İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığının 06.11.2024 tarih ve 89 sayılı yazısına konu TGRT HABER logosuyla yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşun 23.10.2024 tarihinde saat 19:51’de yayınladığı “Ana Haber Bülteni” yayınlarına ilişkin uzman raporu ile video görüntülerinin incelenmesi ve değerlendirilmesiyle yapılan görüşmeler sonucunda;
Bahse konu yayına ilişkin uzman raporunda ayrıntıları belirtildiği üzere, TGRT HABER logosuyla yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşta, Ankara ili Kahramankazan ilçesi TUSAŞ tesislerinde meydana gelen terör saldırısına ilişkin olarak; saat 15:56:35'te "Tusaş'ta Patlama İddiası" ve "Ankara Tusaş'ta Silah Sesleri" alt yazıları ile habere ilişkin ilk bilgi verilmiş; 15:57:57 itibarıyla da canlı yayına geçilerek Derya Efe'nin sunuculuğunu yaptığı "Günün İçinden" isimli haber kuşağına katılan muhabirlerle gelişmeler kamuoyuna aktarılmaya çalışılmıştır. Program, "Ankara Tusaş'ta Terör Saldırısı" başlığı ile yayına devam etmiş olup; ilerleyen saatlerde (19:51:08) yayınlanan Ana Haber bülteninde ise konu ile ilgili olarak “Evet, Ankara'ya gidiyoruz. Ankara'da -dediğim gibi- savunma sanayinin kalbine yönelik bir terör saldırısı düzenlendi. TUSAŞ son derece önemli bir üretim merkezi. Türkiye'nin hava savunması, hava taarruzu ve uzaya ilişkin projelerinin bir şekilde merkezi, üretimi. Akıl orada. Orada bir akıl oluşturuluyor. O akıl bir fiziğe, bir ete kemiğe bürünüyor ve dolayısıyla Türkiye'nin yakında gelecek olan KAAN savaş uçağından tutun da aya iniş yapan söz konusu ekibe kadar TUSAŞ son derece önemli bir kurum ve dolayısıyla bu kurum bu kadar stratejik öneme haizken teröristlerin hedefindeydi. Teröristler buraya hain bir saldırı düzenlediler, patlamalar oldu, çatışmalar oldu: 4 şehidimiz var.”, “Önce silah ardından patlama sesi duyuldu. Saldırının adresi Türk savunma sanayinin kalbi TUSAŞ'tı... Teröristler Türk Havacılık ve Uzay Sanayii'ni hedef aldı. Saldırı öğle saatlerinde yaşandı. Edinilen bilgilere göre iki terörist önce bir taksiyi gasbetti. Murat Arslantaş isimli taksi şoförünü şehit edip bagaja koydu. Ardından yüksek güvenlikli tesisin önüne geldi. Vardiya değişimi sırasında çalışanlara rastgele ateş açtı. Güvenlik görevlilerince müdahale gecikmedi. Çatışma çıktı. Yaklaşık 15.000 kişinin çalıştığı tesiste panik yaşandı. Çalışanlar oradan oraya kaçışırken patlama gerçekleşti... Çatışma sırasında kargaşadan yararlanan teröristler tesise girdi. Çalışanları rehin aldı. Özel harekat polisleri de kısa sürede tesisteydi. Saldırı sonrası helikopterler ve ANKA İHA da bölgede havalandı...” şeklinde ifadelere yer verildiği görülmüştür.
Bilindiği üzere, İnsan hak ve özgürlüklerinden olan ifade özgürlüğü hakkı, demokratik bir toplumun temel unsurlarını oluşturan çoğulculuk, hoşgörü ve açıklık ilkelerinin var olması bakımından vazgeçilmez bir karakter taşımakla beraber gerek uluslararası sözleşmelerde gerekse ulusal mevzuatımızda bu hakkın kullanılmasının belirli sınırları bulunmaktadır.
