İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığının 06.12.2021 tarih ve 1609 sayılı yazısına konu TGRT HABER logosuyla yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşta 15-19.11.2021 tarihlerinde 21:00’da yayınlanan “Gündem Özel” adlı program yayınına ilişkin uzman raporu ile video görüntülerinin incelenmesi ve değerlendirilmesiyle yapılan görüşmeler sonucunda;
TGRT HABER logosuyla yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluş tarafından 15-19.11.2021 tarihlerinde 21:00’da yayınlanan ve içeriğinde güncel haberlere yer verilen, “Gündem Özel” adlı haber programının,
15.11.2021 tarihinde yayınlanan bölümünde saat 22:10:51’de; “Esenyurt’ta Meydan Muharebesi” başlıklı haberde kalabalık gruplar arasında yaşanan sokak kavgasına ait görüntülerin ekrana getirildiği, saat 22:14:24’te; “Eli Kanlı Soyguncu Yaptıklarını İtiraf Etti” başlıklı haberde silahlı soyguncunun, kuyumcunun çalışanına ateş ettiği ve sonrasında çalışanı darp ettiği anların görüntülerinin defalarca ekrana getirildiği, saat 22:40:38’de; “İlacın Markasını Beğenmedi Doktoru Darbetti” başlıklı haber süresince aile doktoruna muayene olmaya gelen hastanın doktoru darp ettiği anlara ait güvenlik kamerası görüntülerinin tekraren yayınlandığı,
16.11.2021 tarihinde yayınlanan bölümünde saat 21:35:17’de; “Trafikte Tartıştığı Kişiye Bıçak Çekti” başlıklı haberde tır şoförü ve otomobil sürücüsü arasında yaşanan gerginliğin ekrana getirildiği, saat 21:36:24’te; “Nusaybin’de Silahlı Sopalı Kavga:1 Yaralı” başlıklı haberde iki grubun karşı karşıya gelip sopa ve silahlarla kavga ettiği görüntülerin ekrana getirildiği, saat 21:37:26’da; “Kaput Üzerinde Sürükledi 5 Ay Hapis Yatacak” başlıklı haberde iki kişi arasındaki kavganın tekrar tekrar ekrana getirildiği,
17.11.2021 tarihinde yayınlanan bölümünde saat 21:32:29’da; “Sokak Ortasında Böyle Çatıştılar” başlıklı haberin ekrana getirildiği, saat 21:42:08’de; “Baltalı Saldırıya 14 Yıl 8 Ay Hapis İstendi” başlıklı haberde küçük bir çocuğun da yer aldığı olayların tekrar tekrar ekrana getirildiği, saat 21:43.59’da; “Suriyelilerin Kavgasını Suriyeli Kaydetti” başlıklı haberde iki grup arasında yaşanan kavganın görüntülerinin yinelenmek suretiyle ekrana getirildiği, saat 22:07:10’da; “Dar Sokakta Hız Denemesi 1 Kişi Yaralı” ve saat 22:08:11’de; “Otomobilin Altında Kalıyordu” başlıklı haberlerde kazazedelerin görüntülerinin ekrana birkaç kez tekrar edilerek getirildiği,
18.11.2021 tarihinde yayınlanan bölümünde saat 21:31:25’te; “Mülteciler Gecekondu Yaktı”, saat 21:36:49’da; “Kuryeyi Darpedip Bıçakladılar” ve saat 21:32:30’da; “2 Kişinin Öldüğü Kavganın Görüntüleri” başlıklı haberlerde dehşet verici olayların görüntülerinin tekrar tekrar ekrana getirildiği,
19.11.2021 tarihinde yayınlanan bölümünde saat 21:38:29’da; “9 Kişi Asılarak İdam Edildi” başlıklı haberin ekrana getirildiği, saat 21:41:06’da; “Eşi Darbetti Öfkesini Arabadan Çıkardı” başlıklı haberde aracın öfkeli kadın tarafından parçalandığı anların görüntülerine yer verildiği, saat 21:43:44’te; “Tacizciye Meydan Dayağı Atıldı” başlıklı haberin ekrana getirildiği görülmüştür.
