İnceleme ve Değerlendirme : İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nın 28.05.2014 tarihli ve 1281 sayılı yazısı ve eklerinin incelenmesi sonucunda;
Bahse konu yayına ilişkin Uzman Raporunda;
“Halk TV logosu ile yayın hizmet vermekte olan medya hizmet sağlayıcı kuruluş, yukarıda künyesi verilen söz/yorum programını Pazar günleri izleyicilerine sunmaktadır. Söz konusu programın sunucu ve moderatörlüğünü Eski Bakan Yaşar OKUYAN'ın yaptığı, yine Eski Bakanlardan olan Agah Oktay GÜNER ve Hasan Fehmi GÜNEŞ'in programın daimi konuk ve yorumcusu olarak haftanın konu ya da temasına ilişkin yorum, düşünce ve görüşlerini kamuoyu ile paylaştıkları görülmüştür. Bahsi geçen programa ilişkin yapılan inceleme ve değerlendirme sonrasında elde edilen bulgular ve bu bulgular ışığında oluşan kanaat aşağıda ifade edilmiştir.
Rapora konu programın 25 Mayıs 2014 tarihinde ekrana getirilen kısmında sunucu ve yorumcuların Manisa ilinin Soma ilçesinde meydana gelen maden kazasına ilişkin görüş, düşünce ve yorumlarını kamuoyu ile paylaştıkları görülmüştür. Program akışı içinde kamu elitlerine ya da maden kazasıyla ilişkisi olduğu düşünülen sermaye sahiplerine ilişkin eleştiriler yapılmış, Klip1'de de görüleceği gibi Hasan Fehmi GÜNEŞ adlı yorumcunun maden sahibine ilişkin olarak"şerefsiz"şeklinde bir ifade kullandığı tespit edilmiştir. Benzer Biçimde Klip2'de de program sunucusu Yaşar OKUYAN Kızılay Örgütü İstanbul Şube Başkanı olan İlhami YILDIRIM isimli kişinin sosyal medya üzerinden paylaşmış olduğu ifadeleri okumuş; söz konusu ifadelerde yer yer geçen"şerefsiz"ifadesini kendisi de okuyarak tekrar etmiş bunun yanında"lan, ulan, şerefsiz, eşşek"gibi başkaca argo nitelikli sözleri de sarf ettiği izlenmiştir. Programın devamında ise Agah Oktay GÜNER isimli diğer bir yorumcunun Klip3'te de görülebileceği gibi İlhami YILMDIRIM isimli kişiyi, Neyzen Tevfik'ten bir ifade alıntılayarak eleştireceğini ifade ettiği ve"Baban senin hamurunu necasetle yoğurmuş, Anan seni sıçacakken yanlışlıkla doğurmuş."şeklindeki sözleri sarf ettiği tespit edilmiştir. Bu tespitlerin yanı sıra konuya ilişkin RTÜK İletişim merkezine izleyici bildirimleri ulaşmış, programda sarf edilen ifadelerle ilgili izleyicilerin şikâyetçi oldukları görülmüştür. Bilindiği gibi gündelik yaşamda medya hemen herkesin yöneldiği bir mecra olarak, düşünceleri, tüketim ve kullanım alışkanlıklarını etkileyebilen bir gücü de bünyesinde barındırmaktadır. Benzer biçimde dil öğrenimi, dilin doğru kullanımı gibi konularda da medyanın etkisi olduğunu ifade etmek mümkündür. Dil kullanımı ve kullanım kalıplarını öğretici ve aktarıcı niteliği de bulunan medyada kullanılan dil formunun özellikle genç bireyleri etkileyebildiği düşünülmektedir. Bu çerçevede birçok gençlik dizisi ya da benzer nitelikteki yapımda rol model olarak kabul gören kimselerce kullanılan argo ve bozuk dilin gençlere sirayet ettiği, konuşma ve dil kullanım kalıplarını dramatik biçimde değiştirdiği yönünde öğretmen ve ebeveyn şikâyetlerinin bulunduğu görülmektedir. Bu gerçek de dikkate alındığında, medyada yer alan sunucuların, yorumcuların, programcı ve kamera önünde bulunanların dilin doğru ve güzel kullanımı hususunu da dikkate alması bir gereklilik olarak ortaya çıkmaktadır. Bu çerçevede Türkiye Cumhuriyeti hükumetlerinde bakanlık yapmış belli kültür ve eğitim düzeyinde bulunan kimselerin dil kullanım biçimlerinin izleyicilere örnek teşkil etmesi ihtimal dâhilinde bulunmaktadır. Bu gerekçelerle medyada dil kullanımına özen gösterilmesinin, dilin doğru ve düzgün bir biçimde argondan arındırılmış olarak kullanılmasının, kültürün bir parçası olan dilin yine günümüzde kültür aktarıcılarından biri olarak kabul gören televizyon aracılığı ile yeni nesillere daha doğru ve güzel biçimde aktarılmasına imkân ve zemin sağlayabileceği düşünülmektedir. Yasa koyucunun dilin doğru, düzgün ve argodan arındırılmış bir biçimde kullanılması gerektiği yönündeki iradesi de dikkate alındığında programda sarf edilen,"şerefsiz, lan, ulan, eşşek, sıçmış"gibi ifadelerle medya hizmet sağlayıcının bu yaklaşıma aykırı davrandığı değerlendirilmiştir.”
