İnceleme ve Değerlendirme : İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nın 08.09.2014 tarihli ve 1995 sayılı yazısı ve eklerinin incelenmesi sonucunda;
Bahse konu yayına ilişkin Uzman Raporunda;
“Kanal Türk medya hizmet sağlayıcısı tarafından hafta içi her gün, saat 15.00'da "Songül Karlı ile Yeniden" adlı bir program yayınlanmaktadır. Canlı olarak yayınlanan programda toplumsal sorunlar ya da gündeme yansıyan olaylar ele alınmakta, gerek stüdyo konukları ve gerekse stüdyoda bulunan seyircilerle birlikte irdelenmektedir.27-28.08.2014 tarihlerinde yayınlanan programda; eşinden boşanmak isteyen Hasret Kara’nın, eşi Yakup Kara tarafından tornavidayla 43 yerinden yaralanması olayı ele alınmıştır. 27-28.08.2014 tarihlerinde yayınlanan programlar bir bütün olarak ele alınıp izlenmiş ve aşağıdaki hususlar tespit edilmiştir:
27.08.2014 tarihli programa eşi tarafından çalıştığı kuaför salonunda çocuklarının önünde vurularak öldürülen Muhterem Göçmen'in ablası Çiğdem Evcil; şiddet nedeniyle eşinden boşanan Berfin Yıldırım, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu temsilcisi Gülsüm Kav, Avukat Aydın İşkur ve Psikolog Kadriye Tavşan Çakır katılmışlardır. Kocası tarafından tornavidayla 43 yerinden yaralanan Hasret Kara telefonla yayına katılmış, korktuğu için evden dışarı çıkamadığını ama eşinin rahatça etrafta dolaştığını, kendisinin can güvenliği olmadığını aşağıdaki ifadelerle anlatmıştır:
(Raporun bu bölümünde ilgili ifadelerin deşifre metinlerine yer verilmiştir.)
Programa katılan psikolog Kadriye Tavşan Çakır’ın "Şu anda Hasret Kara'nın eşi yalnız normal olup olmaması değil, psikotik bir durumda. Yani bunu terapi, iletişime girme hayır. Bunun yasal yollardan hastaneye yatırılması ve tabi ki beraberinde polis desteğinde bunun bir ceza alması gerekiyor. Şu anda durum bozukluklar psikotik bozukluklar ve kaygı bozuklukları diye ayrılır. Şiddet uygulamış, 43 yerinden. Artık bu kişide psikotik bir durum var. Psikotik durum da tedavi edilmesi gerekir. Tedaviye açık değilse, yasal yollarla hastaneye yatırılıp aynı zamanda mahkûm edilmesi gerekir. Yani sizler tabi ki daha iyi biliyorsunuz hukuksal boyutunu ama artık bunu ona anlatmak, boş konuşmak." şeklindeki ifadelerle şiddete başvuran kişilerin tedavi görmesi ve yargılanması gereken kişiler olduğunu belirtmiştir.
İlerleyen dakikalarda yine Hasret Kara cezaların caydırıcı olmadığını, çok kısa olduğunu, devletin bu kişileri besleyip, dinlendirip bu sefer cinayet işlemek üzere dışarı saldığını belirtmiş, umutsuzluğunu ve mevcut düzenleme ve uygulamaların şiddet mağdurlarını korumaya yeterli olmadığını dile getirmiştir.
Programın sonlarına doğru stüdyoya Hasret Kara’nın eşi Yakup Kara telefonla bağlanmış, Songül Karlı benzer soruları ona da yöneltmiştir. Yakup Kara ile kurulan ve kısa süren bu bağlantı sonrasında söz hakkı doğduğu için Yakup Kara'nın ertesi gün programa çağrılacağı duyurusuyla programın bu bölümüne ayrılan süre sonlanmıştır.
-28.08.2014 tarihli programa ise stüdyo konuğu olarak Hasret Kara’nın eşi Yakup Kara, Astrolog Rezzan Kiraz, İlahiyatçı Yazar Arif Aslan, Av. Aydın İşkur katılmışlardır. Program sunucusu tarafından, Hasret Kara’nın eşi Yakup Kara’nın dünkü yayında ismi geçtiği için söz hakkını kullandırmak gerekçesi ile yayına çıkarmış olduğu ifade edilmiştir. Hasret Kara’nın da telefonla yayına bağlanabileceği duyurusu yinelenmiştir. Stüdyo konuğu Yakup Kara yaşadıklarını ve olayın nasıl bu boyuta taşındığını anlatmıştır. Av. Aydın İşkur’un Yakup Kara’ya “Bu kadar günahsız mısın? Yani öyle bir tablo çiziyorsun ki senden kaynaklanan hiçbir şey yokmuş gibi bir tablo çıkıyor ortaya?” ve Songül Karlı’nın “..ve sen niye Hasret’i öldürme teşebbüsünde bulundun, ne oldu? Bu kadar kibarsın, Hasret de bu kadar iyi bir kadın. Şimdi durduk yere de benim kocam alıp da tornavidayı bana saldıracak sen bu kadar kibar konuşuyorsun ki?” sözleri üzerine İlahiyatçı yazar Arif Arslan ile aşağıdaki diyalog ekrana yansımıştır.(15.37.50)
(Raporun bu bölümünde ilgili diyalogların deşifre metinlerine yer verilmiştir.)
