İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığının 20.02.2024 tarih ve 31 sayılı yazısına konu TGRT HABER logosuyla yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşun 07.02.2024 tarihinde 07:01’de yayınladığı “Cem Küçük ile Günaydın Türkiye” adlı haber programı yayınına ilişkin uzman raporu ile video görüntülerinin incelenmesi ve değerlendirilmesiyle yapılan görüşmeler sonucunda;
Bahse konu yayına ilişkin uzman raporunda ayrıntıları belirtildiği üzere, TGRT HABER logosuyla yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşta 07.02.2024 tarihinde 07:01’de canlı olarak yayınlanan, sunuculuğunu Cem Küçük’ün yaptığı, “Cem Küçük ile Günaydın Türkiye” adlı haber programında, haber sunucusu tarafından; “Ve terör saldırısına bir bakalım. Bir şeyler mi deneniyor? DHKP-C artık boynu bükük. Türk Devleti DHKP-C'yi İstanbul'da ve Türkiye'nin her yerinde boynunu kırdı. Ama Yunanistan ve benzeri orada DHKP-C'liler çok var. Zaman zaman Türkiye'ye giriş yapmaya çalışıyorlar. Ama Türkiye artık çok güvenli bir ülke…Çağlayan Adliyesi'ne saldıran terörist örgütün bombacısı çıktı. Şimdi bakın bunlar daha önce suça bulaşmadıkları için hani haklarında niye işlem yapılmadı deniyor? Şimdi bunların DHKP-C'li örgüt sempatizanı, örgüt elemanı olduğunu bilirsiniz ama suça karışmadan da birini alsanız işte birazdan göstereceğiz. Mecliste temsilcileri var. Etkisiz hale getirilen teröristlerden birinin üzerinde canlı bomba yeleği, teröristlerin yanında bulunan çantada ve üzerlerinde plastik kelepçe ve bomba düzeneği bulundu. Hain teröristleri etkisiz hale getiren kahraman polis memuru Caner ÜNLÜ de eski bir Özel Harekatçı olduğunu da söyleyelim. Kaçan teröristlerden biri yaralı yakalandı. 25 adrese düzenlenen operasyonlarda 40 kişi gözaltına alındı…” şeklinde ifadelere yer verildiği görülmüştür.
İnsan hak ve özgürlüklerinden olan ifade özgürlüğü hakkı, demokratik bir toplumun temel unsurlarını oluşturan çoğulculuk, hoşgörü ve açıklık ilkelerinin var olması bakımından vazgeçilmez bir karakter taşımakla beraber gerek uluslararası sözleşmelerde gerekse ulusal mevzuatımızda bu hakkın kullanılmasının belirli sınırları bulunmaktadır.
Söz konusu yasal düzenlemelerin başında Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın geldiğini söylemek mümkündür. Anayasa'nın 26'ncı maddesindeki “Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti” başlığı altında yer alan “Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmî makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar. Bu fıkra hükmü, radyo, televizyon, sinema veya benzeri yollarla yapılan yayımların izin sistemine bağlanmasına engel değildir. Bu hürriyetlerin kullanılması, millî güvenlik, kamu düzeni, kamu güvenliği, Cumhuriyetin temel nitelikleri ve Devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünün korunması, suçların önlenmesi, suçluların cezalandırılması, Devlet sırrı olarak usulünce belirtilmiş bilgilerin açıklanmaması, başkalarının şöhret veya haklarının, özel ve aile hayatlarının yahut kanunun öngördüğü meslek sırlarının korunması veya yargılama görevinin gereğine uygun olarak yerine getirilmesi amaçlarıyla sınırlanabilir.” hükmüyle düşünce özgürlüğüne getirilebilecek sınırlamalardan bahsedilmiştir.
Bilindiği üzere Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'nda 06.02.2024 tarihinde terör saldırısı gerçekleştirilmiştir.
Konuyla ilgili olarak, İstanbul 1. Sulh Ceza Hakimliği'nin 06/02/2024 tarih ve 2024/1989 Değişik İş Sayılı evrakında;
"İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 06.02.2024 tarih ve 2024/32277 soruşturma sayılı yazısı ile yayın yasağı kararı verilmesi talep edilmiş olmakla soruşturma evrakı incelendi. Yapılan inceleme neticesinde 06.02.2024 günü İstanbul Adalet Sarayı C Kapısı tarafında bulunan meydandan Adliyemize karşı yapılan silahlı saldırıya ilişkin maddi gerçeğin ortaya çıkarılabilmesi için mevcut dosya üzerinden soruşturma işlemlerine başlanıldığı, Toplum sağlığını, Milli Güvenlik Kamu Düzeni ve Kamu Güvenliğini, toprak bütünlüğünün korunması, suç işlenmesinin önlenmesi, yargı gücünün otorite ve tarafsızlığının sağlanması amacı ile soruşturma tamamlanıncaya kadar soruşturma dosyası kapsamı hakkında yazılı, görsel ve internet medyasında, sosyal medyada her türlü haber, röportaj, eleştiri ve benzeri yayın yapılmasının 5187 Sayılı Kanunun 3/2 maddesi uyarınca yasaklanmasına karar verilmesi talep edilmiş olmakla talebinin kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR; yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1- İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 06.02.2024 tarih ve 2024/32277 soruşturma sayılı talebinin KABULÜ İLE;
2- 5187 Sayılı Kanunun 3/2 maddesi uyarınca YAYIN YASAĞI KONULMASINA," şeklinde verilmiş olan yayın yasağı kararı 06.02.2024 tarihinde Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun web sitesinde saat 14:10’da bütün kuruluşlara duyurulmuştur.
