinsekizyüzseksenaltı - ) Türk Lirasından az olamayacağından 11.886 TL. İDARİ PARA CEZASI UYGULANMASINA,
2- İdari para cezasının tebliğ tarihinden itibaren bir ay içerisinde Üst Kurulun T.C. Ziraat Bankası Bilkent Şubesi, Ankara TR 84000 100 1762 00 999999-5001 no’lu hesabına “6112 sayılı kanunun 32 nci maddesine göre ödenen para cezasıdır” şerhiyle ödenmesi gerektiği veya 6112 sayılı kanunun 32 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası uyarınca en geç onbeş gün içerisinde Ankara İdare Mahkemelerinde dava açılabileceğinin,kanun yoluna başvurmadan önce peşin ödeme yapılması halinde, 5326 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin altıncı fıkrası uyarınca cezanın dörtte üçünün tahsil edileceğinin ve taksitlendirme talebinde bulunabileceğinin, peşin ödemenin kanun yoluna müracaat hakkını engellemeyeceğinin, belirtilen süre içerisinde ödenmeyen ve kesinleşen idari para cezasının 21/7/1953 tarihli ve 6183 Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil edilmek üzere Maliye Bakanlığınca belirlenecek tahsil dairesine gönderileceğinin bildirilmesine,
Üst Kurul Üyesi Süleyman DEMİRKAN’ın karşı oyuyla, oy çokluğuyla karar verildi.