İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığının 25.11.2024 tarih ve 102 sayılı yazısına konu FLASH HABER logosuyla yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşta 14.11.2024 tarihinde saat 18:00’de yayınlanan "Ana Haber Bülteni" yayınına ilişkin uzman raporu ile video görüntülerinin incelenmesi ve değerlendirilmesiyle yapılan görüşmeler sonucunda;
Bahse konu yayına ilişkin uzman raporunda ayrıntıları belirtildiği üzere; FLASH HABER logosuyla yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluş tarafından 14.11.2024 tarihinde saat 18:00’de yayınlanan, sunuculuğunu Can Ataklı’nın yaptığı "Ana Haber Bülteni"nde, “Yani hakikaten trajikomik olan ne biliyor musunuz? Osman Gökçek isimli AKP milletvekilinin her gece ekranlara çıkıp ne götürmüşler be abi demesi abi, daha komik bir şey olamaz ya şaka gibi bir ülkeyiz ya. Yav senin baban bizzat Tayyip Erdoğan tarafından kulağından tutulup kapının önüne konmadı mı be çocuğum?...Hah şuradan güveniyorlar babayı kulağından tutup kapının önüne attı mı Tayyip Erdoğan? Ama iyilik yaptı ona bir şey yapmıyor, şimdi bir şey yapmasın diye yalakalıkta en tepeye çıkmaya çalışıyorlar…(Onursal Adıgüzel’in Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Saraçhane’de yargının siyasallaşması üzerine yaptığı konuşma metnindeki aynı ifadelerle kayyımı eleştirmiş olması üzerine “bazen de böyle tersten çakarlar işte” argo ifadesini kullanmıştır.)….aklı başında bir eleştiri kimseyi zedelemez ya da eleştirdin oylar AKP'ye gitti…ya bu kadar aptal bir görüş de olamaz onu da söyleyeyim, yani kusura bakmayın. Çünkü böyle çok geliyor ve ben şaşırıyorum ama bu kadar kafasızlık olur mu ya konuştunuz tamam - siz varken AKP düşmez - Yok ya nasıl geldi bu duruma? Bunları anlata anlata geldi ama bazı yanlışları bazı hataları söyleyeceğiz, diyeceğiz ki ‘bak yanlış yapıyorsun, buradan kazanamazsın buradan kaybedersin’ ama işte şey yok diyorum ya zekâ da biraz belli ki düşük hiç kimse kusura bakmasın. Hiç sakınmam bu konuda" şeklinde ifadelere yer verildiği görülmüştür.
Bilindiği üzere, özellikle televizyon yayınlarında haberciliğin temel prensiplerinden biri objektiflik ve tarafsızlık ilkesidir. Yayın içeriklerinde kişileri küçük düşürücü, aşağılayıcı veya hakaret içeren ifadelere yer vermek haberin/eleştirinin tarafsızlığını kaybetmesine ve izleyiciler arasında güven kaybına yol açabilir. Söz konusu ifadeler siyasi, etnik ve sosyal gruplara yönelik kullanıldığında ise toplum içerisinde ayrışmalara ve kutuplaşmalara sebep olabilir. Yayıncılık faaliyetinde; fikir, kültür, duygu, inanç, köken, ekonomik durum açısından değişik katmanlardan oluşan toplumu bütün olarak ele almak, onu barışa ve huzura kavuşturucu amaçlarla program hazırlamak önemlidir. Bu nedenle de, her programın verdiği mesajın toplumda nasıl algılanacağını bilmek, kitlelerin bunları seyrettikten sonra duygu, düşünce ve davranışlarında nelere yol açacağını hesaplamak sorumlu bir yayıncının göz önünde bulundurması gereken hususlardır. Ayrıca önemli fonksiyonları olan kitle iletişim araçları sahiplerinin veya yöneticilerinin; yaşadıkları toplumun değerlerine, evrensel insan hakları veya insan onuru gibi kavramlara özel hassasiyet göstermeleri, yayınlarında bunlara titizlikle uymaları, sahibi oldukları medya mecrasında süre giden programlarda bu değerlerin korunması noktasında çaba göstermeleri bir ihtiyari durum değil yayıncıların sorumlulukları arasındadır. Yayıncılığın aynı zamanda bir kamusal sorumluluk görevi olduğu da düşünüldüğünde yayınların 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun ve Basın Meslek İlkeleri çerçevesinde yürütülmesi gerekmektedir. Bu ilkeler doğrultusunda, yayınlarda kişileri ve kuruluşları eleştiri sınırları ötesinde küçük düşüren, aşağılayan veya iftira niteliği taşıyan ifadelere yer verilmemeli, program sunucu ve yapımcılarından bu sorumluluk çerçevesinde yayın yapmaları beklenmektedir.
