İnceleme ve Değerlendirme : İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nın 10.12.2014 tarihli ve 2510 sayılı yazısı ve eklerinin incelenmesi sonucunda;
Bahse konu yayına ilişkin Uzman Raporunda;
"Show TV logosuyla yayın yapan yayıncı kuruluşta, hafta içi her gün 16.00 ile 18.55 saatleri arasında 13 yarışmacı genç kadınla başlayan ve haftalık elemelerin Cumartesi akşamları ekrana gelen bölümlerle gerçekleştirildiği “Bu Tarz Benim” adlı program yayınlanmaktadır. Programda yarışmacılar kendi belirledikleri veya yapım tarafından karar verilen bir konsept çerçevesinde kıyafet seçimi yapmakta, bu kıyafetleri Nur Yerlitaş, İvana Sert ve Kemal Doğulu'dan oluşan jüri üyelerine sergilemektedirler. Yarışmanın sonunda birinci seçilecek kişi 100 Bin TL'lik ödülü kazanacaktır.
Programda yarışmacılar müzik eşliğinde stüdyoya girerek yürüyüşlerini yapmakta daha sonra sunucunun yanına gitmektedirler. Sunucu ile ayaküstü sohbet eden yarışmacılar öncelikle diğer yarışmacıların yorumlarını almakta sonra jürinin karşısına geçerek onların yorumlarını ve beğenip beğenmediklerine dair kararlarını dinlemektedirler.
Programın rapora konu tarihteki bölümünde 5 tane yarışmacı kalmış, bununla beraber daha önceki haftalarda elenen yarışmacılardan bazıları halihazırda yarışan yarışmacıları eleştirmek için yayın formatına tekrar dahil edilmişlerdir.
Programın 02.12.2014 tarihli bölümünde saat 17:26'da Özlem Özden isimli yarışmacının sırası gelir ve Özlem Özden giysilerini tanıtmak için podyumda yürümeye başlar. Yürüyüşünü tamamladıktan sonra yarışmacılardan yorumları almak üzere onların karşısına geçer. Sırasıyla Ezgi, Ayşenur ve Melek, Özlem’in kıyafetiyle ilgili yorumda bulunurlar.
Ardından yarışmadan elenmiş ama konuk olarak yarışmaya katılmış Sara’ya söz verilir ve Özlem ile Sara arasında şöyle bir diyalog gelişir:
Sara: "Kişiye göre mi belirliyorsun yani o bana gülsün o bana gülmesin mi?"
Özlem: "Evet. Adamına göre muamele yapıyorum! Sara, napıyım herkes adam seçiyor. Ben de adamına göre muamele yapıyorum."
Sara: "Tamam ben de adamına göre muamele yapıyordum onu da sen öyle kabul et!”
Ardından Özlem birlikte olunan insanların kaliteyi, gülünen şeylerin zekayı gösterdiğini; şu ana kadar çakma, sahte, bozulan arkadaşlık ilişkilerinin yaşandığını, bunu herkesin gördüğünü ve bu konuda haklı çıktığını; haklı çıkmasının da temelinde olgun olmasının, yaşının büyük olmasının yattığını dile getirir. Tarz sahibi olmanın beynini kullanmak demek olduğunu, şu an bir yarışmada olduklarını ve buranın kardeş, arkadaş bulma yeri olmadığını ve kendisinin de bu nedenle hiç kimseyle arkadaş olmadığını ifade eder. Bunun üzerine Sara: “Ben de şöyle bir şey söyleyim sana burası zeka yarışması değil! Ayrıca sen olgun olduğunu söylüyorsun ama 10 yaşında bir çocuk gibi davranıyorsun, hiçbir olgunluk göremiyorum sende, teşekkürler ünlem.” şeklinde Özlem’e cevap verir.
