İnceleme ve Değerlendirme : İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nın 18.09.2014 tarihli ve 2045 sayılı yazısı ve eklerinin incelenmesi sonucunda;
Bahse konu yayına ilişkin Uzman Raporunda;
“Spor Toto Süper Lig maçları "Lig TV" logosu ile yayın yapmakta olan medya hizmet sağlayıcı kuruluşu tarafından yayınlanmaktadır. Kuruluşun, her hafta ligte yer alan takımların karşılaşmalarını canlı olarak ekranlara getirdiği bilinmektedir. Kurulumuza gerek 444 1 178 RTÜK İletişim Hattı gerekse webmail aracılığıyla gelen şikayetler ve de ekranlarda kimi spor yorumcuları ve izleyiciler tarafından dile getirilen şikayetler bağlamında söz konusu karşılaşmalar incelenmiştir. Lig TV logosuyla yayın yapmakta olan söz konusu kuruluşun 14.09.2014 tarihinde naklen ekrana getirdiği Trabzonspor - Fenerbahçe maçının öncesinde yorumların yapıldığı aynı zamanda saha içerisinden görüntülerin verildiği, sporcuların maç öncesi ısınma hareketlerinin de aynı zamanda ekrana getirildiği program yayınının içerisinde bant reklam uygulaması şeklinde yer alan yayınlarında"Okey Prezervatif"ürününün ticari iletişimine yer verildiği görülmüştür. Söz konusu reklamlar 19.19.40, 19.37.23, 19.44.55 saatleri gibi herkesin ekran başında olabileceği saat dilimlerinde yayınlanmıştır. Reklam sloganının ise"Aynı anda başlayın, aynı anda bitirin. İşte 'Ritim' budur. OKEY. ZEVKİ KORUR"biçiminde yazılı olarak izleyiciye aktarıldığı görülmüştür.
Günümüzde pek çok ülkede kitle iletişim araçlarının olumlu veya olumsuz etkileri tartışılmaktadır. Ülkelerin toplumsal yapıları ve buna bağlı olarak kitle iletişim araçlarının yayınlarının biçim ve içeriğine göre bu etkilenmeler farklılıklar gösterebilmektedir. A. Bandura, geliştirdiği Sosyal Bilişsel Öğrenme Kuramında insanların modelleme yoluyla çok sayıda davranış kazandığını öne sürmektedir. Bu modellemeler arasında yer alan "sembolik modelleme", bilgisayar, televizyon, sinema, video, radyo, gazete, dergi gibi kitle iletişim araçlarının sosyal bilişsel öğrenmedeki etkilerinin olduğunu ifade etmektedir.
Televizyon yayınlarından en çok etkilenen toplum kesiminin, kişilik gelişimi ve sosyalleşme sürecini devam ettiren "çocuklar" olduğu, evrensel kabul görmüş bir gerçekliktir. Buna ek olarak 2006 yılında Üst Kurul tarafından yapılan, "İlköğretim Çağındaki Çocukların Televizyon İzleme Alışkanlıkları Araştırması"nda da bu durum ortaya koyulmuştur.
Araştırmaya göre, çocukların televizyon yayınlarından etkilenmeleri hem olumlu, hem de olumsuz olarak ortaya çıkmakta ve bu etki çocukların hayatları boyunca devam etmektedir. Bu bakımdan çocukları televizyon yayınlarının olumsuz etkilerinden korumak isteyen ailelerin, her gün Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’na ulaştırdıkları şikayetlerin büyük kısmını çocukların yayınlardan olumsuz etkilendiklerine ilişkin şikayetler oluşturmaktadır. Çocukları, televizyon yayınlarının olumsuz etkilerinden korumak için hem ulusal, hem de uluslararası düzeyde çeşitli düzenlemeler yapılmakta ve ortak çalışmalar yürütülmektedir. Özellikle yayınların “çocukların fiziksel, zihinsel ve ahlaki gelişimini zedeleyecek” türde olmamaları için çeşitli tedbirler alınmaktadır. Günümüzde gelişmiş ülkelerdeki düzenleyici ve denetleyici otoriteler gibi, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun da yayınların olumsuz etkilerinden korumaya çalıştıkları kitlenin en hassas bölümünü, çocuklar ve gençler oluşturmaktadır. Çocukların ve gençlerin izledikleri televizyon programları, onların davranışlarını etkilediği gerçeğinden hareketle Üst Kurul tarafından bugüne kadar gerçekleştirilen başta Akıllı İşaretler Uyarıcı Sembol Sistemi olmak üzere, Medya Okuryazarlığı Projesi, “TV Yayınlarında Şiddet” konulu kompozisyon yarışması ve düzenlenen sayısız panel ve konferans etkinlikleri ile yapılan tüm araştırmalar, çocuk odaklıdır.
