İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığının 09.12.2021 tarih ve 1676 sayılı yazısına konu mgc logosuyla yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşun 08.12.2021 tarihinde saat 10:16’da yayınladığı ticari iletişim yayınına ilişkin uzman raporu ile video görüntülerinin incelenmesi ve değerlendirilmesiyle yapılan görüşmeler sonucunda;
Bahse konu yayına ilişkin uzman raporunda ayrıntıları belirtildiği üzere, kuruluşun 08.12.2021 tarihinde saat 10:16’da yayınladığı "Mucize Viks Krem" isimli ürünün ticari iletişim yayınında; “Bel fıtığı, boyun fıtığı olanlar, eklem ağrısı çekenler, namaz kılarken zorlananlar yani eğilip kalkarken güçlük çekenler, lütfen ekranlarınızın başından ayrılmayın. Bununla birlikte romatizmadan muzdarip olanlar, bakın burası çok önemli bütün bu ağrılarınızdan, sızılarınızdan ameliyat olmadan nasıl kurtulacaksınız? Türkiye'ye ilk defa gelen bir tedaviden bahsedeceğiz. Manuel terapiden bahsedeceğiz. Nedir bu manuel terapi sayın hocam?...Efendim biliyorlar ki biz bir merhemden bahsediyoruz. Mucize Viks isimli dünya çapında ismi olan bir kremden bahsediyoruz. Efendim 3000 yıllık mucize krem Mucize Viks olarak şu anda az önce saydığımız bütün hastalıkları, yani bir bel fıtığını, bir boyun fıtığını ve yine aynı şekilde hemoroid ve bununla birlikte romatizma, migren... Bu hastalıkları ağrısız, bıçak altına yatmadan, iğne olmadan ve kimyasal ilaç ağız yoluyla kullanmadan, deri altı tedavisi ile biz bu yöntemle o hastalarımızı manuel terapi ile o hastalarımızı o beladan kurtarıyoruz inşallah…5 adet mucize krem alana 5 adet Mucize Viks sizlere hediye…5 adet sizden 5 adet bizden, toplamda 10 adet…Efendim boyun fıtığına bir parmak, nohut tanesi kadar günde 3 kere bu saydığımız hastalıkların hepsine günde 3 kere uygulanacak…Günde 3 kere, sabah öğle akşam...Hemoroid mi var, boyun fıtığı mı var, bel fıtığı mı var? Günde 3 kere... Romatizman mı var, kireçlenme mi var, ayak mantarın mı var? Günde 3 kere...Özellikle bottan dolayı ayakta oluşan mantarlar, o mantarlardan dolayı oluşan kokular, kaşıntılar, bunların hepsine günde 3 kere sürün bakın bakalım neler oluyor…Mucize Viks deri altı tedavisidir…İşlediği zaman ... o hemoroidin köküne iniyor…Damarlara kadar, kılcal damarlara kadar...Köküne iniyor, temizliyor orayı bir sünger gibi oradaki o pisliği, hastalığı çekip alıyor. Hafiften yakar onu buradan uyarayım... Hafiften yakı olacak. Bunun olması gerekiyor. Oradaki mikrobu kırıyor zaten. Derinin altındaki o mikrobu, hastalığı aldığı için zaten tedavinin başladığını bir nohut tanesi kadar sürdükleri zaman anlayacaklar…Efendim artık sandalyeye oturup namaz kılmaya son…Efendim, bel fıtığı, boyun fıtığı, hemoroid, ayak mantarı, ayak ağrısı, diz ağrısı, romatizma, kireçlenme, bin derdin şifası bu, buyurun deneyin... Mucize Viks dünya çapında bir tedavidir. Efendim bütün ağrılarınızın tek çözümüdür...”, "Mucize Viks Krem", "10 Kutu 99 TL + Kargo", "0 216 277 73 …", vb. şeklinde sözlü ve yazılı ifadelerle, ürünün bel ağrısı, boyun ağrısı, diz ağrısı, kemik ağrısı, bel fıtığı, romatizma, hemoroid, ayak mantarı vb. çok sayıda rahatsızlığı tedavi ettiği vurgulanarak, sağlık beyanıyla tanıtım ve satışına yönelik yayın yapıldığı görülmüştür.
