İnceleme ve Değerlendirme : İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nın 24.09.2014 tarihli ve 2070 sayılı yazısı ve eklerinin incelenmesi sonucunda;
Bahse konu yayına ilişkin Uzman Raporunda;
“Samanyolu Yayıncılık Hizmetleri A.Ş. unvanlı medya hizmet sağlayıcıda, 13 Eylül 2014 tarihli Ana Haber Bülteni akışında; İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın emniyet mensuplarına yönelik yapılan 1 Eylül operasyonunda gözaltına alınan 12 Emniyet Müdürlüğü mensubundan tutuklanan beş kişi arasında olan Mustafa Demirhan ve Hüseyin Korkmaz’la ilgili iki ayrı habere yer verilmiştir.
13.09.2014 tarihli Ana Haber Bülteninde, saat 18.31.05’te “ALLAH KADİR-İ MUTLAK DİYECEKTİ / EŞLERİ KONUŞTU TÜRKİYE AĞLADI” alt yazısıyla, 2 dakika 28 saniye süren haber, spikerin “Rüşvet iddialarını mercek altına aldı diye cezaevine gönderilen polislerden Hüseyin Korkmaz, tam polis aracına bindirilecekken “Kral çıplak” diye bağırmış, hemen ardından yanındaki emniyet görevlileri ağzını zorla kapatmıştı. Söyleyeceği şeyin devamını söyletmediler. Peki devamında ne diyecekti. Eşi Leyla Korkmaz, ilk kez açıkladı: Eğer müsaade edilseydi ‘Allah Kadir-i Mutlak’ diye haykıracaktı.” şeklindeki sunumuyla izleyiciye aktarılmıştır. Habere ilişkin görüntü klibi "1.Klip-Haber-H.Korkmaz" ismiyle raporumuza eklenmiştir.
Söz konusu haberde; emniyet mensuplarına yönelik operasyonla tutuklanan Komiser Hüseyin Korkmaz'ın eşinin anlatımlarıyla birlikte gözaltına alınan Korkmaz’ın sağlık kontrolünden geçtikten sonraarabaya bindirilirken "Kral çıplak"diye bağırması, konuşmaması için ağzının kapatılması görüntüleri eşliğinde yayınlanan haberin devamı şöyledir:
“Alt Ses: Türkiye, Komiser Hüseyin Korkmaz’ı bu görüntüyle tanıdı.O, bazı AKP’lilerin karıştığı öne sürülen ve milyarlarca doların döndüğü iddia edilen rüşvet çarkına mercek tutan emniyet görevlilerinden biri. Onu da tutukladılar.Komiser Hüseyin Korkmaz, tam polis aracına bindirilirken “Kral çıplak” diye bağırdı, devamını söyleyemeden ağzını zorla kapattılar. Korkmaz’ın Güney Koreli eşi Leyla Korkmaz ‘Eşimin ağzını kapatmasalardı, sözlerinin devamında Allah Kadir-i Mutlak diyecekti’ şeklinde konuştu.
Leyla Korkmaz: Eşim demişti ki; ‘Kral Çıplak’ demişti ama onun arkası varmış aslında Allah Kadir-i Mutlak diyecekmiş ama sonra O'nun ağzını kapatmışlar.
Alt Ses: Güney Koreli Leyla Korkmaz, ‘Eşimin en küçük suça karıştığını bilsem ülkemden dokuz bin kilometre ötede, burada bulunmazdım’ diyor.
Leyla Korkmaz: Ufacık bir şüphe bile olsaydı ben burada olamazdım… Eşime güvenmeseydim şimdi ben burada olamazdım.
Alt Ses:Zulüm cezaevinde de devam ediyor.Hüseyin Korkmaz’ı eşiyle görüştürmüyorlar yabancı uyruklu olduğu için. Leyla Korkmaz, kayınvalidesi ve kayınpederinin son cezaevi ziyaretinde eşinin söylediği ve kendisine aktarılan mesajı bütün Türkiye’yle paylaştı.
Leyla Korkmaz: O, içerdeyken benim kayınvalidemlere iletmiş de; ‘Hırsızların cehennem istasyonu misali villalarda bir an bile kalacağıma, görebilene cennet manzaralı Metris’in tek kişilik hücrelerinde ömür boyu kalmayı tercih ederim’ demiş. Ben eşime kesinlikle katılıyorum.”
