“Erkan Tan İle Tartışalım” Adlı Program.
İnceleme ve Değerlendirme : İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nın 16.10.2015 tarihli ve 1585 sayılı yazısı ve eklerinin incelenmesi sonucunda;
Bahse konu yayına ilişkin Uzman Raporunda;
“02.09.2015 tarih ve 27673 no'lu evrak ile gelen Fetullah GÜLEN vekili Av. Nurullah ALBAYRAK'ın şikayet dilekçesinde, Beyaz TV yayın kuruluşu tarafından 18.08.2015 tarihinde saat 22.30'da yayımlanan "Erkan Tan ile Tartışalım" adlı programda;
"- Paralel ihanet çetesi terörden beslenmek istiyor ve besleniyor.
- Paralel ihanet çetesi bu ülkeyi güçsüzleştirecek tüm olayların merkezindedir.
- Paralel ihanet çetesi artı PKK artı Daeş aynı aklın ürünüdür.
- Bu üç örgütün de, terör örgütünün de stratejik hedefi Türkiye'nin geldiği noktayı geriletmektir.
- Paralel yapı ülkenin terör karşısındaki kararlılığını eritebilmek ve esnetebilmek için bir büyük gayretin içerisindedir.
- Daha ileri bir şey söyleyeyim size: Paralel ihanet örgütü ve PKK'nın bir kanadı Türkiye'yi siyaseten istikrarsızlaştırarak siyaseti yönetemez hale getirip Türkiye'de darbe şakşakçılığı yapmaktadır.
- Paralel ihanet çetesi algı operasyonu ve harp taktikleri ile algıyı yönetmeye çalışıyor. PKK ile bir aşındırma operasyonunun peşindeler.
- Paralel ihanet çetesinin genel yayın yönetmeni ile Kandil terör örgütünün Türkiye'de siyasi uzantısının önemli isimlerinden birisi kapı aralarında buluşmadılar mı?
- 7 Haziran'dan önce paralel ihanet çetesinin tüm medya organları bahsedilen terör örgütünün siyasi kanadını destekleyen yayınlar yapmıyor mu? Kol kola değiller mi? İttifak halinde değiller mi? Orda burda görüşmüyorlar mı?
- ("PKK Paralel el ele" KJ'si ile) terör örgütüne çözüm sürecini sabote ettirdiler tekrar silaha dön dediler.
- Siyasi kanatta da 7 Haziran'da HDP'yi destekleyerek paralel ihanet çetesi sandıklar ortada doğudaki birtakım polis lojmanlarında bazı paralel ihanet çetesinin mensuplarının olduğu sandıklarda çıkan oylar ortada.
- Karadeniz'de HDP'ye neler çıkar sorarım size, hayır bu oylar paralelin kullandığı oylar şimdi sandık üzerinden HDP'yi destekleyerek AKP'ye karşı sayın Erdoğan'a karşı operasyonu yönettiler, terör örgütünün de önünü açarak ona lojistik destek sağlayarak sokakları hareketlendirip azdırarak Türkiye'de siyaseti yönetemez hale getirmek istiyorlar.
- Dini duyarlılığı var diye tarif ettiği o aklın arka planı bir casusluk şebekesidir. Bir haşhaşi örgüttür. Bu örgütün asli vazifesi İslamın içeriğini yok etmek küresel statükonun uygun bir din anlayışı, küresel sermayenin vatan millet tanımaz sınır tanımaz bir din anlayışı, İslamın özünü yok ederek içeriksiz bir din anlayışı ile bir dindar tipi tarif edip o tarif ettiği tipler üzerinden o casusluk şebekesi ile Türk devleti karşı karşıya.
- Açsınlar baksınlar o yayın organlarına o gazetelere neredeyse terör örgütünü alkışlayacaklar. Nerdeyse terör örgütü mensuplarını mazlum ve masum gösterebilmek için makyaj malzemesi kalmamış ortada. Kim satın almış bu makyaj malzemelerini? Terör örgütünü Türkiye'de milletin çocuklarına saldırıp hanımının yanında kötülükler yapan bu terör örgütünü makyajlamak için yayın organları piyasadaki bütün makyaj malzemelerini toplamış. Sırf o terör örgütü mensuplarını makyajlayıp masumlaştırabilmek için.