Şeklindeki değerlendirmelere yer verilmiş olduğu,
Yayın Kuruluşu’nun bu yayını nedeniyle 6112 sayılı Kanun’un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (m) bendi hükmünü ihlal ettiği, kanaatinin Daire Başkanlığınca belirtildiği,
Konu hakkında karar alınmasını teminen yazının Üst Kurula havale edildiği, anlaşılmaktadır.
Gerekçe : Konunun; İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nın yazısı, eki belgeler ve ilgili mevzuat kapsamında Üst Kurulumuzca değerlendirilmesi neticesinde;
Söz konusu yayına ait deşifre kayıtlarının ve video görüntülerinin tetkikinde; anılan programda çok sayıda kaba ve argo (şerefsiz, lan, ulan, eşşek, sıçmış gibi) ifadenin kullanıldığı anlaşılmakla, 6112 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (m) bendi hükmünün ihlal edildiği sabit görülmüştür.
Yayıncı kuruluşa 22.06.2013 tarihli yayını nedeniyle evvelce 06.08.2013 tarih ve 2013/46 sayılı toplantıda alınan 25 nolu Üst Kurul Kararıyla 6112 Sayılı Kanunun 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (m) bendi uyarınca uyarı yaptırımı uygulandığı Üst Kurul kayıtlarından anlaşılmıştır.
Bu itibarla, Kanunun 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (m) bendinin tekraren ihlali nedeniyle, Kanunun 32 nci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca, anılan Yayın Kuruluşu hakkında “İdari Para Cezası” yaptırımının uygulanması gerektiği, kanaatine varılmıştır.
Karar : Yapılan görüşmeler sonucunda, ayrıntıları ve gerekçeleri yukarıda izah olunduğu üzere; HALK TV logosuyla yayın yapan “HALK RADYO VE TELEVİZYON YAYINCILIK A.Ş.” unvanlı kuruluş hakkında; 6112 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (m) bendinde yer alan; “Türkçenin, özellikleri ve kuralları bozulmadan doğru güzel ve anlaşılır şekilde kullanılmasını sağlamak zorundadır; dilin düzeysiz, kaba ve argo kullanımına yer verilemez.” hükmünün tekraren ihlali nedeniyle, aynı Kanunun 32 nci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca;
1- İhlalin tespit edildiği tarihi itibariyle kuruluşun Nisan 2014 ayına ait ticari iletişim gelir beyanının 242.052,54 Türk Lirası olduğu değerlendirilerek, televizyon kuruluşları için idari para cezası 10.000 (onbin) (2014 yılı için yeniden değerleme oranına göre belirlenen 12.353 -onikibinüçyüzelliüç -) Türk Lirasından az olamayacağından 12.353 TL. İDARİ PARA CEZASI UYGULANMASINA,
2- İdari para cezasının tebliğ tarihinden itibaren bir ay içerisinde Üst Kurulun T.C. Ziraat Bankası Bilkent Şubesi, Ankara TR 84000 100 1762 00 999999-5001 no’lu hesabına “6112 sayılı kanunun 32 nci maddesine göre ödenen para cezasıdır” şerhiyle ödenmesi gerektiği veya 6112 sayılı kanunun 32 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası uyarınca tebliğden itibaren en geç onbeş gün içerisinde Ankara İdare Mahkemelerinde dava açılabileceğinin, dava açma süresi içerisinde peşin ödeme yapılması halinde, 5326 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin altıncı fıkrası uyarınca cezanın dörtte üçünün tahsil edileceğinin ve taksitlendirme talebinde bulunabileceğinin, peşin ödemenin kanun yoluna müracaat hakkını engellemeyeceğinin, en geç 1 aylık süre içerisinde ödenmeyen idari para cezasının, 21/7/1953 tarihli ve 6183 Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil edilmek üzere Maliye Bakanlığınca belirlenecek tahsil dairesine gönderileceğinin bildirilmesine,
Üst Kurul Üyeleri Esat ÇIPLAK, Süleyman DEMİRKAN, Ali ÖZTUNÇ ve Ahmet YILDIRIM’ın karşı oyları, oy çokluğu ile karar verildi.