İnceleme ve Değerlendirme : İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nın 15.09.2014 tarihli ve 2021 sayılı yazısı ve eklerinin incelenmesi sonucunda;
Bahse konu yayına ilişkin Uzman Raporunda;
“Samanyolu Yayıncılık Hizmetleri A.Ş. unvanlı medya hizmet sağlayıcının, 09.09.2014 tarihinde, saat 18.00'de (Bu tarihte 17.57'de) yayınlanan Ana Haber Bülteni akışında yayınlanan iki farklı haberden; saat 17.59'da "annesinin cenaze törenine katılan 6 yaşındaki bir çocuğun" haberinin, duygu sömürüsüne yol açacak şekilde verildiği; saat 18.05'de"hamile bir kadının sokak ortasında koca tarafından dövülmesi" haberindeise, şiddeti kanıksatacak şekilde ekrana getirildiği görülmüştür. Her iki haberin ayrıntıları aşağıda verilmiştir.
1)Saat 17.59'da, spikerin "İzledikleriniz bir kabus filminden alınmadı sevgili seyirciler. Hepsi ülkenin farklı yerlerinde habercilerin objektiflerine yansıyan görüntüler. Sokaklar adeta bir kabus filminin seti gibi. Önce İstanbul Fatih'teyiz; öfkeli bir adam, hamile eşini sokak ortasında öldüresiye dövdü. Saçlarından tutup sürükledi, yetinmedi, bıçakla tehdit etti. Peki o kadın, bu şiddet karşısında ne yaptı. İşte o daha da şaşırtıcı." şeklindeki sunumuyla başlayan ve "ÖLÜMÜNE DAYAK YEDİ ŞİKAYETÇİ OLMADI" alt yazısı eşliğinde, 2 dakika 13 saniye süreyle ekrana getirilen haberin devamı şu şekildedir:
"Alt Ses: Hamile eşini saçlarından tuttu, yerlerde sürükledi. Cebinden bıçağı çıkardı, öldürmek istedi. Son zamanlarda artan kadına şiddet olaylarına, bir yenisi daha eklendi. İstanbul Fatih'te, alkollü olduğu iddia edilen bir kişi, sokağın ortasında eşiyle tartıştı. Tartışma, kısa zamanda büyüdü. Öfkeli adam karısını tekme-tokat dövdü. Yetinmedi, saçlarından tutarak yerlerde sürükledi. Zavallı kadın tüm gücüyle direndi, kaçmaya çalıştı. Ancak, yapacak bir şeyi yoktu. Yardım istedi, ancak kimse oralı olmadı. Mahalleli bu dehşeti sadece seyretti. Eşini duvara sıkıştıran öfkeli koca, cebinden bıçağı çıkardı. (Ekrana yansıyan ve yazıyla verilen konuşmalar: Bıçaklıyor herhalde / Kesici bir alet çıkardı, kadına saplıyor) İhbar üzerine olay yerine polis ekipleri geldi, kavgayı ayırdı. Adam hem suçlu, hem güçlüydü. Yaşananlardan eşini suçladı. (Polis: Neden dövüyordunuz eşinizi? / Adam: Dövmüyordum abi, bırak beni git, kendimi öldüreyim. Bak rezil olduk gazetelere. / Bayan: Ben kendimi ben.) /Alt Ses: Tuhaf olan bir durum daha vardı. Sokağın ortasında öldüresiye dövülen kadın, eşinden şikayetçi olmadı. (Polis: Şikayetçi misin? Kadın: Yok değilim abi. Ben şikayetçi değilim. Biz onunla karı kocayız. Kendi aramızda kavga yaptık./ Alt Ses: Kadının cevabı, polisi çileden çıkardı. (Polis: Kendi aranızda değil. Sokağa taşarsa bun kamuya mal olan bir konu. Ben müdahale etmek zorundayım.)"
Söz konusu habere ait görüntüler;"1.Klip-Hamile kadına dayak"ismiyle klipleştirilerek raporumuza eklenmiştir.
Dayak yiyen kadının çığlıkları eşliğinde ekrana getirilen söz konusu görüntülerde; adamın kadını saçlarından tutarak hızlıca peşinden sürüklemesi, kadının adamla birlikte yere yuvarlanmaları, adamın sarılarak kadını duvara sıkıştırması, duvara sıkıştırdıktan sonra cebinden bıçağını çıkarmaya çalışması (bu olay anlatılırken, görüntü kırmızı yuvarlak içinde verilmiştir) yer almaktadır. Saçlarından sürükleme görüntüsünün iki kez daha, duvara sıkıştırma görüntüsünün ise bir kez daha tekrarlandığı ve cebinden bıçağı çıkarmaya çalışması görüntüsünün yine kırmızı kare içinde yayınlandığı görülmüştür.