- Sorarım o arkadaşa İsrail'in Filistin'e saldırılarında gıkı çıkmayan bu terör örgütüne Pensilvanya'da başı ile ile ilgili ne düşünüyor.
- Mısır'daki Sisi'nin katliamlarına sesi çıkmayan Pensilvanya'daki şahıs terör örgütünün lideri ile ilgili hangi dini duyarlılığı ona emretmiş de bir cümle söylemiş.
- Çok net söylüyorum: Fetullah terör örgütü, Daeş, PKK, Kandil aynı akıl tarafından yönetilmektedir. Her üç örgütün de stratejik hedefi Türkiye'yi aşındırmaktır. Türk siyasetini yönetemez hale getirmek için ve bu coğrafyanın tekrar şekillenmesinde Türkiye'yi oyunun dışında bırakmak için birer taşeron hareketlerdir.
- Paralel ihanet çetesinin eli kanlıdır. HDP'ye oy toplayan, oy veren ablaları ile abileri ile ihanet çetesinin imamları elleri kanlıdır.
- Binbaşı Aslan'ın kanı paralel ihanet çetesinin HDP oy verenlerin eline değmiştir. Ve biliyorum ki paralel ihanet çetesinin tabanındaki masum insanlar şu anda masum, bu gerçeklerin farkında olmayan insanlar.
- Paralel ihanet çetesi Fetullah terör örgütünün mensuplarının eli kanlıdır. 7 Haziran'da akan kan da paralel yapının eline değmiştir.
- Paralel ihanet çetesi çözüm sürecinin bitmesi için zaten 5 yıldır 6 yıldır büyük bir mücadele veriyor.
- Paralel ihanet çetesi Türkiye'nin Ortadoğu'ya çıkmasını istemiyor. Türkiye'nin enerji bölgelerinde stratejik menfaatlerinin korunmasını istemiyor. Türkiye'nin Kuzey Irak Kürt Yönetimi ile kurduğu stabil ilişkileri istemiyor çünkü PKK ile paraleli kulağını tutarak bir araya getirdiler. Türkiye'ye karşı hareket ettirmek için.
- Önce gitsinler ellerini kandan temizlesinler.
- 7 Haziran'dan sonraki bütün şehitlerin kanları onların ellerindedir.
- Fetullah terör örgütüne zeytin dalı uzatan ve onunla ittifak halinde olan CHP mi?
- Türkiye'yi bir muhaberat devleti haline dönüştürmek isteyen bu yapıya boyun mu bükecek bu devlet?
- Niye bu terör örgütünün lideri Pensilvanya'da oturuyor?
- Niye bu terör örgütünün elemanları 17-25 Aralık'tan sonra Amerika'yı yurt edindiler? Paralarını oraya transfer ediyorlar, neden kaçıyorlar?
- Ermeni diasporası ile kol kola girip Türkiye düşmanlığını tahrik ediyorlar.
- Ermeni diasporasını tahrik edenler kim diye baksınlar bakalım.
- İş dünyasına ait şantajlara boyun mu bükecektik?
- İhanetin gerçek yüzünü gördüğümüz an devleti teslim edemezdik. Karşımızda bir casusluk örgütü var.
- Bu hareket Bediüzzaman'ı tasfiye etmek isteyen bir harekettir.
- Bediüzzaman'ın akımının kollarına girip kendilerini kriptolaştırıyor ve bu sayede devlet içinde varlıklarını sürdürüyorlar.
- Karşımızdaki bu yapı casusluk şebekesi.
- Bu hareket devleti ele geçirmek istiyor.
