İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığının 14.02.2023 tarih ve 142 sayılı yazısına konu YEŞİLYOL TV logosuyla yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşun 09.01.2023 tarihinde saat 00:04’te yayınladığı "Kürşad Berkkan ile Metafizik Alem" adlı program yayınına ilişkin uzman raporu ile video görüntülerinin incelenmesi ve değerlendirilmesiyle yapılan görüşmeler sonucunda;
Bahse konu yayına ilişkin uzman raporunda ayrıntıları belirtildiği üzere, kuruluşun 09.01.2023 tarihinde saat 00:04’te yayınlanan "Kürşad Berkkan ile Metafizik Alem" adlı programda, geçen diyaloglarda; “Whatsapp sorularıyla devam edelim hocam. Bir izleyicimiz demiş ki hocam, cinler sağ ayaktan çıkarsa bedene bir daha giremez demişti bir hoca. Bu doğru mu?...Sağ ayaktan çıkarsa...Sağ ayaktan çıkarsa bir daha giremez demişti bir hoca. Bu doğru mu?...Hayır, doğru değil. Şimdi cinlerin insanın bedeninde tahribat vermeden çıkacakları bölgeler vardır. Bu bölgelerde en iyi yerler, sivri yerler olarak bahsedilir. Bunlarda işte... Çoğunlukla el parmakları, ayak parmakları ya da bu bölümlerin herhangi birinden olduğu rivayet edilir…Kafa kısmından cinlerin çıkmasına, bir cinci hoca ya da metafizik uzmanı kafa kısmından ya da herhangi bir uzvundan çıkmasına izin vermez. Çünkü bu uzuvlarda, kafa kısmındaki uzuvlarda bizim hayatımızı idame ettireceğimiz çok önemli merkezler var. Burun deliğiyle alakalı kokuları almakla alakalı, önemli bir merkezdir. Göz görmeyle ilgili, kulak duymayla ilgili merkezdir. Ama ellerle ilgili ya da ayaklarla ilgili, kafamız kadar önemli bir mevzu yoktur. Dokunma hissiyle alakalı, birçok parmağımızla dokunabiliyoruz. Fakat iki gözümüz zarar gördüğünde, bedenimizin başka yerinde bir gözümüz yok. Dolayısıyla ayaklardan veya ellerden bir varlığı çıkarmanın daha uygun olduğunu söylemişlerdir. Fakat çıktıktan sonra bir daha geri gelemez diye bir şey yok. Aksine çıktıktan sonra, metafizik uzmanı o çıktığı yeri kapatmazsa, aynı yerden geri girebilir. Çünkü sen çıkarken adama kapı açtın. Dolayısıyla o kapıyı kapatmazsan ordan geriye girebilir. Burada yapılması gereken, burada metafizik varlığı uzaklaştırdıktan sonra çıktığı yerleri mühürlemektir. Şayet mühürlenmezse aynı yerden o olmasa bile belki söz verdi, sözünü tuttu gelmedi başka varlık girebilir. Hadi diyelim ki mühürleme ne oldu? Ayaklardan girer. Hayır böyle bir şey söz konusu değil. Metafiziki varlık, elinde bir ruhsatı varsa, sihir yoluyla geldiyse mesela, ya da sen büyük günahlardan birini işledin ya da bir iftirada bulundun veya büyük günahlardan birini icra ettin, elinde yine bir sebebi var. Sana bir şekilde musallat olur abi, hiç kurtuluşun yok…Teşekkür ederim hocam. İnanılmaz derecede soru var hocam…Maşallah. O zaman hızlı geçelim biraz…Hocam izleyici demiş ki, geçen hafta karabasan olayından bahsetmiştiniz. Ben iki üç günde bir sabaha karşı bu olayı yaşıyorum. Tam ezana yakın bir zamanda vücudumda değişik uyuşmalar, kulak çınlamaları yaşıyor, kötü oldum diyor. Sonra ayetel kürsiyi, felak, nas surelerini açtım Youtube üzerinden. Yarım saat sonra gitti. Burada ne önerebilirsiniz diyor…Şimdi dediğim gibi burada bir şey öneremiyoruz maalesef. Yeni RTÜK kuralları gereği, televizyon ekranından sizin sağlığınızı etkileyebilecek herhangi bir şey öneremiyoruz. Ama bununla alakalı yapılabilecek işler işlemler var. Şöyle yapalım. Bu konuda biraz da destek alması lazım. Üzerinde taşıması veya yastığının altına koyması açısından bir "vefk" yapılırsa iyi olur kanaatindeyim. Bu nedenle de instagramdan ulaşırsa o kardeşimizi birine yönlendireyim. Kendisine bu konuyla alakalı bir vefk çalışması yaptırsın. Bu arada bir rivayeti de aktarayım. Tavsiye etmiyorum. Sadece duyduğum bir rivayeti aktarıyorum. Karabasanların bu gibi çökmelerinde tabi ki vefk, okuma, sekizli ayetel kürsi sistemi vardır. Sağına, soluna, önüne, arkaya, yukarı, aşağıya, içine, üzerine vs. gibi. Bunu da uyguladıktan sonra, yastığın altına siyah saplı bıçak konulması da uygun görülmüştür. Bunun da etkisini görenler vardır. Gördüklerini beyan ederler. Bu yöntemleri de isterlerse deneyebilirler…” vb. şeklinde sözlü ve yazılı ifadelere yer verildiği görülmüştür.