Bilindiği üzere, Televizyon günümüzde kolay erişilen, oldukça yaygın bir kullanıma sahip, bireysel ve toplumsal davranışlar üzerinde etkisi yüksek olan bir kitle iletişim aracıdır. Özellikle 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren evlerde yaygınlığı artan televizyon, bireysel ve toplumsal yaşam tarzlarını etkileyen, toplumsal ve bireysel değer yargılarına tesir eden önemli bir güç olmuştur. Televizyon, bilgi çağı olarak adlandırılan günümüzde dahi merkezî hikâye anlatıcı görevini sürdürmektedir. İnternet gibi kullanıcının daha aktif ve etkileşimli olmasını gerektiren bir mecranın aksine televizyon; hem kullanıcının beğeni ve istekleri hem de sair toplumsal beklentiler çerçevesinde bir seçki sunarak her haneye ortak imgeler ve mesajlar iletmektedir. Şiddet, seyircilerin en kolay özdeşlik kurabileceği unsurlardan biri olarak görüldüğünden ekranlarda sıklıkla şiddet unsurlarına yer verilmektedir.
Haber programında yer verilen içeriklerin gerçek hayattan alınıyor olması, bu program türlerindeki şiddet unsurlarının olası tahripkar sonuçlarını artırmaktadır: Haberleri diğer program türlerinden ayıran en önemli unsur içeriğinin gerçekliğe dayanıyor olmasıdır. İçerikte yer alan kişilerin ve şiddetin gerçek olması izleyenlerde diğer içeriklere göre daha fazla etki bırakmaktadır. Bu nedenle haberlerde yer alan şiddet içeriklerinin toplumu etkileme gücü göz ardı edilmemelidir. Nitekim Radyo ve Televizyon Üst Kurulu ile Televizyon Yayıncıları Derneği arasında imzalanan Yayıncılık Etik İlkeleri Sözleşmesi ile yayıncılar; yayıncılığın toplumsal sorumluluk gerektirdiği bilinciyle, izlenme/dinlenmeyi tek ölçüt kabul etmeden yayınlarda; Şiddeti teşvik etmemeyi ve meşrulaştırmamayı, taahhüt etmelerine rağmen haber programlarında şiddet içeriklerine yoğun olarak yer verildiği gözlemlenmektedir.
Şiddet ve korku uyandırıcı unsurların yoğun olarak kullanıldığı bahse konu haberlerin izleyicilerin ruh halinde sarsıntılara yol açabileceği aşikardır. Şiddetin sonuçlarının ihmal edilmesi ve şiddetin abartılı biçimde ele alınıp yansıtılması izleyici kitlede olumsuz bir zihinsel yapılanmayı oluşturacaktır. Söz konusu programda yapıldığı gibi televizyondaki şiddet unsurlarına sıkça yer vermek ise saldırgan davranışların normal olduğu fikrini teşvik eder. Böylece izleyicilerin şiddeti kanıksayarak hızla normalleştirmesine, dolayısıyla gündelik hayatında bu yönde eğilimler gösterebilmesine sebebiyet verilmektedir. Ayrıca izleyiciler saldırganları veya saldırganların çeşitli sorunlar karşısındaki çözümlerini ve tutumlarını zihinlerinde kodlayarak, karşılaştığı kişisel sorunların çözümünde saldırganlık en olası yaklaşım haline gelmektedir.
