İnceleme ve Değerlendirme : İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nın 28.05.2014 tarihli ve 1285 sayılı yazısı ve eklerinin incelenmesi sonucunda;
Bahse konu yayına ilişkin Uzman Raporunda;
“Halk Tv logosu ile yayın yapmakta olan Halk Radyo ve Televizyon Yayıncılık A.Ş. ticari ünvanlı yayın kuruluşunda, hafta içi Cuma akşamları saat 22.00'da Eren ERDEM ile Ayşe ACAR'ın sunduğu ve gündemin değerlendirildiği "Ezber Bozanlar" adlı bir sohbet programı yayınlanmıştır. Programın 25.04.2014 Cuma günü saat 22.12'de yayınlanan bölümüne Mustafa ALTIOKLAR konuk olarak katılmışlardır.
Programdan iki gün önce konuk Mustafa ALTIOKLAR'ın başka bir televizyon kanalında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile ilgili olarak söylediği "...Narsistik kişilik bozukluğu. Başbakanın psikolojik teşhisi. Doktor olarak söylüyorum. Narsistik kişilik bozukluğu. Geriye adım atamaz... Yapacak hiçbir şey yok. Rapor vermek lazım. 46. 46'ya girer." sözleri hakkında konuşulmaya başlanmıştır. 2004 tarihinden önce Türk Ceza Kanunu'nda "akli dengesi yerinde olmayanların cezai ehliyeti yoktur." hükmünü barındırdığı için halk arasında deli raporu olarak bilinmekte olduğundan 46 sayısı gayri resmi olarak "akıl sağlığı yerinde olmayan, deli olan"lar için kullanılmaktadır.
Sunucu Eren ERDEM'in Başbakan hakkında söylediği sözler kasdedilerek Mustafa ALTIOKLAR'a hitaben "Sizin çıkışınız. Aslında sizin çıkışınız demeyelim. Siz tıbbi bir tahlil yaptınız. Ben algıladığım yerden söyleyeyim. Siz tıbbi bir tahlil yaptınız. Yapmış olduğunuz tahlil büyük bir rahatsızlık oluşturdu bazı çevrelerde. Hem bu rahatsızlığı hem de bu tahlili değerlendirmenizi isteyeceğim sizden. Ne düşünüyorsunuz şu süreçte?" sözleriyle başlayan programda konuk ALTIOKLAR daha önceki sözlerinin benzeri olarak Başbakan'ın sağlıksız bir ruh hali içerisinde olduğunu vurgulamıştır.
İlgi yazı gereği yapılan incelemede Sunucular Eren ERDEM, Ayşe ACAR ve konuk Mustafa ALTIOKLAR'ın Başbakan hakkında söylediği eleştiri sınırlarını aştığı düşünülen ifadelerin deşifresi aşağıda yer almaktadır.
Saat 22.18'de Mustafa ALTIOKLAR'ın Başbakan'ın sağlıksız bir ruh hali içinde olduğunu ve sağlıklı kararlar alamayacağını vurguladığı ifadeleri şu şekildedir: "76 milyon insanın yaşamından, geçmişinden ve geleceğinden sorumlu bir mevkide oturan yani, Türkiye'nin en erk, en üst düzey erk koltuğunda oturan bir yöneticinin içinde bulunduğumuz günlerde psikolojik olarak doğru bir düzgün bir, bu ülkeyi yönetebilme kapasitesine haiz sağlıklı bir düşünce sistemi içinde bulunmadığına dair bir gözlemim var. Sen nesin ki böyle bir gözlemde bulunuyosun sorusunu soranlara üç tane cevabım var. Bir vatandaşım. Kendimden, bugünümden, yarınımdan, çoluğumdan, çocuğumdan, doğacak torunlarımdan ve bu birinci çemberin dışındaki yakınlarımdan, ikinci çemberdeki dostlarım, ahbaplarım, arkadaşlarımdan üçüncü çemberdeki Türkiye Cumhuriyeti sınırları içindeki yaşamakta olan bütün yurttaşlarımdan, dördüncü çemberde de bütün dünyayla ilgili endişeler taşıyorum. Çünkü sağlıksız bir ruh hali, sağlıksız kararlara, sağlıksız kararlar da tüm toplumu tüm dünyayı çok rahatlıkla kaosa sürükler."(klip-başbakan-sağlıksızruhhali)
