İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığının 27.04.2021 tarih ve 779 sayılı yazısına konu KANAL D logosuyla yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşta 08, 15, 22.04.2020 tarihinde saat 20:00’da yayınlanan “Camdaki Kız” adlı dizi film yayınına ilişkin uzman raporu ile video görüntülerinin incelenmesi ve değerlendirilmesiyle yapılan görüşmeler sonucunda;
KANAL D logosuyla yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşun, 08, 15, 22.04.2020 tarihinde saat 20:00’da yayınladığı, “Camdaki Kız” adlı dizi filmin 08.04.2021 tarihinde yayınlanan bölümünde geçen diyaloglarda; “(...) Nalan, çocukken annesi tarafından kendisine ilk bekâret korsesi giydirildiği zamanı hatırlar.) Anne, hep böyle mi olacak? Yani bir şey olur mu bana? Onu da mı giyeceğim? Bunu da giyeceksin. Kaldır ayağını. Ayda bir dört beş gün böyle olacak. Her genç kıza bu yaşlarda başlar. Namusunla evlenene kadar bu giyilecek. Sadece akşamları çıkacak. Sabah yıkanıp abdest alıp giyeceksin. Kaldır kolunu. Akşamları giyinmene gerek yok. Peki okulda çişim gelirse? Su içmezsen gelmez. Sen de kadın olmaya ilk adımını attın. Kendini erkeklerden korumalısın, en yakınlarından bile. Erkeklerin tek bir hedefi vardır, kızları baştan çıkarmak ve onların bedenlerine dokunmak. Nikah memurunun karşısına çıkıncaya kadar kimsenin sana dokunmasına izin vermeyeceksin. Eline bile. Eğer öyle bir şey yaparsan seni evlatlıktan derhal redderim. Dımdızlak ortada kalırsın. Ne benim ne babanın yüzünü göstermem sana. Sakın bunları unutma. Seni ömrüm boyunca affetmeyeceğimden emin ol. Erkekten insana arkadaş olmaz. Eğer öyle bir şey olursa derhal gelip bana söylüyorsun. Ne yapacağımıza beraber karar veriyoruz. Eğer benden gizli bir şey yaparsan nasıl olsa duyarım, sana dünyayı zindan ederim. Duydun mu beni? Bu korseyi benden habersiz çıkarırsan, Hafize dışında birine gösterirsen, babana anlatırsan, herhangi birine söyleyecek olursan cehennem nasıl bir yermiş, o zaman görürsün. Duydun mu?...Eziyet ha. Bakmak, büyütmek, edebiyle bu yaşa getirmek eziyet. Ya namusu kirlenirse? Yine adımız el alemin diline düşerse? Akşam edebinle gidip edebinle geleceksin. En ufak bir yanlış yaparsan, sözümden çıkarsan, günaha batarsan neler olacağını biliyorsun değil mi? Merak etme. Ben bugüne kadar ne zaman sözünden çıktım senin?...(Nalan öğrenci olduğu zamanlardan bir anıyı hatırlar. Arkadaşıyla birlikte sınıftadırlar.) Nalan hadi giyinmiyor musun? Ben derse gelmesem öğretmen çok kızar mı? Neden gelmiyorsun? Öyle işte. Beden en sevdiğin dersti. Hâlâ öyle. (Giymiş olduğu korseyi gösterir.) Şunu çıkarmama yardım etmen gerek. Bu ne ya! Çıkarmama ve tekrar giymeme yardım edersen derse girebilirim. Kimseye anlatmayacağına da söz ver. (O sırada annesi okulun bahçesinin dışından öğrencileri izlemektedir. Nalan'ın takla attığı sırada korsesinin olmadığını fark eder ve öfkeyle koşarak yanına gelir.) Feride Hanım! Anne? (Feride Nalan'a tokat atar ve Nalan yere düşer.) Feride Hanım ne yapıyorsunuz? Feride Hanım, Feride Hanım durun lütfen! Anne, Anne…Çekil önümden çekil. Sen benim sözümden nasıl çıkarsın ha? Nasıl çıkarsın? Nasıl çıkarırsın o korseyi? Anne, anne.. Anne özür dilerim. Yemin ederim bir daha çıkarmayacağım. Arkamdan iş mi çeviriyorsun benim? Anne, anne özür dilerim. Yemin ederim bir daha çıkarmayacağım anne. Anne ne olur, anne ne olur yapma, anne ne olur yapma.. Anne ne olursun…(Feride Nalan'ı saçından sürükleyerek arabaya getirir ve Nalan'ı arabanın arka koltuklarına itekler. Şiddet uygulamaya devam eder.) Anne, anne, anne ne olursun… Bir daha yanlış yaparsan, bir daha sözümden dönersen, günaha batarsan öldürürüm kendimi. Duydun mu beni? Kendimi öldürürüm! Ah! Anne ben sensiz yaşayamam anne. Ah! Annesiz kalınca anlarsın kıymetimi. Anasız sokaklarda kimsesiz kalınca anlarsın beni. Yemin ederim bir daha yapmayacağım anne. Özür dilerim valla yapmayacağım. Valla yapmayacağım. Ah! (Feride'nin attığı son yumrukla Nalan bayılır. Feride arabanın yanına bitkin halde oturur.) Allah'ım, Allah'ım canımı al beni bu sınavdan kurtar”,
