İnceleme ve Değerlendirme : İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nın 02.12.2014 tarihli ve 2434 sayılı yazısı ve eklerinin incelenmesi sonucunda;
Bahse konu yayına ilişkin Uzman Raporunda;
A Haber logolu ve Turkuvaz Medya Yayın Hizmetleri A.Ş. unvanlı medya hizmet sağlayıcı kuruluşta 27.10.2014 ve 03.11.2014 tarihlerinde saat 22.00'da "% 100 Siyaset" isimli haftalık yayın yapan güncel konulara ilişkin konu ve konukların yer aldığı bir program yayınlanmıştır. Sunuculuğunu Sevilay Yükselir'in yaptığı programların stüdyo konukları Sabah gazetesi istihbarat şefi Abdurrahman Şimşek, Avukat Kezban Hatemi, Fidel Okan ve gazeteci Nazif Karaman (03.11.2014 tarihinde) olmuştur. Programlarda Askeri Casusluk soruşturması, "Paralel Yapı" olarak ifade edilen yapı ile ilgili bilgi ve gelişmeler ele alınmıştır.
Muharrem Köse ve Ahmet Ballı Vekili Avukat Sönmez Ahi 18.11.2014 tarihli dilekçede, A Haber televizyonunda Setenay Cankat'ın sunuculuğunu yaptığı 21.06.2014 tarihli 21.00'da başlayan ve "Üyelere Şantaj Yaptılar" alt başlıklı yayında; Sevilay Yükselir'in sunuculuğunu yaptığı 27.10.2014 tarihli 22.00'da başlayan ve "Paralele Yapı TSK'ya Nasıl Sızdı?"; "Derin Yapılanma Şeması Gün Yüzüne Çıkıyor" alt başlıklarıyla ve 03.11.2014 tarihli 22.00'da başlayan "Askeri Casusluk Davası" alt başlıklı yayınlarda hiçbir somut delile ya da delil başlangıcına dayanmadan müvekkiller aleyhine hakaret ve iftirada bulunulduğunu ve bu suretle müvekkillerin kişilik haklarına saldırı gerçekleştirildiğini ifade etmiştir. 21.06.2014 tarihli yayın için tekzip talebinin Ankara 5.Sulh Ceza Hakimliği'nin 01.09.2014 tarihli Karar'ı ile kabul edildiği ilgi yazı içeriğinde belirtilmiş; 27.10.2014 tarihli yayın için Ankara 3.Sulh Ceza Hakimliği'nin 14.11.2014 tarihli ve 2014/3960 Değişik İş no'lu Karar'ı ile alınan tekzip kararı da ilgi yazı ekinde yer almıştır. Avukat Sönmez Ahi, anılan haberlere ilişkin hukuki sürecin kararlılıkla işletilmiş ve mahkemeler tarafından lehe şekilde kararlar alınmış olmasına rağmen A Haber kanalının saldırı teşkil eden yayınlarına devam ettiği; saldırının sadece müvekkillerin şahsına karşı değil aynı zamanda Türk Silahlı Kuvvetlerine karşı da yapıldığını ve yapılan bu yayınların 6112 sayılı Kanun'un 8. maddesinin birinci fıkrasının (c), (ç), (f), (ı) ve (i) bentlerine aykırı olduğunu; talebinin gereğinin yapılmasını ve sonuçtan taraflarının bilgilendirilmesini talep etmiştir.