Saat 22.27'de Mustafa ALTIOKLAR'ın Başbakan'a halk arasında 46 raporu olarak bilinen akıl sağlığı yerinde değil yani deli raporu verilmesi gerekliliğini vurguladığı ve Osmanlı'da da örneği olduğu gibi akıl sağlığı yerinde olmayan kişilerin hekim raporuyla iktidardan uzaklaştırıldığını anlattığı ifadeleri şu şekildedir: "Hekim, yurttaş ve yönetmen olarak söyleyeceklerimi söyleyeyim... Yurttaş olarak bi kere endişem var yani.Başbakanımızın zihinsel sağlığı konusunda endişem var. Şimdi 46ymış. 32ymiş. yok 46 kalkmış. Artık öyle bişey yokmuş. Bunları geçelim. Türk mizah antolojisine 46 diye bir rakam olarak bu geçmiştir. Bu mizahi bir antolojidir. Orda 46 diye geçer bu. Burdan söylenen şudur aslında yeri geldi Osmanlıdan dem vuralım. 1. Mustafa'nın tahtı ve Osmanlı'yı sevk ve idare edemeyeceğine dair hekim raporu, saray hekimlerinin ortak raporu vardır ve 1. Mustafa tahttan indirilir... Bizim kendi tarihimizde birincisi odur, taht değişimi akıl sağlığını kaybetmesi nedeniyle. Bir diğeri de 1. İbrahim'dir. İbrahim de aynı şekilde akıl sağlığı bu ülkeyi yönetemiyor denilerek yine hekimlerin raporuyla indirilmiştir."(klip-başbakan-46lık)
Saat 22:34'te Mustafa ALTIOKLAR'ın Psikiyatri hekimi olmamasına rağmen hekim olarak teşhis koyabileceğini söylemesinin ardından Başbakan'da narsistik kişilik bozukluğu olduğunu söylemesi ve bunu kanıtlamak amaçlı sunucularla birlikte hastalığın semptomlarını sayıp Başbakan'a uyduğunu iddia ettikleri ifadeler şu şekildedir: "Bizim sözünü ettiğimiz bu Narsistik Kişilik Bozukluğuyla tamamen uyuşan ve onun semptomlarına da uyan bir davranış biçimi. Devlet benim demeye başlıyor. Benim düşüncemden başka devlet anlayışı geçersizdir demeye başlıyor. Narsistik Kişilik Bozukluğunun en tipik dokuz tane şeyi vardır maddesi vardır. Bunlardan beşi varsa o kişiye Narsistik Kişilik Bozukluğu tanısını önden koyabilirsiniz...
Eren ERDEM: Erdoğan için bu tanıyı koyabiliyor muyuz?
Mustafa ALTIOKLAR: İstersen şimdi sayayım şimdi. Hep beraber bir konsültasyon yapalım...
Eren ERDEM: Tedavisi var mı bu arada bunun.
Mustafa ALTIOKLAR: Yok. Narsistik Kişilik Bozukluğunun tedavisi yok.
Ayşe ACAR: Nasıl yok.
Eren ERDEM: Yani terapiye falan..
Mustafa ALTIOKAR: Narsistik Kişilik Bozukluğu varolan doğuştan onunla beraber olan kişiliğinden başka bir de yapay kişilik geliştirir. O geliştirdiği yapay kişiliktir esas problem olan... Başbakan aslında çok iyi kalpli bir adam yani kişiliğine baktığımız zaman... Ama fiillerinde bir iyilik yok. çünkü bütün iyiliklerin kendi üzerinde toplanmış olduğunu zannediyor. Kendinden başka bir durumun iyi olduğunu iddia eden birisini düşman ilan ediyor. bu da Narsistik Kişilik Bozukluğu özelliğindendir. Okuyum mu birer cümle. Mesela kendinin vazgeçilmez eşi bulunmaz olduğunu düşünür ve bunun onayını bekler. Vazgeçilmez olduğunun tasdikini bekler. Bunun %46 tarafından değil, %100 tarafından tasdik edilmesini bekler."(klip-Narsistik kişilik bozukluğu)
Saat 22:43'te sunucuların Başbakan'ı Firavun, Karun ve Belam üçlüsüne, 3 şeytana benzettikleri konuşmalar şu şekildedir: "Eren ERDEM: Gerçekten de Başbakanın Kur'an-ı Kerim'de bir karşılığı vardır. Yani Başbakan'ın davranışlarının Kur'an'da bir karşılığı var. Bu karşılık nedir söyleyeyim. Kasas Suresi'ndeki Firavun kıssasıdır.İlla bizim Başbakan'ın davranış modelini ya da kişiliğini Kur'an'a onaylatacaksak O'nun davranış modeli ve kişiliği Kur'an'da Kasas Suresi'ndeki Firavun kıssasına denk gelir. Firavun'un tanzim ettiği davranışların O'nda tecelli ettiğini görüyoruz.Fakat Allah'ın sıfatlarının tecelli ettiği bir varlık olarak tanımlanıyor bazı milletvekilleri tarafından.
Ayşe ACAR:Sadece Firavun da değil aslında Karun ve Belam da gözüküyor O'nda. Yani o üçlü üç şeytan gözüküyor gerçekten.
Eren ERDEM: Tabi. 3 şeytan. 3ünün farklı vasıfları var zaten. Sermayeyi temsil eder Karun. Belam dini otoriteyi temsil eder. Firavun siyasi otoriteyi temsil eder.