Yine aynı Haber Bülteni içerisinde saat 18:33:35’de, “GÜÇLÜ DURUŞUN SIRRI- EŞLERİNE NE SÖYLEDİLER?” alt yazısıyla, 2 dk. 30 sn. süren haber, spikerin “Delilsiz, belgesiz cezaevine konan polis müdürleri nasıl bir ruh hali içindeler. Mustafa Demirhan’a cezaevinde bunu sordular. O, bakın yakınlarına ne cevap verdi?” şeklindeki sunumuyla başlamıştır.
Haberde, Demirhan’ın sağlık kontrolü işlemleri sırasında “Hırsızlar hesap verecek” mesajını verdiği görüntüsüyle birlikte, Eşi Esmahan Demirhan’ın anlatımlarının yer aldığı haberin devamı şöyledir:
“Alt Ses: Dünyada eşi benzeri görülmemiş hadise Türkiye’de yaşanıyor.İddiaya göre bazı AKP’lilerin baskısıyla önce rüşvet çarkını yönettiği öne sürülen İranlı Reza Zarrap’ı dışarı çıkardılar, ardından yine o AKP’lilerin yönettiği öne sürülen soruşturmayla yolsuzluğu ortaya çıkaran polisleri cezaevine gönderdiler. Peki tutuklanan polislerin cezaevindeki haleti ruhiyeleri nasıl? Hapishanede oldukları için üzüntü duyuyorlar mı? Başkomiser Mustafa Demirhan’ın eşi Esmahan Demirhan, cezaevlerindeki son görüşmede eşinin kendisine söylediklerini paylaştı.
Esmahan Demirhan: ‘Ben Metris’de bir ömür yatmayı... Şehrizar Konakları’nda bir dakika kalmaya tercih ederim’ dedi bana ve dedi ki ‘Zindan bana saraydır lakin Şehrizar Konakları da hırsızlara zindandır’ dedi.
Alt Ses: Demirhan Ailesi'nin iki evladı var. En büyükleri 3,5 yaşında. Oğlu, babasına çok düşkün. Babasını soranlara ‘Hırsızları yakalamaya gitti’ diyor.
Esmahan Demirhan: 3,5 yaşındaki oğlumuz oldukça baba düşkünüdür. Babasının kahramanlığına O da kendi diliyle şöyle ifade ediyor, kahramanlığı şöyle söylüyor; 'Yavrum baban nerde' diyenlere ‘Benim babam, hırsızları yakalamaya gitti’ diyor. O da babasıyla gururlu, çünkü babasına güveniyor.
Alt Ses: Esmahan Demirhan, evinin direğinindelilsiz, belgesiz cezaevine gönderilmesive yaşadığı bunca sıkıntıya rağmen metanetini, güçlü duruşunu koruyor. Sebebini sorduğumuzda bakın ne diyor? (Haber Özel adlı yayından alıntı) Sunucu: Yaşadığınız onca sıkıntıya rağmen daha önceki açıklamalarınız da medyaya yansıdı. Son derece metanetli, son derece güçlü bir duruşunuz var. Bu motivasyonun arkasında ne var?/ Esmahan Demirhan: Allah var, doğru yolda olmak var, eşim var, eşimin arkadaşları var. Böyle güzel insanlar olduklarını, yani ben eşimi biliyordum ama onları ben 22 Temmuz'la beraber başlayan süreçle gördüm, siz de gördünüz medyada. Onların o dik duruşları var, onlardan utanıyorum ben, ağlamaya, ah vah etmeye utanıyorum ben.”
Her iki haberin genelinde yapılan aktarımlarda;“Rüşvet iddialarını mercek altına aldı diye cezaevine gönderilen polislerden Hüseyin Korkmaz… O, bazı AKP’lilerin karıştığı öne sürülen ve milyarlarca doların döndüğü iddia edilen rüşvet çarkına mercek tutan emniyet görevlilerinden biri. Onu da tutukladılar… Zulüm cezaevinde de devam ediyor… Delilsiz, belgesiz cezaevine konan polis müdürleri … İddiaya göre bazı AKP’lilerin baskısıyla önce rüşvet çarkını yönettiği öne sürülen İranlı Reza Zarrap’ı dışarı çıkardılar, ardından o AKP’lilerin yönettiği öne sürülen soruşturmayla yolsuzluğu ortaya çıkarın polisleri cezaevine gönderdiler.”şeklindeki ifadelerle yargı süreci devam eden bir olayda kamuoyunda belli bir algı yaratmaya yönelik iddiaların yer aldığı izlenmiştir.
STV yayın kuruluşunda, yargılama sürecini ve tarafsızlığını etkiler nitelikte yer verilen bu haberler nedeniyle,6112 sayılı Yasa'nın 8'inci maddesinin birinci fıkrasının (i)bendinde belirtilen,"... yargıya intikal eden konularda yargılama süresince, haber niteliği dışında yargılama sürecini ve tarafsızlığını etkiler nitelikte olamaz."ilkesinin ihlal edildiği değerlendirilmiştir.”
