İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığının 01.09.2021 tarih ve 1210 sayılı yazısına konu SHOW TV logosuyla yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşta 24.08.2021 tarihinde saat 15:00’da yayınlanan "Didem Arslan Yılmaz'la Vazgeçme" adlı program yayınına ilişkin uzman raporu ile video görüntülerinin incelenmesi ve değerlendirilmesiyle yapılan görüşmeler sonucunda;
SHOW TV logosuyla yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşun, 24.08.2021 tarihinde saat 15:00’da canlı olarak yayınlanan, sunuculuğunu Didem Arslan Yılmaz'ın yaptığı "Didem Arslan Yılmaz'la Vazgeçme" adlı programda, geçen diyaloglarda; “Ve Hayriye Taşçı ablası Aysel Taşçı ile beraber Şanlıurfa'dan yayınımıza katılıyor. - Aysel değil Ayfer.- ... Ayfer Taşçı Şanlıurfa'dan yayına katılıyorlar. İki Urfalı güzel buradalar ama çok da dertliler. Çünkü ekranda görüyorsunuz Hayriye'nin üç çocuk babası dinî nikâhlı kocası...- Eski eşim.- Eski eşin, eski eşi diyelim, aynen eski eşi İbrahim'in kendisine kötü şeyler yaşattığını şu anda da annesiyle beraber birlikte olduğunu, aynı evde yaşadıkları ile ilgili çok korkunç bir iddiası var. Hatta kızı da çocuğu da şu anda annesi ile beraber eski eşinin yanında... Kendi çocuğu, annesi ve eski eşi aynı evde birlikte yaşıyorlar. İddiasına göre annesi eski eşiyle beraber şu anda. ... İbrahim Bey de çok farklı şeyler söylüyor senin hakkında bu yayına bağlanacağını söyledi. Dış Ses: Bugün Büyük Gün! Kocam Ve Annem Birlikte Dedi! Yer Yerinden Oynadı!- Annen 48 yaşında, eşinden 16 yıl önce ayrılmış, dün biraz konuşmaya başladık, senin şimdi annenle ilgili söylediğin gerçekten çok enteresan çok ilginç bir şey söylüyorsun. Hayriye'nin hayatı aslında İbrahim'le tanışınca İbrahim Birinci'yle tanışınca çok fazlasıyla değişiyor. - Aynen. - Arkasından aslında o sırada sana istismarda bulunuyor diyelim 15 yaşında. Sonra evli olduğunu öğreniyorsun. - Zaten kendimde değildim.....- İbrahim de mi madde kullanıyordu?- Aynen, sabıkası da var zaten bundan. - Bulundurmaktan mı içmekten mi? İçmekten sabıkası ...- Hem bulundurmaktan hem de içirmekten.- Satıyor mu peki iddiana göre?- Yani sattığını hiç görmedim ama içtiğini gördüm. - İçtiğini gördün.- Hepsinde gördüm aynen içtiğinde de gördüm. Yanına giderken mesela ben o zamanlar bilmiyordum mesela yanına giderken sürekli şey oldum yani şahit oldum içtiğine mesela.- Peki anneniz yani sizin babanızdan ayrıldıktan sonra Zerga Dayıkaraca...- Aynen- 48 yaşında. Anneyi de bir ekranda görelim şu an İbrahim'i görüyoruz. Şanlıurfa'da, anne de bu. Kucağındaki de torunu.- Benim kızım.- Senin kızın?- Aynen.- Ön tarafta annenle selfie yapan da senin ayrıldığın birlikte olduğun kişi. - Aynen.- İbrahim Birinci. İbrahim Birinci bu arada resmî nikâhlı karısından ayrılıyor mu?- Yani bilmiyorum ben hâlâ evli olduklarını biliyorum.- Aynı evi mi paylaşıyorlar?- Yani bilmiyorum, eski eşi hâlâ ayrılmadıklarına göre eşi diyelim. Annesinin yanındaydı. O da sürekli gidip geliyordu onlara.- Peki Hayriye sen neden eski beraber olduğun kişiyle İbrahim'le, çocuğunun babasıyla annenin beraber olduğunu düşünüyorsun?