Tartışmalar araya giren başka yarışmacıların da yorumlarıyla devam ederken program sunucusu Öykü Serter “Özlem Sara seni bir yordu sanki” diye araya girer ve Özlem’i daha fazla açıklama yapmaya doğru yönlendirir. Özlem arkadaşlarından Melek ve Tuğçe’nin kendisi için başka olduğunu ifade eder. Sara’nın Özlem’e sorularıyla yüklenmesi karşısında Öykü Serter yine araya girer ve “Sara senin Özlem’le ne problemin var? Nedir yani bu?” sözleriyle tartışmayı alevlendirir.
Bu tartışmalara Ayşenur Balcı da katılır ve Özlem ile aralarında şöyle bir diyalog geçer:
Ayşenur: "Özlem sen beni hani kayırıyordun, hani benim yanımdaydın, hani beni seviyordun en çok? Noldu, niye döndün hemen, niye beni unuttun?"
Gizem: "Bi yanar dönerlik var Özlem sende!"
Bir yarışmacı: "Özlem hep yanıyor dönüyor zaten!"
Öykü: "Aaa teker teker gelin allahaşkına aaa insaf…ben çantanı alayım yoruldun sen."
Ayşenur: "Hani sen benim yanımdaydın heni biz bir ekiptik Özlem yani? Niye şimdi böyle şeyler yapıyorsun?"
Özlem: "Gelsinler gelsin, ya şöyle bir şey 30 kişi de gelebilirler. Ben Özlem Özden’im dik dururum bitti gitti, vız gelir tırıs gider. Ben kendime güveniyorum…Ben Aycan’ı seviyorum baby sorry.. Aycan’ı tercih ettim evet o biliyor……Ama ben Nurcan’ı değil de Aycan’ı beğeniyorum.
Yaklaşık 15 dakika süreyle Özlem ve yarışmacılar arasında Özlem'in tutarsızlığı, "yanar dönerliği", yarışmacıları sürekli ayırması, "adam seçmesi", alaycılığı gibi konularda tartışmalar yaşanmış, bunların ardından saat 17:41’de Özlem jüri karşısına geçmiştir. Özlem ve jüri üyelerinden Nur Yerlitaş arasındaki diyalog aşağıda yer almaktadır:
Nur Yerlitaş: "Dakikalardır seni dinliyorum, sizi dinledim... İnanamadım, dehşete düştüm. Çok beylik laflar yaptın. Ne yani bu? Ayşenur geldi geberiyordun, ölüyordun ayyy diye. Tuğçe’den Tuğçe’ye kızgındın sallıyordun ondan sonra ne biliyim ben Gizem’e öyle hepsinle bir şeyin vardı bugün ne oldu? Ne oldu bugün sana?"
Özlem: "Ne gibi ne oldu? Anlamadım."
Nur Yerlitaş: "Çok iyi anladın. Sen Özlem Özdensin ya bal mı yedin?"
Özlem: "Yorgan yandı kavga bitti mi derler bir şey yani artık zaten rakibim değil. Ama zaten en başından beri ben takdir ettiğim tarz olduğunu söylemişimdir... O yüzden."
Kemal Doğulu: "Öküz öldü ortaklık bozuldu."
Nur Yerlitaş: "Hayır tarzdan değil sevgiden bahsettin Özlem.. Sonra o ne demek o gece kulübü tarzı demek, o ne demek gece klubü tarzı? Bugün giydiği elbise gece kulübü tarzı mı dün giydiği elbise gece kulubü tarzı mı yeri geldiğinde öyle de giyiniyor. Sen unuttun kendi giyindiklerini. Gelin oldun kına gecesi yaptın onları unuttun. Hürrem oldun bayıldın buralarda.. Neden ama bak olmaz şimdi olmaz yani gece kulübü tarzı ben senin tarzında değilim felan gece kulübü…"
Özlem: "Ama şimdi bu hakaret değil ki! Benim için birini beğenmemek .."
Nur Yerlitaş: "Bir kere sen önce beni dinle! Gece kulübü tarzı demekle ben hakaret ettin demiyorum. Bir şey yapıyorsun orda yani ben Özlem Özden olarak devamlı bir Özlem Özden diyorsun.. Biz sana şans verdik nasıl bir şans biliyor musun? Seni takdir ettik, çabanı, her şeyini hala da takdir ediyorum seni ben kendi adıma."
