İnceleme ve Değerlendirme : İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nın 31.10.2013 tarihli ve 3175 sayılı yazısı ve eklerinin incelenmesi sonucunda;
Bahse konu yayına ilişkin Uzman Raporunda;
“Park TV logosuyla yayın yapan kuruluşta, 22.10.2013 tarihinde, saat 14.43.25'de Dr.Ömer Coşkun'la İyi Yaşam isimli programda, "Akciğer" adlı bitkisel ürünün tanıtımının yapıldığı tespit edilmiştir.
11dk.35sn, süren yayında, akciğer rahatsızlıklarıyla ilgili yapılan açıklamalar şu şekildedir:
(Raporun bu kısmında deşifre metni yer almaktadır.)
Yayın sırasında, Recep Gezgin adlı hastanın, akciğerinde kan pıhtılaşması olduğunu, tıbbi tedaviden fayda görmediği için Akciğer Seti, Panax, gibi bitkisel ürünleri kullandığını, şikayetlerinin geçtiğini yine Adem Uslu adlı hastanın nefes darlığı nedeniyle Akciğer Destek Seti, Panax, Bir Deva Set kullandığını, nefesinin açıldığını ifade ettikleri görülmüş, ayrıca "Danışma hattı 02124702020 dromercoskun@gmail.com. facebook.com/Doktor.Omer.Coskun Twitter.com/iyiyaşam" şeklindeki bilgilerin ekrana getirildiği izlenmiştir.
Sağlık Bakanlığı İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu'nun 13.02.2013 tarih ve 18816847 sayılı yazısında; bazı TV ve radyo kanallarının reklam veya programlarında gıda takviyelerinin, muhtelif hastalıklara iyi geldiği şeklindeki sağlık beyanlarıyla tanıtımı ve satışının yapıldığı, yayınlarda sürekli olarak hastaların bitkisel tedavileri kullanmaya teşvik edildiği, hastaların tıbbi tedaviden uzaklaştırıldığı ve yüksek maliyetli ürünleri kullanmak zorunda bırakıldığı belirtilmiştir. Sağlık Bakanlığı İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu ilgili yazısında; tanıtımlarda ürünleri kullandığını ve faydalı olduğunu beyan eden kişilerin seçilmekte olduğunu, güya toplumu bilgilendirmek amacıyla uzmanlıkları akademik olarak kanıtlanmamış olan şahısların görüşlerine yer verildiğini ve bu programlarda Doktor unvanlı Mustafa Eraslan ve Ömer Coşkun gibi sağlık meslek mensuplarının da doğrudan veya dolaylı olarak rol aldığının yakından müşahede edildiğini ifade etmiştir. Sağlık Bakanlığı İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu ilgi yazısında ayrıca, endikasyon belirtilen ürünler için Sağlık Bakanlığınca ruhsat düzenlenmesi gerektiği ve mevzuat gereğince televizyon ve radyo aracılığı ile sağlık beyanı belirtilerek ürün satış ve pazarlanmasının uygun olmadığı ifade edilmiştir.
Yukarıda belirtilen ifadeler değerlendirildiğinde; "Akciğer" adlı ürünün koah, bronşit, astım bronşit gibi rahatsızlıkların iyileşmesinde yardımcı bir ürün olduğunun iddia edildiği ayrıca bitkisel ürünlerin kullanımını özendirmek amacıyla tıbbi tedaviden değil, bitkisel ürünlerden fayda gördüklerini belirten akciğerinden rahatsız hastaların ekrana çıkarıldığı görülmektedir. Bu bağlamda, bitkisel ürün ve gıda takviyesi olduğunun belirtilmesine rağmen söz konusu ürünlerin sağlık beyanıyla tanıtımının yapıldığı, hastaların bitkisel tedavileri kullanmaya teşvik edildiği anlaşılmaktadır.