- Nasıl düşünüyorum, eşim beni 3 aylık hamileyken İbrahim evden atınca ben de annemin evine gelince annem de istemedi beni annem de attı beni sokağa, annem de istemedi beni. Sonra biz ablamla yani bizim tek istediğimiz bir aile, bir ailemizin olmasıydı. Hani bir annemizin bir babamızın olmasıydı. O da olmadı yani. - Peki sen o sırada annenle, eski beraber olduğun çocuğunun babası İbrahim Birinci'yle diyorsun ki ona daha sıcak davranıyordu, bize kötü davranıyordu ama şu anki iddiana göre siz ayrılmışsınız...- Annem bize karşı ilgisiz ama İbrahim'e gelince sıcak davranıyor.- Ha onu anlatın. Nasıl sıcak davranıyor bir Ayfer anlatsın.- Didem abla biz para biriktirdik kendimize ayrı ev tuttuk ben hamileliğim boyunca ikimiz ablamla tuttuğumuz evdeydik. - Ondan sonra hamileliğim biraz gecikince sezaryen oldum ben. Ondan sonra annemin yanına gidince bir ay doğuma olunca annemin yanına gittim. Baktım anne dedim işte sen İbrahim'le falan görüşüyor musun? Yok dedi ben görüşmüyorum dedi hayır dedi öyle bir şey yok. Küçük erkek kardeşim var Mustafa 12 yaşlarında falan. Dedim işte Mustafa İbrahim buraya geliyor mu? Evet dedi abla, hatta 15 gün boyunca bizde uyuyordu dedi.- Aaa!- Aynen sonra bir gün baktım İbrahim içeriye girdi, annemle görüşüyorlar, konuşuyorlar, muhabbet ediyorlar, sohbet ediyorlar.- Yani İbrahim senin annenin yanına gelip gelip gidiyor, bunu annen Zerga saklıyor.- Evet abla. - İbrahim diyordu, bunlar gelmeden önce biz ne güzel anlaşıyorduk, bunlar geldikten sonra huzur bırakmıyorlar bize. Önümüzde diyorlardı. - Sen doğumu annenin evinde mi yaptın?- Aynen annemin evinde yaptım.- Tamam annenle görüşür muydu İbrahim o sırada?- Aynen hâlâ görüşüyorlardı.- Seninle görüşmüyor onunla görüşüyor?- Benimle hiç konuşmazdı ama annemle araları iyiydi.- Yani o kadar çok sıcak davranıyordu ki işte ayakkabılarını falan bile giydiriyormuş damadının.- Sizin vücudunuzdan para karşılığı menfaat sağladığınızla ilgili yani fuhuş yaptığınızla ilgili bi fotoğraf mı var sizi fuhuş yaparken mi çekmişler?- Bilmiyorum İbrahim'de olabilir. Annemde yok yani. - Bir dakika ben şunu sorayım açık açık siz anneniz sizi dışarı atınca vücudunuzu pazarladınız mı?- (Ses kesiliyor) Çaresizlikten yapıyorduk keyiften mi yapıyorduk? - Bizim başımıza ne geldiyse sahipsizlikten abla sahipsizlikten. Bir defa iki defa bulaştık ama artık öyle bir şey yok.- Yani düzenli olarak bu işi yapmadınız yani.- Hayır hayır düzenli olarak sabıka kaydımız, polis bizi basma asla öyle bir şey yok sabıka kaydımız tertemiz.- Ha düzenli olarak kendinizi pazarlamadınız yani?- (Ses kesiliyor) Bir iki defa bulaştık ama şu an öyle bir şey yok. Şu an tek derdim sizden bebeğimi almak kendime düzenli bir hayat kurmak.- Ben 6 ay boyunca yokken sen annemin yanına niye gidiyordun niye gidiyordun niye gidiyordun? Tek sorum bu, annemin yanında 15 gün 20 gün boyunca sen niye uyuyordun o tek bir bayandır sen niye onun yanında uyuyordun? - Sen duştayken annem duşa niye giriyordu? Buna da cevap ver hadi! - Benim annem benim annem kaç defa ben İbrahim'le birlikte oldum dedi ya kendisi gözlerimin içine bakarak bunu dedi ya yeter ya annem dedi bunu yeter ya!” şeklinde ifadelere yer verildiği görülmüştür.