Eşinden boşanmak isteyen bir kadının 43 yerinden kocası tarafından tornavidayla yaralanması konusunun ele alındığı programda; bir yandan 'şiddete hayır' mesajları verilirken, diğer yandan sunucunun kullandığı 'belki de ortada hiçbir şey yok, belki de imkânlar düzeldiği zaman bunlar hakkaten çok güzel bir aile olarak yan yana gelebilir”ifadelerinin, verilmek istenenen 'şiddete hayır' mesajlarıyla çeliştiği ve kadına uygulanan şiddetin bu noktada yok sayıldığı düşünülmüştür.
28.08.2014 tarihli programın ilerleyen dakikalarında aşağıdaki diyaloğun ekrana yansıdığı izlenmiştir:
(Raporun bu bölümünde ilgili diyalogların deşifre metinlerine yer verilmiştir.)
Stüdyoda uzmanlığı hakkında bilgilerine baş vurulmak üzere bulunan kişilerin bilimsel ve tarafsız olarak görüşlerini bildirmeleri beklenirken, ilahiyatçı yazar Arif Aslan'ın ekrana yansıyan;“Kibar konuşuyor da adam içkiden bahsediyor, alemden bahsediyor, böyle bir kadınla adam nasıl geçinecek?. Valla şiddete de başvurur böyle bir durumda insan, öyle o kadar sinirlenirse,…ya erkek gibi evin ikisinde üçünde dördünde eve gelen bir kadınla nasıl geçineceksin ya?...o andaki durumunu kontrol edemez o adam…Şiddete taraftar olduğum için söylemiyorum ama böyle bir durumda bir erkek yani ne yerine konulmuş oluyor erkek…. yeniden Müslüman olmamız lazım yeniden, yeniden. A’dan Z’ye imanımızı yenilememiz lazım….. olmayınca da artık bıçak kemiğe dayanmış yapacağını yapmış…. Her isteyeni anında boşamak mı lazım?...., ahlak yok burada din yok, Allah korkusu yok, içkici…ya barlara düşmüş bir kadın,... barlarda ne geziyor ya, barlarda ne geziyor kadın ya? Ben bunu anlamıyorum….Evli bir kadın barda ne gezer, dört tane çocuğunu kime bırakır”şeklindeki bu sözleri sunucu tarafından ve Av.Aydın İşkur ve Astrolog Rezzan Kiraz tarafından reddedilmişse de izleyen tarafından "bu psikoloji içindeki bir erkeğin yaptığı şiddet eyleminde haklı olduğu” mesajının algılanmasına ve adeta şiddetin meşrulaştırılmasına yol açabileceği hususunun göz ardı edildiği düşünülmüştür.
Sonuç olarak;
Kadına şiddet olaylarının gittikçe arttığı günümüzde, toplumsal bir sorun haline gelen 'kadına yönelik şiddet' hususunda yayın kuruluşlarının konunun hassasiyetine özen göstererek, reyting kaygısından uzak, sorumlu yayıncılık anlayışıyla yayın yapmaları gerekmektedir.
Kanal Türk yayın Kuruluşu’nun 27-28.08.2014 tarihlerinde ekrana getirdiği 'Songül Karlı ile Yeniden' adlı programlarda, 43 yerinden boşanmak istediği eşi tarafından tornavida ile yaralanan Hasret Kara'ya uygulanan şiddet konusunun ele alınmasında da gerek stüdyo konuklarının ekrana yansıyan görüş ve yorumlarının gerekse verilen mesajların; izleyiciyi ümitsizliğe, çaresizliğe sevk etmemesi, şiddeti kanıksatıcı, normalleştirici olmaması bunun yerine genel izleyici kitlesini ve bu durumdaki insanları bilgilendirici, eğitici, yol gösterici olması; çözüme ulaşma noktasında neler yapılabilir, kadına yönelik şiddetin önüne nasıl geçilebilir, psikolojik destek almaları sağlanabilir mi ,bu konudaki sosyal projeler, vb. konularda izleyenlere fayda sağlayabilecek bir çerçevede konunun ele alınması ve bunu yaparken şiddeti teşvik etmemeye ve meşrulaştırmamaya özen göstermesi beklenmiştir.
