İnceleme ve Değerlendirme : İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nın 23.09.2014 tarihli ve 2050 sayılı yazısı ve eklerinin incelenmesi sonucunda;
Bahse konu yayına ilişkin Uzman Raporunda;
“Kanal D logolu yayın kuruluşunda 08.09.2014 tarihinde sunuculuğunu Zeynep KASIMLIOĞLU'nun yaptığı "Özledim Seni" isimli program yayınlanmaya başlamıştır. Hafta içi her gün 11.00'de canlı olarak yayınlanan söz konusu programda yakınlarından çeşitli sebeplerle (kayıp, küslük vs.) ayrı kalmış kimselerin hikayeleri işlenmekte ve program ekibi yakınlarını bulamayan bu kimseleri yakınları ile buluşturmaya çalışmaktadır. Programa yakınlarını bulmak için başvuran çok sayıda konuk stüdyoda oluşturulan tribünde oturmakta, her gün bir kaç konuğun hikayesi işlenmekte ve yakını program ekibi tarafından bulunmaya çalışılmaktadır.
“Özledim Seni” isimli programın daha ilk bölümünden itibaren katılımcılarından biri de kız kardeşine kavuşmak için programa başvuran Ömer Karaca ve kardeşleri olmuştur.
Ömer Karaca yukarıda özetlenen kız kardeşlerinin kaybolma hikayesini anlattıktan sonra Sunucu Zeynep Kasımlıoğlu, Ayşe Tandoğan ismini araştırdıklarını söylemiş ve Ayşe Tandoğan'ı bulmak içinprogram ekibinden Emekli Emniyet Müdürü Ufuk Güven'in yaptığı çalışmalar ekrana getirilmiştir. Ufuk Güven görüntülerde Ömer Karaca'nın kız kardeşi Ayşe Tandoğan'ın Karakuş ailesine evlatlık verildiğini öğrendiklerini belirtmiş ve Karakuş ailesininin yaşadığı mahallede yaptığı çalışma sonucu Karakuş ailesinin küçük kuzenine ulaştığını söylemiştir. Ardından Karakuş ailesinin kuzeni olan kişiyle yapılan bir röportaj ekrana getirilmiştir (Klip-2). Söz konusu şahıs Ayşe Tandoğan'ı evlatlık alan Ayşe Karakuş'un küçük kuzeni olduğunu, böyle bir evlatlık alma durumundan haberdar olduğunu, eniştesi Kazım Karakuş'un vefaat ettiğini, ancak kuzeni Ayşe Karakuş'un halen hayatta olduğunu ve isterlerse program ekibini onunla görüştürebileceğini söylemiştir. Ancak program ekibinin röportaj yapılan kuzene Ayşe Tandoğan ile ilgli detaylı sorular sormamaları ya da sordularsa bile ekrana getirmemiş olmaları dikkat çekmiştir.
Söz konusu görüntüler gösterildikten sonra sunucu Zeynep Kasımlıoğlu"Ufuk Güven'e çok teşekkür ediyorum gerçekten; çünkü Ömer Karaca'nın tam 40 yıldır bulamadığı, tam 40 yıldır her yolu deneyip bulamadığı kardeşini biz bulduk, kardeşinin izini biz bulduk"şeklindeki ifadelerle stüdyodakilere müjde vermiş, stüdyodakiler sevinç gözyaşları ve alkışlarla karşılık vermişlerdir. Bu esnada ekranın altında"Son Gelişmeler, Ömer Karaca ilk defa Özledim Seni Stüdyolarında Kardeşini Evlat Edinen Aileyi Buldu"ibaresi yer almıştır. Kardeşlerinin bulunduğunu düşünen aile o an stüdyoda kardeşlerine kavuşacakları ümidine kapılarak şu diyalogları kurmuşlardır:
Abla Fadime:Şu an gelecek diye düşünüyorum. Buraya beş kişi geldik altı kişi gitmeyi istiyoruz. Ekibe teşekkür ediyorum.
Ömer Karaca:Zeynep Hanım, hani herkes buraya diziliyorya ben şuraya diz çöküp hadi kardeş diyeyim.
Abla Fadime:Hadi kalk o zaman bekleme; ikimiz birlikte çıkalım...