2)Saat 18.05'de, spikerin; "Önce dünyaya gelmesini dört gözle beklediği kardeşini sonra da biricik annesini kaybetti. 6 yaşında öksüz kaldı. Hikmet Öztürk, Emniyete yönelik Sahur Operasyonu’nun mağduru. Annesi Ayşegül Öztürk’ün cenazesinde en ön saftaydı ve lisanı haliyle 'Anne ne olur beni bırakma' diyordu." şeklindeki sunumuyla başlayan ve "ZULÜM MAĞDURU KÜÇÜK HİKMET/ HİKMET ARTIK ÖKSÜZ / BUGÜNLERİ HİKMET’E NASIL ANLATACAKSINIZ?" alt yazıları eşliğinde, 2 dakika 28 saniye süre ekrana getirilen haberin devamı şu şekildedir:
"Alt Ses: Onun adı Hikmet Öztürk. Henüz 6 yaşında ve bir büyük acının tam göbeğinde. Annesi Ayşegül Öztürk dar-ı bekaya irtihal eyledi. Annesinin tabutuna defalarca dokundu. Sanki ‘Beni bırakıp gitme’ der gibiydi. Öztürk Ailesi, Sahur Operasyonu’nun mağdurlarından. İstanbul Emniyet İstihbarat Şube Eski Müdür Yardımcısı Ahmet Öztürk’ü bazı AKP’lilerin yönettiği öne sürülen emniyete yönelik skandal soruşturmada gözaltına almışlardı. Ayşegül Hanım, günlerce dışarıda bekledi. O sırada yaşadığı büyük acı sebebiyle önce karnındaki bebeğini kaybetti, günlerce yoğun bakımda kaldı ardından o da vefat etti. Son ana kadar ailesi, yakınları yanındaydı. Ölüme çok yaklaştığını hissetmişti ki; annesine şöyle sesleniyordu: Anne ben bu dünyayı hiç sevmedim, bana bir şey olursa sakın üzülme, ağlama. Ayşegül Hanım annesine böyle seslenmiş, yüreğindeki sızıyı anlatırken sözü biricik oğlu Hikmet’e getirmişti. Ayşegül Öztürk şöyle diyordu; ‘Ben üzülürsem bir tek Hikmet’e üzülürüm. Çünkü o daha çok küçük.’ 6 yaşındaki Hikmet artık öksüz. Bazı AKP’lilerin yönettiği öne sürülen skandal soruşturma başladıktan sonra önce dört gözle beklediği kardeşini sonra da annesini kaybetti. Hikmet cenaze namazı boyunca oradaydı, annesini hiç yalnız bırakmadı. Hikmet annesi için kılınan cenaze namazında en ön saftaydı. 6 yaşındaki dünya tatlısı çocuk son ana kadar annesine eşlik etti."
Habere ait görüntülerin klibi;"2.Klip-Cenazedeki küçük çocuk"ismiyle raporumuza eklenmiştir.
Yukarıda görüntü ve deşifre metinleri aktarılan yayınlardanbirinci haberde;hamile bir kadının kocasından dayak yeme görüntülerinin, "tekme-tokat dövdü/ yerlerde sürükledi/ direndi, kaçmaya çalıştı/ yapacak bir şeyi yoktu/ kimse oralı olmadı/ mahalleli sadece seyretti" gibi izleyicileri dehşete düşüren ifadelerle ve gereksiz tekrarla verildiği, "cebinden bıçağı çıkardı" sözleri esnasında da adamın bıçağı çıkarmaya çalışma görüntüsünün iki kez kırmızıyla belirginleştirilerek ekrana getirildiği görülmüştür.
Son zamanlarda, çoğu faciayla sonuçlanan kadına şiddet olaylarının giderek arttığı, özellikle çeşitli nedenlerle eşinden ayrılmak isteyen kadınların, eşlerinin barışma isteğini reddetmesi nedeniyle, bazen çocuklarının gözü önünde öldürüldüğü veya sakat bırakıldığı görülmektedir. Uzmanlar, bu tür haberlerin sık aralıklarla, şiddet dozu yüksek görüntülerle, gereksiz tekrarlarla ve ayrıntılı bilgilerle ekrana getirilmesinin, izleyici kitlesini şiddet olaylarına karşı giderek duyarsızlaştıracağını ve toplumda kanıksamaya yol açabileceğini, en önemlisi de özellikle bu tür şiddete maruz kalmış kişilerde çaresizlik yaratabileceğini savunmaktadırlar. Bu nedenlerle, yayıncıların, şiddet içerikli olayları haberleştirirken, kamusal sorumluluk anlayışıyla hareket etmeleri ve içinde şiddet barındıran görüntüleri titizlikle inceleyerek, ayrıntı-tekrar dengesini, reyting kaygısı gütmeden ekrana getirmeleri beklenmektedir.