Aynı zamanda yasa, yayıncı kuruluşların ekranlarında yer verdikleri haber programlarında dikkatli bir dil ve üslup kullanmalarını şart koşar. Bu dikkatli dil ekranların tarafsızlığı ve itibarının teminatıdır. Toplumun dili, kültürü ve değerleri üzerinde belirgin bir etkiye sahip olan televizyon yayınlarında kullanılan dilin doğru ve topluma örnek teşkil edecek şekilde kullanılmasının önemi haizdir. Yayın içeriklerinde kullanılan dilin düzeysiz, kaba ve argo nitelikler taşıması toplumun dil bilincinin zayıflamasına, kültürel değerlerin erozyonuna, dilin kültürel ve evrensel değerlerine zarar verilmesine neden olabilecek ve toplumsal yozlaşmanın da kapısını aralayabilecek nitelikte olduğu düşünülmektedir.
Yukarıda yer verilen açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde, ihlale konu programda, sunucu tarafından; “Osman Gökçek isimli AKP milletvekilinin her gece ekranlara çıkıp ne götürmüşler be abi demesi abi, daha komik bir şey olamaz ya şaka gibi bir ülkeyiz ya. Yav senin baban bizzat Tayyip Erdoğan tarafından kulağından tutulup kapının önüne konmadı mı be çocuğum?...Hah şuradan güveniyorlar babayı kulağından tutup kapının önüne attı mı Tayyip Erdoğan? Ama iyilik yaptı ona bir şey yapmıyor, şimdi bir şey yapmasın diye yalakalıkta en tepeye çıkmaya çalışıyorlar…ya bu kadar aptal bir görüş de olamaz onu da söyleyeyim...bu kadar kafasızlık olur mu ya....zekâ da biraz belli ki düşük” şeklinde sarf edilen ifadelerin, eleştiri sınırları ötesinde incitici, küçük düşürücü nitelikte ifadeler olduğu, yayıncılığın kamusal sorumluluk görevi olduğu ve yayınların Basın Meslek İlkeleri çerçevesinde yürütülmesi gerektiği hususları dikkate alındığında medya mensuplarının kişi ve/veya kuruluşları eleştirme haklarını kullanırken kişi kurum veya kuruluşların haklarını gözetmesi gerekirken gözetilmediği, bununla birlikte, “bazen de böyle tersten çakarlar işte” şeklinde kaba ve argo ifadelerin, her yaştan izleyicinin ekran başında olabileceği bir saatte ekranda alenen yer almasını önleyecek herhangi bir ses kapama tekniği kullanılmaksızın açık bir şekilde yayınlanmasının kamusal sorumluluk anlayışı ile bağdaşmadığı kanaatine varılmıştır.
Bu nedenle mezkur yayında, 6112 sayılı Kanun’un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) ve (m) bentlerinin ihlal edildiği sabit görülmüştür.