Bilindiği üzere, 1262 sayılı İspençiyari ve Tıbbi Müstahzarlar Kanunu’nun 19’uncu maddesinin birinci fıkrasında; "...Müstahzar olmamakla beraber hastalıkları teşhis ve tedavi ettiği beyanı ile herhangi bir ürünün satışını, pazarlamasını veya reklamını yapanlar bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Ayrıca bunların tanıtım veya satışlarının internet veya başkaca herhangi bir elektronik ortam üzerinden yapılması hâlinde 18 inci maddenin üçüncü fıkrası uygulanır." hükmüne yer verilmiştir.
Diğer yandan, 03 Temmuz 2015 tarih ve 29405 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Beşeri Tıbbi Ürünlerin Tanıtım Faaliyetleri Hakkındaki Yönetmeliğin Tanıtım Faaliyetlerinin Kapsamı ve Esaslarının anlatıldığı 5’inci maddesinin 3’üncü fıkrasında “Ürünlerin internet dahil halka açık yayın yapılan her türlü medya ve iletişim ortamında program, film, dizi film, haber ve benzeri yollarla doğrudan veya dolaylı olarak topluma tanıtımı yapılamaz…” hükmü,
Gıda kapsamında değerlendirilerek izin verilen ürünlerin de 5996 sayılı Kanuna dayanılarak hazırlanan Türk Gıda Kodeksi Gıda Etiketleme ve Tüketicileri Bilgilendirme Yönetmeliği'nin 7’inci maddesinin üçüncü fıkrasında belirtilen "...bir hastalığı önleme, tedavi etme veya iyileştirme özelliğine sahip olduğuna dair bilgilendirme yapılamaz, bu tür özelliklere atıfta bulunulamaz." hükmü yer almaktadır.
Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’nun 13.02.2013 tarih ve 18816847 sayılı yazısında; “insan sağlığına doğrudan veya dolaylı olarak faydalı olduğunu yahut hastalıklara veya belirtilerine karşı etkili olduğunu, koruduğunu, tedavi ettiğini belirten ileri süren veya ima eden tüm ifadeler sağlık beyanı olarak kabul edildiği, bununla birlikte, TV ve radyo kanallarının reklamlarında veya programlarında gıda takviyeleri ve bazı kozmetik ürünlerin "zeka seviyesinde artış, iştahsızlık, erken boşalma, iktidarsızlık, sperm sayılarını arttırma, cinsel sorunları giderme, tansiyon ve ritim bozuklukları, mide bağırsak problemleri, hepatit C, hepatit B, diyare, hemoroid, gastrit/reflü, kolesterol seviyesini azaltma, astım şikayetlerinin giderilmesi, kemik erimesi, trombosit düşüklüğü, kanser (tümör), karaciğer büyümesi, kansızlık, idrar yolları problemleri, migren, baş ağrısı, uçuk tedavisi, metabolizmayı hızlandırması, sindirimi kolaylaştırması, hazımsızlığa iyi gelmesi" gibi bir çok sağlık beyanıyla tanıtımı ve satışının yapıldığı, bunun yanı sıra bazı kozmetik ürünlerinde "bel ve boyun fıtığı, kireçlenme, romatizma, diz ve kas ağrısı, sırt ağrısı, eklem ağrıları, saç çıkarma, kellik" gibi semptomlarda tedavi edici özelliği belirtilerek yani sağlık beyanında bulunularak tanıtım ve satışının yapıldığı” belirtilmektedir.
