İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığının 24.04.2024 tarih ve 43 sayılı yazısına konu NOW logosuyla yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşta 17.04.2024 tarihinde saat 18:57’de yayınlanan "Selçuk Tepeli ile Now Ana Haber" adlı haber programı yayınına ilişkin uzman raporu ile video görüntülerinin incelenmesi ve değerlendirilmesiyle yapılan görüşmeler sonucunda; oy çokluğu ile yaptırım uygulanması kararına katılmadım.
"Selçuk Tepeli ile Now Ana Haber" adlı haber programında "Istakoz Ak Parti Grubunda" başlığı ile sunulan haberde; “Şimdi geldik ıstakoz Ak Parti Grubunda. Ne ıstakoz görüntüsüymüş ne ıstakoz paylaşımıymış ne ıstakoz hikayesiymiş ya, neymiş yani. Aaa arkadaşlar hemen vermeyin dedim size bunu bak verdiniz ha. Neyse, biraz bekleyin bunun ne olduğunu göreceksiniz. Ver abi şimdi haberin başlığını ver İrfancım. Istakoz Ak Parti Grubunda. Kahramanlar da burada. (..haberin ilerleyen kısımlarında eski Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank olduğu belirtilen kişinin elindeki telefona baktığı ve telefon ekranında yer alan mesajlaşma sayfasında; görüntüsü bulanıklaştırılmış bir fotoğraf, bir cümle ve görüntüsü bulanıklaştırılmadan verilmiş hareketli bir ıstakoz simgesi görülmektedir.)…Istakozcu vekil Meclis'e geldi…(Haberin ilerleyen kısımlarında ise eski Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa VARANK olduğu belirtilen kişinin telefonuna yakınlaştırma yapıldığı ve mesajlaşma ekranının açık bir şekilde kayıt altına alındığı, mesajlaşma ekranında; bir sosyal medya platformunda paylaşılan bir haberin mesaj olarak gönderildiği ve gönderilen haberin altında yer alan ve ‘Bilal Erdoğan – Son’ kişisinden geldiği görülen mesajda cümlenin baş kısmı bulanıklaştırılmış olmakla birlikte cümlenin, ‘çıkardılar ama’ kısmının okunabilir şekilde ekrana getirildiği görülmektedir. Bu mesaj üzerine telefonunun ekranı kayıt altına alınan kişinin hareketli bir ıstakoz simgesi gönderdiği görülmektedir.)…Bayram tatilinde Monako'da yat kulübünden yediği ıstakozu paylaşan Ak Partili Şebnem Bursalı, Meclis Grubuna geldi ama konuşmadı. Istakoz Eski Bakan Ak Partili Mustafa Varank'ın telefonundaydı. Bilal Erdoğan ile yazışırken Varank'ın ıstakoz paylaşımı NOW Haber kamerasına takıldı…Istakoz paylaşımı için üzgünüm açıklaması yapan AKP Milletvekili Şebnem Bursalı Meclis'te arkadaşlarıyla buluştu. NOW Haber kamerasının kaydettiği bir başka görüntü, eski Sanayi Bakanı Mustafa Varank ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın oğlu Bilal Erdoğan'ın da olduğu sosyal medya grubunda gündem, Şebnem Bursalı ve ıstakoz. Şebnem Bursalı'nın ıstakoz paylaşımı ile ilgili haberin altında Bilal Erdoğan'ın mesajı var. Mustafa Varank oynayan ıstakoz karakteriyle yanıt verdi. Şebnem Bursalı, Bilal Erdoğan ve Mustafa Varank'ın ıstakoz sohbetinden habersiz grup toplantısı biter bitmez Erdoğan'a ulaşmak istedi…Şimdi bunun üstüne eklenecek bir şey yok. Istakoz işte. Görüyorsunuz baya popüler oldu. Istakozdan yemek tarifleri filan bakıyorum Google'da da. Pek çok yerde var. Bilmiyorum seçim vaadi olarak ıstakoz vadedecekler olabilir mi? Biliyorsunuz caiz de değil pek çok mezhep de. Biz de. Fakat buradaki bu eğlendiklerini de görüyoruz. Baya eğleniyorlar. Yani bu eğlence doğrusu iyi bir şey, kötü bir şey değil yani. Eğlensinler. Biz de devam edelim. Ha, ne diyordu bu arada Mustafa Varank. Niye içimiz sızlasın kader denen bir şey var diyordu. Doğru bence orada