İnceleme ve Değerlendirme : İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nın 07.06.2013 tarihli ve 1649 sayılı yazısı ve eklerinin incelenmesi sonucunda;
Bahse konu yayına ilişkin Uzman Raporunda;
“Ulusal Logosu ile yayıncılık yapmakta olan Yayın Hizmet Sağlayıcı Kuruluşun sunmuş olduğu yayın hizmeti, İstanbul Büyükşehir Belediyesinin "Taksim Meydanını Yayalaştırma Projesi" kapsamında yapılan düzenlemerle ilgili olarak kimi yurttaşlarca başlatılan çeşitli niteliklerdeki proje karşıtı eylemlerin, 31 Mayıs 2013 tarihinde artması sonucu ortaya çıkan toplumsal olaylara ilişkin olarak sunmuş olduğu yayın hizmetleri kapsamında da izlenmiş, bu bağlamda elde edilen bulgu ve argümanlar ile bunlar ışığında yapılan değerlendirmeler aşağıda ifade edilmiştir.
31 Mayıs 2013 tarihinde başlayan ve kamuoyunda "Taksim Gezi Parkı Eylemleri" adıyla yankı bulan kısıtlı, kendilerini çevreci olarak nitelendiren yurttaşların ortaya koydukları eylemin ilk anlarından itibaren Yayıncı Kuruluş tarafından dikkatle izlendiği, kimi yorum ve telefon bağlantıları ile olayın kamuoyuna aktarıldığı görülmüştür. Bu bağlamda kitle iletişim aracının toplumu bilgilendirme, kamuoyu oluşturma ve kamu elitlerini kritik etme gibi işlevlerinin yerine getirilmesi düzleminde yayıncılık yapılmaya çalışıldığı tespit edilmiştir. Yayıncı kuruluşun konuya ilişkin yapmış olduğu yayınların sunum dili, haber aktarma biçimi ve kriz dönemi yayıncılık ilkelerine uygun olup olmadığı irdelenmiş bu çerçevede yapılan yayınlara ilişkin örnekler sunulmuştur.
(Raporun bu bölümünde 31.05-07.06.2013 tarihlerindeki yayınlardan örnek deşifrelere yer verilmiştir.)”
Şeklinde değerlendirmelere yer verilmiş olduğu,
ULUSAL TV Yayın Kuruluşu'nun söz konusu yayını ile 6112 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (ı), (ş) ve (k) bendi hükümlerini ihlal ettiği kanaatinin Daire Başkanlığınca belirtildiği,
Konu hakkında karar alınmasını teminen yazının Üst Kurula havale edildiği, anlaşılmaktadır.
Gerekçe:Konunun; İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nınyazısı, eki belgeler ve ilgili mevzuat kapsamında Üst Kurulumuzca değerlendirilmesi neticesinde;
Kriz dönemlerinde yapılan manipülatif yayınlar, dezenformasyona kapı aralayan, kirli ve doğruluğu kesinleşmemiş bilgilerin medya aracılığı ile dolaşıma sokulması, kamuoyunda infial yaratma riskini taşımaktadır. Dolayısıyla özellikle kriz zamanlarında, normal zamanlarda da etik ve hukuki açıdan doğru olmayan bu nitelikteki yayınlardan son derece uzak durmak, yayıncı kuruluşların ve medya profesyonellerinin asla vazgeçilemez bir görevi olarak kabul edilmektedir.
Bu bağlamda, Ulusal TV logosuyla izleyicilerine yayın hizmeti sunan kuruluşun 31 Mayıs sabah saatlerinde başlayan ve 07 Haziran 2013 tarihi itibariyle de sürdürmekte olduğu yayınlarının genel karakteristiğine bakıldığında, bu yayınların 6112 sayılı Kanunda hükme bağlanmış bir ilke olmamakla birlikte, Üyesi bulunduğumuz Avrupa Konseyi’nin kriz zamanlarında medyanın sağduyulu tavır takınması gerektiğini salık veren birçok Tavsiye ve İlke Kararları kapsamında, hem 2007 yılında Bakanlar Komitesi’nde hazırlanan "kriz zamanı yayıncılık için rehber ilkeler" hem de, 2007 yılında Kitle iletişim Bakanlar Konferansında kabul edilen ilkelerden olan "kriz zamanı yayıncılık ilkeleri" ile bağdaşmadığı görülmektedir.
