İnceleme ve Değerlendirme : İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nin 14.10.2014 tarihli ve 2152 sayılı yazısı ve eklerinin incelenmesi sonucunda;
Bahse konu yayına ilişkin Uzman Raporunda;
“Samanyolu Yayıncılık Hizmetleri A.Ş. unvanlı medya hizmet sağlayıcıda, Perşembe akşamları, saat 21.00’de, “KÜÇÜK KIYAMET” adlı dizi film, “7+” ve “Şiddet/Korku” sembol işaretleriyle ekrana getirilmektedir.
Söz konusu yayın Eylül ayı içerisinde 04.09.2014, 11.09.2014, 18.09.2014 ve 25.09.2014 tarihlerinde yayınlanmış olup, bu bölümlere ilişkin tespitler aşağıda yer almıştır.
“Görülmemiş hesaplarla ötelere gitmeyin” sloganıyla yayınlanan dizinin tüm bölümlerinde; kötülük yapan ve yanlış davranışlar içerisine giren kişiler, yaşadığı süreçte doğrular söylenerek uyarılmakta, ancak hırslarına yenik düşüp aynı hatalarına devam etmeleri sonucunda, acı bir şekilde (elektrik çarpması, trafik kazası, silahla vurulma vb.) ölmekte, filmlerin sonunda ise, Azrail'in gelişi, ruhun bedenden ayrılışı, kaynayan suların bulunduğu Gayya kuyuları ve Cehennem/Kabir azabı gibi ürkütücü sahnelere yer verilmektedir.
Bu görüntülere ait klipler 04.09.2014 tarihli yayın için "1.Klip" ismiyle, 11.09.2014 tarihli yayın için "2.Klip, 3.Klip, 4.Klip" isimleriyle, 18.09.2014 tarihli yayın için "5.Klip, 6.Klip, 7.Klip" isimleriyle ve 25.09.2014 tarihli yayın için "8.Klip" ismiyle hazırlanmış ve raporumuza eklenmiştir.
Her hafta ayrı bir bölüm halinde yayınlanan dizi filmin konuları şöyledir:
04.09.2014 tarihli Küçük Kıyamet- 57. Bölüm-Kan Parası:
Yıllar önce öldürülen abisinin intikamını almak için annesi tarafından zorlanan Sinan, cezaevi çıkışında abisinin katili olan Emin’i öldürmek ister, ancak Emin’in vicdan azabı çektiğine dair konuşmalarıyla ikna olur ve kendisine teklif edilen parayı kabul eder. Bu durumu öğrenen anne kalp krizi geçirerek yoğun bakıma kaldırılır. Annesinin bitmeyen intikam isteği karşısında Sinan başka planlar yaparak, Emin’in, kendi abisi tarafından öldürülmesini planlar, son anda pişman olup engel olmaya çalışsa da bu cinayete engel olamaz. İntikam, nefret, kibir duyguları arasında kendisiyle birlikte çevresindekilerinin de yok oluşuna neden olup, tüm uyarılara rağmen kendisini bekleyen sonla yüzleşir.
Yaşam içerisinde hatalarından dönmesi için yapılan uyarılarda; "(21.34.25)Unuttukların diyorum, Allah’ın sana açıkça yasakladığı, haram kıldığı, sırtını döndüklerin ne olacak? İyilik, ahlak, namus bunlar. Bunları da hatırla"ve "(22.01) (rüyasında kendi mezarını, mezar taşına isminin, ölüm tarihinin yazıldığını görüyor)Bir hatadan döndün Emin’i öldürmedin ama döndüğün hata seni daha korkunç bir yola itti. Dur, geri dön, engel ol… Çünkü birinin canını, başka birinin yaktığı günahı kullanarak alıyorsun, bir değil iki bataklıkta boğuluyorsun. Dur, geri dön, engel ol Abdullah’a”şeklinde ifadeler yer almıştır.