Söz konusu yayında şikayet edilen hususlara ilişkin konuşma öncesinin bağlamını da içeren deşifre metni ve yapılan tespitler aşağıdaki şekildedir:
27.10.2014 tarihli saat 23.36'daki yayın:
Abdurrahman Şimşek: Şimdi aynı buna benzer başka bir şey söyleyeceğim. Bu sefer yer Adana. Olay 19.01.2014. MİT tırlarının durdurulması. Bir operasyon oluyor, biliyorsunuz, soruşturma çıkıyor. Burada Hamza Celepoğlu Bölge Komutanı yardımcısı Özkan Çokay ve altında birkaç tane daha personel. Bunlarla ilgili soruşturma başlatılıyor.Ali Doğan dönemin Başsavcı Vekili. Şu an İstanbul Başsavcı Vekili. Soruşturma yapıyor, iddianamesini hazırlıyor, dava açılıyor. Ama Askeri Başsavcılık tutuyor Muharrem Köse'nin başında olduğu, Adli Müşaviri, bizzat talimatıyla mahkemeye, 7 Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Erol Tekmen'e diyor ki, "Senin elindeki soruşturma dosyasını bana yolla."Neye göre, kime göre? Diyor ki, ben Hamza Celepoğlu'yla alakalı basında çıkan bazı bilgiler, derlenen bilgileri biz baktık, soruşturmayı sen bize yolla kardeşim. Erol Tekmen de burada bir öyle karar yazıyor ki. Ben diyor size yollayayım ama diyor bir kere Hamza Celepoğlu diyor takipsizlik aldı nasıl vereyim diyor. Takipsizlik kararını vereyim size buyrun yolluyor. Peki diyor Özkan Çokay'la ilgili soruşturmayı diyor sen nasıl yapacaksın? Çünkü adli kolluk görevi olduğu için HSYK soruşturması iznine bağlı. O izin de HSYK'da. Ötekilerle ilgili de diyor Adana ve Hatay Askeri Savcılıkları, Mahkemeleri var, onların yetkisinde. Sen niye istiyorsun bu kadar ısrarla?Benim ayrıca bildiğim Askeri Başsavcılık, Genelkurmayın, dönemin Başsavcı Vekili Ali Doğan'a bizzat basınç yapmıştır, bu dosyaları bize ver, bu askeri casusluktur, sen buradan el çektir.Dosyaya takipsizlik pardon yetkisizlik ver. Genel Kurmay'a yolla. Ama Ali Doğan Başsavcı Vekili ısrarla dosyayı yollamıyor, soruşturma açıyor, davasını açıyor ve mahkeme de hala yürüyor. Erol Tekmen'e inanılmaz derecede baskı yapıyorlar, bu adamın bir koruması bile yok. Bakın, bir şoförü bile yok, tek başına Adana'da geziyor ve bu adam Paralel Yapı'nın her türlü herhangi bir suikasta açık bir şekilde. Adalet Bakanı'na sesleniyorum. Buradaki bu Mahkeme Başkanı'na, bütün Ergenekon'daki bütün hakimlere, ailesine çocuklarına hepsine koruma verilirken, bu Mahkeme Başkanı'na bir koruma dahi verilmiyor ve bu adam her gün küfür yiyor.
Kezban Hatemi: İstediği halde mi verilmiyor?
Abdurrahman Şimşek: Hayır, isteyip istemediğini bilmiyorum ama istemesine gerek yok, Türkiye'nin en önemli askeri casusluk davası, MİT tırlarına bakan bir Mahkeme Başkanı şu anda ne arabası var ne koruması var, tek başına geziyor. Erol Tekmen. Yani sen,Askeri Savcılık burada dosyaya basınç yapıyor, burada Ramazan Akyürek'in avukatları basınç yapıyor. (Bir önceki haberde Fidel Okan'ın anlattığı ve Ramazan Akyürek'in avukatları ile ilgili olan Fidel Okan'ın önündeki dosyayı işaret ediyor.), bu gücü nereden buluyorsunuz?
Kezban Hatemi: İşte Hakim Teminatı'nın önemi burada çok, eee...(Klip 1)
03.11.2014 tarihli saat 23.00'daki yayın:
Fidel Okan:Şimdi burada Genel Kurmay Başkanlığı bir heyet oluşturuyor, oluşturması gerekiyor. Fakat Adli Müşavir Muharrem Köse kendi yazısı, kendi yazısı, (Elindeki bir belgeden okuduğu görülüyor) "Savcılığın gönderdiği belgeler, şeylerle talimat çerçevesinde diyor ki, heyet değerlendirmesi ilgili savcılığın talimatı çerçevesinde bahse konu belgelerin gerçek ve güncel oldukları ön kabulüyle sadece gizlilik değerleriyle ilgili olarak yapılabilmiş, hazırlanan değerlendirme çizelgesi de ilgili yazıyla İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiştir." Gerçek ve güncel olduklarını ön kabulüyle bunu gerçekleştiriyor. Sen bunu nasıl söyleyebilirsin? Bunların gerçek ve güncel olup olmadığı ön koşulunu nasıl koyabilirsin, nasıl yazabilirsin? Türk Silahlı Kuvvetlerinin envanterinde var mı? Bu belgeler gerçekten mevcut mu? Bunun araştırmasını neden yapmadın? Kendi silah arkadaşlarına, bakın bu belge, kendi silah arkadaşlarına bence ihanetin belgesidir çok açık söylüyorum bunu. Bu ihanetin belgesidir. Muharrem Köse'nin, Genel Kurmay Adli Müşaviri'nin yazmış olduğu bu yazıdaki bu ifade budur. Bunu başka bir açıklaması olamaz. Gene aynı şekilde bakın çok enteresan Ahmet Ballı, İstihbarat Albay Heyet Başkanı.Hocam ben şey öncesinde size Türk Ceza Kanunu'nun 327.maddesini konuşmuştuk. 327.maddenin 2. fıkrasını okur musunuz? Burası çok önemli.
