İnceleme ve Değerlendirme : İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nın 23.10.2014 tarihli ve 2186 sayılı yazısı ve eklerinin incelenmesi sonucunda;
Bahse konu yayına ilişkin Uzman Raporunda;
“Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Bülent TEZCAN tarafından Kurulumuza gönderilen 09.10.2014 tarihli yazıda, Kanal A logosu ile yayın yapmakta olan yayın kuruluşunun, 22.09.2014 tarihinde yayınladığı "Resmi Tarihten Gerçek Tarihe"adlı programda CHP'nin tarihsel ve kurumsal varlığı ile ilgili gerçek dışı, asılsız iddia ve iftiraların ortaya atıldığı ve tüm kamuoyu nezdinde CHP tüzel kişiliği ve aynı zamanda tüm partililerin küçük düşürülmeye çalışıldığı ifade edilmektedir.
Yazıda ayrıca Cumhuriyet Halk Partisi' nin tüm değerleri ile Cumhuriyet Halk Partisi' nin Kurucu ve Yöneticilerine hakaretler edildiği ve bunların hiçbir bilgi ve belgeye dayanmadan bizzat sunucu ve programa katılan Said ALPSOY adlı şahıs tarafından dillendirildiği, ayrıca CHP' nin ve ülkemizin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK' e, İsmet İNÖNÜ' ye ve diğer değerlere kin, nefretle hakaretlerde bulunulduğu belirtilmektedir.
Şikayete konu olan ve Kanal A yayın kuruluşunca 22.09.2014 tarihinde saat 21.32' de yayınlanan ve 2 saat 22 dakika süren, "Resmi Tarihten Gerçek Tarihe" isimli program incelenmiştir. Program sunucusu Sadık YALSIZUÇANLAR' ın, programın girişinde," .. Bu hafta yine birbirinden ilginç konu ve başlıklarımız var birkaçını arz edeyim.. Cumhuriyet Halk Partisi tek parti döneminde Cumhuriyet Halk Partisi camileri kiliseye çevirmeye kalkıştı mı? Başta Osmanlı padişahları olmak üzere bütün Müslüman türbelerini 25 yıl boyunca kapalı tuttu ama bu sırada örneğin Hristiyan ayazmalarının durumu nasıldı? Mesela ilginç bir başlık Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilleri TBMM' nin ortasında Allah'a küfreder miydi? Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında misyonerler Türkiye' yi neden terk etti? Cumhuriyet Halk Partisi yönetimi sırasında 16 yıl boyunca bütün okullarda her çeşit İslami eğitim yasaklandı ama yabancı kolejlerde durum nasıldı? Amerikan kolejlerinde ve diğer Fransız kolejlerinde, Alman kolejlerinde? Hristiyan ayinlerine ve eğitimine izin verildi mi gibi. Cumhuriyet Halk Partisi radyolarda Allah ve Peygamber kelimelerini neyle değiştirdi gibi ilginç başlıklar var....ve ilk sorumu soruyorum. Cumhuriyet Halk Partisi camileri kiliseye çevirmeye kalkıştı mı? (21.33.40) "şeklinde çerçevesini çizdiği program, bu içerikle örtüşen söylemlerle devam etmiş, programın ilerleyen bölümlerinde de;
" bu ülkeyi var eden bütün manevi kültürel temellerine, varlığına bizatihi kendisine düşman, bu halkın o halkı var eden bütün manevi değerlerine düşman ve bunların temeli olarak bu halkın dinine düşman, o dinin dayanmış olduğu Allah'a iman esprisine doğrudan doğruya Allah'ın zatına düşman bir parti mi yönetti....evet kesinlikle din ve Allah düşmanı tekrar altını çiziyorum ben bunun..... "
"Karnımızdan konuşmayalım diyorum. Lafı hiç eğip bükmüyoruz. Bunlar Allah düşmanı. Bunlar din düşmanı, bunlar kendi varlığının, kendi özünün düşmanı..."