Raporumuza esas teşkil eden konunun benzer içerikli bir yayınının daha önce (Fiesta marka prezervatif reklamının çocukların izleyebileceği zaman diliminde yayınlanması) farklı bir medya hizmet sağlayıcı tarafından yayınlanması sonucunda, Üst Kurul'un 25.5.2009 tarih ve 15 sayılı kararı ile idari yaptırım kararı verilmiş, Üst Kurul'un kararını onayan ve medya hizmet sağlayıcının davasının reddedilmesiyle sonuçlanan yargılamada Ankara 12.İdare Mahkemesi tarafından 2009/748 no'lu talimatı üzerine Gazi Eğitim Fak. Eğitim Programları ve Öğretim Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. M.Çağatay Özdemir, Gazi Ünv. Tıp Fakültesi Çocuk Psikiyatrisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şahnur Şener, Gazi Eğitim Fakültesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Galip Yüksel'den oluşan bilirkişi heyetinin raporunda önemli tespitler yer almaktadır. Bu rapora göre "Toplum homojen bir yaş dilimine sahip bireylerden oluşmamaktadır. Toplumu çocuklar, gençler, yetişkinler ve yaşlılar oluşturmaktadır. Türkiye'de toplumu oluşturan önemli bir oran çocuklar ve gençlerdir.Çocuklar, zihinsel ve duygusal gelişim özellikleri açısından dünyayı algılamaları, anlamaları ve öğrendiklerini içlerine sindirebilmeleri açısından büyüklerden çok farklı bir süreç sergilerler.Çocuğun kimlik oluşmasında önemli bir bileşen cinsel kimliktir. Biyolojik, sosyal ve psikolojik anlamda kişinin kadın ya da erkek olmasını algılama ve kabulü, bu algı ve kabul doğrultusundaki cinsel yönelimleri ile cinsel davranışları cinsel kimliğin gelişmindeki en önemli aşamalarıdır. Cinsel kimlik, cinselliğin farklı boyutları olan biyolojik, fiziksel, psikolojik, zihinsel ve sosyal süreçlerin etkileşimi ile gelişir, oluşur ve olgunlaşır. Cinsellik, gelecekteki yaşamı da etkileyebilen, ergenlik çağının önemli sağlık konularındandır ve fiziksel, ruhsal ve toplumsal iyilik halinin önemli bir elemanıdır. Bireyin eğilimlerinin, inanışlarının, düşüncesinde yanlış oluşmuş kavramların cinsel işlev bozukluğunun oluşumunda ve devamında yeri olduğu araştırmacıların dikkatini çekmiştir. Bu yanlış inanışların en belirgin örnekleri, özellikle cinsellikle ilgili esprilerde, fıkralarda, günlük basında ve pornografik yayınlarda sergilenmektedir. Bir çok insanın cinsel eğitimi yetersizdir veya hiç yoktur.Cinsellikle ilgili bilgi eksikliği ve cinsel olan herhangi bir şeye duyarlılık kişileri değişik kaynaklardan, özellikle basın-yayın organlarından veya aynı derecede bilgisiz yaşıtlardan gelen mesajlara duyarlı kılar.
Söz konusu yayında ticari iletişimi yapılan prezervatif ürünü, Türk Dil Kurumu'nun Büyük Türkçe Sözlüğünde"Cinsel ilişkilerle geçebilecek hastalıklardan korunmak veya kadının gebe kalmasını önlemek için erkeklerin kullandığı ince, saydam bir kılıf, kondom, kaput." biçiminde tanımlanmaktadır. Bu tanımdan hareketle reklama konu olan ürününcinsel aktivite içerisinde olabilecek bir hedef kitleye hitap ettiğini ifade etmek mümkündür.Oysa yayıncı kuruluşun izleyicilerine sunduğu yayının, bir spor müsabakası olması ve söz konusu spor dalının özellikle çocuklar ve gençler arasında dikkatle izlenilen ve beğenilen bir spor dalı olması gerekçesiyle yayının korunması gereken çocuklar ve gençler açısından önemini artırmaktadır. Popülaritesi yüksek bir spor dalının çocukların ve gençlerin ekran karşısında olabilecekleri 20.46 gibi saat diliminde, gün içerisinde yayınlanması çocuk ve genç izler kitlenin söz konusu reklama muhatap olma olasılığını son derece yükseltmektedir. Yetişkinler için üretilmiş olan bu ürünün reklamında, hedef kitleye verilmek istenilen mesajların, çocuk ve gençlerin kolaylıkla izleyebileceği bir zaman diliminde yayınlanması sorunu karşımıza çıkmaktadır.