Özlem: "Teşkür ederim."
Nur Yerlitaş: "Öyle ıh uh yapma o mimikleri de yapma 'teşkür ederim' dedin kafama atar gibi yapıyorsun. Özlem seni benim kadar kimse tutmasın benim kadar kimse senden hoşlanmasın ama bugün sana böyle bir dinledim dinledim kızdım sana ben. Ya niye biliyor musun bir duruşun yok artık senin, bir onu seviyorsun bir onu seviyorsun. Bir ona bir ona ben de şaşırdım sen beni de sevmiyorsun!"
Özlem: "Yok estağfurullah öyle bir şey olamaz."
Nur Yerlitaş: "Yok yani ay bilmiyorum bir kızdım sana. Kıyafetine gelince de o çanta ne hakikaten bebek mi koydun içine köpeğini mi koydun?"
Nur Yerlitaş, Özlem Özden’e kızdığını ifade ettiği, onu uyardığı, artık bir duruşunun olmadığını söylediği, mimiklerinden rahatsızlık duyduğunu belirttiği, onu azarlar biçimde yorumlar yaptığı bu dakikalardan sonra, Özlem’in makyaji ve gömleği ile ilgili yorum yapmaya başlar.
Nur Yerlitaş: "Allahım sen yardım et...Allah allah... Ay bu var ya! Çıkar çıkar çıkar o gömleği üstünden kızım çıkar, koy tünele, şeye koy köprüye, çantanı al bakıyım…….Özlem sen var ya şaka gibisin. Çantayı omzuna al bakıyım (jüri üyeleri birbirlerine bakarak gülüyorlar) şimdi 3 boyutlu bu elbise şimdi o gömleği de bağla bir tarafına şöyle. Bağla göreyim.."
Özlem: "Bağlayım mı? Hayır bu kıyafetler kendi gardırobumun kıyafetleri olduğu için atmaya o yüzden kıyamıyorum.."
Ivana Sert: "Canım sen kendini yerine attın daha ne olacak? Gömleğinden ne olacak?" (Gülüyorlar)
Nur Yerlitaş: "Git Tophaneye şimdi hadi... Özlem ben senin sevgine artık güvenmiyorum. Sen Ayşenur’a bugün onu söyledin, ona onu söyledin ona onu söyledin. Ezgi’yle aran nasıl?"
Özlem: "Ben şeyi çok seviyorum Aycan’ı çok seviyorum.. Onun dışında Ezgi’yi zaten şık buluyorum ama tarz bulmuyorum. Benim ne olduğum aslında çok belli İkizler, Melek, Tuğçe."
Nur Yerlitaş: "Ayol bir Tuğçeci oldu inanmıyorum canım ya, Tuğçe gidince kıymetli mi oldu?"
Özlem: "E kör ölür badem gözlü olur. Ama şöyle bir gerçek var yorgan yandı kavga bitti Atasözlerini bazen karıştırıyorum... Bir insanın şık olmasıyla tarz olması aynı şey değil bana göre....."
Nur Yerlitaş: (Araya girerek) "Aman sen de jüriden duyduklarını satma burada!"
Özlem: "…Ama bu şöyle bir gerçek var. İnsan rüküş olsa bile bir tarzı olur ve dünya onu bilir. Amy Winehouse kadın belki biraz rüküştü ama tarzdı. Yani ben de demin onu söyledim benim elegan rafine zevklerim ve zevksizliklerim olabilir dedim ki öyledir."
Nur Yerlitaş: (Şaşkın bir ifadeyle) "Seni birisi mi bir ülkeden mi yolladılar buraya? Ben anlayamadım bu bu..."