Anılan yayınlarda kullanılan ve ayrıntılı deşifre metinleri ilgili raporda yer alan;
" Taksim’deki olaylarda bir genç kızın panzerin altında kalarak hayatını kaybettiğini söyledi, Taksim’de AKP faşizmi, on binler polisin sert müdahalesine Taksim’de direniyor... Türk Milleti Ayakta, Her yer Taksim, her yer direniş, Polis helikopterinden göstericilere gaz bonbası atıldığı iddia ediliyor, Her yer eylem alanı, AKP faşizmine karşı Türkiye ayakta, Polis yurttaşları nişan alarak gaz bombası atıyor. Muğla, Bursa, Kocaeli, Mersin Gezi Parkı Nöbetinde, On binler polisin sert müdahalesine direniyor...
Direniş dış basında: AKP faşizmine direnme eylemleri Türk baharının tohumları olarak yorumlandı..
.... Ellerinde pankartlar, gidiyor bu çocuklar, Kalkın ayağa kalkın, gidiyor bu çocuklar, bu pazar kanlı pazar, dert yazar derman yazar, bu meydan kanlı meydan, ok fırladı çıktı yaydan ..
Devrim yapıyoruz, hükümeti yıkıyoruz, herkes sokağa insin, isyan ediyoruz, halkı isyana çağırıyoruz, isyan ceza yasasında yasak olsa da o yasağı da deliyoruz..."
v.b. şeklindeki ifadelerden de anlaşılacağı üzere;
"İnsanların öldüğü, eylemcilerin panzerlerin altında kaldığı, polisin birçok kişiyi yaraladığı binlerle ifade edilen ağır yaralıların bulunduğu, hükümet yetkililerinin sosyal medyadan mesaj atanları asacağı.." şeklinde, doğruluğundan emin olunmadan ve doğru bilgiye erişimin son derece hızlı olduğu bir dönemde, doğrulanması ya da yanlışlanması son derece kolay olan ham verilerin, doğrulanmaksızın ve abartılı infiale sevk edici bir anlatı diliyle, bilimsel bilgi niteliği taşıyan gerçekler ayarında sunulması, kriz dönemi ilkelerine uygun yayıncılık yapılmadığı durumunu gerçekleyen en temel argümanlar olarak karşımıza çıkmaktadır.
Bahsi geçen yayınların tarafsızlıktan uzak, asimetrik bilgi akışına uygun ve tek yanlı bir biçimde yapıldığı, doğruluğu kesinleşmemiş bilgilerin dolaşıma sokularak kamuoyunun sağlıklı bir biçimde oluşmasına engel olunduğu ve “halkı isyana teşvik ediyorum, bu hükümete isyan ediyoruz, halkı sokağa çıkmaya davet ediyoruz, bugün sokağa çıkılmayacaksa ne zaman çıkılacak” türünden ifade, alt yazı, yorum ve yorum aktarımlarının sıklıkla ekrana getirilerek şiddet eylemlerinin desteklendiği, özendirildiği ve normalleştirildiği, yayın yoluyla halkın şiddet ve isyana teşvik edildiği dikkate alındığında söz konusu yayınların 6112 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (ş) bendi hükmünün ve (ı) bendi hükmünün ihlal edildiği sabit görülmüştür.
Söz konusu kuruluşa 19,20,23 Ağustos 2011 tarihli yayını nedeniyle evvelce Üst Kurulun 04.10.2011 tarih ve 2011/57 sayılı toplantısında alınan 23 nolu kararıyla 6112 Sayılı Kanunun 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendi uyarınca uyarı yaptırımı uygulandığı Üst Kurul kayıtlarından anlaşılmıştır. Bu itibarla; 6112 sayılı Kanunun 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendinin tekraren ihlali nedeniyle; Kanunun 32 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca “İdari Para Cezası” yaptırımının uygulanması,
Kanunun 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (ş) bendinin ihlali nedeniyle de, 6112 sayılı Kanunun 32 nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan; “Bu Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (a), (b), (d), (g), (n), (s) ve (ş) bentlerindeki yayın hizmeti ilkelerine aykırı yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşlara, ihlalin ağırlığı ve yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, ihlalin tespit edildiği aydan bir önceki aydaki brüt ticari iletişim gelirinin yüzde ikisinden beşine kadar idarî para cezası verilir.” hükmü uyarınca, anılan Yayın Kuruluşu hakkında “İdari Para Cezası” yaptırımının uygulanması,
Ancak; anılan yayıncı kuruluşun bahse konu yayınıyla; hem 6112 Sayılı Kanunun 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendini hem de (ş) bendini ihlal etmesi ve her iki ihlal için de kanunda idari para cezası öngörülmüş olması nedeniyle, 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 15 inci maddesinin birinci fıkrasındaki; “Bir fiil ile birden fazla kabahatin işlenmesi halinde bu kabahatlere ilişkin tanımlarda sadece idari para cezası öngörülmüşse, en ağır idari para cezası verilir.” hükmü gereğince en ağır cezanın öngörüldüğü, bu nedenle tek idari para cezası yaptırımının uygulanması gerektiği, kanaatine varılmıştır.