İhlale konu programda, her insanın yaşam süreci içerisinde karşılaşmaları mümkün olan bazı maddi/manevi ve ruhsal sıkıntıların çoğunun, cin, büyü, nazar vb. sebeplerden kaynaklandığının ifade edildiği ve bu yönde bazı reçeteler sunularak izleyicilerin dini hassasiyetlerinin istismarına yol açabilecek nitelikte yayın yapıldığı, bu tür yayınların insanları kaygı, korku ve endişeye sevk edebileceği ve bu konularda çeşitli sıkıntılar yaşamakta olan izleyicilerin maddi manevi zarara uğratılabileceği, dolayısıyla, maddi sıkıntılar, ailevi problemler, sağlık sorunları vb. sorunların nedenini batıl inanışlara ve uygulamalara dayandırıldığı, bu yolla mezkur yayında, kişisel çıkar sağlamak amacıyla insanların dini duygularının istismar edildiği kanaatine varılmıştır.
Bu nedenlerle mezkur yayında, 6112 sayılı Kanun'un 8'inci maddesinin birinci fıkrasının (r) bendinin ihlal edildiği sabit görülmüştür.
Bu itibarla;
6112 sayılı Kanun’un 8'inci maddesinin birinci fıkrasının (r) bendinde yer alan; "Yayın hizmetleri ...kişileri fal veya batıl inançlar yoluyla istismar edemez." ilkesinin ihlali nedeniyle,
6112 sayılı Kanun'un 32’nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “8’inci maddenin birinci fıkrasının diğer bentleri ile ikinci ve üçüncü fıkralarında ve bu Kanun’un diğer maddelerinde belirlenen ilke, yükümlülük veya yasaklara aykırı yayın yapan ve/veya bu Kanun hükümleri kapsamında Üst Kurul tarafından belirlenen yükümlülüklerini yerine getirmeyen medya hizmet sağlayıcıya ihlalin ağırlığı, yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, ihlalin tespit edildiği aydan bir önceki aydaki brüt ticari iletişim gelirinin yüzde birinden yüzde üçüne kadar idari para cezası verilir. İdarî para cezası miktarı, radyo kuruluşları için bin Türk Lirasından, televizyon kuruluşları ve isteğe bağlı medya hizmet sağlayıcıları için onbin Türk Lirasından az olamaz.” hükmü uyarınca idari para cezası uygulanması gerektiği,
a) İhlalin ağırlığı, yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, kuruluşa %3 oranında idari para cezası uygulanmasına,
Ancak, ihlalin tespit edildiği tarihi itibariyle kuruluşun Aralık 2022 ayına ait ticari iletişim gelir beyanının bulunmadığı değerlendirilerek, televizyon kuruluşları için idari para cezasının 10.000 (onbin) Türk Lirasından az olamayacağından, 2023 yılı için belirlenen yeniden değerleme oranına göre 85.738,00 (seksenbeşbinyediyüzotuzsekiz) Türk Lirası İDARİ PARA CEZASI UYGULANMASINA,
b) 6112 sayılı Kanun'un 32’nci maddesinin beşinci fıkrasında yer alan “ (…) 8’inci maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (d) bentleri dışındaki bentlerini, aynı maddenin ikinci fıkrasını ve bu Kanunun yayın hizmetlerinde ticari iletişimi düzenleyen hükümlerinden herhangi birini yaptırım kararının tebliğinden itibaren bir yıl içinde yirmiden fazla ihlal eden medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yayını beş güne kadar durdurulur. Bir yıl içinde aynı ihlalin tekrarı halinde, medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yayınının beş günden on güne kadar durdurulmasına; ihlalin ikinci tekrarı halinde ise yayın lisansının iptaline karar verilir…” hükmü uyarınca işlem tesis edileceği hususunun yapılacak tebligatta bildirilmesine,
Oy birliği ile karar verildi.