" Şu inceliğe bakın. 400 sene müddetle türbedarlarda büyük ihtimam gösteriyorlar, bakımını, görünümünü yapıyorlar o kaftan 1520' den 1925 'e kadar 405 sene hasar görmeden intikal ediyor. Çamur lekesi üzerinde hala belirgin. 1925' te kapatıldıktan 1950'ye kadar 25 sene o türbe kapalı......405 sene sapa sağlam muhafaza edildi. Bu Allahsız CHP 25 senede canını okudu. Onun için şimdi yeri geldi hissiyatımı paylaşıyorum. Bu emri verenler, buna sebep olanlar, bunu destekleyenler eğer şu yaptıkları din düşmanlığını, Allah düşmanlığına pişman olmadan, tövbe istiğfar etmeden ölmüşler ise, bu dünyadan aynı kafada, aynı ruh haletiyle ayrılmışlar ise Allah ahirette bunlara ebediyen rahmetiyle muamele etmesin ve inanıyorum etmez de zaten. Hak etmiyorlar çünkü. Bunlar Allah düşmanı." " Kültür düşmanı, medeniyet düşmanı, zarafet düşmanı, vefa düşmanı, vefadan nasipsiz. Yani o Başbakanın gösterdiği mesela Hüdavendigar' ın oradaki ve buradaki türbesine, ruhaniyetine gösterdiği ilgi ve nezaketin, duyarlığın binde biri yok."
"Tek parti döneminde Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilleri TBMM'de meclisin ortasında Allah' a küfrederler miydi?"
"Yani milletvekilliğini sürdürmek, siyasal ikbalini korumak için TBMM' nin ortasında Allah' a küfrediyor CHP Antalya Milletvekili Rasih Kaplan. O CHP' yi yöneten, işte ATATÜRK, İsmet İNÖNÜ ve diğer üst düzey elitller demek ki, Allah' a küfretmeyi siyasi ikbalini yürütmek için, sağlamlaştırmak için bir şey olarak görüyorlar."
"burunları halkalı, boyunları tasmalı şu Allah düşmanı, Allahsız partinin kapu kulları, köleleri olarak, dinlerinin haysiyetini, şahsi şereflerini, ırz namus adına bildikleri ne değer varsa, çünkü Allah'ına küfredilmesi karşısında hissiz, etkisiz, tepkisiz kalan bir insanın bundan sonra ırzdan, haysiyetten, şereften, namustan bahsetmeye hakkı olamaz.....Oylarınızı hırsıza vermeyin diyecekler CHP'ye verin...Sizin Allah'ınıza, dininize sinkafla ağzını doldura doldura küfretmiş olan CHP'ye verilsin. mübarek olsun gidin verin oyunuzu.."
ve benzeri ifadelerle 2 saat 22 dakika 50 saniye süren program, saat 23.55.07' de sona ermiştir.
Yukarıda deşifre metinde öne çıkan ifadelerden de anlaşılacağı üzere,CHP'nin geçmişi ve bugünü, CHP'nin kurucuları ve yöneticileri olan, ATATÜRK ve İsmet İNÖNÜ, 'Paralel Yapı' eleştirilerin konusu olurken, programın bütününde yer yer eleştirilerin dozu artmış ve eleştiri sınırları aşılarak hakarete, suçlamaya, karalamaya hatta ölmüş insanların arkasından bedduaya kadar vardırılarak yayın ihlallerine sebebiyet verilmiştir.
Sonuç olarak, Kanal A logolu medya hizmet sağlayıcının, söz konusu yayınıyla, 6112 sayılı Kanun'un 8'inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde yer alan, yayınlar "... kişi ya da kuruluşları eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü, aşağılayıcı veya iftira niteliğinde ifadeler içeremez ilkesini ihlal ettiği değerlendirilmiştir.”
şeklinde değerlendirmelere yer verilmiş olduğu,
6112 sayılı Kanun'un 8'inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendini ihlal ettiğikanaatinin Daire Başkanlığınca belirtildiği,
Konu hakkında karar alınmasını teminen yazının Üst Kurula havale edildiği, Üst Kurulun 30.10.2014 tarihli ve 55 sayılı toplantısında görüşüldüğü, yapılan oylamada karar yeter sayısının sağlanamadığı, konunun bir sonraki Üst Kurul toplantısına taşındığı anlaşılmaktadır.