Söz konusu yasal düzenlemelerin başında Türkiye Cumhuriyeti Anayasa'nın 26'ncı maddesindeki “Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti” başlığı altında yer alan “Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmî makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar. Bu fıkra hükmü, radyo, televizyon, sinema veya benzeri yollarla yapılan yayımların izin sistemine bağlanmasına engel değildir. Bu hürriyetlerin kullanılması, millî güvenlik, kamu düzeni, kamu güvenliği, Cumhuriyetin temel nitelikleri ve Devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünün korunması, suçların önlenmesi, suçluların cezalandırılması, Devlet sırrı olarak usulünce belirtilmiş bilgilerin açıklanmaması, başkalarının şöhret veya haklarının, özel ve aile hayatlarının yahut kanunun öngördüğü meslek sırlarının korunması veya yargılama görevinin gereğine uygun olarak yerine getirilmesi amaçlarıyla sınırlanabilir.” hükmüyle düşünce özgürlüğüne getirilebilecek sınırlamalardan bahsedilmiştir.
5187 sayılı Basın Kanunu'nun "Basın Özgürlüğü" başlıklı 3. maddesinde, “Basın özgürdür. Bu özgürlük; bilgi edinme, yayma, eleştirme, yorumlama ve eser yaratma haklarını içerir. Basın özgürlüğünün kullanılması ancak demokratik bir toplumun gereklerine uygun olarak; başkalarının şöhret ve haklarının, toplum sağlığının ve ahlâkının, millî güvenlik, kamu düzeni, kamu güvenliği ve toprak bütünlüğünün korunması, Devlet sırlarının açıklanmasının veya suç işlenmesinin önlenmesi, yargı gücünün otorite ve tarafsızlığının sağlanması amacıyla sınırlanabilir.” hükmü bulunmaktadır.
Bununla birlikte, Günümüzde medyanın gücünün artması, medya mensuplarının sorumluluklarının da aynı ölçüde artırmaktadır. Yayıncılığın aynı zamanda bir kamusal sorumluluk görevi olduğu da göz önünde bulundurulduğunda yayınların Basın Meslek İlkeleri çerçevesinde yürütülmesi bir zorunluluktur. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu tarafından 2014 tarihinde yayınlanan Yayın İlkeleri Rehberi'nde "Afet, Savaş, Terör ve Kriz Durumları" başlığı altında söz konusu durumlarda riayet edilmesi gereken ilkeler belirtilmiştir. İlgili Rehber'de "Doğal afet, büyük kaza, savaş, terör, çatışma haberleri gibi yayınlarda, izleyicilerde korku, endişe ve panik yaratacak ifade ve görüntüler kullanılmamalı, gerilimi artıracak nitelikteki yorumlardan kaçınılmalıdır." ve "Yayın hizmetlerinde; terör eylemleri doğru biçimde, eksiksiz ve editoryal sorumlulukla haberleştirilmelidir. Terör örgütleri ve terör yanlıları güçlü veya haklıymış gibi gösterilmemelidir. Terör örgütlerinin korkutucu ve yıldırıcı özellikleri yansıtılmamalı, kamuoyunda korku ve infiale sebebiyet verilmemelidir." maddeleri yer almaktadır. Yer verilen bu ilkelerle yayıncı kuruluşların olağanüstü durumlarda dikkat etmesi gereken hususlar bir kez daha belirtilmiş olup gösterilmesi gereken hassasiyet vurgulanmıştır.
Konuyla ilgili olarak, Ankara 3. Sulh Ceza Hakimliği tarafından 23.10.2024 tarihinde ve 2024/14330 Değişik İş sayılı evrakında; "Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülmekte olan soruşturmaya esas olmak üzere: 23.10.2024 tarihinde Ankara ili Kahramankazan ilçesi TUSAŞ tesislerinde meydana gelen saldırı olayı ile ilgili soruşturma başlatmış olup milli güvenlik ve kamu düzeninin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi sağlama amacının koşullarını taşıdığı kanaatine varılmakla, Ankara C. Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu'nun 23/10/2024 tarih ve 2024/247568 soruşturma sayılı talebinin Kabulüne, Soruşturma tamamlanıncaya kadar soruşturma dosyası kapsamı hakkında yazılı, görsel ve sosyal medya ile internet ortamında faaliyet gösteren medyada her türlü haber, röportaj vb. yayınların yapılmasının Yasaklanmasına," şeklinde karar verilmiştir.