15.04.2021 tarihinde yayınlanan bölümünde; “(Nalan Feride tarafından cezalandırılmış ve korseden dolayı altına yapmıştır.) Aklın başına geldi mi? Bana oyun oynamak ne demekmiş anladın mı? Yüzüme bak cevap ver. Özür dilerim anne. Bak, ben giydim anne. Sen kızma diye giydim. Okulda çıkarmam çok yanlıştı. Affet beni ne olursun. Yemin ederim bir daha yapmayacağım. Okulunu derhal değiştireceğiz. Rezil kepaze olduk senin yüzünden. Anne ne olur okulumu değiştirme. (Feride, Nalan'ı saçlarından tutup musluğun yanına getirir ve soğuk suyla yıkamaya başlar.) Değiştirme ha, değiştirme ha! Seni gebertirim. Seni de gebertirim, kendimi de gebertirim. Duydun mu beni? Anneye yalan söylemek günahtır, günah. Yalancı seni. Anne ne olur yapma çok soğuk. Yemin ederim bir daha yapmayacağım, çıkarmayacağım. Lütfen anne. Ne olur yapma. Bir daha en ufak yalanı, edepsizliği, günahı aklından geçirirsen anlarım ben duydun mu beni? Yapmak değil, aklından geçirirsen, düşünürsen anlarım ben. Duydun mu? O üstündeki sadece korse değil. Korku o, korku. Bir daha aklından böyle bir şey geçirmeyesin diye sana hatırlatıcı bir şey. Duydun mu beni? Gözünün bakışından anlarım ben. Bir daha bir şey düşünürken benden korkacaksın. Korkacaksın benden duydun mu?”
22.04.2021 tarihinde yayınlanan bölümünde ise; “(Nalan annesi Feride tarafından bekâret kontrolüne götürülür.) Buyurun Nalan Hanım sizi dinliyorum. Doktor Hanım, kızım malum bekâr. Bir baksanız diyorum bir kontrol etseniz her şey yolunda mı, bir terslik, istenmeyen bir durum var mı. Kontrol derken enfeksiyon testi mi istiyorsunuz Nalan Hanım? Doktor Hanım, kızım bekâr diyorum. Ne enfeksiyonu? Bir bakın her şey olması gerektiği gibi mi, istenmeyen bir şey var mı, bir terslik var mı. Nalan Hanım? Hastanın rızası olmadan böyle bir kontrol yapamam hanımefendi. Hastanın rızası var. Eşek kadar kızı buraya zorla getirmedim. Nalan Hanımın rızası olmadan bunu yapamam, imkansız hanımefendi. Üzgünüm. Sizin için çok iyi dediler ama biraz acemisiniz galiba. Öyle söylediklerime boş boş bakıyorsunuz. Hanımefendi kendinize gelin lütfen. Saygı sınırlarını aşmayalım isterseniz. Bunu yapamam dedim. Annem ne istiyorsa yapabilirsiniz Doktor Hanım. Peki. Siz hazırlanın, ben hemen geliyorum. (O sırada Nalan geçmişte çocukken olduğu muayeneyi de hatırlar.)…Doktor gelince öyle aval aval bakınma Bir an önce işini yapsın çekip gidelim. ( Nalan çocukken olduğu muayeneyi hatırlamaya devam eder.) Sizi dışarı alabiliriz hanımefendi. Annem burda kalsın lütfen. Peki. Buyrun lütfen. Arkanıza yaslanın lütfen ve sizden bacaklarınızı buralara koymanızı rica edeceğim. Korkmayın. Sakin olun. Muayeneye başlıyorum. Bitti. Her şey normal mi yani? Bekar biri için anormal bir durum yok? Rahatlayabilirsiniz. Sizin korktuğunuz gibi bir durum yok. Çok geçmiş olsun Nalan. Allah'ım sana çok şükür Yarabbim. Yüzümüzü yere eğmedin Yarabbim çok şükür sana. Hadi kalk sallanma. Korseyi giyeceksin daha. Allah'ım sana çok şükür yüzümüzü yere eğdirmedin Yarabbim.” şeklinde ifade ve görüntülere yer verildiği görülmüştür.