Gerekçe :Konunun; İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nınyazısı, eki belgeler ve ilgili mevzuat kapsamında Üst Kurulumuzca değerlendirilmesi neticesinde;
Bilindiği üzere, kişilik hakları, kişiye sırf kişi olması sebebiyle tanınmış, vazgeçilmesi, devri mümkün olmayan haklardır. Kişilik hakları başta Anayasa olmak üzere yasal mevzuatımızla da koruma altına alınmıştır. Anayasanın “kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığı” başlıklı 17. maddesinde; “herkesin, yaşama, maddî ve manevî varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahip olduğu” hükme bağlanmıştır. Bunun yanı sıra, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 24. ve devamı maddelerinde de “kişiliğin korunması” başlığı altında buna ilişkin esaslar ve korunma yolları düzenlenmiştir.
Diğer taraftan, Anayasanın 28’inci maddesine göre, “Basın hürdür, sansür edilemez.” Maddede düzenlenen basın özgürlüğünün amacı, kamuoyunun ilgisini toplayan olaylarda toplumun bilgi sahibi olmasını, aydınlatılmasını sağlamak ve kamuoyu oluşturmaktır. Ancak; bu özgürlük sınırsız ve mutlak değildir. Bu nedenle, basının yayınlarında kişilik haklarına saygı göstermesi, yukarıda da açıklandığı üzere, gerek Anayasasal gerekse yasal olarak güvence altına alınmış bulunan kişilik haklarına saldırıda bulunmaması hukuki olarak zorunludur.
Söz konusu yayına ait deşifre kayıtlarının ve video görüntülerinin tetkiki sonucunda; anılan program bir bütün olarak ele alındığında, kullanılan ifadelerin kişi ve kurumları küçük düşürücü, aşağılayıcı ve yer yer iftira niteliğinde olduğu anlaşılmıştır.
Bu nedenle mezkur yayında, 6112 sayılı Kanunun 8/1- (ç) bendinde yer alan; "...kişi ya da kuruluşları eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü, aşağılayıcı ve iftira niteliğinde ifadeler içeremez." şeklindeki yayıncılık ilkesi ihlalinin ön plana çıktığı, buna karşılık, toplumun kin ve düşmanlığa tahrik edilmesinden ziyade, eleştiri sınırlarının aşılarak hakaretamiz ifadelerin ağır basması nedeniyle 6112 sayılı Kanunun 8-(1) maddesinin (b) bendinde yer alan“Irk, dil, din, cinsiyet, sınıf, bölge ve mezhep farkı gözeterek toplumu kin ve düşmanlığa tahrik edemez veya toplumda nefret duyguları oluşturamaz.” hükmü ile ayrımcılıktan ziyade, eleştiri sınırlarının aşılması suretiyle bireyleri ve kurumları küçük düşürücü, aşağılar nitelikte ifadelerin kullanılması yoluyla icra edilen yayında, Kanunun 8/1- (e) bendinde düzenlenen “Irk, renk, dil, din, tabiiyet, cinsiyet, engellilik, siyasî ve felsefî düşünce, mezhep ve benzeri nedenlerle ayrımcılık yapan ve bireyleri aşağılayan yayınları içeremez ve teşvik edemez." ilkesi ihlalinin söz konusu olmadığı sabit görülmüştür.
Bunun yanı sıra, benzer ihlali nedeniyle adı geçen yayın kuruluşuna ihlale konu programın 08.09.2014 tarihli yayını nedeniyle 01.10.2014 tarih ve 2014/51 sayılı toplantıda alınan karara konu yayınla ilgili olarak Dairesi 8/1-ç ve 8/1-e maddelerinden ihlal olduğu kanaatini belirtmiş ise de, sadece 6112 sayılı Kanun'un 8'inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinden oy birliği ile müeyyide uygulanmış olduğundan, önceki kararla çelişmemek ve kurumun bu konudaki kararlılığını göstermek için aynı şekilde 8/1-ç maddesinden ihlal olduğunun kararlaştırılmasının isabetli olacağı açıktır.