Televizyon yapımlarının toplumun zihin yapısını, davranış kalıplarını ve karar alma mekanizmalarını şekillendirmedeki etkisinin yadsınamayacağı, günlük yaşamdaki olayların izleyici karşısına çıkarıldığı haber bültenlerinin izleyici kitlesinin alacağı kararları etkileyebileceği ve izleyicide korku, endişe gibi olumsuz duyguların ortaya çıkmasına neden olabileceği dikkate alındığında, ihlale konu haber programında yer alan diyalog ve olayların, kamuoyunda ciddi ölçüde kaygı ve rahatsızlık yaratabilecek potansiyelde olduğu, her ne kadar medya hizmet sağlayıcı kuruluşların izleyicilerin beğenisine sundukları yapımlarda ticari amaçlar doğrultusunda hareket etmeleri olağan ise de yayıncıların ticari kaygıların yanı sıra toplum karşısındaki kamusal sorumluluklarının bilincinde olmaları, kamuoyunu karamsar ve depresif bir ruh haline sürükleyebilecek yayınları reyting kaygısıyla izleyicilere sunmamaları gerçeği ışığında söz konusu programda fiziksel, duygusal ve cinsel şiddetin birçok boyutu ekrana getirilmesi, örnek teşkil etmesi bakımında incelenen beş günlük süre göz önüne alındığında şiddeti teşvik edici veya kanıksatıcı çok sayıda habere yer verilmesi, ayrıca bu haberlerin yayınlanması sırasında olaylara dair görüntülerin tekrar tekrar ekrana getirilmesi neticesinde şiddetin özendirildiği kanaatine varılmıştır.
Bu nedenlerle mezkur yayında, 6112 sayılı Kanun'un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (ş) bendinin ihlal edildiği sabit görülmüştür.
Anılan yayın kuruluşu hakkında;
6112 sayılı Kanun’un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (ş) bendinin ihlali nedeniyle; Kanun’un 32’inci maddesinin birinci fıkrası hükmü uyarınca, ihlalin ağırlığı, ihlalin mahiyeti, anılan madde ile korunmak istenen kamusal menfaat göz önünde bulundurularak, %2 oranında idari para cezası uygulanmasına karar verilmesi takdir edilmiştir.
Bu itibarla;
6112 sayılı Kanun'un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (ş) bendinde yer alan; "Şiddeti özendirici ve kanıksatıcı olamaz." ilkesinin ihlali nedeniyle;
6112 sayılı Kanun'un 32’nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Bu Kanun’un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (a), (b), (d), (f), (g), (ğ), (h), (n), (ö), (s), (ş) ve (t) bentlerindeki yayın hizmeti ilkelerine ve aynı maddenin dördüncü fıkrasına aykırı yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşlara, ihlalin ağırlığı ve yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, ihlalin tespit edildiği aydan bir önceki aydaki brüt ticari iletişim gelirinin yüzde ikisinden beşine kadar idarî para cezası verilir. İdarî para cezası miktarı, radyo kuruluşları için bin Türk Lirasından, televizyon kuruluşları ve isteğe bağlı medya hizmet sağlayıcıları için onbin Türk Lirasından az olamaz. Ayrıca, idarî tedbir olarak, ihlale konu programın yayınının beş keze kadar durdurulmasına, isteğe bağlı yayın hizmetlerinde ihlale konu programın katalogdan çıkarılmasına karar verilir. İhlalin mahiyeti göz önünde bulundurularak, bu fıkra hükümlerine göre idarî para cezası ile birlikte idarî tedbire karar verilebileceği gibi, sadece idarî para cezasına veya tedbire de karar verilebilir.” hükmü uyarınca, idari para cezası uygulanması gerektiği,
a) İhlalin ağırlığı, yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, ihlalin tespit edildiği tarihi itibariyle kuruluşun Ekim 2021 ayına ait ticari iletişim gelir beyanının 3.184.806,41 Türk Lirası olduğu değerlendirilerek, yüzde iki oranı (%2) 63.696,00 TL İDARİ PARA CEZASI UYGULANMASINA,
b) 6112 sayılı Kanun'un 32’nci maddesinin beşinci fıkrasında yer alan “ (…) 8’inci maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (d) bentleri dışındaki bentlerini, aynı maddenin ikinci fıkrasını ve bu Kanunun yayın hizmetlerinde ticari iletişimi düzenleyen hükümlerinden herhangi birini yaptırım kararının tebliğinden itibaren bir yıl içinde yirmiden fazla ihlal eden medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yayını beş güne kadar durdurulur. Bir yıl içinde aynı ihlalin tekrarı halinde, medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yayınının beş günden on güne kadar durdurulmasına; ihlalin ikinci tekrarı halinde ise yayın lisansının iptaline karar verilir...” hükmü uyarınca işlem tesis edileceği hususunun yapılacak tebligatta bildirilmesine,
Oybirliği ile karar verildi.