Bahse konu ürünün tanıtım ve satışına yönelik ihlale konu yayında, söz konusu ürünün bel ağrısı, boyun ağrısı, diz ağrısı, kemik ağrısı, bel fıtığı, romatizma, hemoroid, ayak mantarı vb. çok sayıda rahatsızlığı tedavi ettiği vurgulanarak, çok sayıda rahatsızlığa çözüm olarak sunulduğu ve ilgili mevzuatına aykırı olarak sağlık beyanıyla tanıtım ve satışının yapıldığı sabit olup, tedavide etkinliği ve emniyeti kanıtlanmamış olan ürünlerin sağlık beyanı ile tanıtılması ve bu tanıtımda yer alan ifadelerin, insanların hastanelere, tıp doktorlarına ve tıbbi tedavi yöntemlerine duydukları güvenin sarsılmasına neden olabileceği, toplum sağlığını olumsuz yönde etkileyebileceği kanaatine varılmıştır.
Yukarıda yer alan açıklamalar dikkate alındığında; ihlale konu yayında, söz konusu ürünün sağlık beyanı ile tanıtım ve satışının yapılmasının, 1262 sayılı İspençiyari ve Tıbbi Müstahzarlar Kanunu’nun 19’uncu maddesinin birinci fıkrasına ve ilgili mevzuatına aykırılık taşıdığı, dolayısıyla mezkur yayında, 6112 sayılı Kanun'un 8’inci maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan "Radyo ve televizyon yayın hizmetlerinde... takviye edici gıdalar ve benzeri destekleyici ürünler de dâhil olmak üzere herhangi bir ürünün ilgili mevzuatına aykırı olarak sağlık beyanıyla satışına, pazarlanmasına ve/veya reklamına... yer verilemez..." hükmünün ihlal edildiği sabit görülmüştür.
Anılan yayın kuruluşu hakkında;
6112 sayılı Kanun’un 8’inci maddesinin dördüncü fıkrasının ihlali nedeniyle; Kanun’un 32’nci maddesinin birinci fıkrası hükmü uyarınca, ihlalin ağırlığı, ihlalin mahiyeti, anılan madde ile korunmak istenen kamusal menfaat göz önünde bulundurularak, %5 oranında idari para cezası uygulanmasına ve idari tedbir olarak program yayınının takdiren beş (5) kez durdurulmasına, karar verilmiştir.
Bu itibarla;
6112 sayılı Kanun'un 8’inci maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan; "Radyo ve televizyon yayın hizmetlerinde ... takviye edici gıdalar ve benzeri destekleyici ürünler de dâhil olmak üzere herhangi bir ürünün ilgili mevzuatına aykırı olarak sağlık beyanıyla satışına, pazarlanmasına ve/veya reklamına ... yer verilemez ..." hükmünün ihlali nedeniyle;
6112 sayılı Kanun'un 32’nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan; “Bu Kanun’un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (a), (b), (d), (f), (g), (ğ), (h), (n), (ö), (s), (ş) ve (t) bentlerindeki yayın hizmeti ilkelerine ve aynı maddenin dördüncü fıkrasına aykırı yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşlara, ihlalin ağırlığı ve yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, ihlalin tespit edildiği aydan bir önceki aydaki brüt ticari iletişim gelirinin yüzde ikisinden beşine kadar idarî para cezası verilir. İdarî para cezası miktarı, radyo kuruluşları için bin Türk Lirasından, televizyon kuruluşları ve isteğe bağlı medya hizmet sağlayıcıları için onbin Türk Lirasından az olamaz. Ayrıca, idarî tedbir olarak, ihlale konu programın yayınının beş keze kadar durdurulmasına, isteğe bağlı yayın hizmetlerinde ihlale konu programın katalogdan çıkarılmasına karar verilir. İhlalin mahiyeti göz önünde bulundurularak, bu fıkra hükümlerine göre idarî para cezası ile birlikte idarî tedbire karar verilebileceği gibi, sadece idarî para cezasına veya tedbire de karar verilebilir.” hükmü uyarınca, idari para cezası ve idari tedbir uygulanması gerektiği,
a) İhlalin ağırlığı, yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, kuruluşa %5 oranında idari para cezası uygulanmasına,