Saat 22.05.55'te, yolda yürürken kavga eden gruptan birinin silahından çıkan kurşunla ölen Sinan'ın, Azrail'le karşılaşması, ruhun bedeninden ayrılışı görüntüsünün ardından, saat 22.07.40'da yüzü yara bere içerisinde, annesinin ve ölümüne neden olduğu Emin'in ruhlarıyla Cehennem'de bir eşler arasındaki görüntüsü verilirken, alevler ve kaynayan sular arasında pişmanlıklarla;"Anne işlediğimiz günahların bedelini ödüyoruz. İntikam ateşin söndü mü şimdi?/ Çok pişmanım. Affet Allahım bu akılsız kulunu, şeytana uydum, affet Allahım… / Sen büyüksün Allahım, sen affedensin, hakikatin gerçek sahibisin. Azabımı kolay eyle yarabbi."şeklindeki yakarışları, saat 22.09.04'de ateşlerin arasından çıkan Zebani'nin, kafasından çekerek sürüklemesi, alevlerin içerisinde yalvarışını sürdürmesi, karşısındaki devasa bir yılan tarafından yokoluşu sahnelerine yer verilmiştir. (1.Klip)
11.09.2014 tarihli Küçük Kıyamet- 58. Bölüm:
Dizinin genelinde yaşama dair verilen dersler ve yapılan uyarılarda; "(21.03.48)Alın teriyle kazanılmayan para insanı vezir etmez rezil eder… Helali haramdan ayırmak için kılı kırk yar…", "(21.08.20)Her canlı bir şekilde ölümü tadacaktır. Son nefes dediğimiz ebedi yolculuğuna girişte iman selameti ile gidebilmek… Dilerim Rabbimden… boğazımızdan haram lokma geçmeden tertemiz gidebiliriz öte tarafa... Haram öyle bir girdaptır ki ta ki Cehennem gayyalarına sürükler, yaktırır insanı.", "(21.22.04)Allah size emanetleri sahiplerine teslim etmenizi emrediyor… Allah işitendir, görendir… Kim ki kendisine verilen emaneti sahibine vermezse, işte o vakit ona azap yakındır. Bunu daha önce birine söylemiştim. Haram öyle bir gayya kuyusudur ki bu dünyada ahirete kadar insanı çeker.”mesajları verilmektedir. Öldükten sonra ise "(22.55.22)İnsan nasıl yaşarsa öyle ölür, nasıl ölürse de öyle haşrolur. / Ben öldüm mü şimdi? Ama nereye gidicem? Sırat'ı geçerim değil mi?/ Sırat dünyada geçiliyor esasında Sedat Efendi. Burada ne ektiysen onu biçeceksin şimdi."ile "(21.56.24)Burada terazi hassastır. Kimin zerrece hakkı varsa onu alır. / Ya ben?/ Helalle haram arasında kıl kadar ama bir o kadar da belirgin bir çizgi vardır. Sen o çizginin üstüne çarpı attın. Alın terinle, namusunla kazanmak yerine insanların hayatlarını bitirdin, geride yetimler bıraktın. Tamahla yola çıktın, yaktın, yıktın. Sence neyi hak ettin? / Ama ben camiyi temizledim, kaç yıl çalıştım orada. Bunlar sayılmaz mı? / Marifet camiyi temizlemek değil kalbi temizlemek. Yoksa süpürgeyle insan arasında nasıl bir fark olabilir?/ -Yanından ayrılan kişinin ardından- Bir şans daha, bir şans daha. Bir daha kimsenin malına yan gözle bakmıcam lütfen.(Bulunduğu zemin yarılarak alevler, lavlar dolu, adeta bataklık gibi kuyuya düşüp“Çıkarın beni buradan”diiyerek çırpınışı, ruhani bir görüntünün kafasından bastırarak çıkmasına izin vermeyişi“Ne olur çıkarın beni buradan”haykırışlarıyla görüntüler bitirilmektedir.)" diyaloglarına yer verilmiştir.
Saat 21.26.38'de rüyasında “İmdat! Kurtarın beni! Kimse yok mu!" çığlıklarıyla adeta bataklığa benzeyen bir kuyuya batışı (2.Klip), yine saat 21.31.00'da rüyasındaki aynı görüntüleri hatırlaması, saat 21.40.00'da elektriğe çarpılarak ölmesi, ruhun bedenden ayrılarak gökyüzüne yükselişi (3.Klip), saat 21.55'de de yaptıklarının karşılığında Cehennem'de çektiği azaplar, haykırışları ekrana gelmektedir. (4.Klip)
18.09.2014 tarihli Küçük Kıyamet- 59. Bölüm-Hayırsız Abla:
Dizi akışında, (ölmeden önce) hatalardan dönülmesi yönünde "(21.23.27)Barış gibiler Allah'ın narin kullarıdır. Çevresindekilerin şefkatine muhtaçtır. Onlara iyi davranmak bir yerde Allah'ı hoşnut etmektir. Onları üzmek kırmaksa Gayretullah'a dokunur. Kazanma kuşağında kaybedenlerden olursun."ifadeleriyle mesajlar verilmektedir.
