İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığının 29.03.2021 tarih ve 599 sayılı yazısına konu HALK TV logosuyla yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşun 12.03.2021 tarihinde saat 11:00’da yayınladığı "Medya Mahallesi" adlı program yayınına ilişkin uzman raporu ile video görüntülerinin incelenmesi ve değerlendirilmesiyle yapılan görüşmeler sonucunda;
Bahse konu yayına ilişkin uzman raporunda ayrıntıları belirtildiği üzere; HALK TV logosuyla yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşta 12.03.2021 tarihinde saat 11:00’da yayınlanan, sunuculuğunu Ayşenur ARSLAN’ın yaptığı, gündeme ilişkin olay ve gelişmelerin ele alındığı "Medya Mahallesi" adlı programda, geçen diyaloglarda; “Şimdi Diyanet İşleri Başkanı biliyorsunuz korona ve hastanede. Şimdi merak ettiğimiz şey şu (...) bu fotoğrafa birazdan gelicez ama. Ali ERBAŞ bildiğim kadarıyla da bayağı hani ne denir paralı, daha doğrusu yüksek fiyatlı bir hastanede.- Türkiye'nin en pahalı hastanesi.- Türkiye'nin en pahalı hastanesinde, Amerikan Hastanesi'nde tedavi görüyormuş.- Ne yapacaktı senin benim gibi. Rabbim Amerikan Hastanesi demiştir. Biliyorsun daha önce de Rabbimiz Şehir Hastaneleri, Devlet Hastaneleri, Üniversite Hastaneleri demez. İktidara yakın olanlara Rabbimiz hep böyle yerlere Cleveland, Amerikan Hastanesi gibi yerleri söylerler. Herkes keşke orada olabilse. Ama Şehir Hastaneleri zaten boş öyle bekliyorlar, kimse gitmiyor çünkü Şehir Hastanelerine.- Hakikaten Şehir Hastaneleri'nde noluyor, napıyor?- Kimse gitmiyor, herkes Amerikan Hastanesine gidiyor. Halkımız Amerikan Hastanelerinde tedavi oluyor...” şeklinde ifadelere yer verildiği görülmüştür.
Yayıncılık faaliyetinde; toplumun genelinde var olan farklı fikir, kültür, duygu, inanç, köken, ekonomik durum gibi unsurların göz önünde tutularak her programın verdiği mesajın toplumda nasıl algılanacağını bilmek, kitlelerin bunları seyrettikten sonra duygu, düşünce ve davranışlarında nelere yol açacağını hesaplamak, sorumlu yayıncılık için gerekendir. Ayrıca önemli fonksiyonları olan kitle iletişim araçlarının sahiplerinin, yöneticilerinin veya sunucularının yaşadıkları toplumun değerlerine, inanç ve dini hassasiyetlerine, evrensel insan hakları veya insan onuru gibi kavramlara özel hassasiyet göstermesi, yayınlarında bunlara titizlikle uyması sahibi oldukları medya mecrasında süregiden programlarda bu değerlerin korunması noktasında çaba göstermesi bir ihtiyari durum değil yayıncının yasal sorumlulukları arasındadır.
Medyanın insanları etkileme ve kamuoyu oluşturma kabiliyeti çok güçlüdür. Bu kabiliyet medyanın bütün insanlara rahatlıkla ulaşabiliyor olmasından kaynaklanmaktadır. Bununla birlikte medyanın sahip olduğu bu güç, beraberinde büyük sorumluluklar da getirmektedir. Özellikle yayın esnasında kullanılan ifadelerde sorumlu davranılmalı, toplumsal barış ve huzuru bozabilecek nitelikte her türlü yorum ve değerlendirmelerden uzak durulması yayın kuruluşlarının kamusal sorumluluğudur.
Bilindiği üzere yayın kuruluşlarının, toplumsal hassasiyetler bağlamında din ve inanç konularını göz önüne alarak yayın yapmaları yayın etiği açısından önemli bir konudur. İfade özgürlüğü, yayın özgürlüğünün temeli olmakla beraber yayın kuruluşlarının ekranları aracılığıyla izleyiciyle buluştuğu programlarında dikkatli bir dil ve üslup kullanmaları yine yasal yükümlülükleri arasındadır.
Toplumsal düzeyde ele alındığında birtakım konuların tartışma, yorum, eleştiri ve teşbih kapsamının dışında tutulması gerekmektedir. Bunların başında ise din ve inanca dair konular gelmekte, bilhassa Müslümanlıkta imanın birinci basamağı olan Allah inancı ve ona ait tüm anlayış, algı ve değerler sistemi yer almaktadır. Bu noktada yayınlar sırasında herhangi bir durumla ilgili olarak sarf edilen sözlerin toplumsal değerlere ilişkin hassasiyetleri göz önünde bulundurarak, programda yer alan konuşmacının bireysel olarak hangi görüşe sahip olursa olsun geneli ilgilendiren kutsal ve manevi değerlere dair yorumları içermeme noktasında otokontrol sahibi olması, toplumun inançlı kesimlerinin rencide edilmemesi bakımından yayıncıların sorumluluğundadır.