Anılan kuruluşa 21.06.2013 tarihli yayını nedeniyle evvelce 31.10.2013 tarih ve 2013/60 sayılı toplantısında alınan 99 nolu Üst Kurul Kararıyla sadece 6112 Sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi uyarınca uyarı yaptırımı uygulandığı Üst Kurul kayıtlarından anlaşılmıştır.
Bu itibarla; 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinin tekraren ihlali nedeniyle, Kanunun 32 nci maddesinin ikinci fıkrasına göre “İdari Para Cezası” yaptırımının uygulanması gerektiği, kanaatine varılmıştır
Karar : Yapılan görüşmeler sonucunda; ayrıntıları yukarıda izah olunduğu üzere;
1- KANAL A logosuyla yayın yapan KTV YAYINCILIK VE REKLAM SANAYİ TİCARET A.Ş. unvanlı kuruluş hakkında; 6112 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendindeki; “…, kişi ya da kuruluşları eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü, aşağılayıcı veya iftira niteliğinde ifadeler içeremez..” hükmünün ihlali nedeniyle, aynı Kanunun 32 nci maddesinin ikinci fıkrasına göre;
a- İhlalin tespit edildiği tarihi itibariyle kuruluşun Ağustos 2014 ayına ait ticari iletişim gelir beyanının 63.926,00 Türk Lirası olduğu değerlendirilerek, televizyon kuruluşları için idari para cezası 10.000 (onbin) (2014 yılı için yeniden değerleme oranına göre belirlenen 12.353 -onikibinüçyüzelliüç -) Türk Lirasından az olamayacağından 12.353 TL. İDARİ PARA CEZASI UYGULANMASINA,
b- İdari para cezasının tebliğ tarihinden itibaren bir ay içerisinde Üst Kurulun T.C. Ziraat Bankası Ankara Kamu Girişimci Şubesi TR98 0001 0025 3300 9999 9951 93 no’lu hesabına “6112 sayılı kanunun 32 nci maddesine göre ödenen para cezasıdır” şerhiyle ödenmesi gerektiği veya 6112 sayılı kanunun 32 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası uyarınca tebliğden itibaren en geç onbeş gün içerisinde Ankara İdare Mahkemelerinde dava açılabileceğinin, dava açma süresi içerisinde peşin ödeme yapılması halinde, 5326 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin altıncı fıkrası uyarınca cezanın dörtte üçünün tahsil edileceğinin ve taksitlendirme talebinde bulunabileceğinin, peşin ödemenin kanun yoluna müracaat hakkını engellemeyeceğinin, en geç 1 aylık süre içerisinde ödenmeyen idari para cezasının, 21/7/1953 tarihli ve 6183 Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil edilmek üzere Maliye Bakanlığınca belirlenecek tahsil dairesine gönderileceğinin bildirilmesine oy birliği ile,
2- 6112 sayılı Kanun’un 8-(1) maddesinin (b) bendinde yer alan“Irk, dil, din, cinsiyet, sınıf, bölge ve mezhep farkı gözeterek toplumu kin ve düşmanlığa tahrik edemez veya toplumda nefret duyguları oluşturamaz.” hükmünün ihlal edilmediğine, Üst Kurul Üyeleri Esat ÇIPLAK, Süleyman DEMİRKAN ve Ali ÖZTUNÇ’un karşı oylarıyla, oy çokluğu ile,
3- 6112 sayılı Kanun’un 8-(1) maddesinin (e) bendinde yer alan " Irk, renk, dil, din, tabiiyet, cinsiyet, engellilik, siyasî ve felsefî düşünce, mezhep ve benzeri nedenlerle ayrımcılık yapan ve bireyleri aşağılayan yayınları içeremez ve teşvik edemez." hükmünün ihlal edilmediğine, Üst Kurul Üyeleri Süleyman DEMİRKAN, Ali ÖZTUNÇ ve Taha YÜCEL’in karşı oylarıyla, oy çokluğu ile,
Karar verildi.