Kezban Hatemi: Fiili, savaş sırasında işlenmiş veya Devletin savaş hazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya askeri hareketlerini tehlikeye koymuşsa müebbet hapis cezası verilir.
Fidel Okan:Şimdi, onları müebbete götüren bir nokta daha. Bakın hazırlanan evrakı gösteriyorum, (elindeki bir belgeyi gösterdiği ve okuduğu görülüyor) heyet değerlendirme raporunda, diyor ki "Şüpheliler tarafından bu bilgilerin temin edilmesinin devletin savaş hazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya askeri hareketlerini tehlikeye koyup koymayacağı" bakın "koymuşsa"; "koyup koymayacağı"; birisi geçmiş zaman, birisi gelecek zaman. Şimdi bu belgenin altına imzasını atan bu Albay Ahmet Ballı, arkadaşlarına ne hesap vermiştir ya?Türk Ceza Kanunu'nun 327. maddesini değiştirerek buraya koymuş. Şimdi dolayısıyla ben şunu söylüyorum. Burada bakın çok dikkat edilmesi gereken bir şey var. Bizi eskiden TSK'da
Abdurrahman Şimşek: Görevi ne peki Ahmet Ballı'nın?
Fidel Okan: İstihbarat Albay, Heyet Başkanı. Bakın burada.
Sevilay Yükselir: Yönetmenim duyuyor mu beni? Kaç dakikamız var, anladım.
Fidel Okan: Bakın burada, burada, şunu ifade etmek lazım. Biz Türk Silahlı Kuvvetleri'yle ilgili olarak şunu hep söyledik. Eskiden, eskiden hep TSK'nın hükümete karşı bir tehdit unsuru olduğu noktasında, hükümete karşı bir tehdit unsuru olduğu noktasında, bir takım endişeler vardı. Ama biz özellikle bu TSK imamıyla yaptığımız görüşmeden sonra Türk Silahlı Kuvvetleri'ndeki Paralel Yapılanma'nın devlete karşı bir tehdit unsuru olduğu kanaatindeyiz, hükümete değil. Devlete karşı Paralel Yapılanmadan bahsediyoruz, bir tehdit unsuru olduğu kanaatindeyiz. Bu hususun dikkatle incelenmesi ve takip edilmesi gerekiyor.
Sevilay Yükselir: Ne diyorsunuz hocam?
Kezban Hatemi: Yani bu hakikaten çok ciddi şeyler atlatmışız biz. Büyük çapta hiç eşi benzeri olmayan bir yapıyla, karşı karşıyayız. Yani diyorlar ya neymiş bu yapı? İşte neymiş denilen yapı her noktada nasıl ne şekilde neye bürünerek bukalemun gibi karşımıza çıktığını görüyoruz. Şimdi böyle Fidel'i dinlerken bu olan biteni ve bu yazışmaları, aklıma rahmetli Menderes hakkındaki iddianameler, geldi. Yani neyle suçlandı ve maalesef iyi ki idam cezası kaldırıldı Sevilay. İdam cezası kaldırılması, bu ülkede nasıl büyük katliamlar yaşanabilir. Onun dehşet ve ibretle dinledim. Türkiye'nin, siyaset, bunlar hukuki değil tamamen siyasi manevralar, bir güç gösterisi bir hakimiyet alanı yapmak ve bir algı operasyonuyla bütün kurumları ve kuruluşları ki, bunların her biri anayasal bir kurum, itibarsızlaştırmak ve devletin gerçekten köküne dinamit atmak başka hiçbir şey değil, bunun yorumu morumu da yok yani.