- Terör örgütünün mensupları risale-i nur hareketinin diğer kollarına sızarak onların içinde kriptolaştırarak kendilerini gizleyerek devletteki varlıklarını devam ettirmek istemektedirler. Üstad hazretlerini zaten tasfiye etmek istemekteler"şeklinde ifadelerin kullanıldığı iddia edilmiştir. Dilekçenin devamında;"Başvuruya konu programın yukarıda alıntı yapılan kısımlarından anlaşıldığı üzere konuşmacı, müvekkilim ve sevenleri hakkında 'Fetullah terör örgütü, Paralel ihanet çetesi' ifadesini kullanarak çeşitli suçlamalarda bulunmuş, onları hedef göstermiştir.Muhatap kanal ve konuşmacılar halkı gerçek bilgilerden haberdar etme amacı gütmemekte müvekkilim hakkında iftira niteliğinde iddialar ortaya atarak müvekkilimin kamuoyunda itibarını zedelemeyi ve kin ve nefretin odağı haline getirmeyi hedeflemektedir. Kanalın, yayınladığı çoğu programda ve konuşmacıların katıldıkları programlarda sözü bir şekilde müvekkilim ve sevenlerine getirmeleri de bu iddiamızı destekler mahiyettedir. Medyanın toplum üzerindeki etkileyici gücü göz önünde bulundurulduğunda söz konusu algı çalışmalarının, müvekkilimin kişilik haklarına yönelik zararının boyutu daha iyi anlaşılacaktır.Kaldı ki yargılama devam etmektedir. Konuşmacıların ifadeleri, yargıya intikal eden bir olayda olayın tek taraflı aktarılmasına, kişilerin kamuoyu nezdinde mahkum edilmesine neden olmaktadır. Bu durum 6112 sayılı Kanun'un 8/i'de belirtilen "Suçlu olduğu yargı kararı ile kesinleşmedikçe hiç kimse suçlu ilan edilemez veya suçluymuş gibi gösterilemez, yargıya intikal eden konularda yargılama süresince, haber niteliği dışında yargılama sürecini ve tarafsızlığını etkiler nitelikte olamaz.' hükmüne aykırılık teşkil etmektedir."
denilmiş ve söz konusu yayının, 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun'un "Yayın Hizmeti İlkeleri" başlıklı 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (b), (c), (ç), (e), (ı), (i) ve (k) bentlerine aykırı olduğu ve bu nedenle mezkur medya hizmet sağlayıcı kuruluş hakkında idari para cezası ile birlikte, idari tedbir kararı verilmesi istenmiştir.
Söz konusu yayına ilişkin tespitlerimiz şu şekildedir:
Beyaz TV yayın kuruluşu tarafından 18.08.2015 tarihinde saat 22.30'da yayımlanan ve sunuculuğunu Erkan TAN'ın yaptığı "Erkan Tan ile Tartışalım" adlı yorum programına katılan AK Parti İstanbul Milletvekili Metin KÜLÜNK, artan terör olayları, çözüm süreci, PKK, seçim sonuçları ve paralel yapı gibi, Türkiye'nin gündemindeki olayları kendi bakış açısı ile yorumlamıştır.Programın bir bölümünde, "Paralel İhanet Çetesi" olarak adlandırdığı bir yapıdan söz eden KÜLÜNK, bu yapının terörden beslendiğini ve Türkiye'yi güçsüzleştirmeye yönelik olarak yapılan bütün operasyonların merkezinde bu yapının bulunduğunu iddia etmiştir.Paralel İhanet Çetesi'nin, PKK ve DAEŞ ile aynı aklın ürünü olduğunu ifade eden KÜLÜNK, "terör örgütü" olarak nitelendirdiği bu üç örgütün de stratejik hedefinin, Türkiye'nin geldiği noktayı geriletmek ve devletin terör karşısındaki kararlılığını eritmek olduğunu belirtmiştir. KÜLÜNK, programın ilerleyen bölümlerinde, Türkiye'yi güçsüzleştirmeyi amaçladığını iddia ettiği yapıdan "Fetullah Terör Örgütü" olarak bahsetmeye başlamış ve"Çok net söylüyorum. Fetullah Terör Örgütü, DAEŞ, PKK, Kandil aynı akıl tarafından yönetilmektedir. Her üç örgütün de stratejik hedefi Türkiye'yi aşındırmaktır. Türk siyasetini yönetemez hale getirmek için ve bu coğrafyanın yeniden şekillenmesinde Türkiye'yi oyunun dışında bırakmak için birer taşeron hareketlerdir."şeklinde konuşmuştur (klip 1). Fetullah Terör Örgütü'nün mensuplarının elinin kanlı olduğunu söyleyen KÜLÜNK, Pensilvanya'da oturduğunu belirttiği terör örgütünün liderinin Türkiye'ye geri dönmesi gerektiğini de ifade etmiştir.