Yukarıda yer verilen açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde, ihlale konu programda; "Rabbim Amerikan Hastanesi demiştir. Biliyosun daha önce de Rabbimiz Şehir Hastaneleri, Devlet Hastaneleri, Üniversite Hastaneleri demez. İktidara yakın olanlara Rabbimiz hep böyle yerlere Cleveland, Amerikan Hastanesi gibi yerleri söylerler" şeklinde ifadelerle, Müslümanları incitici, inanca saygı sınırlarını aşan ve toplumun manevi değerlerine aykırı nitelikte yayın yapıldığı kanaatine varılmıştır.
Bu nedenle söz konusu yayında, 6112 sayılı Kanun'un 8'inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinin ihlal edildiği sabit görülmüştür.
Anılan yayın kuruluşu hakkında;
6112 sayılı Kanun’un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinin ihlali nedeniyle; Kanun’un 32’inci maddesinin birinci fıkrası hükmü uyarınca, ihlalin ağırlığı, ihlalin mahiyeti, anılan madde ile korunmak istenen kamusal menfaat göz önünde bulundurularak, %2 oranında idari para cezası uygulanmasına karar verilmesi takdir edilmiştir.
Bu itibarla;
6112 sayılı Kanun'un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde yer alan; “Toplumun milli ve manevi değerlerine, genel ahlaka ve ailenin korunması ilkesine aykırı olamaz.” ilkesinin ihlali nedeniyle;
6112 sayılı Kanun'un 32’nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Bu Kanun’un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (a), (b), (d), (f), (g), (ğ), (h), (n), (ö), (s), (ş) ve (t) bentlerindeki yayın hizmeti ilkelerine ve aynı maddenin dördüncü fıkrasına aykırı yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşlara, ihlalin ağırlığı ve yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, ihlalin tespit edildiği aydan bir önceki aydaki brüt ticari iletişim gelirinin yüzde ikisinden beşine kadar idarî para cezası verilir. İdarî para cezası miktarı, radyo kuruluşları için bin Türk Lirasından, televizyon kuruluşları ve isteğe bağlı medya hizmet sağlayıcıları için onbin Türk Lirasından az olamaz. Ayrıca, idarî tedbir olarak, ihlale konu programın yayınının beş keze kadar durdurulmasına, isteğe bağlı yayın hizmetlerinde ihlale konu programın katalogdan çıkarılmasına karar verilir. İhlalin mahiyeti göz önünde bulundurularak, bu fıkra hükümlerine göre idarî para cezası ile birlikte idarî tedbire karar verilebileceği gibi, sadece idarî para cezasına veya tedbire de karar verilebilir.” hükmü uyarınca, idari para cezası uygulanması gerektiği,
a) İhlalin ağırlığı, yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, kuruluşa %2 oranında idari para cezası uygulanmasına,
Ancak, ihlalin tespit edildiği tarihi itibariyle kuruluşun Şubat 2021 ayına ait ticari iletişim gelir beyanının 798.150,89 Türk Lirası olduğu değerlendirilerek, televizyon kuruluşları için idari para cezasının 10.000 (onbin) Türk Lirasından az olamayacağından, 2021 yılı için belirlenen yeniden değerleme oranına göre 28.238 (yirmisekizbinikiyüzotuzsekiz) Türk Lirası İDARİ PARA CEZASI UYGULANMASINA,
b) 6112 sayılı Kanun'un 32’nci maddesinin beşinci fıkrasında yer alan “ (…) 8’inci maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (d) bentleri dışındaki bentlerini, aynı maddenin ikinci fıkrasını ve bu Kanunun yayın hizmetlerinde ticari iletişimi düzenleyen hükümlerinden herhangi birini yaptırım kararının tebliğinden itibaren bir yıl içinde yirmiden fazla ihlal eden medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yayını beş güne kadar durdurulur. Bir yıl içinde aynı ihlalin tekrarı halinde, medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yayınının beş günden on güne kadar durdurulmasına; ihlalin ikinci tekrarı halinde ise yayın lisansının iptaline karar verilir...” hükmü uyarınca işlem tesis edileceği hususunun yapılacak tebligatta bildirilmesine,
Üst Kurul Üyesi Okan KONURALP ile İlhan TAŞÇI’nın karşı oyları ve oyçokluğu ile karar verildi.
Toplantıya Ait Şerhler
Üst Kurulun 31.03.2021 tarih, 2021/13 sayılı toplantısında alınan 19 no.lu karara karşı oy yazısı.
İlhan TAŞCI Şerhidir.