Abdurrahman Şimşek:Şimdi Muharrem Köse ile ilgili geçen hafta biz burada biliyorsun Fidel de ben de, Genel Kurmay içinde bir takım sızmaları anlatırken maalesef Muharrem Köse Genel Kurmay Adli Müşaviri işi gücü bırakmış, talimat veriyor gece. Kendi emrinde çalışan askeri savcıları, Fidel'le Abdurrahman'ı zorla tanık ifadesini alacaksınız buraya getireceksiniz, sanki Paralel Yapı'ylaBu hususlar göz önüne alındığındailgili ellerinde çok gizli belgeler varsa isteyin, veremeyince de bu,
Sevilay Yükselir: Ne dedik ki biz burada? Paralel Yapı mensubu emniyetçilerin,
Fidel Okan: Bi dinle ama, Abdurrahman'ı sonuna kadar bir dinle.
Abdurrahman Şimşek: Şimdi diyor ki, biz burada dedik ya, Askeri Lise'ye girişler var, başka şeyler anlattık. Bunları alın, ifadesini alın, zorla getireceksiniz buraya.Emrindeki o askeri savcıları da biliyorum, dört beş tanesine talimat veriyor. Paralel Yapı, TSK içerisinde Paralel Yapı soruşturması başlatıp daha sonra da soruşturmaya takipsizlik verin ve bunları, takipsizlik kararlarını da Samanyolu, Zaman gazetesi, Bugün'e oraya buraya servis edin diye talimat veriyor. Ve gece kimleri hangi savcıyı, askeri savcıyı aradığını da biliyorum. İşi gücü bırakmış, gelip bu insanlarla bu insanların haklarını araması gerekirken Fidel'le Abdurrahman'ın peşine düşmüş.
Nazif Karaman: Sevilay Hanım, Sevilay Hanım.
Abdurrahman Şimşek:Böyle bir Adli Müşavir olabilir mi ya? Bu ülkede Genel Kurmay Başkanı'na sesleniyorum ya. Bu adam, yani bütün TSK'ya bu kadar yapılan saldırıları, bu kadar zulümü karşı sessiz duruyor ve işi gücü bırakmış gelmiş Fidel'le Abdurrahman'ın peşine düşmüş.
Nazif Karaman: Sevilay Hanım, bakın Abdurrahman Bey'in söylediği çok doğru. Ben bu Hamza Celepoğlu, Adana Bölge Komutanı, MİT tırlarını durdurduğu iddia edilen komutanlardan bir tanesi. Hamza Celepoğlu'yla ilgili, Abdurrahman Bey iyi bilir, Sabah'ta manşet olmuştu. Haber yapmıştık.Bunun üzerine Muharrem Köse imzasıyla benim hakkımda Sabah gazetesi ve Takvim gazetesi hakkında suç duyurusunda bulunuldu.
Sevilay Yükselir: Niye?
Nazif Karaman: Yani tarihte görülmemiş bir şekilde,
Abdurrahman Şimşek: TSK'yı yıpratmaya yönelik haberler yapıyormuşuz biz.
Nazif Karaman: TSK'yı yıpratıyormuşum ben. Asıl TSK'nın haklarını savunuyorum. Paralel Yapı burada etkin diyorum. Paralel Yapı, tehlikesi var diyorum. Ben Türk Silahlı Kuvvetleri, göz bebeğimizi savunuyorum. Benim hakkımda al sana bir suç duyurusu, buraya kadar bakın tamamı bilinen.
Abdurrahman Şimşek: Sevilay Hanım, MİT'i savunuyor...
Nazif Karaman: Ondan sonra noldu biliyor musunuz Sevilay Hanım?Bu suç duyurusu belgesi, bakın İstanbul Savcılığı'na ulaşmadan daha samanyoluhabercom'un internet sitesinde yer aldı, ben gittim üşenmedim, Ankara'ya kadar gittim, Askeri Savcılık'a, bunu Askeri Savcılık'ta kim sızdırdı kardeşim? İstanbul Savcılığı'na gelmeden Askeri Savcılık'tan Samanyoluhabercom'a bu belgeyi kim gönderdi?