Cinsel olarak gelişmenin ve farkındalığın henüz başladığı bir dönemde, cinsellik ve cinselliği çağrıştıran çeşitli uyaranlar yetişkinlerden farklı olarak çocuk ve gençlerde merak uyandırmaktadır. Ortaya çıkan bu merak dürtüsü ise cinsellik olgusunu araştırma, inceleme ve öğrenme, çoğu kez tecrübe etme eylemleri ile giderilmeye çalışılmaktadır. Bunun ötesinde bu dürtü çoğu kere cinsel anlamda henüz olgunluğa erişmemiş ve merak etme dürtüleri son derece etkin olan çocuk ve gençlerin bilgilenme sürecinde internet ortamının ve arkadaş çevresinin bilgilenme sürecinde yoğun biçimde kullanılmasına yol açmaktadır. Bu durumun ise cinsellikle ilgili doğru bir bilgilenmeye değil sağlıksız bir cinsel gelişime yol açabilecek yanlış bir bilgilenmeye neden olacağı düşünülmektedir. Söz konusu durum ise fiziksel, ruhsal ve ahlaki anlamda problemli bireylerin ortaya çıkmasına neden olan önemli bir etken olarak karşımıza çıkmaktadır.
İzleyicilerden konuya ilişkin gelen şikayetlerin genel karakteristiği incelendiğinde"Aynı anda başlayın, aynı anda bitirin. İşte 'Ritim' budur!"kavramının cinsel içerikli bir kavram olarak algılandığı ve çocuklarıyla futbol karşılaşmasını izleyen ebeveynlerin kendilerine çocukları tarafından sorulan bu ifadeyi açıklayamadıklarını belirtmişlerdir. Örneğin kurulumuza Çanakkale ilinden gelen şikayet şu şekildedir: "Lig TV'de yayımlanan maçları 11 yaşındaki kızımla beraber izliyoruz. Maçlar başlamadan önce veya sonra yayınlanan prezervatif reklamları çocuğumun ilgisini çekiyor. 'Erkeği yavaşlatır, kadını hızlandırır ne demek' diye soruyor. Bu durumu anlatamıyorum. Bu reklamların saat 23'den sonra çocuklar yattıktan sonra yayımlanması gerekmektedir." Diğer şikayetler de incelendiğinde şikayetlerin çok büyük bir kısmının bu tür bir reklamın bu saatlerde yayımlanmaması yönündedir. Sadece bir örnek olarak verilen bu şikayetten de anlaşılacağı üzere bir futbol müsabakasını çocuklarıyla aileleriyle birlikte izleyen aileler bu reklam karşısında çocuklarını koruyamamakta ve durumu izah edememektedirler. İlgili reklamın yayın saatinin yukarıda da bahsedildiği üzere çocukların da kolaylıkla izleyebilecekleri bir saat diliminde ve çoğunlukla izleyebilecekleri bir spor müsabakasında olması da konunun önemini artırmaktadır.
Asıl mesleği doktorluk olan ancak kamuoyunda daha çok bu mesleğinden ziyade spor yorumcusu olarak bilinen Ahmet Çakar'ın ve medyada da genel olarak medyaya "Prezervatif Reklamı Ahmet Çakar'ı çıldırttı!" başlığıyla sunulan ifadeleri de dikkat çekicidir. Özetle sayın Çakar "Futbol maçlarında prezervatif reklamı görmek istemiyorum.Karşılaşmalar gece saat 1'de olsa çocuk uyuyor deriz, ama insanlar bunu çocuğuyla izliyor. Kızımla maç izlerken pornografik reklamlar benim onuruma dokunuyor. Ne demek yani hazzı aynı anda yaşayın. Bir doktor olarak gençlerimizin bu konuda bilinçlenmesini doğru buluyorum. Lakin bir markanın bu şekilde reklamının verilmesinden rahatsızım. LİG TV'ye sesleniyorum. Hanımlarıyla evde maçı izleyenler varken prezervatif reklamı yayınlanmasına karşıyım. Maç gece 12'den sonra olursa bişey demem" şeklinde yansıyan ifadeleri yer almıştır.