İkinci haberdeise;"bazı AKP’lilerin yönettiği öne sürülen Emniyete yönelik skandal soruşturma" olarak ifade edilen Sahur Operasyonu’nda, Eski İstanbul Emniyet İstihbarat Şube Müdür Yardımcısı Ahmet Öztürk’ün gözaltına alındığı, bu operasyon nedeniyle Öztürk Ailesinin mağdur olduğu, Ahmet Öztürk'ün eşi Ayşegül Öztürk'ün bu dönemde yaşadığı büyük acılar sebebiyle önce karnındaki bebeğini kaybettiği, günlerce yoğun bakımda kaldığı, ardından da vefat ettiği, oğlu Hikmet Öztürk'ün 6 yaşında öksüz kaldığı yönündeki açıklamalara yer verildiği görülmüştür.
Henüz 6 yaşındaki bir çocuğun, hayatının akışını tamamen değiştirecek ve derinden etkileyecek 'annesinin ölümü' gibi bir konunun haberleştirilmesi, yayıncılık etiği açısından son derece hassasiyet gösterilmesi gereken bir husustur. Ancak söz konusu haberde; annesinin cenaze töreninde ön saflarda yer alan çocuğun yakın çekim görüntüleri, "zulüm mağduru" alt yazısıyla, sık sık “öksüz” kaldığı vurgulanarak, annesinin tabutuna dokunuşu, okşaması görüntüsüyle ve yere çömelmiş annesinin defin işlemini izleme anına dair ekrana tam kare getirilen fotoğrafla, olabildiğince duygu sömürüsüne yol açacak bir tarz ve üslup ile sunulmuştur.”
Şeklinde değerlendirmelere yer verilmiş olduğu,
Yayın Kuruluşu'nun söz konusu yayını ile 6112 sayılı Kanun'un 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) ve (ş) bendlerini ihlal ettiği kanaatinin Daire başkanlığınca belirtildiği,
Üst Kurulun 24/09/2014 tarihli ve 2014/50 sayılı toplantıda söz konusu yayının 6112 sayılı Kanun’un 8-(1) maddesinin (ı) bendinde yer alan“Tarafsızlık, gerçeklik ve doğruluk ilkelerini esas almak ve toplumda özgürce kanaat oluşumuna engel olmamak zorundadır; soruşturulması basın meslek ilkeleri çerçevesinde mümkün olan haberler, soruşturulmaksızın veya doğruluğundan emin olunmaksızın yayınlanamaz; haberin verilişinde abartılı ses ve görüntüye, doğal sesin dışında efekt ve müziğe yer verilemez; görüntülerin arşiv veya canlandırma niteliği ile ajanslardan veya başka bir medya kaynağından alınan haberlerin kaynağının belirtilmesi zorunludur.” ilkesinin ihlali yönünden değerlendirilmesi neticesinde karar yeter sayısının sağlanamadığının anlaşıldığı,
Konu hakkında karar alınmasını teminen yazının Üst Kurula havale edildiği, anlaşılmaktadır.
Gerekçe :Konunun; İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nınyazısı, eki belgeler ve ilgili mevzuat kapsamında Üst Kurulumuzca değerlendirilmesi neticesinde;
Anılan yayının 6112 sayılı Kanun’un 8-(1) maddesinin (ı) bendinde yer alan“Tarafsızlık, gerçeklik ve doğruluk ilkelerini esas almak ve toplumda özgürce kanaat oluşumuna engel olmamak zorundadır; soruşturulması basın meslek ilkeleri çerçevesinde mümkün olan haberler, soruşturulmaksızın veya doğruluğundan emin olunmaksızın yayınlanamaz; haberin verilişinde abartılı ses ve görüntüye, doğal sesin dışında efekt ve müziğe yer verilemez; görüntülerin arşiv veya canlandırma niteliği ile ajanslardan veya başka bir medya kaynağından alınan haberlerin kaynağının belirtilmesi zorunludur.” ilkesinin ihlali yönünden değerlendirilmesi neticesinde; söz konusu yayında Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinin ihlalinin ön plana çıktığı ve bu bent kapsamında yaptırım uygulandığı anlaşılmakla, rapora konu yayında 6112 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendi kapsamında ihlal bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Karar : Yapılan görüşmeler sonucunda, ayrıntıları ve gerekçeleri yukarıda izah olunduğu üzere; STV logosuyla yayın yapan SAMANYOLU YAYINCILIK HİZMETLERİ A.Ş.hakkında, bahse konu yayını nedeniyle, 6112 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendi kapsamında herhangi bir İDARİ YAPTIRIM UYGULANMASINA YER OLMADIĞINA, Üst Kurul Başkan Vekili Hasan Tahsin FENDOĞLU, Üst Kurul Üyeleri Hamit ERSOY ve Nurullah ÖZTÜRK’ün karşı oyları, oy çokluğu ile karar verildi.