Anılan yayınların Kanunun 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (k) bendindeki; "Siyasî partiler ve demokratik gruplar ile ilgili tek yönlü veya taraf tutar nitelikte olamaz. hükmü kapsamında değerlendirilmesi neticesinde ise; her ne kadar bahse konu yayınlarda sadece belli bir siyasi parti yetkililerinin açıklamalarına yer verilmesi, diğer siyasi partilerin fikirlerinin yansıtılmayarak tek yönlü ve taraflı yayın yapılması söz konusu ise de, "tarafsız yayın yapılmaması" nedeniyle 6112 sayılı Kanunda "tarafsızlık" ilkesinin daha geniş şekilde hükme bağlandığı 8/1-(ı) maddesinden işbu karar ile yaptırım uygulanmış olması karşısında, 8/1-(k) maddesinden de ayrıca yaptırım uygulanmasına gerek olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
1- Aynı yayınla birden fazla yayın ilkesi ihlali olduğundan ve her iki ihlal de idari para cezası yaptırımını gerektirdiğinden, birden fazla ihlallerde en ağır cezanın öngörüldüğü 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 15 inci maddesinin birinci fıkrası hükmüne atfen, 6112 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendindeki; "Tarafsızlık, gerçeklik ve doğruluk ilkelerini esas almak ve toplumda özgürce kanaat oluşumuna engel olmamak zorundadır; soruşturulması basın meslek ilkeleri çerçevesinde mümkün olan haberler, soruşturulmaksızın veya doğruluğundan emin olunmaksızın yayınlanamaz." ve (ş) bendindeki; “Şiddeti özendirici veya kanıksatıcı olamaz.” hükümlerinin ihlali nedeniyle, ULUSAL 1 - ULUSAL KANAL İLETİŞİM HİZM. SAN. VE TİC. A.Ş. hakkında; aynı Kanunun 32 nci maddesinin birinci ve ikinci fıkrası hükmü uyarınca;
a- İhlalin tespit edildiği tarihi itibariyle kuruluşun Nisan 2013 ayına ait ticari iletişim gelir beyanının 64.986,23 Türk Lirası olduğu değerlendirilerek, televizyon kuruluşları için idari para cezası 10.000 (onbin) ( 2013 yılı için yeniden değerleme oranına göre belirlenen 11.886 -onbirbinsekizyüzseksenaltı - ) Türk Lirasından az olamayacağından yüzde iki oranında 11.886- TL. İDARİ PARA CEZASI UYGULANMASINA,
b- İdari para cezasının tebliğ tarihinden itibaren bir ay içerisinde Üst Kurulun T.C. Ziraat Bankası Bilkent Şubesi, Ankara TR 84000 100 1762 00 999999-5001 no’lu hesabına “6112 sayılı kanunun 32 nci maddesine göre ödenen para cezasıdır” şerhiyle ödenmesi gerektiği veya 6112 sayılı kanunun 32 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası uyarınca en geç onbeş gün içerisinde Ankara İdare Mahkemelerinde dava açılabileceğinin, kanun yoluna başvurmadan önce peşin ödeme yapılması halinde, 5326 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin altıncı fıkrası uyarınca cezanın dörtte üçünün tahsil edileceğinin ve taksitlendirme talebinde bulunabileceğinin, peşin ödemenin kanun yoluna müracaat hakkını engellemeyeceğinin, belirtilen süre içerisinde ödenmeyen ve kesinleşen idari para cezasının 21/7/1953 tarihli ve 6183 Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil edilmek üzere Maliye Bakanlığınca belirlenecek tahsil dairesine gönderileceğinin bildirilmesine, Üst Kurul Üyeleri Hülya ALP, Esat ÇIPLAK ve Süleyman DEMİRKAN’ın karşı oyları, oy çokluğu ile,
2- Bahse konu yayınlar nedeniyle, 6112 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde yer alan "Siyasî partiler... ile ilgili tek yönlü veya taraf tutar nitelikte olamaz."hükmü kapsamında herhangi bir İDARİ YAPTIRIM UYGULANMASINA YER OLMADIĞINA, Üst Kurul Üyesi A.Vahap DARENDELİ’nin karşı oyu, oy çokluğu ile,
Karar verilmiştir.