Kemal Doğulu: "Dış mihrakların bir oyunu Özlem!" (Gülüyorlar)
Ivana Sert: "Tarzını hiç göremiyorum neden böyle yapıyorsun bilmiyorum..….” (Klip 4-Bu Tazr Benim-Jüri Yorumları 2 isimli klip)
Jüri ve Özlem arasında geçen "kiminle aran iyi?", "Ezgi'yle aran nasıl?", "bir onu seviyosun bir onu", "sevgine güvenmiyorum", "sen var ya şaka gibisin", "seni birisi mi bir ülkeden mi yolladılar?" gibi yukarıda yer alan konuşmaların ve kimi zaman "üff, ayy" gibi sıkkınlığı, kızgınlığı belirten seslerin kimi zaman da jüri arasındaki alaycı görünümdeki gülüşmelerin ardından Özlem kendinin aslında ne olduğunu ifade etme çabası içine girer ve kendini savunmak için birkaç cümle kurar. Özlem: "….Sonunu düşünen kahraman olamaz. Ben sonumu düşünmüyorum ben kahraman olmaya geldim, önemli olan birinci olmak da değil, her zaman önemli olan başarılı olmak, bugün ya da yarın ben elimden geleni yaptım…” şeklinde konuşurken, Nur Yerlitaş Özlem'in konuşmalarından sıkılmış, bunalmış bir ifadeyle “Üffff.. Özlem çok konuşuyorsun!” diyerek Özlem’in sözünü keser. Ardından Kemal Doğulu konuşmaya başlar ve Özlem'e şunları söyler:
Kemal Doğulu: "Sen çok iyi bir gözlemcisin Özlem. Bak ve birisi sana negatif bir yorum yaptığı zaman senin tribünlerin hoşuna giden bir mimiğin var. Sen böyle mağdur mimiği yapıyorsun. Her seferinde bunu yapıyorsun birisi bir şey dediği zaman böyle birden üzgün masum mutsuz bir kıza dönüşüyorsun oyun oynuyorsun. Öyle bir insan değilsin sen ve biliyorsun ki böyle ifade yaptığın zaman seni destekleyen insanlar burada sana yorum yapan herkese bir şekilde negatif yorum yapıyor biz dahil.. ve sen bunu kullanıyorsun evet kafa sallama evet…ben burada buraya gelip de gelen geçen insana en sert eleştirileri yapmış adamım bu masada, hiç kitleler beni ilgilendirmedi bugüne kadar ve sen bunun çok farkındasın ve çok bilerek bilinçli yapıyorsun bu mimiklerini, buradakilerin hiç biri senin mimiklerinin doğal değil. Bunu da buradan söylüyorum; çünkü farkındayım ben hepinizi çok iyi tanıyorum artık ciğerlerinizi biliyorum. Sen birisi sana negatif yorum yaptığı anda birden bir masum kelebeğe dönüşüyorsun ki insanlar seni desteklesin, bak şu an yaptığın gibi mesela, yine bana böyle karşımda hanımefendi selamı verme. Biz senin iyi bir insan olduğunu biliyoruz, bazen kafan karışıyor olabilir. Biz seni eleştirirken senin kişiliğine karakterine yorumlarda bulunmuyoruz senin bize verdiklerine yorum yapıyoruz. Sen o kadar çok şey verdin ki bize, o kadar çok şey sundun ki bizim de yorumumuz çok oluyor tabi ki ki. Ama lütfen tribünlere oynama rica ediyorum senden; çünkü burada oynayan insanlar oldu tribünlere ve bu hiç sağlıklı bir şey değil, hiç değil, bak şu an pozitif geri dönüş alıyor olabilirsin ama uzun vadede sağlıklı değil, teşekkür ederim.”
Kemal Doğulu'nun, Özlem'e doğal olmadığını, kameralar karşısında farklılıştığını, tribünlere oynadığını, bilinçli olarak "bir hanımefendi gibi, masum bir kelebek gibi" mimikler yaparak izleyiciyi kandırdığını ifade ettiği yukarıdaki sözleri üzerine Özlem bir açıklama yapmak ister “...Ben sizin dediğinizi gayet iyi anladım, kesinlikle öyle bir tercihim yok, spontane gelişen hareketler ..Asla ve asla öyle bir niyetim olamaz. Ben her zaman size ve çok kereler burada da nitele önem verdiğimi defalarca söyledim. Nitelik demek...” Yine Nur Yerlitaş: “Ayyy lütfen bunun açıklamasını yapma, biz niteliği biliyoruz!” diyerek Özlem’in sözünü keser.