Dizi filmin genelindeki sahnelerde ise; saat 21.20.55'te Cennet ile Cehennem'i tasvir eden görüntülerle (5.Klip), saat 21.38.15'de ölüm anı ve ruhun bedeni terk edişi, saat 21.38.52'de gökyüzüne ulaşan Celile'nin orada kefeni andıran beyaz kıyafetler içerisinde kardeşiyle karşılaşması ancak O'na ulaşamadığı, bu durumun da "(21.54.59)Sana söylemiştim. Barış, Allah'ın yakınlarına çok özel bir lütuf olarak yaratmış olduğu insanlardan biri. Oysa sen zevkü sefa içinde yaşamak için kardeşini bile öldürecek kadar körelmiştin. Bu yaptığın Gayretullah'a dokundu. İnsan kendine zulmeder, yakar, yıkar sonsuz hayatı."şeklindeki konuşmalarla açıklandığı, Celile'nin pişmanlık içeren sözleri (6.Klip), saat 21.56.05'de Cehennem azabıyla karşılaşması (ateşlerin arasından çıkarak insan figürüne dönüşen Zebani'nin, Celile'nin yüzünü avuçlamasıyla ateş ve lavlar içerisine atması, orada karşısına çıkan devasa yaratıktan kaçarken alevlerin arasında kayboluşu görüntüleri yayınlanmıştır. (7.Klip)
25.09.2014 tarihli Küçük Kıyamet- 60. Bölüm-Yaptıklarınla Başbaşasın:
Dizi içerisinde yapılan kötülükler karşısında "(21.23.16)İçinde öfkeyi değil, sevgiyi büyüt. Hınç almak, kin tutmak, bunlar önce sahibini yer bitirir, aklı yitirir. Masumların canına kıyma, kalbini onların kanıyla öldürme. Elindeki kanı temizlemek kolaydır da, o kanın günahından arınmak zordur.(Haksızlar karşısında)İbadet edeceksin, duayla elini her açtığında, secdeye alnının her değdiğinde rahatlayacaksın, arınıp hafifleyeceksin. Öfkeden, nefretten, kötü düşünceden ancak böyle kurtulursun."ve "(21.31.45)Öfkene yenildikçe hata üstüne hata yapıyorsun. Evlilik iki tarafın rızasına dayanır, tek taraflı birşey değildir. Uyarıldığın halde günah girdabına giriyorsun, yapma. Bu mazlum hayvanlar sana emanet. Emanete bir defa ihanet ettin, yapma. Ne hayvanın canına kıy, ne de insanın. Günahı büyük, bedeli ağır olur."şeklinde mesajlar verilmiştir.
Bu uyarıları yapan kişi, ölüm sonrasına ilişkin sahnelerde de açıklamalarıyla yer almakta ve Nurettin ile aralarında;"Burası neresi?/ Kabirdesin Nurettin. Yaptıklarınla başbaşa kaldığın, hesap vereceğin yerdesin./ Ne olur çıkarın beni burdan. Bir şans daha verin./ İşlediğin günahların bedelineşler arasındai ödeyeceğini söylemiştim sana Nurettin. Uyarılmıştın ama sen ilahi ikazı dinlemek yerine öfkenin ve kibrinin sesini dinledin. Sana uygun cezayı çekeceksin."şeklinde konuşmalar geçmektedir.