Aile kardeşlerine kavuşacak olmanın heyecanıyla beklerken Sunucu Zeynep Kasımlıoğlu"Evet Akkuş ailesini biz bulduk ama sizi biraz daha bekleteceğiz; çünkü sizi yerinize almak istiyorum. Akkuş ailesinden Ayşe Tandoğan'dan bir haber gelince ben sizi bu stüdyonun içinde bilgilendireceğim. Bu yayın içinde cevap gelir mi bilmiyorum..." diyerek aileyi yerlerine almış ve annesini arayan başka bir kişinin hikayesine geçilmiştir (Klip-3). Programın 12.09.2014 tarihinde yayınlanan bölümünde Karaca ailesinin kız kardeşlerine ilişkin başka bir gelişmeye ise yer verilmemiştir. Programın 15-16.09.2014 tarihlerinde yayınlanan bölümlerinde de Ömer Karaca ve ailesi stüdyodaki tribünlerde hazır bulunmuş, ancak bu programlarda da başka ailelerin hikayelerine yer verilmiş Karaca ailesinin kız kardeşleri ile ilgili herhangi bir gelişme yer almamıştır(.
Nihayet programın 17.09.2014 tarihinde yayınlanan bölümünde Karaca ailesinin hikayesine geri dönülmüştür. Programın başında Karaca ailesinin üyeleri geçmişe dönük pişmanlıklarını ifade etmişler ve bugün kardeşlerine kavuşacakları ümidinde olduklarını ifade etmişlerdir. Ardından Karaca ailesinin kız kardeşleri Ayşe Tandoğan'ı evlat edinen Akkuş ailesinin evine program ekibinin yaptığı ziyaretten kısa görüntüler ekrana getirilmiştir (Klip-4). Söz konusu görüntülerde kapıyı genç bir kadın açmış ve Akkuş ailesinin kızları olduğunu ifade etmiştir. Bu esnada ekranda"Akkuş ailesinin diğer kızları Özden Akkuş ne anlatacak?"ibaresi yer almıştır. Ev ziyaretinden görüntüler ekrana getirilirken ekranın sağ tarafında kızlarını arayan Karaca ailesinin görüntüleri ve sesleri eş zamanlı olarak yer almış ekrandaki kadını kardeşleri sanan aile üyeleri mutluluk yaşamıştır. Daha sonra Ayşe Tandoğan'ı evlatlık edinen Ayşe Akkuş'la yapılan röportajdan kareler ekrana getirilmiş, Ayşe Akkuş çocuğu olmadığı için Ayşe Tandoğan'ı evlatlık edindiğini, kendi çocuğu olsa asla bırakmayacağını söylemiş, ancak röportajın devamı gösterilmemiş ve yayına stüdyodan devam edilmiştir. Kız kardeşlerine kavuşmayı bekleyen aile üyelerinden Ömer Karaca"... Biz 10 yaşında bu işle karşılaştık bugün elli yaşındayım kırk senedir peşindeyim ama hiç bir adım ulaşamadık önce Allah sonra Özledim Seni ekibi olarak şu an yanınızdayız inşallah biraz sonra hep beraber kucaklaşacağız temennimiz odur."diyerek duygularını ifade etmiştir.
Daha sonra sunucu Zeynep Kasımlıoğlu Akkuş ailesinden Özden Akkuş'u stüdyoya davet etmiştir. Stüdyoya gelen Özden Akkuş'u kardeşleri sanan aile üyeleri onu kucaklayıp yeniden sevinç gözyaşları dökmüşlerdir. Sunucu arada Ayşe'nin kardeşi diye aile üyelerini uyarmaya çalışsa da Özden Akkuş'u kardeşi sanan abla Fadime "Allah'a şükürler olsun artık ölsem de gam yemem" diyerek sevinç gözyaşı dökmeye devam etmiştir. Ablanın Özden Akkuş'a "kardeşimiz"diye seslenmesi üzerine sunucu"değil"diyerek cevap vermiş Özden'in Ayşe Tandoğan'ın kardeşi olduğunu tekrarlamış ve Özden ne oldu anlat diyerek Ayşe Tandoğan'ı sormuştur. Bunun üzerine Özden Akkuş, annesinin 1974 senesinde Darülacezeden bir bebek aldığını söylemiş, güya hiç bir şeyden haberi olmayan sunucu"Evet işte onu arıyoruz"diyerek hikayenin devamını anlatmasını istemiştir. Ayşe Tandoğan'ın hikayesini anlatmaya devam edenÖzden Akkuş göz yaşları içerisinde bebeğin bir ay yaşayabildiğini söylemiş,kardeşlerine kavuşma umudu ve heyecanı yaşayan aile canlı yayında kardeşlerinin öldüğü haberini alınca adeta yıkılmış ve sevinç göz yaşları yerini acı ve hüzün gözyaşlarına bırakmıştır. Aile üyelerinden Ömer Karaca fenalaşarak adeta kendini kaybetmiştir (Klip-5). Kız kardeşlerinin ölüm haberini alan aile üyelerinin acılı hallerine rağmen yayın kesilmeden devam edilmiştir. 40 yıldır kardeşlerine kavuşma ümidiyle yaşayan aile kardeşlerinin ölüm acısını stüdyoda yaşamıştır.