Sağlık Bakanlığı'nın ilgili yazılarından hareketle, bitkisel gıda takviyelerinin bu şekilde yapılan tanıtımının, toplumu yanıltıcı ve tüketicini çıkarlarına zarar verici nitelikte olduğu dolayısıyla söz konusu yayının toplumun genel sağlığına zarar verebilecek davranışları teşvik ettiği, kanaatine varılmıştır. Bunun yanısıra ekrana getirilen sözlü ve yazılı ifadelerle Akciğer adlı ürünün gizli ticari iletişiminin yapıldığı düşünülmektedir.” Şeklindeki değerlendirmelere yer verilmiş olduğu,
Söz konusu yayın ile 6112 sayılı Kanunun 8/1-l bendi ile 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrası hükümlerinin ihlal edildiği kanaatinin Daire Başkanlığınca belirtildiği
Konu hakkında karar alınmasını teminen yazının Üst Kurula havale edildiği, anlaşılmaktadır
Gerekçe:Konunun; İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nınyazısı, eki belgeler ve ilgili mevzuat kapsamında Üst Kurulumuzca değerlendirilmesi neticesinde;
Her ne kadar Daire Başkanlığınca söz konusu yayında 6112 sayılı Kanun'un 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (l) bendi hükmünün de ihlal edildiği kanaati belirtilmiş ise de öncelikle belirtmek gerekir ki, bahse konu program "S ağlık sorunlarına alternatif çözümler" ana temasıyla, çeşitli bitkisel ürünlerin tanıtımının yapıldığı bir programdır. Yani aslında anılan program, bu özelliğiyle bir reklam programından ibarettir. Nitekim program içeriği incelendiğinde de, baştan sona kadar, mezkur ürün/ürünlerin çeşitli tanıtımlarının ve bu üründen faydalandığı iddia olunan kişilere ait yine tanıtım amaçlı ifadelerin yer aldığı görülmektedir. Ayrıca, programda her ne kadar ürün ismi verilmemiş olsa da telefon numarası verilmek suretiyle istenildiğinde danışma hizmeti alma ve ürüne ulaşmanın yolu açık olarak gösterilmiştir. Bu haliyle anılan yayında Yayın Hizmeti Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin “tanımlar” başlıklı 4 üncü maddesinde tanımlanan gizli ticari iletişimin unsurlarının bulunduğu görülmüştür
Söz konusu kuruluşa 02.05.2013 tarihli yayını nedeniyle evvelce Üst Kurulun 29.05.2013 tarih ve 2013/33 sayılı toplantısında alınan 39 nolu kararıyla 6112 Sayılı Kanunun 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca uyarı yaptırımı uygulandığı Üst Kurul kayıtlarından anlaşılmıştır.
Bu itibarla; 6112 sayılı Kanunun 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrasının tekraren ihlali nedeniyle; Kanunun 32 nci maddesinin ikinci fıkrasına göre “İdari Para Cezası” yaptırımının uygulanması gerektiği, kanaatine varılmıştır
1- İhlalin tespit edildiği tarihi itibariyle kuruluşun Eylül 2013 ayına ait ticari iletişim gelir beyanının 4.500,00 Türk Lirası olduğu değerlendirilerek, televizyon kuruluşları için idari para cezası 10.000 (onbin) ( 2013 yılı için yeniden değerleme oranına göre belirlenen 11.886 -onbirbinsekizyüzseksenaltı - ) Türk Lirasından az olamayacağından 11.886 TL. İDARİ PARA CEZASI UYGULANMASINA,
2-- İdari para cezasının tebliğ tarihinden itibaren bir ay içerisinde Üst Kurulun T.C. Ziraat Bankası Bilkent Şubesi, Ankara TR 84000 100 1762 00 999999-5001 no’lu hesabına “6112 sayılı kanunun 32 nci maddesine göre ödenen para cezasıdır” şerhiyle ödenmesi gerektiği veya 6112 sayılı kanunun 32 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası uyarınca en geç onbeş gün içerisinde Ankara İdare Mahkemelerinde dava açılabileceğinin,kanun yoluna başvurmadan önce peşin ödeme yapılması halinde, 5326 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin altıncı fıkrası uyarınca cezanın dörtte üçünün tahsil edileceğinin ve taksitlendirme talebinde bulunabileceğinin, peşin ödemenin kanun yoluna müracaat hakkını engellemeyeceğinin, belirtilen süre içerisinde ödenmeyen ve kesinleşen idari para cezasının 21/7/1953 tarihli ve 6183 Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil edilmek üzere Maliye Bakanlığınca belirlenecek tahsil dairesine gönderileceğinin bildirilmesine,
Oy birliğiyle karar verildi.