Yayının akışında; saat 21.41.09'da elektriğe çarpılarak ölme sahneleri (8.Klip) ile saat 21.56.51'de ölüm anı, ruhun bedenden ayrılışı ve gökyüzüne yükselişi görüntüleri ile saat 21.57.36'daki kabir ve Cehennem görüntülerine yer verilmiştir. Bu sahnelerde;"Yardım edin!... İmdat!... Yanıyorum!"çığlıkları atan insanların (ruhların) arasında, kefeni andıran beyaz kıyafetiyle dolaşan Nurettin'e, kabirde olduğu ve kendisine yapılan uyarıları dinlemediği için cezasını çekeceği açıklanır. Yerin yarılmasının ardından, alevler ve ateşler arasında kalan Nurettin'in,"Allahım, Allahım ne olur kurtar beni. Ne olur merhamet edin"şeklinde haykırışları arasında, (21.59.13), patlayan bir alev arasından çıkan Cehennem görevlisi, ona doğru ilerler ve Nurettin alevler arasında kaybolur. (9.Klip)
“Sır Dizisi” olarak nitelendirilen bu tarz dizi filmlerde, ‘Allah inancı, ceza ve mükafat’ gibi dini konular işlendiğinden bahisle, Kurulumuz tarafından; 09.03.2006 tarih ve 259-2890 sayılı yazı ile (EK-1), T.C. Başbakanlık Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan mütalaa istenmişti. Raporumuz ekinde yer verilen, 29.03.2006 tarih ve 393 sayı ile tarafımıza gönderilen cevabi yazıda (EK-2); “Televizyon yayınlarının insanların düşünce ve davranışları üzerinde etkili olduğu, 'sır dizileri' diye nitelendirilen bu programların bir kısmının değerlerimizi ön plana çıkarıcı ve doğruya yönlendirici nitelikte faydalı yayınlar olduğu, ancak bir kısım yapımlarda ise akıl ve mantık dışılık, yanlış kader anlayışı, kolaycılık, ilahi adaletle bağdaşmayan suç ve ceza dengesizliği görüldüğü, bunların da izleyicilerin Dinimizi yanlış anlamasına ve algılamasına sebep olabildiği, bu itibarla bu tür yapımların bir ilahiyatçı uzman danışmanlığında, başta Kur’an ve sahih sünnet olmak üzere sağlam dini kaynaklara dayalı olarak hazırlanmasının uygun olacağı mütalaa olunmuştur” denilmektedir.
T.C. Başbakanlık Diyanet İşleri Başkanlığı’na ait resmi internet sitesinde, 2004 yılı Kasım Ayı'nda yapılan, ‘II. Uluslararası Dini Yayınlar Kongresi Sonuç Bildirgesi’nin 12. Maddesi'nde de, bu tarz dizi filmlerin yayını hakkında; “(10.11.2004) Son yıllarda ilgi gösterilen ve çoğunlukla gerçek hayattan kesitlerin sıra dışı öykülerle anlatıldığı sır dizileri; yer yer dinî ilkeleri göz ardı eden pasif dindarlık anlayışını beraberinde getirmektedir. Bu diziler, insanları mucize, keramet gibi beklentilere sokmakta, Sünnetullah dediğimiz kuralların geçerli olduğu bir dünyanın dışında olağanüstü tesadüflere şartlandırmaktadır. Bu dizilerin yapımcıları, yukarıdaki hususları göz önünde bulundurmalı;şiddet içerikli ve ürkütücü söylem ve sahnelere yer vermemeli,büyük ölçüde çocuk ve ailenin ıslahına yönelik eğitici-öğretici mesajlar vermeye özen göstermelidir.” şeklinde karar alınmıştır.
Yine bu dizilerle ilgili olarak Psikiyatrist Dr. Oğuz Tan ise sırlı dizilerin, korkulu, kaygılı, huzursuz insanlar ürettiğini ve dini bir korku kaynağı haline getirdiğini belirterek, bu tarz yapımların insan psikolojisi için tehlikeli olduğunu, senaryolaştırırken mutlaka uzmanlara danışılması gerektiğini savunmaktadır.