Ayşe ACAR:3ünü de aslında kendinde taşıyor."(klip-3 şeytan-firavun)”
Şeklinde değerlendirmelere yer verilmiş olduğu,
Halk TV Yayın Kuruluşu'nun yaptığı bu yayınlar ile 6112 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi hükmünü ihlal ettiği kanaatinin Daire Başkanlığınca belirtildiği,
Konu hakkında karar alınmasını teminen yazının Üst Kurula havale edildiği, anlaşılmaktadır.
Gerekçe :Konunun; İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nınyazısı, eki belgeler ve ilgili mevzuat kapsamında Üst Kurulumuzca değerlendirilmesi neticesinde;
Söz konusu yayına ait deşifre kayıtlarının ve video görüntülerinin tetkiki sonucunda; “Ezber Bozanlar” adlı programda, sunucular Eren ERDEM, Ayşe ACAR ve konuk Mustafa ALTIOKLAR’ın Başbakan Erdoğan'a eleştiri sınırlarının ötesinde küçük düşürücü ve aşağılayıcı ifadeler kullanıldığı görülmüştür. Psikiyatri uzmanı olmayan Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Doktoru olan ALTIOKLAR, bir psikiyatr uzmanı gibi Başbakan Erdoğan'a Narsistik Kişilik Bozukluğu teşhisi koymuş, bunun hakkında analizler yapmış, bununla da kalmayıp 46 ifadesini kullanarak "akıl sağlığı yerinde değil, deli" olduğunu ifade etmiştir. Sunucular da psikolojik rahatsızlıklara ek olarak Başbakan Erdoğan'ı Firavun, Karun, Belam, 3 şeytana benzetmişlerdir. Bu haliyle programdaki sarf edilen ifadelerin, eleştiri sınırları ötesinde, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı toplum nezdinde küçük düşürücü bir nitelik taşıdığı açıktır. Bu nedenle mezkur yayında, 6112 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinin ihlal edildiği sabit görülmüştür.
Anılan kuruluşa 15.05.2013 tarihli yayını nedeniyle evvelce 22.05.2013 tarih ve 2013/32 sayılı toplantıda alınan 3 nolu Üst Kurul Kararıyla 6112 Sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi uyarınca uyarı yaptırımı uygulandığı Üst Kurul kayıtlarından anlaşılmıştır. Bu itibarla; 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinin tekraren ihlali nedeniyle, Kanunun 32 nci maddesinin ikinci fıkrasına göre “İdari Para Cezası” yaptırımının uygulanması gerektiği, kanaatine varılmıştır
Karar : Yapılan görüşmeler sonucunda, ayrıntıları ve gerekçeleri yukarıda izah olunduğu üzere; HALK TV logosuyla yayın yapan HALK RADYO VE TELEVİZYON YAYINCILIK A.Ş. unvanlı kuruluş hakkında; 6112 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendindeki; “…kişi ya da kuruluşları eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü, aşağılayıcı veya iftira niteliğinde ifadeler içeremez.” hükmünü tekraren ihlali nedeniyle, aynı Kanunun 32 nci maddesinin ikinci fıkrasına göre;
1- İhlalin tespit edildiği tarihi itibariyle kuruluşun Mart 2014 ayına ait ticari iletişim gelir beyanının 167.210,83 Türk Lirası olduğu değerlendirilerek, televizyon kuruluşları için idari para cezası 10.000 (onbin) (2014 yılı için yeniden değerleme oranına göre belirlenen 12.353 -onikibinüçyüzelliüç -) Türk Lirasından az olamayacağından 12.353 TL. İDARİ PARA CEZASI UYGULANMASINA,
2- İdari para cezasının tebliğ tarihinden itibaren bir ay içerisinde Üst Kurulun T.C. Ziraat Bankası Bilkent Şubesi, Ankara TR 84000 100 1762 00 999999-5001 no’lu hesabına “6112 sayılı kanunun 32 nci maddesine göre ödenen para cezasıdır” şerhiyle ödenmesi gerektiği veya 6112 sayılı kanunun 32 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası uyarınca tebliğden itibaren en geç onbeş gün içerisinde Ankara İdare Mahkemelerinde dava açılabileceğinin, dava açma süresi içerisinde peşin ödeme yapılması halinde, 5326 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin altıncı fıkrası uyarınca cezanın dörtte üçünün tahsil edileceğinin ve taksitlendirme talebinde bulunabileceğinin, peşin ödemenin kanun yoluna müracaat hakkını engellemeyeceğinin, en geç 1 aylık süre içerisinde ödenmeyen idari para cezasının, 21/7/1953 tarihli ve 6183 Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil edilmek üzere Maliye Bakanlığınca belirlenecek tahsil dairesine gönderileceğinin bildirilmesine,
Üst Kurul Üyeleri Süleyman DEMİRKAN ve Ali ÖZTUNÇ’un karşı oylarıyla, oy çokluğu ile karar verildi.