Ancak yayın kuruluşunca;27.08.2014 tarihli programda psikolog Kadriye Tavşan Çakır'ın, Yakup Kara'nın psikotik bir durum içinde olduğunu, tedavi edilmesi ve yargılanması gerektiğinin belirtilmesine ve 43 yerinden yaralanan eş Hasret Kara'nın dacan güvenliği olmadığını vurgulayarak,Yakup Kara hakkında açılmış başka suç dosyaları olduğunu da ifade etmesine rağmen Kanal Türk yayın kuruluşu tarafından Yakup Kara'nın söz hakkı kullandırılacağı gerekçesiyle stüdyoya davet edilmesinin çağdaş yayıncılık normlarına uygun olmadığı, 28.08.2014 tarihli programda ise stüdyo konuğu olan ilahiyatçı yazar Arif Arslan'ın konu ile ilgili görüş ve yorumlarında böyle kadının 'şiddete maruz kalmasının doğal olduğu' erkeğin ise böyle bir kadına 'şiddet uygulayabileceği'şeklinde bir algı yaratabilecek ifadelerinin ekrana yansıdığı, program sunucusunun müdahalelerinin bu noktada anlamsız, yetersiz kaldığı değerlendirilmiştir.
Ayrıca 28.08.2014 tarihli yayın içinde; saat 16.15.50 ve16.16.50'de stüdyodaki izleyicilerin, program konuklarının konuşmalarına alkışla destek verdikleri ve saat 16.30.43'te ağlayarak eşinden özür dileyen Yakup Kara'ya sunucunun sessiz ve yorumsuz kaldığı ve içlerinde bazılarının ağladığı görülen seyircilerin de bu sahneyi alkışladıkları görülmüş, bu destekleyici tutumun da şiddet eğiliminde olan kişileri cesaretlendirici olabileceği düşünülmüştür.
Bu nedenlerle Kanal Türk adlı medya hizmet sağlayıcının bu yayınlarının;
6112 sayılı Kanun’un 8-(1) maddesinin (s) bendinde yer alan; “Toplumsal cinsiyet eşitliğine ters düşen, kadınlara yönelik baskıları teşvik eden ve kadını istismar eden programlar içeremez.”ve (ş) bendinde yer alan“Şiddeti özendirici ve kanıksatıcı olamaz.”ilkelerine aykırılık taşıdığı değerlendirilmiştir.” Şeklinde değerlendirmelere yer verilmiş olduğu,
Kanal Türk yayın kuruluşunun "Songül Karlı ile Yeniden" isimli yayını ile 6112 sayılı Kanun'un 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (s) ve (ş) bendi hükümlerini ihlal ettiği kanaatinin Daire Başkanlığınca belirtildiği,
Üst Kurulun 09/09/2014 tarih ve 2014/48 sayılı toplantısında söz konusu yayının 6112 sayılı Kanun’un 8-(1) maddesinin (ş) bendinde yer alan“Şiddeti özendirici ve kanıksatıcı olamaz.” ilkesinin ihlali yönünden değerlendirilmesi neticesinde karar yeter sayısının sağlanamadığının anlaşıldığı,
Konu hakkında karar alınmak üzere yazının gündeme alındığı anlaşılmaktadır.
Gerekçe :Konunun; İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nınyazısı, eki belgeler ve ilgili mevzuat kapsamında Üst Kurulumuzca değerlendirilmesi neticesinde;
Her ne kadar Daire Başkanlığınca, Yayıncı Kuruluşun 6112 sayılı Kanun'un 8'inci maddesinin birinci fıkrasının (ş) bendinde yer alan; “Şiddeti özendirici ve kanıksatıcı olamaz.” ilkesini de ihlal ettiği kanaati belirtilmiş ise de, söz konusu yayına ait deşifre kayıtlarının ve video görüntülerinin tetkiki neticesinde; Hasret Kara isimli kadına uygulanan şiddet konusunun ele alındığı programda, sarf edilen ifadelerin genel anlamda şiddeti özendirici boyutta olmasından ziyade, Kanunun 8 (1) s bendinde yasaklanan “kadınlara yönelik baskıları teşvik eder” nitelikte olduğu, bu maddenin şiddet ve baskıyı içerdiği ve bu nedenle mezkur programa Üst Kurulun 09/09/2014 tarih ve 2014/48 sayılı toplantısında müeyyide uygulanmışolduğu göz önüne alındığında, anılan yayın için ayrıca Kanun'un 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (ş) bendinden de müeyyide uygulanmasına gerek olmadığı kanaatine varılmıştır.
Karar : Yapılan görüşmeler sonucunda, ayrıntıları ve gerekçeleri yukarıda izah olunduğu üzere; KANAL TÜRK logosuyla yayın yapan YAŞAM TELEVİZYON YAYIN HİZMETLERİ A.Ş. unvanlı kuruluş hakkında; 6112 sayılı Kanun’un 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (ş) bendinde yer alan“Şiddeti özendirici ve kanıksatıcı olamaz.” ilkesi kapsamında herhangi bir İDARİ YAPTIRIM UYGULANMASINA YER OLMADIĞINA, Üst Kurul Üyeleri Esat ÇIPLAK, Süleyman DEMİRKAN, Ahmet YILDIRIM ve Ali ÖZTUNÇ’un karşı oylarıyla, oy çokluğu ilekarar verildi.