haklı. Kader denen bir şey var. Onları suçlayamayız o konuda. Evet bir tartışma yaşanıyor filan. Fakat bu hikaye ile ilgili de bakın bu hikayenin gittiği yer bak aynı şeyi söyleyebiliriz. Hepiniz söyleyebilirsiniz. Kader denen bir şey var işte. Kimi zaman ıstakozla” şeklinde ifade ve görüntülere yer verilmesi nedeniyle, 6112 sayılı Kanun’un 8'inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde yer alan; "İnsan onuruna ve özel hayatın gizliliğine saygılı olma ilkesine aykırı olamaz, kişi ya da kuruluşları eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü, aşağılayıcı veya iftira niteliğinde ifadeler içeremez." ilkesinin ihlal edildiği gerekçesiyle, yaptırım uygulanması yönünde “oy çokluğu” ile karar alınmıştı
Basın ve ifade özgürlüğü, demokrasinin işleyişi için yaşamsal öneme sahiptir. Medyanın görevi, halkı ilgilendiren her konuda sorumlulukları ve görevleri ile uyumlu olarak bilgi ve fikirleri yaymaktır. Bu çerçevede; medyanın toplumsal meseleleri sorgulama ve iktidarın hesap vermesini sağlama görev, hak ve sorumluluğu bulunduğu, bu görev ve hakkın, demokratik hukuk devletlerinde Anayasal güvence altında olduğu kuşkusuzdur.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı da yapan ve 28. Dönem AKP Milletvekili Mustafa Varank’ın, Bilal Erdoğan’a cep telefonundan “ıstakoz emojisi” göndermesinin, haber içeriğine konu edilmesinin, “özel hayatın gizliliğini ihlal ettiği” görüşüyle, Üst Kurul çoğunluğu tarafından medya hizmet sağlayıcı kuruluşa yaptırım uygulanmış, basın ve ifade özgürlüğüne müdahalede bulunulmuştur.
Ak Parti İzmir Milletvekili ve Dijital Mecralar Komisyonu Üyesi Şebnem Bursalı’nın, sosyal medya hesabından 13.04.2024 tarihinde, “Monaco Yat Kulübü”nde olduğu ve son derece yüksek fiyatlı bir yemek olan “ıstakoz” yediğine ilişkin fotoğraf paylaşımı, kamuoyunda ciddi tepkiler oluşturmuştur. Vatandaşlardan ve muhalefet partilerinden gelen yoğun eleştirilerin yanı sıra, üyesi olduğu Ak Parti içinden de çok sert eleştiriler gelmiş, Milletvekili Bursalı’nın tutumu, günlerce toplumun ve dolayısıyla medyanın gündeminden düşmemiş, özellikle kendi partisi içinden de istifa çağrıları yapılması dikkati çekmiştir. Toplumsal tepki üzerine, Şebnem Bursalı yaptığı bir sosyal medya paylaşımıyla özür dilemek zorunda kalmıştır.
Milletvekili Şebnem Bursalı, tepki çeken paylaşımından sonra ilk kez açık bir toplantıya katılmış, bu nedenle de medya, Ak Parti Grup toplantısına yoğun bir ilgi göstermiştir. Söz konusu haber de, Bursalı’nın toplantıya katılması üzerine kurgulanmıştır.
Yaptırım uygulanan ancak Uzman raporunda ve Kurul Kararı’nda bulunmayan haberin görüntü sunumu; “Milyonlarca emekli dar gelirli hayat pahalılığı altında yaşarken, AK Parti İzmir Milletvekili Şebnem Bursalı’nın Bayram tatili için gittiği dünyanın en lüks adreslerinden Monaco Yat Limanı’nda yediği ıstakozu paylaşmasını konuşuyor Türkiye. AK Parti içinden görgüsüz tepkisi de geldi, istifa çağrıları da.” şeklindeki ifadelerle ve Meclis içinden görüntülerle başlamaktadır. Meclis içindeki görüntülerde ise; Şebnem Bursalı’ya mikrofon uzatılarak; “Türkiye ama sizi konuşuyor bir cevap vermek ister miydiniz?/ Şebnem hanım çok konuşuluyor lütfen bir-iki cümle söyleyecek misiniz? ” şeklindeki sorularla açıklama yapması istenmekte, açıklama yapmaktan kaçınan Milletvekilinin peşinde ise bir basın ordusunun olduğu görülmektedir. Basının bu ilgisinin altında, halkın bu konudaki bilgilenme ihtiyacının olduğuna kuşku yoktur.