Programın devamında Özden Akkuş'u da kardeşleri olarak kabul ettiklerini söyleyen aile üyeleri bir nebze de olsa sakinleşmiştir. Ancak sunucu Zeynep Kasımlıoğlu Ayşe Tandoğan'la ilgili ellerinde bir belge olduğunu ve aileye teslim etmek durumunda olduğunu söyleyerek elindeki iki adet kağıdı Ömer Karaca'ya uzatmıştır. Ömer Karaca belgeyi okuyamadığını söyleyerek sunucudan okumasını istemiştir. Sunucu Ayşe Tandoğan'ın, Akkuş ailesine evlatlık verildiğine dair Darülaceze tarafından düzenlenen tutanağı okumuş, ardından ikinci belgeyi tekrar konuşamayacağını ifade etmesine rağmen Ömer Karaca'nın eline tutuşturarak okumasını istemiştir. Elindeki belgenin ne olduğunu bilmeden okuyan Ömer Karaca okuduğu son cümlede "10..3.1975 yılında vefat etmiştir." şeklindeki ifadelerden okuduğu belgenin kardeşinin ölüm tutanağı olduğunu anlayınca yeniden gözyaşlarına boğulmuştur(Klip-6).
Kanal D logolu Yayın Kuruluşu'nda yayınlanan Özledim Seni isimli programın 12.09.2014 tarihli bölümünde kardeşlerini bulmak ümidiyle konuk olarak katılan Karaca ailesine ve izleyicilere sürekli olarak kardeşleri Ayşe Tandoğan'ın bulunacağı ümidi pompalanmıştır.
Hatta 12.09.2014 tarihli programda stüdyoda adeta birazdan Ayşe Tandoğan içeri girecek havası estirilmiştir. Ancak programın ilgili bölümünde sunucu"Evet Akkuş ailesini biz bulduk ama sizi biraz daha bekleteceğiz; çünkü sizi yerinize almak istiyorum..." şeklindeki ifadeleriyle adeta saçmalayarak aileyi ve izleyicileri 4 gün süren bir beklemeye almıştır.17.09.2014 tarihinde yayınlanan programda program ekibi, ailenin kardeşi Ayşe Tandoğan'ın öldüğünü bildiği halde aileye kardeşlerine birazdan kavuşacakları ümidini pompalamaya devam etmişlerdir. Hatta Akkuş ailesi ile yapılan röportajda Ayşe Tandoğan'a ilişkin bölümler kesilerek verilmiş;Akkuş ailesinin sonradan evlatlık edindiği Özden Akkuş yayında geçen çelişkili ifadelerle adeta ailenin kız kardeşiymiş gibi sunulmuştur. Özden Akkuş'un stüdyoya girmesiyle kardeşlerine kavuştuklarını düşünen aile üyeleri sevinç gözyaşlarına boğulmuş; ancak çok geçmeden kardeşlerinin öldüğünü canlı yayında öğrenen aile adeta yıkılmış, Ömer Karaca fenalık geçirmiştir. Yayıncı kuruluş ailenin gözyaşları içerisindeki hallerini yayını kesme imkânı varken devam ettirmiştir. Aile üyeleri bir müddet sonra sakinleşmişken sunucu adeta kanayan yaraya parmak basarcasına aile üyelerinden Ömer Karaca'ya kardeşlerinin ölüm tutanağını okutmuş ve aile üyeleri yeniden gözyaşlarına boğulmuştur.
Yayıncı Kuruluş, söz konusu programda gerek kardeşlerini kaybetmiş aile bireyleri gerekse izleyiciler üzerinde beklenti oluşturarak adeta bir algı operasyonu yapmış ve reyting devşirme kaygısıyla bir aileye 40 yıldır aradıkları kardeşlerinin öldüğü bilgisi canlı yayında açıklanmıştır. Üstelik aile üyelerinin acılı halleri tüm çıplaklığıyla canlı yayından milyonlarca izleyiciye yansıtılmıştır. Söz konusu programda kardeşlerinin ölüm haberini almış olmanın acısıyla gözyaşı döken aile üyelerinin durumları duygu sömürüsüne yol açacak şekilde ekrana getirilmiştir. Dolayısıyla Yayıncı Kuruluş'un bu yayınları ile kamusal sorumluluk anlayışıyla hareket etmediği ve insanların acıklı hallerini duygu sömürüsüne yol açacak şekilde sunarak insan onuruna saygılı davranmadığı kanaati oluşmuştur.