Şiddet birçok yazılı kaynakta "Güç, zorlama ve baskı uygulama yoluyla, bedensel ya da ruhsal zarara neden olan söz, yaklaşım, tutum ve hareketlerin tümüdür." şeklinde tanımlanmaktadır. Yani şiddet, sadece saldırganlık ve kaba kuvvet içeren tutum ve davranışlar değil; hakaret etmek, aşağılamak, tehdit etmek, ekonomik özgürlüğü kısıtlamak ve zorla bir şey yaptırmak, kişinin kendisine olan saygısını, kendisine ve çevresine olan güvenini azaltan unsurlar anlamını da taşımaktadır.
Şiddet, seyircilerin en kolay özdeşlik kurabileceği unsurlardan biri olarak görüldüğünden kurgusal dünyada sıklıkla şiddet temsili olduğu görülmektedir. Gerçek hayatta çok daha örtük olan şiddet, kurgusal dünyada apaçık bir şekilde temsil edilebilmekte, bu temsil sayesinde de seyirci kitlesinin ilgisi çekilmektedir. Gerbner, Morgan ve Signorelli'nin "Televizyon Şiddetinin Profili" adlı çalışmalarında belirtildiği üzere, şiddeti televizyon icat etmemiştir ancak diğer kitle iletişim araçlarının aksine nispeten seçici kullanılmayan televizyon, sanal bir şekilde her ailenin evine girerek şiddet dahil olmak üzere aynı imge ve mesaj örüntülerini toplumun büyük bir kesimine iletmektedir. Bu örüntüler, tek tek bireylerin ya da grupların değil, yayın ve hikaye anlatma dünyalarının derin tarihi, kültürel ve ticari kökenleriyle var ettiği örüntülerdir. Çocuklar doğdukları günden itibaren televizyonun ritüel, sembolik ortamıyla iç içe olmakta ve televizyonun mesajları hayatın, toplumun ve dünyanın ortak kavramlarını şekillendirmeye ve sürdürmeye devam etmektedir.
Ülkemizde birçok kadın töre ve namus cinayetleri nedeniyle yaşamını kaybederken namus kavramının sadece kadınların sahip olması gereken bir değer olarak sunulması bu algının daha fazla pekişmesine neden olacaktır. Aksine bu değere bütün toplumun sahip olması gerektiğinin, namusun toplumdaki her birey için onur ve ahlak kurallarına sıkı sıkıya bağlılık olduğunun altının çizilmesi gerektiği apaçık bir gerçektir. Medya hizmet sağlayıcılar kadın temsillerine yer verirken kadına yönelik her türlü aşağılamayı duyarsızlaştırıcı, sıradanlaştırıcı, meşrulaştırıcı olmaktan uzak; kamusal sorumluluk anlayışına uygun olarak sunmalıdır. Medyanın kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddete neden olan toplumsal cinsiyet kalıp yargılarını destekleyici öyküler yerine, bu davranış kalıplarını ortadan kaldıracak dizi senaryolarına yer vermesinin kadına yönelik şiddet konusunda toplumsal farkındalık oluşturmaya olumlu ve önemli katkılar sağlayacağı ise kuşku götürmez bir gerçek olarak karşımıza çıkmaktadır.
Yukarıda yer verilen açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde, ihlale konu dizi filmde anne tarafından kızına küçüklükten itibaren bekâret korsesi olarak adlandırılan bir kıyafet giydirildiği, bu nedenle kızın gün içinde su içmesi bile mümkün olmadığı ve kullandığı yol dahi annesi tarafından kontrol edildiği, ayrıca sürekli olarak annesi tarafından kızına "Bakmak, büyütmek, edebiyle bu yaşa getirmek eziyet. Ya namusu kirlenirse? Yine adımız el alemin diline düşerse?" , "Akşam edebinle gidip edebinle geleceksin. En ufak bir yanlış yaparsan, sözümden çıkarsan, günaha batarsan neler olacağını biliyorsun değil mi?", "Bir daha yanlış yaparsan, bir daha sözümden dönersen, günaha batarsan öldürürüm kendimi." ve "Bir daha en ufak yalanı, edepsizliği, günahı aklından geçirirsen anlarım ben duydun mu beni? Yapmak değil, aklından geçirirsen, düşünürsen anlarım ben. Duydun mu? O üstündeki sadece korse değil. Korku o, korku." gibi ifadelerle namus, edep, günah konularında telkinde bulunulduğu, günaha girmemesi, günaha girdiği takdirde hem annenin kendisine hem de kızına zarar vereceği şeklinde uygulanan psikolojik şiddetin yanı sıra, kızın annesi tarafından bekâret korsesini çıkardığı gerekçesiyle bütün arkadaşları önünde ve sonrasında cezalandırılarak fiziksel şiddete de uğradığı görülmektedir. Kadının bakireliği konusunda bir şüphe oluştuğunda bekâret kontrolü yaptırılmasının cinsiyet temelli şiddetlerin en önemlisi olduğu ve Türk Tıp Derneği’nin bekâret kontrolünü kişinin zihinsel ve vücutsal bütünlüğüne yapılan bir aşağılama olarak tanımladığı göz önüne alındığında dizinin 22.04.2021 tarihinde yayınlanan bölümünde yer verilen ve sosyal medyada epey tepki toplayıp RTÜK İletişim Merkezi’ne de çok sayıda şikâyet gelmesine neden olan "bekâret kontrolü" sahnesine yer verilmesinin kişiye travma yaşattığı, aradan yıllar geçmesine rağmen travmanın etkilerinin silinmediği, muayene esnasında kızın gözyaşı dökmesine sebep olduğu görülmektedir. Dizi filmler konusu itibariyle bir kurgudan ibaret olsa da; bir kadına yönelik baskıları teşvik eden ve kadını istismar eden programlara yer verilmesinin kamusal sorumluluk anlayışı ile bağdaşmadığı kanaatine varılmıştır.