Söz konusu yayın yasağı kararı 23.10.2024 tarihinde saat 17:41 itibari ile Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun web sitesinde yayın yasağı kararının “Yayın Yasakları” kısmında yayınlanmasına ve her türlü haber, röportaj vb. yayınların yapılmasının yasaklanmasına rağmen TGRT HABER logolu medya hizmet sağlayıcı kuruluş tarafından yayın yasağının öznesini oluşturan haber ve görüntülerin ekrana taşınması ve söz konusu mahkeme kararında belirtilen yayın yasağına aykırı bir yayın gerçekleştirilmesi nedeniyle, 6112 sayılı Kanun'un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinin ihlal edildiği sabit görülmüştür.
Bu itibarla;
6112 sayılı Kanun’un 8'inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde yer alan; Yayın hizmetleri "Hukukun üstünlüğü, adalet ve tarafsızlık esasına aykırı olamaz." ilkesinin ihlali nedeniyle,
6112 sayılı Kanun'un 32’nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan; “8 inci maddenin birinci fıkrasının diğer bentleri ile ikinci ve üçüncü fıkralarında ve bu Kanunun diğer maddelerinde belirlenen ilke, yükümlülük veya yasaklara aykırı yayın yapan ve/veya bu Kanun hükümleri kapsamında Üst Kurul tarafından belirlenen yükümlülüklerini yerine getirmeyen medya hizmet sağlayıcıya ihlalin ağırlığı, yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, ihlalin tespit edildiği aydan bir önceki aydaki brüt ticari iletişim gelirinin yüzde birinden yüzde üçüne kadar idari para cezası verilir.” hükmü uyarınca idari para cezası uygulanması gerektiği,
a) İhlalin ağırlığı, yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, ihlalin tespit edildiği tarihi itibariyle kuruluşun Eylül 2024 ayına ait ticari iletişim gelir beyanının 13.199.776,76 Türk Lirası olduğu değerlendirilerek, yüzde üç oranı (%3) 395.993,00 TL İDARİ PARA CEZASI UYGULANMASINA,
b) İdari para cezasının tebliğinden itibaren bir ay içerisinde, Üst Kurulun T.C. Ziraat Bankası Radyo ve Televizyon Üst Kurulu Tek İdare Tahsilat Alt Hesabı TR46 0001 0017 6200 9999 9955 88 no’lu hesabına “6112 sayılı kanunun 32’nci maddesine göre ödenen para cezasıdır” şerhiyle ödenmesi gerektiğinin veya 6112 sayılı kanunun 32’nci maddesinin dokuzuncu fıkrası uyarınca, tebliğden itibaren en geç onbeş gün içerisinde Ankara İdare Mahkemelerinde dava açılabileceğinin, dava açma süresi (onbeş gün) içerisinde peşin ödeme yapılması halinde, 5326 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin altıncı fıkrası uyarınca cezanın dörtte üçünün tahsil edileceğinin ve taksitlendirme talebinde bulunulabileceğinin, peşin ödemenin kanun yoluna müracaat hakkını engellemeyeceğinin, en geç 1 aylık süre içerisinde ödenmeyen idari para cezasının, 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil edilmek üzere Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenecek tahsil dairesine gönderileceğinin bildirilmesine,
c) 6112 sayılı Kanun'un 32’nci maddesinin beşinci fıkrasında yer alan “8’inci maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (d) bentleri dışındaki bentlerini, aynı maddenin ikinci fıkrasını ve bu Kanunun yayın hizmetlerinde ticari iletişimi düzenleyen hükümlerinden herhangi birini yaptırım kararının tebliğinden itibaren bir yıl içinde yirmiden fazla ihlal eden medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yayını beş güne kadar durdurulur. Bir yıl içinde aynı ihlalin tekrarı halinde, medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yayınının beş günden on güne kadar durdurulmasına; ihlalin ikinci tekrarı halinde ise yayın lisansının iptaline karar verilir. …” hükmü uyarınca işlem tesis edileceği hususunun yapılacak tebligatta bildirilmesine,
Üst Kurul Üyesi Tuncay KESER’in karşı oyu ve oyçokluğu ile karar verildi.