Şeklindeki değerlendirmelere yer verilmiş olduğu,
Rapora konu olan tespitler ile önerilen ihlal maddesinin uygun olduğu kanaatinin Daire Başkanlığınca belirtildiği,
Konu hakkında karar alınmasını teminen yazının Üst Kurula havale edildiği, anlaşılmaktadır.
Gerekçe :Konunun; İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nın yazısı, eki belgeler ve ilgili mevzuat kapsamında Üst Kurulumuzca yapılan değerlendirmesi neticesinde;
Her ne kadar anılan yayında 6112 sayılı kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (i)bendinde belirtilen,"... yargıya intikal eden konularda yargılama süresince, haber niteliği dışında yargılama sürecini ve tarafsızlığını etkiler nitelikte olamaz."ilkesinin ihlal edildiği kanaati belirtilmiş ise de, söz konusu yayına ait deşifre kayıtlarının ve video görüntülerinin tetkiki sonucunda;
Anılan haberlerin geneline bakıldığında, haber konusu olay hakkında kullanılan ifadelerin gerçeklik ve doğruluğundan emin olunmaksızın servis edildiği, özellikle program sunucusunun, bazı kişi ve kurumlar aleyhine sarf etmiş olduğu sözler ile de “tarafsızlık” ilkesine aykırı davranıldığı ve bu şekilde verilen haberler ile toplumun özgürce kanaat sahibi olmasına engel olunduğu düşünülmekle, bahse konu yayının 6112 sayılı kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (i)bendi ilkesinden ziyade aynı maddenin (ı) bendindeki; “Tarafsızlık, gerçeklik ve doğruluk ilkelerini esas almak ve toplumda özgürce kanaat oluşumuna engel olmamak zorundadır; soruşturulması basın meslek ilkeleri çerçevesinde mümkün olan haberler, soruşturulmaksızın veya doğruluğundan emin olunmaksızın yayınlanamaz” şeklinde ifade edilen yayıncılık ilkesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiğinden, Kanunun 8/1-i bendi hükmü kapsamında ihlal olmadığı kanaatine varılmıştır.
1- STV logolusuyla yayın yapan SAMANYOLU YAYINCILIK HİZMETLERİ A.Ş. unvanlı medya hizmet sağlayıcı kuruluşun 13.09.2014 tarihli Ana Haber Bülteni yayınının, 6112 sayılı Yasa'nın 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (ı)bendinde; “Tarafsızlık, gerçeklik ve doğruluk ilkelerini esas almak ve toplumda özgürce kanaat oluşumuna engel olmamak zorundadır; soruşturulması basın meslek ilkeleri çerçevesinde mümkün olan haberler, soruşturulmaksızın veya doğruluğundan emin olunmaksızın yayınlanamaz” şeklinde ifade edilen yayıncılık ilkesi kapsamında değerlendirilmesi neticesinde; Üst kurul Başkanı Davut DURSUN ve Üst Kurul Başkan Vekili Hasan Tahsin FENDOĞLU ile Üst Kurul Üyeleri Hamit ERSOY ve Nurullah ÖZTÜRK ihlal olduğu, Üst Kurul Üyeleri Esat ÇIPLAK, Süleyman DEMİRKAN, Ali ÖZTUNÇ ve Ahmet YILDIRIM ise ihlal olmadığı yönünde oy kullandıkları için karar nisabına ulaşılamadığından, Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 8 inci maddesinin birinci fıkrasındaki; “Oyların eşitliği veya karar nisabına ulaşılamaması nedenleriyle karar alınamayan konular, bir sonraki toplantı gündemine taşınır.” hükmü uyarınca, konu bir sonraki Üst Kurul gündemine taşınmıştır.
2- STV logolu ve SMANYOLU YAYINCILIK HİZMETLERİ A.Ş. unvanlı medya hizmet sağlayıcı kuruluşun 13.09.2014 tarihli Ana Haber Bülteni yayınında, 6112 sayılı Yasa'nın 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (i)bendinde belirtilen,"... yargıya intikal eden konularda yargılama süresince, haber niteliği dışında yargılama sürecini ve tarafsızlığını etkiler nitelikte olamaz."ilkesinin ihlali olmadığına, Üst Kurul Başkan Vekili Hasan Tahsin FENDOĞLU ile Üst Kurul Üyeleri Hamit ERSOY ve Nurullah ÖZTÜRK’ün karşı oylarıyla, oy çokluğu ile karar verildi.