Sonuç olarak, insan onurunu hiçe sayarak yayın yapan Kanal D logolu yayın kuruluşunun 6112 sayılı Yasa'nın 8'inci Maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde belirtilen, "İnsan onuruna ve özel hayatın gizliliğine saygılı olma ilkesine aykırı olamaz, kişi ya da kuruluşları eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü, aşağılayıcı veya iftira niteliğinde ifadeler içeremez." ilkesine uygun davranmadığı düşünülmüştür. Şeklindeki değerlendirmelere yer verilmiş olduğu,
Anılan yayında; 6112 sayılı Yasa'nın; 8. Maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinin ihlal edildiği kanaatinin Daire Başkanlığınca belirtildiği,
Konu hakkında karar alınmasını teminen yazının Üst Kurula havale edildiği, anlaşılmaktadır.
Gerekçe :Konunun; İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nınyazısı, eki belgeler ve ilgili mevzuat kapsamında Üst Kurulumuzca değerlendirilmesi neticesinde;
Bilindiği üzere; insan onuru kavramı, bir yandan insanın kendisine duyduğu öz saygıyı, izzet-i nefsi ifade ederken; diğer yandan da, bir insana başkalarının gösterdiği saygının dayandığı kişisel değeri, gururu ve şerefi vurgulamaktadır. Her iki tanım da “onuru”, insana duyulan saygının kaynağı olarak işaret etmektedir. İnsan onuru kavramı hukuk düzeni tarafından da kendisine önem atfedilmiş bir kavramdır. İnsanın doğuştan sahip olduğu dokunulmaz, devredilmez ve vazgeçilmez hak ve özgürlüklerden olan insan onuru, yasal metinlerde de bu şekli ile düzenlenmiş ve güvence altına alınmıştır.
Söz konusu yayında; kayıp kız kardeşlerine kavuşma ümidi içerisindeki insanlar reyting uğruna istismar edilmiş, kayıp kişi ölmüş olduğu halde aileye ümit verilmiş, program sunucusu tarafından aile bireylerinin zaman zaman heyecanlanması, duygusal travma ve acı yaşaması sağlanarak kişilerin bu duygu yoğunlukları ekrana getirilmiştir. Bahsi geçen durumun kişi onur ve haysiyetini zedeleyici ve incitici olduğu açıktır
Bu nedenlerle 6112 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin 1 inci fıkrasının (ç) bendinin ihlal edildiği tespit edilmiştir.
Anılan kuruluşa 16.06.2011, 16.07.2011 tarihli yayınları nedeniyle evvelce 06.07.2011, 16.08.2011 tarih ve 2011/42, 2011/50 sayılı toplantılarda alınan 18,29 nolu Üst Kurul Kararıyla 6112 Sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi uyarınca uyarı yaptırımı uygulandığı Üst Kurul kayıtlarından anlaşılmıştır. Bu itibarla; 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinin tekraren ihlali nedeniyle, Kanunun 32 nci maddesinin ikinci fıkrasına göre “İdari Para Cezası” yaptırımının uygulanması gerektiği, kanaatine varılmıştır.
Karar : Yapılan görüşmeler sonucunda, ayrıntıları ve gerekçeleri yukarıda izah olunduğu üzere, KANAL D logosuyla yayın yapan DTV HABER VE GÖRSEL YAYINCILIK A.Ş. unvanlı kuruluş hakkında; 6112 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde yer alan; “İnsan onuruna … aykırı olamaz, kişi ya da kuruluşları eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü, aşağılayıcı veya iftira niteliğinde ifadeler içeremez..” ilkesinin tekraren ihlali nedeniyle, 32 nci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca;
1-İhlalin tespit edildiği tarihi itibariyle kuruluşun Ağustos 2014 ayına ait ticari iletişim gelir beyanının 15.621.873,32 Türk Lirası olduğu değerlendirilerek yüzde bir oranı 156.219,00 TL. İDARİ PARA CEZASI UYGULANMASINA,
2- İdari para cezasının tebliğ tarihinden itibaren bir ay içerisinde Üst Kurulun T.C. Ziraat Bankası Ankara Kamu Girişimci Şubesi TR98 0001 0025 3300 9999 9951 93 no’lu hesabına “6112 sayılı kanunun 32 nci maddesine göre ödenen para cezasıdır” şerhiyle ödenmesi gerektiği veya 6112 sayılı kanunun 32 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası uyarınca tebliğden itibaren en geç onbeş gün içerisinde Ankara İdare Mahkemelerinde dava açılabileceğinin, dava açma süresi içerisinde peşin ödeme yapılması halinde, 5326 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin altıncı fıkrası uyarınca cezanın dörtte üçünün tahsil edileceğinin ve taksitlendirme talebinde bulunabileceğinin, peşin ödemenin kanun yoluna müracaat hakkını engellemeyeceğinin, en geç 1 aylık süre içerisinde ödenmeyen idari para cezasının, 21/7/1953 tarihli ve 6183 Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil edilmek üzere Maliye Bakanlığınca belirlenecek tahsil dairesine gönderileceğinin bildirilmesine,
Oybirliğiyle karar verildi.