Ancak, ihlalin tespit edildiği tarihi itibariyle kuruluşun Kasım 2021 ayına ait ticari iletişim gelir beyanının bulunmadığı değerlendirilerek, televizyon kuruluşları için idari para cezasının 10.000 (onbin) Türk Lirasından az olamayacağından, 2021 yılı için belirlenen yeniden değerleme oranına göre 28.238 (yirmisekizbinikiyüzotuzsekiz) Türk Lirası İDARİ PARA CEZASI UYGULANMASINA,
b) Ayrıca, idarî tedbir olarak, ihlale konu PROGRAM YAYINININ TAKDİREN 5 (BEŞ) KEZ DURDURULMASINA, bu idari tedbirin uygulanma zamanın kuruluşa yapılacak tebligatta bildirilmesine,
c) 6112 sayılı Kanun'un 32’nci maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan; “… Yükümlülük veya yasağa aykırılık dolayısıyla idarî tedbir olarak programın yayınının durdurulması kararının verilmesi halinde, yaptırım uygulanmasına sebebiyet veren fiilin işlenmesinden dolayı sorumluluğu olan programın yapımcısı veya varsa sunucusu, yayının durdurulduğu süre zarfında, aynı veya farklı medya hizmet sağlayıcı kuruluşta hiçbir ad altında başka bir program yapamaz veya sunamaz.” hükmü uyarınca, işlem yapılması hususunun yapılacak tebligatta bildirilmesine,
d) İdari tedbir uygulanması sonucu yayını durdurulan programın yerine, Üst Kurulca gönderilen programların, programın başında; “Bu program, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun 15.12.2021 tarih ve 2021/49 sayılı toplantısında alınan 31 No’lu kararı uyarınca, kuruluşumuzun 08.12.2021 tarihinde saat 10:16’da yayınladığı ticari iletişim yayınında, 6112 sayılı Kanun'un 8'inci maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan; ‘Radyo ve televizyon yayın hizmetlerinde,... takviye edici gıdalar ve benzeri destekleyici ürünler de dâhil olmak üzere herhangi bir ürünün ilgili mevzuatına aykırı olarak sağlık beyanıyla satışına, pazarlanmasına ve/veya reklamına... yer verilemez...’ hükümlerinin ihlali nedeniyle idari tedbir uygulanması sonucu yayını durdurulan program yerine yayınlanmaktadır.” metninin anlaşılır şekilde okunarak DVD/CD’de yer aldığı şekliyle ticari iletişim yayını içermeksizin yayınlanmasına, ayrıca anılan metnin program yayını süresince ekranın altında akar yazı ile verilmesine,
e) 6112 sayılı Kanun'un 32’nci maddesinin beşinci fıkrasında yer alan “8’inci maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (d) bentlerindeki ilkelerle dördüncü fıkrasına aykırı yayın yapılmasını müteakip verilecek yaptırım kararının tebliğinden itibaren bir yıl içinde aynı ihlalin tekrarı halinde, medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yayınının on güne kadar durdurulmasına; ikinci tekrarı halinde ise, yayın lisansının iptaline karar verilir. Programlarının yayını veya yayınları süreli durdurulan medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yaptırım kararının tebliğine rağmen kararın gereklerine aykırı olarak yayınlarına devam etmesi halinde yayın lisansının iptaline karar verilir.” hükmü uyarınca işlem tesis edileceği,
Hususlarının kuruluşa yapılacak tebligatta bildirilmesine,
Ayrıca, Reklam Kurulu Yönetmeliğinin 7’nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde yer alan “Ticari reklam ve haksız ticari uygulamaları, (a) bendinde belirlenen ilkeler çerçevesinde incelemek ve gerektiğinde denetim yapmak” hükmünün uygulanması ve uygun görülmesi halinde 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun “Ceza Hükümleri” başlıklı 77’nci maddesi hükümleri uyarınca işlem yapılmasını teminen dosyanın Reklam Kurulu’na gönderilmesine,
Oy birliği ile karar verildi.