İnceleme ve Değerlendirme : İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nın 02.10.2014 tarihli ve 2115 sayılı yazısı ve eklerinin incelenmesi sonucunda;
Bahse konu yayına ilişkin Uzman Raporunda;
"Kanal D logolu medya hizmet sağlayıcı kuruluşta 25.09.2014 tarihinde saat 23.17.00'de "7 yaş ve üzeri, şiddet/korku, olumsuz örnek oluşturabilecek davranışlar" akıllı işaretler kapağıyla "112 ACİL" isimli gerçek hayattan olayları konu edinen bir program ekrana getirilmiştir.
Her hafta perşembe akşamları ekrana getirilen "112 Acil" adlı programın "hayatın içinden ve tamamen gerçek olayları ekrana taşıdığı ve yaşamla ölüm arasındaki ince çizginin" izleyicilere sunulduğu Yayıncı Kuruluş'un web sayfasında belirtilmektedir.
Her hafta farklı olay ve kişilerin yaşadığı trajik durumları izleyicilere sunan programda olaylar "canlandırma" usulüyle aktarıldığı gibi ayrıca olayın mağduru kişi ve/veya yakınlarının da ifadelerine başvurularak vakaların detaylarına girilmektedir. Bu esnada bazen detaylı görüntü ve bilgi almak isteyen çekim ekiplerinin, sağlık çalışanlarının çalışma koşullarını sınırlandırdığı ve insanların hayatına mal olabilecek şekilde bir sorumsuzluk örneği sergilediği kanaati de oluşmuştur.
Silahlı saldırıya uğrayan 17 yaşındaki Azad YARAR isimli genci dış sesin "eroin bağımlısı genç" diyerek özellikle vurguladığı ve gencin yüzünün flulaştırılmadığı görülmektedir. Gencin tedavisi esnasında hastane koridorlarında gencin annesi ve yakınlarının acılı ve çaresiz hallerine yer verildiği gibi dış ses tarafından bu çaresizlik hatırlatılmak ve duruma dikkat çekilmek için aktarılmaktadır. Olay her ne kadar silahla yaralanma vak'ası olsa da gencin ileriki sosyal hayatında soyutlanmasına varacak bir takım kötü alışkanlıklarının tüm toplumca bilinecek şekilde deşifre edildiği müşahade edilmiştir.
Başka bir olayda Eroin komasına girdiği belirtilen 24 yaşındaki Burak KAMACI isimli gencin yaşadığı durum canlandırma yapılmış ve duyguları harekete geçiren müzik eşliğinde ajite edici bir şekilde olay izleyicilere aktarılmıştır.
85 yaşında yalnız yaşayan Nazlı SARI isimli bir kadının dövüldükten sonra küpelerinin kulaklarının bir kısmı koparılarak alındıktan sonra getirildiği hastanede ön teşhis aşamasında doktorlar tarafından sorulara mağruz kaldığı ve yaşadığı çaresizliği aktardığı durum ekrana taşınmış ve ayrıca bu olay canlandırma yöntemiyle yine izleyicilere aktarılmıştır.
Motosiklet kazası geçirmiş 22 yaşlarındaki bir gencin tedavisini gerçekleştiren doktorlar hayati tehlikesinin bulunduğunu belirtip aileden yalnızca gencin babasının son bir kez görmesine izin verirken babanın yaşadığı acı ve keder ile "...başka doktorlar da gelsin hep beraber müdahale edin gözünü seveyim. Ver elini öpeyim" diyerek genç doktorun elini çaresizlik sonucu öpmeye çalıştığı görüntülere de yer verilmiştir. Motosiklet kazasına uğrayan genç kurtarılamayarak yaşamını yitirmiştir.
Kafa travması geçirdiği belirtilen Zeynep isimli küçük kız çocuğunun ağlamasına ve acılarına dayanamayıp ağlayan kederli annelerin görüntülerine de yer verilen 112 Acil programında çeşitli yaş grubu ve çeşitli vakalardan alıntılarla programda farklı yaş grubundan izleyicilerin de olayların içine çekilmeye çalışıldığı izlenimi edinilmektedir.