Bu itibarla;
-6112 sayılı Kanun’un 8'inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde yer alan; "..., kişi ya da kuruluşları eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü, aşağılayıcı veya iftira niteliğinde ifadeler içeremez.",
-6112 sayılı Kanun'un 8'inci maddesinin birinci fıkrasının (m) bendinde yer alan "Türkçenin özellikleri ve kuralları bozulmadan doğru, güzel ve anlaşılır şekilde kullanılmasını sağlamak zorundadır; dilin düzeysiz, kaba ve argo kullanımına yer verilemez." ilkelerinin ihlali nedeniyle,
6112 sayılı Kanun'un 32’nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan; “8 inci maddenin birinci fıkrasının diğer bentleri ile ikinci ve üçüncü fıkralarında ve bu Kanunun diğer maddelerinde belirlenen ilke, yükümlülük veya yasaklara aykırı yayın yapan ve/veya bu Kanun hükümleri kapsamında Üst Kurul tarafından belirlenen yükümlülüklerini yerine getirmeyen medya hizmet sağlayıcıya ihlalin ağırlığı, yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, ihlalin tespit edildiği aydan bir önceki aydaki brüt ticari iletişim gelirinin yüzde birinden yüzde üçüne kadar idari para cezası verilir.” hükmü uyarınca idari para cezası uygulanması gerektiği,
Bu itibarla; aynı yayınla, birden fazla yayın ilkesi ihlali olduğundan ve her iki ihlalin de idari para cezası yaptırımını gerektirdiğinden, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 15’inci maddesinin birinci fıkrası hükmü gereğince, bahse konu ihlallerden en ağır (tek) cezanın verilmesi öngörüldüğünden,
a) İhlalin ağırlığı, yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, kuruluşa %3 oranında idari para cezası uygulanmasına,
Ancak, ihlalin tespit edildiği tarihi itibariyle kuruluşun Ekim 2024 ayına ait ticari iletişim gelir beyanının 367.719,09 Türk Lirası olduğu değerlendirilerek, televizyon kuruluşları için idari para cezasının 10.000 (onbin) Türk Lirasından az olamayacağından, 2024 yılı için belirlenen yeniden değerleme oranına göre 135.860,00 (yüzotuzbeşbinsekizyüzaltmış) Türk Lirası İDARİ PARA CEZASI UYGULANMASINA,
b) İdari para cezasının tebliğinden itibaren bir ay içerisinde, Üst Kurulun T.C. Ziraat Bankası Radyo ve Televizyon Üst Kurulu Tek İdare Tahsilat Alt Hesabı TR46 0001 0017 6200 9999 9955 88 no’lu hesabına “6112 sayılı kanunun 32’nci maddesine göre ödenen para cezasıdır” şerhiyle ödenmesi gerektiğinin veya 6112 sayılı kanunun 32’nci maddesinin dokuzuncu fıkrası uyarınca, tebliğden itibaren en geç onbeş gün içerisinde Ankara İdare Mahkemelerinde dava açılabileceğinin, dava açma süresi (onbeş gün) içerisinde peşin ödeme yapılması halinde, 5326 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin altıncı fıkrası uyarınca cezanın dörtte üçünün tahsil edileceğinin ve taksitlendirme talebinde bulunulabileceğinin, peşin ödemenin kanun yoluna müracaat hakkını engellemeyeceğinin, en geç 1 aylık süre içerisinde ödenmeyen idari para cezasının, 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil edilmek üzere Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenecek tahsil dairesine gönderileceğinin bildirilmesine,
c) 6112 sayılı Kanun'un 32’nci maddesinin beşinci fıkrasında yer alan “8’inci maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (d) bentleri dışındaki bentlerini, aynı maddenin ikinci fıkrasını ve bu Kanunun yayın hizmetlerinde ticari iletişimi düzenleyen hükümlerinden herhangi birini yaptırım kararının tebliğinden itibaren bir yıl içinde yirmiden fazla ihlal eden medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yayını beş güne kadar durdurulur. Bir yıl içinde aynı ihlalin tekrarı halinde, medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yayınının beş günden on güne kadar durdurulmasına; ihlalin ikinci tekrarı halinde ise yayın lisansının iptaline karar verilir. …” hükmü uyarınca işlem tesis edileceği hususunun yapılacak tebligatta bildirilmesine,
Üst Kurul Üyesi Dr. Necdet İPEKYÜZ ve Tuncay KESER’in karşı oyları ve oyçokluğu ile karar verildi.