Tartışma bu şekilde saat 17:57’ye kadar devam eder. 30 dakika süresince büyük oranda Özlem Özden’in giyiminden çok, kişiliği ve karakteri üzerine yorumlar yapılmış, Nur Yerlitaş çoğu zaman hafif alay içeren bir tarzla onun sözlerini kesmiş; bütün jüri üyeleri onun "kişiliksizliği, sahteliği, bir duruşunun olmaması, tribünlere oynaması" üzerine konuşmuşlardır. Gerek yarışmacılar ve Özlem, gerekse jüri üyeleri ve Özlem arasında gerçekleşen bu tartışmaların ve çoğunlukla Özlem’e yönelik gurur kırıcı eleştirilerin, tarz ve stil yarışması olarak kendini lanse eden “Bu Tarz Benim” isimli yarışma programı ile hiç bir ilgisinin olmadığı düşünülmektedir.
Programın diğer bölümlerinde de ağırlıklı olarak bu minvalde tartışmaların yer aldığı tespit edilmiştir. Bu tartışmalar yaşanırken sunucu Öykü Serter'in ise stüdyoda yokmuşçasına hiç sesini çıkartmadığı, hatta kavgayı daha da kızıştıracak veya uzatacak bir sorusu ya da yorumu varsa konuştuğu açık şekilde görülmüştür.
Dolayısıyla yarışmanın formatının bu haliyle tamamen katılımcılar arasındaki kavgalara dayandığı anlaşılmaktadır. Elenen yarışmacıların da bu amaçla tekrar programa dahil edildikleri izlenimi doğmuştur.
Yayına başlandığı 15.09.2014 tarihinden 05.12.2014 tarihine kadar RTÜK şikayet hattına program aleyhine 5000 adet şikayet ulaşmıştır. 3-4.12.2014 tarihlerinde RTÜK İletişim Merkezine gelen şikayetlerden bazıları şöyledir: "Çok fazla kavga var. Neredeyse küfür etmedikleri kalıyor...", "Çok seviyesiz bir program. Yarışmacılar birbirleriyle o kadar seviyesiz konuşuyorlar ki...", "Bu yarışma çocukların genel ahlakını bozuyor. Reyting için yarışmada insanlar birbirini aşağılıyor.", "Program sunucusu polemik yaratacak şeyler yaşatıyor, yarışmacıları tartışma açısından tetikliyor.", "Sunucu kışkırtıyor, sürekli kavga ediyorlar. Moda yarışması adı altında ama sürekli kavgada bulunmaktalar."
Program canlı yayınlanmamasına rağmen yarışmacılar ve kişilikler üzerinden yapılan bu uzun tartışmalar ekrana yansıtılmakta, hatta program arasında "birazdan" şeklinde bu tartışmalardan çarpıcı görüntülere tekrar tekrar yer verilmektedir.
Yine bir sonraki günün tanıtımı da gerilimli, tartışmalı veya kavgalı anlar arasından seçilen görüntüler üzerinden yapılmaktadır. Aslında bir moda programı olan "Bu Tarz Benim" tartışmalar üzerinden beslenen, bu şeklide izlenme oranını artırmaya çalışan, yarışmacıların ne söyledikleri ya da ne yaptıklarının, ne giydiklerinden çok daha önemli görüldüğü bir programa dönüşmüştür. Bu tartışmalar kimi zaman saygısızca, kimi zaman onur kırıcı olabilmekte ve saldırganlığı, gerilimi, birbirine bağırma, birbirini küçük görme, birbiriyle dalga geçme gibi halleri olağanlaştırmaktadır. Bunun karşılığında ise haysiyet, özsaygı, erdem, gurur, mütevazilik, saygı, sevgi, hoşgörülü olma, arkadaşlık gibi değerler önemini yitirmektedir. Üstelik bu gerilimli ortamı gerek sunucu gerekse jüri üyeleri hem sordukları sorularla hem de konuşmalara dahil olarak desteklemekte ve yönlendirmektedirler.