Bilindiği üzere, Toplumsal değerler, belli bir toplumda meydana gelen ve genel kabul gören düşünce ve normları yansıtan ölçütlerdir. Aile, din, hukuk, eğitim, ekonomi gibi kurumlar toplumsal değerlerin etkisi altında şekillenir. Toplumsal değerler, toplumsal yapı ve düzenin devamlılığı için çok önem arz eder. İnsan yaradılışı gereği sosyal bir varlıktır ve insan için toplumsal hayat ne kadar önemli ve gerekliyse bir toplum için de o toplumun çekirdeğini oluşturan aile o kadar önemlidir. Aile toplumlarda kültürün, insani değerlerin ve tarihi sürekliliğin koruyucusu ve aktarıcısıdır. Türk toplumu geçmişten bu yana aile değerlerine verdiği önem sayesinde gelişimini sürdürmüş ve kültürel kimliğini korumayı başarmıştır. Medya da toplumsal değerlerin aktarımı, paylaşımı, değişimi ve yeniden üretimi konusunda önemli bir araçtır. Ancak zamanla toplumsal değişimlerle beraber aile değerlerinde de birtakım değişimler meydana gelmektedir. Özellikle kitle iletişim araçlarının aile değerlerini göz ardı etmesiyle birlikte ahlaki ve kültürel yozlaşmalar yaşanmaktadır. Barbarosoğlu, medyanın aile yapısına ters düşen, ahlaka uygun olmayan ilişkileri "normal, sıradan ve olağan" bir forma sokup insanlardaki hassasiyeti azalttığını, buna benzer ilişkileri meşrulaştırdığını ve izleyiciyi yeni duruma alıştırdığını söylemektedir.
Bununla birlikte, gündelik hayatta yaşanan tüm konular kitle iletişim araçları ile geniş kitlelere ulaştırılarak görünür, bilinir ve tartışılır hâle getirilmektedir. Genel olarak kamuoyunu ilgilendiren bu süreçte ise bilgi aktarımı yapılırken bireylerin bilgilendirilmesi ve de belirli düzeyde yaygın bilinç oluşturulması yayın kuruluşları tarafından hedeflenmektedir. Mikro ölçekte aileyi, makro ölçekte ise toplumu ilgilendiren problemler ele alınırken programda kendini ifade etme imkânı verilen kişiler çeşitli mahrem konuları stüdyo ortamından tüm ülkenin gündemine taşınabilecek şekilde iddia, içerik ve ayrıntılı tasvirler ile gözler önüne sermektedir. Herhangi bir çözüme ya da sonuca kavuşturmadan bir tür kurgusallık içinde katılımcıların hayatları birer seyirlik nesneye dönüştürülmektedir.
Medya tarafından izlenme kaygısı ile aile değerlerini zedeleyen içeriklerin gösterimi, evlilik ve aile kurumunun olumsuz temsili, aileyi ve dolayısıyla toplumu olumsuz yönde etkilemektedir. Aile kavramı zaman içerisinde dönüşüme uğramışsa da ailenin korunması, ülkemiz için hâlâ en önemli ilkelerden biridir.
Yukarıda yer verilen açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde, ihlale konu programda, ."Kendi çocuğu, annesi ve eski eşi aynı evde birlikte yaşıyorlar. İddiasına göre annesi eski eşiyle beraber şu anda"; "Kocam ve Annem Birlikte Dedi"; "Arkasından aslında o sırada sana istismarda bulunuyor diyelim 15 yaşında. Sonra evli olduğunu öğreniyorsun"; "Peki Hayriye sen neden eski beraber olduğun kişiyle İbrahim'le, çocuğunun babasıyla annenin beraber olduğunu düşünüyorsun?"; "Yani İbrahim senin annenin yanına gelip gelip gidiyor bunu annen Zerga saklıyor.";"...ben şunu sorayım açık açık siz anneniz sizi dışarı atınca vücudunuzu pazarladınız mı?"; "Tek sorum bu, annemin yanında 15 gün 20 gün boyunca sen niye uyuyordun o tek bir bayandır sen niye onun yanında uyuyordun?"; "Sen duştayken annem duşa niye giriyordu? Buna da cevap ver hadi!" şeklinde ifadelerle, Türk toplumunun ailenin korunması ve genel ahlak değerleriyle bağdaşmayacak bir biçimde izleyicilere aktarıldığı, program katılımcısı tarafından iddia edildiği üzere öz annesinin katılımcının eşiyle birlikte olduğu ve beraber kaçtıkları, para karışlığında cinsel ilişkide bulunma eylemi ile ilgili olarak aktarılanların 'sahipsizlik ve çaresizlikten' yapıldığının dile getirilmesi gibi hususların birtakım sansasyonel ifadelerle izleyiciye aktarılması aile kurumunun saygınlığına zarar verecek ve gayriahlaki ilişkileri meşrulaştıracak bir mahiyet arz ettiği ortadadır. Bilindiği gibi aile, bireylerin kendilerini güvende hissettikleri sevgi ve saygı temelinde var olan bir kurumdur. Bu programda ise aile bireylerinin birbirlerine karşı olan davranışları toplumun aile kavramına atfettiği güven, sevgi, saygı gibi kavramlarla anlam bulan değere zarar verecek ve aile üyelerine karşı olumsuz davranışları kanıksatacak bir içeriğe sahiptir.