Çocukların televizyon karşısında özel olarak korunmasına ilişkin uluslararası alanda bir çok düzenlemeye rastlamak mümkündür. Türkiye’den 'Reklam Özdenetim Kurulu'nun (RÖK) da üyesi olduğu 'Avrupa Reklamcılık Standartları Birliği'nin (The European Advertising Standards Alliance (EASA)) benimsediği ve üyelerine tavsiye ettiği 'Konsolide Edilmiş Uluslararası Ticaret Odası (The International Chamber of Commerce (ICC)) Reklam ve Pazarlama İletişimi Uygulamaları Kodu'nun çocuklar ve gençlerle ilgili 18. Maddesi, konuya ilişkin;
“Çocuklar ve gençler için uygun olmayan ürünlerin iletişimleri, bu hedef kitleye yönelik olan mecralarda yayınlanmamalıdır. Çocuklara ve gençlere yönelik ürünlerin reklamları ise, içerik olarak bu hedef kitleye uygun olmayan mecralarda yayınlanmamalıdır.”
ifadelerine yer verilmektedir.
(http://www.rok.org.tr/urue.html#5_18,http://www.easa-alliance.org/page.aspx/96, http://www.iccwbo.org/uploadedFiles/ICC/policy/marketing/Statements/330%20Final%20version%20of%20the%20Consolidated%20Code%20with%20covers.pdf)
Konuya ilişkin en somut örneklerden birisini ise; İngiltere’deki reklam kodları ihtiva etmektedir. Söz konusu ülkedeki reklamcılık standartlarını tayin eden bu kodlar, yetkili otorite 'Reklam Standartları Otoritesi' (Advertising Standards Authority (ASA) kararlarını uygulamakla yükümlü bulunan reklamcılar, reklam ajansları ve medya sahiplerinin katkılarıyla hazırlanmıştır. Radyo ve televizyon yayıncılığı alanlarından ise 'Reklam Standartları Otoritesi'ne bağlı 'Reklam Uygulamaları Yayın Komitesi' (Broadcast Committee of Advertising Practice (BCAP)) sorumludur. 1 Eylül 2010 tarihinde yürürlüğe giren 'Reklam Yayınları Kanunu'nun (UK Code of Broadcast Advertising (BCAP Code) 32 numaralı 'Reklamların Zamanlaması' (Scheduling) adlı bölümünün 6. Maddesi;
“32.6. Çocuklara, özellikle 10 yaşının altında olanlara yönelik hazırlanmış ya da bu yaş grubunun ilgisini çekmesi muhtemel programların içinde veya yakınında aşağıdaki ürünlerin reklamı yapılamaz:
32.6.1. Hijyenik Kadın Bağı Ürünleri
32.6.2. Kondom”
ifadeleriyle konuya açıklık getirmektedir.
(http://www.cap.org.uk/The-Codes/BCAP-Code/BCAP-Code-Item.aspx?q=Test_Scheduling+Rules_32+Scheduling_Rules_Other+Television+Scheduling+or+Timing+Restrictions+Children )
Tarafımızca yukarıda ileri sürülen gerekçelerden bahis, söz konusu ticari iletişim ürününün televizyonlarda yayınlanmaması görüşü ifade edilmemektedir. Ancak bu tür cinsel içerikli bir ürünün genel izleyici kitlesine hitap edecek şekil ve zamanda yayınlanmasının sakıncası ifade edilmeye çalışılmıştır. Öyle ki bu veya diğer cinsel içerikli ürünlerin ticari iletişimi çocukların ekran başında olmayacağı korumalı saatler diye ifade ettiğimiz saat dilimlerinde yapılmalıdır.