Öte yandan aslında bir yarışma programı olan söz konusu bu program yukarıda bahsedilen niteliğinden dolayı toplum içerisinde "yarışma kültürüne" de zarar vermekte, kazanmak uğruna birbiriyle ne pahasına olursa olsun mücadele etmeyi, gerekirse bütün insani değerleri hiçe sayarak, kendisine ve karşısındakine saygıyı yitirmeyi haklı hale getirmektedir.
Sonuç olarak; Show TV yayın kuruluşu 02.12.2014 tarihli yukarıda ayrıntılı şekilde anlatılan yayını ile 6112 Sayılı Kanunun 8 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "Radyo ve televizyon yayın hizmetlerinde, çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel veya ahlakî gelişimine zarar verebilecek türde içerik taşıyan programlar bunların izleyebileceği zaman dilimlerinde ve koruyucu sembol kullanılmadan yayınlanamaz." hükmü ile yine 8 inci maddenin birinci fıkrasının (ç) bendinde yer alan "İnsan onuruna ve özel hayatın gizliliğine saygılı olma ilkesine aykırı olamaz, kişi ya da kuruluşları eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü, aşağılayıcı veya iftira niteliğinde ifadeler içeremez." hükümlerini ihlal ettiği değerlendirilmiştir.” Şeklindeki değerlendirmelere yer verilmiş olduğu,
Anılan yayında; 6112 sayılı Yasa'nın; 8. Maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi ile ikinci fıkrasını ihlal edildiği kanaatinin Daire Başkanlığınca belirtildiği,
Konu hakkında karar alınmasını teminen yazının Üst Kurula havale edildiği, anlaşılmaktadır.
Gerekçe :Konunun; İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nınyazısı, eki belgeler ve ilgili mevzuat kapsamında Üst Kurulumuzca değerlendirilmesi neticesinde;
Bilindiği üzere, kişilik hakları, kişiye sırf kişi olması sebebiyle tanınmış, vazgeçilmesi, devri mümkün olmayan haklardır. Kişilik hakları başta Anayasa olmak üzere yasal mevzuatımızla da koruma altına alınmıştır. Anayasanın “kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığı” başlıklı 17 nci maddesinde; “herkesin, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahip olduğu” hükme bağlanmıştır. Bunun yanı sıra, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 24 üncü ve devamı maddelerinde de “kişiliğin korunması” başlığı altında buna ilişkin esaslar ve korunma yolları düzenlenmiştir.
“Özel hayatın korunması hakkı” da, kişinin sahip olduğu mutlak kişisel haklardan biri olup, Anayasamızın “Özel hayatın gizliliği” başlıklı 20 nci maddesi ile anayasal güvence altına alınmıştır. Anayasa'nın 20’nci maddesinde herkesin özel hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahip bulunduğu, özel hayatın gizliliğine dokunulamayacağı belirtilmiştir.
İhlale konu programda, genel olarak, izlenilirliğin artırılması amacıyla gerginlik düzeyinin sürekli üst seviyede tutulmaya çalışıldığı, gerek sunucunun gerekse jüri üyelerinden bazılarının tartışmaları daha da kızıştıracak şekilde konuşmalara dahil oldukları ve yönlendirdikleri, yarışmacılar ve kişilikleri üzerinden yapılan bu uzun tartışmaların ekrana yansıtıldığı, böylece anılan yarışmanın başta belirtilen amacını aştığı, artık bir stil yarışması olmaktan uzaklaştığı, yarışmacıların rekabet konularının kişisel çatışmalara döndüğü, hakarete, aşağılamaya, hatta şiddet eğilimine varan tartışmaların yaşandığı anlaşılmıştır.