Abdurrahman Şimşek: Nazif ifadeyi kime verdin? Askeri Savcı kim?
Nazif Karaman: Askeri Savcı Kurtuluş Kaya Bey bizi çağırdı.
Abdurrahman Şimşek:Napmış peki soruyorum, Kurtuluş Kaya bizi izliyordur şu anda o, Muharrem Köse bizim bu programı hepsini kaydettiriyor. Peki Kurtuluş Kaya napmış bizim o soruşturmayı? Suç duyurusunda bulunuyorum. Samanyolu'nda bu bilgi daha Genel Kurmay Başkanı'nın önüne gitmeyen, ıslak imzalı olmayan belge Samanyolu'na gitti diye nasıl oluyor?
Nazif Karaman:Muharrem Köse onunla ilgili de bir açıklama yapar artık herhalde? Soruyoruz bakın buradan, canlı yayında Muharrem Köse açıklasın, Sabah gazetesi muhabiri...
Sevilay Yükselir: Geçen hafta burada konuştuklarımıza dair Genel Kurmay bir açıklama yapmıyor da, bunları açıkladık diye sizin peşinize mi düşüyor yani? Nasıl bir tezatlık hocam bu ya? Nasıl bir şey?
Abdurrahman Şimşek: Ya evet, belgesi var bak, Sevilay, bu belgeyi açık...(elindeki belge olduğu düşünülen bir yazıyı gösterdiği görülüyor.)
Nazif Karaman: Sevilay Hanım, biz Abdurrahman Bey'le bize.
Abdurrahman Şimşek:Bak Sevilay burada gece kimlerle telefon trafiğine girdiğinin belgesi var, bunu açıklayacaktım. Fidel açıklama dedi, kimlerle naptı, ne buluştu her şeyi var. (elindeki belge olduğunu ifade ettiği bir yazıyı gösterdiği görülüyor.)
Sevilay Yükselir: Bir soruşturma daha yemeyelim, yok bir soruşturma daha yemeyelim.
Abdurrahman Şimşek: Açsın yani.
Fidel Okan: Burada Nazif'in söyledikleri çok önemli, dinlemek lazım bence şu anda.
Nazif Karaman: Sevilay Hanım, biz Abdurrahman Bey'le bizi tanık olarak ifadeye çağırıyorlar. Biz gitmek istemiyoruz dedik, yok geleceksiniz dediler zorla getirme kararı çıkaracağız dediler. Abdurrahman Bey öyle mi? Beraber ondan sonra gitmek zorunda kaldık. Gittik ben oradaSavcı Bey'e dedim ki, kardeşim dedim. Benim hakkımdaki suç duyurusunu Askeri Savcılık'tan Samanyolu'na kim verdi, kim sızdırdı, bunu araştırdın mı dedim? Yok dedi, ben dedi araştırmadım dedi, hani re'sen bir araştırma başlatmadım.Ben bir sürü tweet attım ama bu arada. Ben dedim suç duyurusunda bulunmak istiyorum. E tamam dedi şurada bir dilekçe yaz gel dedi. Dilekçeni koyalım işleme dedi. Bakın üzerinden 1 sene geçti mi Abdurrahman Bey? Ses seda yok. Hiçbir şey yok.Buradan Muharrem Köse durmadan açıklama yapıyor. Herkesin hakkında suç duyurusunda bulunuyor, gazeteciler hakkında. Lütfen bu konu ile ilgili de bir açıklama yapsın. Kamuoyu bilsin değil mi?Sabah gazetesi muhabirinin hakkındaki suç duyurusu belgesini daha İstanbul Savcılığı'na ulaşmadan Samanyoluhabercom'a kim göndermiştir? Ben Samanyoluhabercom Genel Yayın Yönetmeni hakkında da suç duyurusunda da bulundum.
Abdurrahman Şimşek: Noldu, noldu abi sonuç?
Sevilay Yükselir: Samanyolu'nu suçlama canım, onlar habercilik yapıyor, onları suçlayamayız.
Nazif Karaman: Anadolu Ajansı'na düşmeyen bir bilgi Samanyoluhabercom'a düşüyor.
Fidel Okan: Şimdi Nazif, Samanyolu'nun durumu da ortada.