Yukarıda yer verilen açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde, ihlale konu haber programında, soruşturmanın devam ediyor olması, çeşitli basın yayın organlarınca olayın çarpıtılarak yayın yapılması ihtimaline karşı soruşturma konusu ile ilgili yayın yasağının soruşturma tamamlanıncaya kadar soruşturma dosyası kapsamı hakkında yazılı, görsel ve sosyal medya ile internet ortamında faaliyet gösteren medyada her türlü haber, röportaj, eleştiri vb isimler ile yayınlanmasının yasaklanmış olduğu mahkeme kararında açıkça belirtilmiş ve yayın yasağı kararı 06.02.2024 tarihinde Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun web sitesinde saat 14:10’da bütün kuruluşlara duyurulmuş olmasına rağmen, söz konusu terör saldırısının haberleştirilerek terör saldırısını gerçekleştirenlerin hangi terör örgütü adına bu saldırıyı gerçekleştirdikleri, teröristleri etkisiz hale getiren polis memurunun isim bilgisinin ayrıntılı bir şekilde ekrana getirilmesinin medya hizmet sağlayıcıdan beklenen sorumlu yayıncılık anlayışı ile bağdaşmadığı kanaatine varılmıştır.
Bu nedenlerle mezkur yayında, yayın yasağına ilişkin mahkeme kararına rağmen yayınlanan haber programı ile 6112 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinin ihlal edildiği sabit görülmüştür.
Bu itibarla;
6112 sayılı Kanun’un 8'inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde yer alan; "Hukukun üstünlüğü, adalet ve tarafsızlık esasına aykırı olamaz." ilkesinin ihlali nedeniyle,
6112 sayılı Kanun'un 32’nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “8’inci maddenin birinci fıkrasının diğer bentleri ile ikinci ve üçüncü fıkralarında ve bu Kanun’un diğer maddelerinde belirlenen ilke, yükümlülük veya yasaklara aykırı yayın yapan ve/veya bu Kanun hükümleri kapsamında Üst Kurul tarafından belirlenen yükümlülüklerini yerine getirmeyen medya hizmet sağlayıcıya ihlalin ağırlığı, yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, ihlalin tespit edildiği aydan bir önceki aydaki brüt ticari iletişim gelirinin yüzde birinden yüzde üçüne kadar idari para cezası verilir. İdarî para cezası miktarı, radyo kuruluşları için bin Türk Lirasından, televizyon kuruluşları ve isteğe bağlı medya hizmet sağlayıcıları için onbin Türk Lirasından az olamaz.” hükmü uyarınca idari para cezası uygulanması gerektiği,
a) İhlalin ağırlığı, yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, ihlalin tespit edildiği tarihi itibariyle kuruluşun Ocak 2024 ayına ait ticari iletişim gelir beyanının 10.664.684,97 Türk Lirası olduğu değerlendirilerek, yüzde iki oranı (%2) 213.294,00 TL İDARİ PARA CEZASI UYGULANMASINA,
b) İdari para cezasının tebliğinden itibaren bir ay içerisinde, Üst Kurulun T.C. Ziraat Bankası Radyo ve Televizyon Üst Kurulu Tek İdare Tahsilat Alt Hesabı TR46 0001 0017 6200 9999 9955 88 no’lu hesabına “6112 sayılı kanunun 32’nci maddesine göre ödenen para cezasıdır” şerhiyle ödenmesi gerektiğinin veya 6112 sayılı kanunun 32’nci maddesinin dokuzuncu fıkrası uyarınca, tebliğden itibaren en geç onbeş gün içerisinde Ankara İdare Mahkemelerinde dava açılabileceğinin, dava açma süresi (onbeş gün) içerisinde peşin ödeme yapılması halinde, 5326 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin altıncı fıkrası uyarınca cezanın dörtte üçünün tahsil edileceğinin ve taksitlendirme talebinde bulunulabileceğinin, peşin ödemenin kanun yoluna müracaat hakkını engellemeyeceğinin, en geç 1 aylık süre içerisinde ödenmeyen idari para cezasının, 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil edilmek üzere Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenecek tahsil dairesine gönderileceğinin bildirilmesine,
c) 6112 sayılı Kanun'un 32’inci maddesinin beşinci fıkrasında yer alan “(…) 8’inci maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (d) bentleri dışındaki bentlerini, aynı maddenin ikinci fıkrasını ve bu Kanunun yayın hizmetlerinde ticari iletişimi düzenleyen hükümlerinden herhangi birini yaptırım kararının tebliğinden itibaren bir yıl içinde yirmiden fazla ihlal eden medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yayını beş güne kadar durdurulur. Bir yıl içinde aynı ihlalin tekrarı halinde, medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yayınının beş günden on güne kadar durdurulmasına; ihlalin ikinci tekrarı halinde ise yayın lisansının iptaline karar verilir.” hükmü uyarınca işlem tesis edileceği hususunun yapılacak tebligatta bildirilmesine,
Oy birliği ile karar verildi.