Bilindiği üzere, insanların yaralanma, acı çekme, ağlama, kendinden geçme ve benzeri durumlar duygu sömürüsüne açık anlardır ve özel hayatın sınırları içerisindedir. 112 Acil programında duygusallığı artıran müzikler ve görüntü efektleri vasıtasıyla insanlar üzerindeki etkisini artırmakta ve gerçek hayattan olaylar olduğu için de insanlarda psikolojik bir takım sorunlara da yol açabilmektedir. Bu durumların ekrana getirilmesinde titizlik göstermek insan onurunu ve temel insan haklarını zedeleyici yayınlardan kaçınmak sorumlu yayıncılık anlayışının bir gereğidir. Bu tür programların görüntü seçiminde ve olayların aktarılışında gerek olayın mağdurlarının gerekse ekran başındaki izleyicinin insanlık onuru ile görüntülerin olası psikolojik ve sosyolojik etkileri gözetilmelidir. Ayrıca uyuşturucu kullanıp silahlı saldırıya karışan ve henüz iş hayatına atılmamış gençlerin yüzlerinin, isimlerinin ve hatta adreslerinin dahi açıkça veriliyor olması onların iş hayatına ve sosyal hayata katılmasında bir takım sıkıntılarla yüz yüze kalmasına neden olabileceği gibi toplumsal hayattan soyutlanmayı da beraberinde getirebilecek kadar ciddi bir sosyolojik olgu olduğu gerçeği yadsınamaz bir durumdur.
Özetle; Kanal D logolu Yayıncı Kuruluş'ta 25.09.2014 tarihinde yayınlanan 112 Acil isimli gerçek hayattan olayları ekrana taşıyan program çeşitli yaş gruplarından insanların yaşadıkları trajik kaza, yaralanma, travma, gasp gibi olaylara yer verirken onların ve yakınlarının yaşadıkları acılı, ağlamaklı, çaresizlik sonucu kendinden geçmiş halde genç doktorun elini öpmeye çalıştığı görüntülerine yer vermektedir. Programda ayrıca kişilerin yaşadıkları olaylar detaylı bir şekilde verilirken uyuşturucu kullanmış, silahlı saldırıya uğramış gençlerin yüzleri flulaştırılmadan verilmekte ve kendi ve ailesinin adları, yaşadığı yer dahi açık bir şekilde izleyiciye sunulmakta bu da özellikle iş hayatına ve sosyal hayata katılmamış gençlerin ileride toplumsal yaşamdan soyutlanmayı da getirebilecek bir sorunla onları başbaşa bırakabilecektir. Program incelendiğinde sorumlu yayıncılık örneğinin sergilenmediği insanların çaresiz ve acılı hallerinin konu edildiği görülmüştür.
Sonuç olarak; Kanal D logolu medya hizmet sağlayıcı kuruluşun söz konusu yayını ile, Yayın Hizmeti Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik'in 8'inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde yer alan "İnsan onuruna ve özel hayatın gizliliğine saygılı olma ilkesine aykırı olamaz,...İnsanların yaralanma, acı çekme, ölüm anları ve benzeri durumlar, duygu sömürüsüne yol açacak biçimde verilemez..." hükmünü, dolayısıyla 6112 Sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun'un 8'inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde belirtilen "İnsan onuruna ve özel hayatın gizliliğine saygılı olma ilkesine aykırı olamaz, kişi ya da kuruluşları eleştiri sınırlarının ötesinde küçük düşürücü, aşağılayıcı veya iftira niteliğinde ifadeler içeremez." hükmünü ihlal ettiği değerlendirilmiştir.” Şeklindeki değerlendirmelere yer verilmiş olduğu,
KANAL D adlı medya hizmet sağlayıcısının bu yayınının, 6112 sayılı Kanun'un Yayın Hizmeti İlkeleri başlıklı 8'inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendihükmünü ihlal ettiği kanaatinin Daire Başkanlığınca belirtildiği,
Konu hakkında karar alınmasını teminen yazının Üst Kurula havale edildiği, anlaşılmaktadır.