Sevilay Yükselir: Yani şimdi habercilik bakımından almış belgeyi, o belge nasıl sızmış Askeri Savcılık'tan ona bak.
Fidel Okan: Sen Samanyolu'nu savun da, ben şunu söyleyeyim.
Sevilay Yükselir: Ben Samanyolu'nu savunmuyorum.
Fidel Okan: Evet, o zaman şunu söyleyelim, niye Samanyolu'na gidiyor? Samanyolu kimin kuruluşu? Cemaatin kuruluşu değil mi? Paralel Yapı'nın medyası demiyor muyuz? Niye orda çıkıyor bu belge Nazif'in söylediği? Bakın şöyle bakın. 2010 yılında bu olayla paralel olarak söylüyorum hemen kısaca özetleyeceğim.... Bunların hepsi Türkiye'de yaşanmış, yani ibretle, dehşetle, vahşetle izlediğiniz şeyler.
Nazif Karaman: Ayrıca bakın Özkan Çokay'ın Abdurrahman Bey öyle değil mi? Malatya'da bir seminerde yurtdışına mail atarken, belge gönderirken yakalanıp yargılandığı Askeri Mahkemede yargılandığını da Sabah gazetesinde haber yapmıştık biz. Abdurrahman Şimşek:Yaptık ta noluyor Nazifçiğim, yani Muharrem Köse bir şey mi yapıyor? Ben buradan sesleniyorum, ya napmış Muharrem Köse?Şimdi Fidel ne dedi? Nazif ne dedi? Sevilay ne dedi? Hemen döküm yapın, hemen yazı yazın HSYK'ya oraya buraya bilmem nereye...
Nazif Karaman: Hepimiz hakkında suç duyurusunda bulunuyor, gazeteciler hakkında bir sürü suç duyurusu var..
Fidel Okan: Ben TSK'da Paralel Yapı var dediğim için hemen soruşturmayı açtı. Takipsizlik kararını aldı.Ama şimdi bir Genel Kurmay'daki bir Adli Müşavir bu kadar önemli makamdaki bir kişi sürekli TSK'da Paralel Yapı deyince niye yerinden zıplıyor? Niye zıplıyor yerinden?
Sevilay Yükselir: Arkadaşlar zaman daralıyor, konumuz çok, izin verirseniz eğer ben diğer konuya geçeceğim, müsaade ederseniz....(Klip 2)” Şeklinde değerlendirmelere yer verilmiş olduğu
Söz konusu programda, 6112 sayılı Kanuna aykırılık olmadığı kanaatinin Daire Başkanlığınca belirtildiği,
Konu hakkında karar alınmasını teminen yazının Üst Kurula havale edildiği anlaşılmaktadır.
Gerekçe :Konunun; İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nınyazısı, eki belgeler ve ilgili mevzuat kapsamında Üst Kurulumuzca değerlendirilmesi neticesinde;
Söz konusu yayına ait deşifre ve video kayıtlarının tetkiki sonucunda; anılan yayında; somut nitelikte bir kuruma ya da talepte bulunan şahsa yönelik küçük düşürücü, aşağılayıcı, hakaret edici ve suçlayıcı nitelikte ifadelerin bulunmadığı ve kamuoyuna yönelik çeşitli görüş, eleştiri, yorum ve iddiaların yer aldığı tespit edilmiştir. Yapılan yayının haber verme ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilebilecek nitelikte olması ve herhangi bir hedef gösterme teşebbüsü içerisinde olmaması kanaati oluştuğundan 6112 sayılı Kanun hükümlerini ihlal eder bir hususun varlığı tespit edilmemiştir.
Bu bağlamda ilgili yayın içeriğindeki iddia, yorum ve değerlendirmelerin, muhataplarının düzeltme ve cevaplamasına da açıktır.
Karar : Yapılan görüşmeler sonucunda, ayrıntıları ve gerekçeleri yukarıda izah olunduğu üzere; A HABER logosuyla yayın yapan TURKUVAZ MEDYA YAYIN HİZMETLERİ A.Ş. hakkında, bahse konu yayını nedeniyle, 6112 sayılı Kanun kapsamında herhangi bir İDARİ YAPTIRIM UYGULANMASINA YER OLMADIĞINA Üst Kurul Üyesi Esat ÇIPLAK’ın karşı oyu ve oy çokluğu ile karar verildi.