Dizinin raporumuza konu edilen tüm bölümlerine bakıldığında; farklı hikayelerin anlatıldığı her bölümde, metafizik öğelerle ve kahramanlarla Azrail ve Zebani tasvirlerine, ruhun bedenden ayrılmasına ya da Cehennem'de çekilen azaplara dair görüntülerin yer aldığı gözlenmektedir. Filmlerde, gökyüzündeki ışık huzmesiyle beliren Azrail’in insana benzetilen görüntüsüyle "can alma" ritüelinde; yerde sırt üstü yatan kişinin kalbinin üzerine ismi yazılı metal renkli ışıldayan yaprağa benzer bir cisim düşmekte ve Azrail’in parmaklarıyla ayağının ucuna dokunmasıyla başlayan karartının tüm bedene ilerleyişi, baş kısmından da gölge gibi bir görüntüyle ruhun bedenden ayrılarak gökyüzüne yükselişi ekrana gelmektedir. Ölümden sonraki hayata dair ekrana getirilen Cehennem/kabir azabı görüntülerinde ise; nereye geldiğine dair şaşkınlık yaşayan kişilerin kabirde olduğunu anlaması, yanlış davranışından dolayı mazeretler öne sürerek pişmanlık duyması, ancak geri dönüşünün olmadığının açıklanarak ateşler içinde yanması, Gayya kuyusu denilen Cehennem kuyularında adeta bataklıkta çırpınırcasına alevler arasından kurtulma çabaları ve bağırıp yakarmaları yer almaktadır.
Bu dizilerin, Dinimizde var olan, "iyi ve doğru insan olma" vasıflarının öğretilmesi açısından faydalı olabileceği düşünülse de, hemen her bölümde yer verilen; animasyonlarla hazırlanmış ölüm anı ile ölüm sonrasına ait görüntülerdeki mezarlıklı, sisli ormanlı yerlerde, ateşler, kaynayan sular içerisinde insanların çırpınışları, acı çekmeleri, kurtulma çabalarının Zebaniler tarafından engellenmesi, ateşler içinde veya devasa yılan vb. çeşitli yaratıklar tarafından yok oluşları gibi korku filmlerine konu edilebilecek görüntü ve sesler nedeniyle, ekran karşısındaki küçük izleyici kitlesinin psikolojik gelişimlerine zarar verebilecek içerikte olduğu düşünülmektedir.
Yukarıda yapılan tüm açıklamalar doğrultusunda, STV yayın kuruluşunda ekrana getirilen bu görüntüler nedeniyle,6112 sayılı Yasa'nın 8'inci maddesinin ikinci fıkrasındabelirtilen,"Radyo ve televizyon yayın hizmetlerinde, çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel veya ahlaki gelişimine zarar verebilecek türde içerik taşıyan programlar bunların izleyebileceği zaman dilimlerinde ve koruyucu sembol kullanılmadan yayınlanamaz..."ilkesinin ihlal edildiği değerlendirilmiştir.”şeklindeki değerlendirmelere yer verilmiş olduğu,
Yayın kuruluşunun; söz konusu yayın ile 6112 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmünü ihlal ettiği kanaatinin Daire Başkanlığınca belirtildiği,
Konu hakkında karar alınmasını teminen yazının Üst Kurula havale edildiği, anlaşılmaktadır.
Gerekçe :Konunun; İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nın yazısı, eki belgeler ve ilgili mevzuat kapsamında Üst Kurulumuzca yapılan değerlendirmesi neticesinde;
Söz konusu yayınlara ait video ve deşifre kayıtlarının tetkikinde; yukarıda yer verilen uzman raporunda ayrıntıları belirtildiği üzere,
Ekrana getirilen ürkütücü görüntülerin ve söylemlerin çocuk ve genç izleyici kitlesinin psikolojik gelişimine zarar verebilecek içerikte olduğu ve Yayın Hizmeti Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik’in 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (o) bendinde belirlenen korumalı saat dilimleri (24.00-05.00 ) arasında yayınlandığı tespit edilmiştir. Bu nedenle söz konusu yayın ile 6112 sayılı Kanun’un 8 inci maddesinin ikinci fıkrasının ihlal edildiği,
Yine; söz konusu yayınların manevi bir değer olan din olgusunun temeli ile bağdaşmaması ve dini ilkeleri göz ardı etmesi nedenleri ile 6112 sayılı Kanun’un 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinin de ihlal edildiği,
Hususları değerlendirilmiştir.