Bu nedenle söz konusu yayında, 6112 sayılı Kanun'un 8'inci maddesinin birinci fıkrasının (s) bendinin ihlal edildiği sabit görülmüştür.
Anılan yayın kuruluşu hakkında;
6112 sayılı Kanun’un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (s) bendinin ihlali nedeniyle; Kanun’un 32’inci maddesinin birinci fıkrası hükmü uyarınca, ihlalin ağırlığı, ihlalin mahiyeti, anılan madde ile korunmak istenen kamusal menfaat göz önünde bulundurularak, %2 oranında idari para cezası uygulanmasına karar verilmesi takdir edilmiştir.
Bu itibarla;
6112 sayılı Kanun'un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (s) bendinde yer alan; "Toplumsal cinsiyet eşitliğine ters düşen, kadınlara yönelik baskıları teşvik eden ve kadını istismar eden programlar içeremez." ilkesinin ihlali nedeniyle;
6112 sayılı Kanun'un 32’nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Bu Kanun’un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (a), (b), (d), (f), (g), (ğ), (h), (n), (ö), (s), (ş) ve (t) bentlerindeki yayın hizmeti ilkelerine ve aynı maddenin dördüncü fıkrasına aykırı yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşlara, ihlalin ağırlığı ve yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, ihlalin tespit edildiği aydan bir önceki aydaki brüt ticari iletişim gelirinin yüzde ikisinden beşine kadar idarî para cezası verilir. İdarî para cezası miktarı, radyo kuruluşları için bin Türk Lirasından, televizyon kuruluşları ve isteğe bağlı medya hizmet sağlayıcıları için onbin Türk Lirasından az olamaz. Ayrıca, idarî tedbir olarak, ihlale konu programın yayınının beş keze kadar durdurulmasına, isteğe bağlı yayın hizmetlerinde ihlale konu programın katalogdan çıkarılmasına karar verilir. İhlalin mahiyeti göz önünde bulundurularak, bu fıkra hükümlerine göre idarî para cezası ile birlikte idarî tedbire karar verilebileceği gibi, sadece idarî para cezasına veya tedbire de karar verilebilir.” hükmü uyarınca, idari para cezası uygulanması gerektiği,
a) İhlalin ağırlığı, yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, ihlalin tespit edildiği tarihi itibariyle kuruluşun Mart 2021 ayına ait ticari iletişim gelir beyanının 54.757.418,72 Türk Lirası olduğu değerlendirilerek, yüzde iki oranı (%2) 1.095.148,00 TL İDARİ PARA CEZASI UYGULANMASINA,
b) 6112 sayılı Kanun'un 32’nci maddesinin beşinci fıkrasında yer alan “ (…) 8’inci maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (d) bentleri dışındaki bentlerini, aynı maddenin ikinci fıkrasını ve bu Kanunun yayın hizmetlerinde ticari iletişimi düzenleyen hükümlerinden herhangi birini yaptırım kararının tebliğinden itibaren bir yıl içinde yirmiden fazla ihlal eden medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yayını beş güne kadar durdurulur. Bir yıl içinde aynı ihlalin tekrarı halinde, medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yayınının beş günden on güne kadar durdurulmasına; ihlalin ikinci tekrarı halinde ise yayın lisansının iptaline karar verilir...” hükmü uyarınca işlem tesis edileceği hususunun yapılacak tebligatta bildirilmesine,
Oy birliği ile karar verildi.