Gerekçe :Konunun; İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nınyazısı, eki belgeler ve ilgili mevzuat kapsamında Üst Kurulumuzca değerlendirilmesi neticesinde;
Söz konusu yayına ait deşifre kayıtlarının ve video görüntülerinin tetkiki sonucunda anılan yayında; gerçek hayatta yaşanmış kaza, yaralanma, travma, gasp gibi olaylarda insanların acı çekme görüntülerinin açık bir şekilde yayınlandığı tespit edilmiştir. Yayıncı kuruluşun bu yayını ile Yayın Hizmeti Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik'in 8'inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde yer alan "İnsan onuruna ve özel hayatın gizliliğine saygılı olma ilkesine aykırı olamaz,...İnsanların yaralanma, acı çekme, ölüm anları ve benzeri durumlar, duygu sömürüsüne yol açacak biçimde verilemez..." hükmünü, dolayısıyla 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun'un 8'inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde belirtilen "İnsan onuruna ve özel hayatın gizliliğine saygılı olma ilkesine aykırı olamaz, kişi ya da kuruluşları eleştiri sınırlarının ötesinde küçük düşürücü, aşağılayıcı veya iftira niteliğinde ifadeler içeremez." hükmünü ihlal ettiği sabit görülmüştür.
Anılan kuruluşa 16.06.2011, 16.07.2011 tarihli yayınları nedeniyle evvelce 06.07.2011, 16.08.2011 tarih ve 2011/42, 2011/50 sayılı toplantılarda alınan 18,29 nolu Üst Kurul Kararıyla 6112 Sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi uyarınca uyarı yaptırımı uygulandığı Üst Kurul kayıtlarından anlaşılmıştır. Bu itibarla; 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinin tekraren ihlali nedeniyle, Kanunun 32 nci maddesinin ikinci fıkrasına göre “İdari Para Cezası” yaptırımının uygulanması gerektiği, kanaatine varılmıştır.
Karar : Yapılan görüşmeler sonucunda, ayrıntıları ve gerekçeleri yukarıda izah olunduğu üzere; KANAL D logosuyla yayın yapan DTV HABER VE GÖRSEL YAYINCILIK A.Ş. unvanlı kuruluş hakkında; 6112 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendindeki; "İnsan onuruna ve özel hayatın gizliliğine saygılı olma ilkesine aykırı olamaz, ..." hükmünün tekraren ihlali nedeniyle, aynı Kanunun 32 nci maddesinin ikinci fıkrasına göre;
1- İhlalin tespit edildiği tarihi itibariyle kuruluşun Ağustos 2014 ayına ait ticari iletişim gelir beyanının 15.621.873,32 Türk Lirası olduğu değerlendirilerekyüzde bir oranı 156.219,00 TL. İDARİ PARA CEZASI UYGULANMASINA,
2- İdari para cezasının tebliğ tarihinden itibaren bir ay içerisinde Üst Kurulun T.C. Ziraat Bankası Ankara Kamu Girişimci Şubesi TR98 0001 0025 3300 9999 9951 93 no’lu hesabına “6112 sayılı kanunun 32 nci maddesine göre ödenen para cezasıdır” şerhiyle ödenmesi gerektiği veya 6112 sayılı kanunun 32 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası uyarınca tebliğden itibaren en geç onbeş gün içerisinde Ankara İdare Mahkemelerinde dava açılabileceğinin, dava açma süresi içerisinde peşin ödeme yapılması halinde, 5326 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin altıncı fıkrası uyarınca cezanın dörtte üçünün tahsil edileceğinin ve taksitlendirme talebinde bulunabileceğinin, peşin ödemenin kanun yoluna müracaat hakkını engellemeyeceğinin, en geç 1 aylık süre içerisinde ödenmeyen idari para cezasının, 21/7/1953 tarihli ve 6183 Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil edilmek üzere Maliye Bakanlığınca belirlenecek tahsil dairesine gönderileceğinin bildirilmesine,
Oy birliğiyle karar verildi.