Söz konusu kuruluşa 03.08.2011, 23.08.2011 tarihli yayınları nedeniyle evvelce 20.09.2011, 28.09.2011 tarih ve 2011/55, 2011/56 sayılı toplantıda alınan 15, 19 nolu Üst Kurul Kararlarıyla 6112 Sayılı Kanunun 8 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca uyarı yaptırımı uygulandığı ve 25.01.2014.tarihli yayını nedeniyle evvelce 12.03.2014 tarih ve 2014/16 sayılı toplantıda alınan 53 nolu Üst Kurul Kararıyla 6112 Sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca uyarı yaptırımı uygulandığı Üst Kurul kayıtlarından anlaşılmakla, 6112 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin ikinci fıkrası ve 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendlerinin tekraren ihlali nedeniyle, Kanunun 32 nci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca, anılan Yayın Kuruluşu hakkında “İdari Para Cezası” yaptırımının uygulanması gerektiği kanaatine varılmıştır.
Karar : Yapılan görüşmeler sonucunda, ayrıntıları ve gerekçeleri yukarıda izah olunduğu üzere;
1- Anılan yayında;
a- 6112 sayılı Kanun'un 8 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan; "Radyo ve televizyon yayın hizmetlerinde, çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel veya ahlakî gelişimine zarar verebilecek türde içerik taşıyan programlar bunların izleyebileceği zaman dilimlerinde ve koruyucu sembol kullanılmadan yayınlanamaz. " hükmünün ihlal edildiğine, oy birliği ile,
b- 6112 sayılı Kanun'un 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendindeki“Toplumun millî ve manevî değerlerine, genel ahlaka ve ailenin korunması ilkesine aykırı olamaz " hükmünün ihlal edildiğine, Üst Kurul Üyesi Süleyman DEMİRKAN’ın karşı oyu ve oy çokluğu ile,
2- Anılan yayında aynı yayınla birden fazla yayın ilkesi ihlali olduğundan ve her iki ihlal de idari para cezası yaptırımını gerektirdiğinden, 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 15 inci maddesinin birinci fıkrası hükmü gereğince, bahse konu ihlallerden en ağır (tek) cezanın uygulanması öngörüldüğü için, 6112 sayılı Kanun'un 8 inci maddesinin ikinci fıkrasındaki “Radyo ve televizyon yayın hizmetlerinde, çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel veya ahlakî gelişimine zarar verebilecek türde içerik taşıyan programlar bunların izleyebileceği zaman dilimlerinde ve koruyucu sembol kullanılmadan yayınlanamaz ” hükmünün ihlali nedeniyle oy birliği ile ve 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendindeki; “Toplumun millî ve manevî değerlerine, genel ahlaka ve ailenin korunması ilkesine aykırı olamaz.” hükmünün ihlali nedeniyle,STVlogosuyla yayın yapan SAMANYOLU YAYINCILIK HİZMETLERİ A.Ş. unvanlı kuruluş hakkında; 6112 sayılı Kanunun 32 nci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca;
a- İhlalin tespit edildiği tarihi itibariyle kuruluşun Ağustos 2014 ayına ait ticari iletişim gelir beyanının 3.855.191,50 Türk Lirası olduğu değerlendirilerek, yüzde bir oranı 38.552,00 TL. İDARİ PARA CEZASI UYGULANMASINA,
2- İdari para cezasının tebliğ tarihinden itibaren bir ay içerisinde Üst Kurulun T.C. Ziraat Bankası Ankara Kamu Girişimci Şubesi TR98 0001 0025 3300 9999 9951 93 no’lu hesabına “6112 sayılı kanunun 32 nci maddesine göre ödenen para cezasıdır” şerhiyle ödenmesi gerektiği veya 6112 sayılı kanunun 32 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası uyarınca tebliğden itibaren en geç onbeş gün içerisinde Ankara İdare Mahkemelerinde dava açılabileceğinin, dava açma süresi içerisinde peşin ödeme yapılması halinde, 5326 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin altıncı fıkrası uyarınca cezanın dörtte üçünün tahsil edileceğinin ve taksitlendirme talebinde bulunabileceğinin, peşin ödemenin kanun yoluna müracaat hakkını engellemeyeceğinin, en geç 1 aylık süre içerisinde ödenmeyen idari para cezasının, 21/7/1953 tarihli ve 6183 Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil edilmek üzere Maliye Bakanlığınca belirlenecek tahsil dairesine gönderileceğinin bildirilmesine,” oy birliği ile,
Karar verildi.