Sonuç olarak;Lig TV logosu ile yayın yapmakta olan medya hizmet sağlayıcı kuruluş yukarıda bahsedilen yayını ile 6112 Sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun'un ticari iletişim yayınlarının genel esaslarını düzenleyen 9. maddesinin 6. fıkrasının (ç) bendinde yer alan "Çocukların fiziksel, zihinsel veya ahlakî gelişimine zarar vermemek..."hükümlerini ihlal ettiği kanaatine varılmıştır.” Şeklindeki değerlendirmelere yer verilmiş olduğu,
Yayın kuruluşunun; söz konusu yayın ile 6112 sayılı Kanunun 9. maddesinin 6. fıkrasının (ç) bendini ihlal ettiği kanaatinin Daire Başkanlığınca belirtildiği,
Konu hakkında karar alınmasını teminen yazının Üst Kurula havale edildiği, anlaşılmaktadır.
Gerekçe :Konunun; İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nın yazısı, eki belgeler ve ilgili mevzuat kapsamında Üst Kurulumuzca yapılan değerlendirmesi neticesinde;
Söz konusu yayına ait deşifre kayıtlarının ve video görüntülerinin tetkikinde; ayrıntılarına mezkur rapor içeriğinde (yukarıda) yer verilen, yetişkin izleyici kitlesini ilgilendiren cinsel içerikli bir ürünün tanıtımına maç yayını sırasında, çocuk ve genç izleyicilerin de ekran karşısında olabileceği bir saatte yer verildiği anlaşılmakla, mezkur yayında 6112 sayılı Kanun’un 9’uncu maddesinin altıncı fıkrasının (ç) bendinin ihlal edildiği sabit görülmüştür.
Anılan kuruluşa 01.12.2013 tarihli yayını nedeniyle evvelce 02.01.2014 tarih ve 2014/01 sayılı toplantısında alınan 115 nolu Üst Kurul Kararıyla 6112 Sayılı Kanunun 9 uncu maddesinin altıncı fıkrasının (ç) bendi uyarınca uyarı yaptırımı uygulandığı Üst Kurul kayıtlarından anlaşılmakla, 6112 sayılı Kanunun 9 uncu maddesinin altıncı fıkrasının (ç) bendinin tekraren ihlali nedeniyle, Kanunun 32 nci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca, anılan Yayın Kuruluşu hakkında “İdari Para Cezası” yaptırımının uygulanması gerektiği kanaatine varılmıştır.
Karar : Yapılan görüşmeler sonucunda, ayrıntıları ve gerekçeleri yukarıda izah olunduğu üzere; LİG TV logosuyla yayın yapan PLUTON TELEVİZYON YAYINCILIK A.Ş. unvanlı kuruluş hakkında; 6112 sayılı Kanun'un 9 uncu maddesinin altıncı fıkrasının (ç) bendindeki; “Ticari iletişim...Çocukların fiziksel, zihinsel veya ahlakî gelişimine zarar vermemek.... zorundadır.” hükmünün tekraren ihlali nedeniyle, 32 nci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca;
1-İhlalin tespit edildiği tarihi itibariyle kuruluşun Ağustos 2014 ayına ait ticari iletişim gelir beyanının 1.653.207,91 Türk Lirası olduğu değerlendirilerek, yüzde bir oranı 16.532,00 TL. İDARİ PARA CEZASI UYGULANMASINA,
2- İdari para cezasının tebliğ tarihinden itibaren bir ay içerisinde Üst Kurulun T.C. Ziraat Bankası Ankara Kamu Girişimci Şubesi TR98 0001 0025 3300 9999 9951 93 no’lu hesabına “6112 sayılı kanunun 32 nci maddesine göre ödenen para cezasıdır” şerhiyle ödenmesi gerektiği veya 6112 sayılı kanunun 32 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası uyarınca tebliğden itibaren en geç onbeş gün içerisinde Ankara İdare Mahkemelerinde dava açılabileceğinin, dava açma süresi içerisinde peşin ödeme yapılması halinde, 5326 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin altıncı fıkrası uyarınca cezanın dörtte üçünün tahsil edileceğinin ve taksitlendirme talebinde bulunabileceğinin, peşin ödemenin kanun yoluna müracaat hakkını engellemeyeceğinin, en geç 1 aylık süre içerisinde ödenmeyen idari para cezasının, 21/7/1953 tarihli ve 6183 Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil edilmek üzere Maliye Bakanlığınca belirlenecek tahsil dairesine gönderileceğinin bildirilmesine,
Oy birliği ile karar verildi.