Toplumun ve medyanın bu olay üzerinde ilgisini arttıran bir önemli nokta da, İktidar Partisi içinden gelen tepkiler olmuştur. Medyada yer alan ve Milletvekili Şebnem Bursalı’nın yaptığı bu paylaşıma, kendi partisinden gelen tepkilere iki örnek vermek gerekirse;
Herkes tarafından kabul edildiği şekliyle; bir milletvekili, milletvekili adaylığını koyduğu andan itibaren, zorunlu olarak kamuoyu önünde yaşamayı kendi seçmiş ve istemiş sayılmaktadır. Ulusal ve uluslararası birçok mahkeme kararında da hüküm altına alındığı üzere; siyasiler, siyaseti seçmekle bilinçli olarak eylem ve davranışlarını vatandaşların kontrolüne açık bırakmaktadırlar. Bu nedenle; siyasilerin, kendilerine ilişkin her türlü söylemlerde, ortaya çıkacak kamusal yarar sebebiyle sert, ağır ve hatta incitici de olsa eleştirilere açık olmaları gerektiğidir. Hatta, söz konusu kamusal yarar nedeniyle, basın özgürlüğü, belli ölçülerde abartmayı, hatta kışkırtmaya başvurmayı da içerir ve 'polemik' niteliğinde olsa da, nesnel bir açıklamayla desteklendiğinde, bu ifadeler asılsız kişisel saldırı olarak görülemez.
Kamu yararı, kişisel olmayan, genele yönelik, kamuoyunu ilgilendiren çıkarları ifade etmek için kullanılmaktadır[1]. Bu anlamda basın, kendisine tanınan basın özgürlüğünden doğan menfaatle ilgili olaylarda toplumu aydınlatarak, kamuoyu oluşturma görevini yerine getirmekte ve bir kamu hizmeti görmektedir[2]. Bu anlamda, basın yoluyla yapılan bir ihlalde, kamu yararı gereği olduğu takdirde, bu ihlal hukuka aykırı olarak değerlendirilemeyecektir.
Söz konusu haber bir bütün olarak incelendiğinde; haberde toplumsal ilginin bulunduğu, haberin güncel ve doğru olduğu ve ölçülü verildiği, dolayısıyla tüm ölçütleri karşıladığı ve bu haberin veriliş amacında, “kamusal tartışmaya katkı” sağladığı açıktır.
Kabul edilmelidir ki; kitle iletişimini sağlamakla görevli medyanın, halkın öğrenme ve bilme ihtiyacı sonucu ortaya çıkan merak duygusunun ve çevresindeki olaylardan haberdar olma isteğinin giderilmesi sağlamak gibi bir görevi daha bulunmaktadır. Bu haber ile iktidar partisi mensuplarının olaya bakış şekli ve verdikleri tepkilere ilişkin, halkta oluşan merak duygusunun giderilmesine yönelik bir bilgilendirme yapılmıştır.
Bu çerçevede; kamusal tartışmaya katkısı açık olan bir haber nedeniyle medya hizmet sağlayıcı kuruluşa uygulanan yaptırım kararı haksız ve orantısızdır.
Kamuya mal olmuş bir kişi tarafından ve yine kamuya mal olmuş bir kişi hakkında, üstelik kamusal bir alanda yapılan bir mesajlaşmanın haberleştirilmesinin, ihlal olabilmesinin, mesajın içeriği ile ilgili olmasıdır. Mesajın içeriğinde ise; ne Mustafa Varank’ın, ne Bilal Erdoğan’ın, ne de konuya muhatap Şebnem Bursalı’nın özel hayatlarına ilişkin, “toplumda olumsuz bir yargı oluşmasına neden olabilecek veya şöhretlerini zedeleyecek” nitelikte bir yönü bulunmamaktadır.
Hem ulusal hem uluslararası hukuk metinlerinde ifade özgürlüğünün açıkça güvence altına alındığı, basının ifade özgürlüğü ve “halkın gözcüsü” görevi söz konusu olduğunda, özgürlük alanının daha geniş çerçevede değerlendirildiği ve üstün kamu yararı söz konusu olduğunda basının haber verme hakkının daha geniş şekilde korunduğu görülmektedir.
Söz konusu haberin içeriğinin görünür gerçekle örtüştüğü, halkın büyük bir kesimini ilgilendiren güncel bir konunun işlendiği haberde kamu yararı bulunduğu, basının, kamuoyuna mal olmuş kişilerin fikir ve davranışlarını öğrenme ve bunlar hakkında fikir oluşturma hakkı çerçevesinde hazırlanan, içeriği basın/ifade özgürlüğü sınırları içinde kalan ve adı geçenlerin itibarını zedeleyecek bir unsur içermeyen haberde; 6112 sayılı Yasa kapsamında ihlal oluşturacak bir hususun bulunmadığı gerekçeleriyle, söz konusu karara karşı oy kullandım. 23.09.2024