Yayıncı kuruluş söz konusu programda aile üyelerinin birbirlerine karşı sergiledikleri olumsuz davranışların tek tek anlatılmasına aracılık ettiğinden bu durumun aile mefhumunun kapsadığı değerlerin erozyona uğramasına ve aile üyelerinin birbirine yönelik olumsuz davranışlarının toplumda kanıksanarak bu türden topluma zarar verici nitelikteki durumların normalleşmesine yol açabileceği, dolayısıyla mezkur yayının, Türk aile yapısına, genel ahlaka ve manevi değerlerimize aykırılık içerdiği, televizyon programlarında bu tarz konuların görülme sıklığı arttıkça; toplumun bu ilişkileri normalleştirmesine, duyarsızlaşmasına ve toplumsal değerlerin yozlaşmasına neden olacağı kanaatine varılmıştır.
Bu nedenle söz konusu yayında, 6112 sayılı Kanun'un 8'inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinin ihlal edildiği sabit görülmüştür.
Anılan yayın kuruluşu hakkında;
6112 sayılı Kanun’un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinin ihlali nedeniyle; Kanun’un 32’inci maddesinin birinci fıkrası hükmü uyarınca, ihlalin ağırlığı, ihlalin mahiyeti, anılan madde ile korunmak istenen kamusal menfaat göz önünde bulundurularak, %2 oranında idari para cezası uygulanmasına karar verilmesi takdir edilmiştir.
Bu itibarla;
6112 sayılı Kanun'un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde yer alan; “Toplumun milli ve manevi değerlerine, genel ahlaka ve ailenin korunması ilkesine aykırı olamaz.” ilkesinin ihlali nedeniyle;
6112 sayılı Kanun'un 32’nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Bu Kanun’un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (a), (b), (d), (f), (g), (ğ), (h), (n), (ö), (s), (ş) ve (t) bentlerindeki yayın hizmeti ilkelerine ve aynı maddenin dördüncü fıkrasına aykırı yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşlara, ihlalin ağırlığı ve yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, ihlalin tespit edildiği aydan bir önceki aydaki brüt ticari iletişim gelirinin yüzde ikisinden beşine kadar idarî para cezası verilir. İdarî para cezası miktarı, radyo kuruluşları için bin Türk Lirasından, televizyon kuruluşları ve isteğe bağlı medya hizmet sağlayıcıları için onbin Türk Lirasından az olamaz. Ayrıca, idarî tedbir olarak, ihlale konu programın yayınının beş keze kadar durdurulmasına, isteğe bağlı yayın hizmetlerinde ihlale konu programın katalogdan çıkarılmasına karar verilir. İhlalin mahiyeti göz önünde bulundurularak, bu fıkra hükümlerine göre idarî para cezası ile birlikte idarî tedbire karar verilebileceği gibi, sadece idarî para cezasına veya tedbire de karar verilebilir.” hükmü uyarınca, idari para cezası uygulanması gerektiği,
a) İhlalin ağırlığı, yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, ihlalin tespit edildiği tarihi itibariyle kuruluşun Temmuz 2021 ayına ait ticari iletişim gelir beyanının 27.722.662,23 Türk Lirası olduğu değerlendirilerek, yüzde iki oranı (%2) 554.453,00 TL İDARİ PARA CEZASI UYGULANMASINA,
b) 6112 sayılı Kanun'un 32’nci maddesinin beşinci fıkrasında yer alan “ (…) 8’inci maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (d) bentleri dışındaki bentlerini, aynı maddenin ikinci fıkrasını ve bu Kanunun yayın hizmetlerinde ticari iletişimi düzenleyen hükümlerinden herhangi birini yaptırım kararının tebliğinden itibaren bir yıl içinde yirmiden fazla ihlal eden medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yayını beş güne kadar durdurulur. Bir yıl içinde aynı ihlalin tekrarı halinde, medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yayınının beş günden on güne kadar durdurulmasına; ihlalin ikinci tekrarı halinde ise yayın lisansının iptaline karar verilir...” hükmü uyarınca işlem tesis edileceği hususunun yapılacak tebligatta bildirilmesine,
Üst Kurul Üyesi Okan KONURALP ile İlhan TAŞÇI’nın karşı oyları ve oyçokluğu ile karar verildi.
Toplantıya Ait Şerhler
Üst Kurulun 07.09.2021 tarih, 2021/35 sayılı toplantısında alınan 18 No’lu karara karşı oy yazısı.
İlhan TAŞCI Şerhidir.