Aslında bir moda programı olan "Bu Tarz Benim" isimli programın ihlale konu bölümünde de, tartışmalar üzerinden beslenerek bu şeklide izlenme oranının artırılmaya çalışıldığı, yarışmacıların ne söyledikleri ya da ne yaptıklarının, ne giydiklerinden çok daha önemli görülmesine ortam oluşturacak açıklamalara yer verildiği hatta bizzat sunucu ve jüri üyelerince bu durumun körüklendiği ve böylece yarışmanın formatından uzaklaşılarak, kişilerin sahip olduğu mutlak kişisel haklardan olan “özel hayatın gizliliği” ilkesinin reyting uğruna ihlal edildiği kanaatine varılmıştır.
Bu nedenle yayının, çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel veya ahlakî gelişimine zarar verebilecek nitelikte olmasından ziyade; insan onuruna ve özel hayatın gizliliğine aykırı nitelikle olduğu, kişileri küçük düşürücü ve aşağılayıcı nitelikte görüldüğü ve 6112 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin 1 inci fıkrasının (ç) bendinin ihlal edildiği değerlendirilmiştir.
Söz konusu kuruluşa 18.03.2011, 04.04.2011, 09.04.2011 tarihli yayınları nedeniyle evvelce 21.04.2011, 26.05.2011, 16.06.2011 tarih ve 2011/23, 2011/32, 2011/37 sayılı toplantılarda alınan 9,24,60 nolu Üst Kurul Kararlarıyla 6112 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi uyarınca uyarı yaptırımı uygulandığı Üst Kurul kayıtlarından anlaşıldığından; aynı hükmün tekraren ihlali nedeniyle, Kanunun 32 nci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca, anılan Yayın Kuruluşu hakkında “İdari Para Cezası” yaptırımının uygulanması gerektiği kanaatine varılmıştır.
Karar : Yapılan görüşmeler sonucunda, ayrıntıları ve gerekçeleri yukarıda izah olunduğu üzere, SHOW TV logosuyla yayın yapan AKS TELEVİZYON REK. VE FİLM. SAN. VE TİC. A.Ş. unvanlı kuruluş hakkında; 6112 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde yer alan; “İnsan onuruna ve özel hayatın gizliliğine saygılı olma ilkesine aykırı olamaz, kişi ya da kuruluşları eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü, aşağılayıcı veya iftira niteliğinde ifadeler içeremez.” ilkesinin tekraren ihlali nedeniyle, 32 nci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca;
1- İhlalin tespit edildiği tarihi itibariyle kuruluşun Kasım 2014 ayına ait ticari iletişim gelir beyanının 29.442.480,68 Türk Lirası olduğu değerlendirilerekyüzde bir oranı 294.425,00 TL. İDARİ PARA CEZASI UYGULANMASINA,
2- İdari para cezasının tebliğ tarihinden itibaren bir ay içerisinde Üst Kurulun T.C. Ziraat Bankası Ankara Kamu Girişimci Şubesi TR98 0001 0025 3300 9999 9951 93 no’lu hesabına “6112 sayılı kanunun 32 nci maddesine göre ödenen para cezasıdır” şerhiyle ödenmesi gerektiği veya 6112 sayılı kanunun 32 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası uyarınca tebliğden itibaren en geç onbeş gün içerisinde Ankara İdare Mahkemelerinde dava açılabileceğinin, dava açma süresi içerisinde peşin ödeme yapılması halinde, 5326 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin altıncı fıkrası uyarınca cezanın dörtte üçünün tahsil edileceğinin ve taksitlendirme talebinde bulunabileceğinin, peşin ödemenin kanun yoluna müracaat hakkını engellemeyeceğinin, en geç 1 aylık süre içerisinde ödenmeyen idari para cezasının, 21/7/1953 tarihli ve 6183 Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil edilmek üzere Maliye Bakanlığınca belirlenecek tahsil dairesine gönderileceğinin bildirilmesine,
Üst Kurul Üyesi Süleyman DEMİRKAN’ın karşı oyuyla, oy çokluğuyla karar verildi.