Doğal haklardan kabul edilen ifade hürriyeti, çoğulcu demokrasilerde, vazgeçilmez ve devredilmez bir niteliğe sahiptir. Öğretide değişik tanımlara rastlanmakla birlikte, genel bir kabulle ifade/düşünce hürriyeti, insanın özgürce fikirler edinebilme, edindiği fikir ve kanaatlerinden dolayı kınanmama, bunları meşru yöntemlerle dışa vurabilme imkan ve özgürlüğüdür. Demokrasinin "olmazsa olmaz şartı" olan ifade hürriyeti, birçok hak ve özgürlüğün temeli, kişisel ve toplumsal gelişmenin de kaynağıdır.
Toplumun ilerlemesi ve bireyin özgüveni için gerekli temel şartlardan birini teşkil eden ifade hürriyeti,sadece kabul gören, zararsız veya kayıtsızlık içeren bilgiler veya fikirler için değil aynı zamanda kırıcı, şok edici veya rahatsız edici olanlar için de geçerlidir.(Prof. Dr. D. Tezcan, Yard. Doç. M. R. Erdem, Yrd. Doç. O. Sancaktar, Türkiye'nin İnsan Hakları Sorunu, 2. Baskı, sf. 462)
"Paralel Yapı" tartışmaları, son dönemde Türkiye gündeminin başlıca konularından birisi olmuştur. Bu tartışmaların, söz konusu yapının yurt içi ve yurt dışındaki gizli veya açık faaliyetlerinin kamuoyu tarafından tüm yönleriyle bilinmesi açısından son derece yararlı olduğu ve bu bilgilerin kamunun yararına olduğu açıktır. Bu nedenle, mezkur yapılanma ile ilgili iddiaların gündeme getirilmesinde kamu yararının olduğu değerlendirilmiştir.
Yargıtay 18. Ceza Dairesi'nin 2015/7864 Esas ve 2015/1693 Karar sayılı kararında Fetullah GÜLEN hakkında,"Katılan her ne kadar siyasetçi değilse de,kendisinin ve lideri olduğu cemaatin gerçekleştirdiği söylem ve faaliyetler ile bunların topluma etkileri itibariyle ülkemizin son dönemdeki siyasi gündeminde ön sıralarda yer almış ve kamuya mal olmuş bir kişidir. AİHM kararlarına göre, kamuya mal olmuş kişilere yönelik açıklamalar ve eleştirilerde ifade özgürlüğü hakkını kullanan kişi daha geniş bir korumadan yararlanmaktadır." denilmektedir. Bu nedenle, Metin KÜLÜNK'ün, Fetullah GÜLEN ve onun lideri olduğu iddia edilen yapılanma hakkındaki sözlerinin ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiği düşünülmektedir.
Sonuç olarak, mezkur yayında, 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun'a herhangi bir aykırılık tespit edilmemiştir.”
Şeklindeki değerlendirmelere yer verilmiş olduğu,
Yayın Kuruluşu’nun bu yayını nedeniyle 6112 sayılı Kanun’un “Yayın Hizmeti İlkeleri” başlıklı 8 inci maddesinin ihlal edilmediği kanaatinin Daire Başkanlığınca belirtildiği,
Konu hakkında karar alınmasını teminen yazının Üst Kurula havale edildiği, anlaşılmaktadır.
Gerekçe : Konunun; İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nın yazısı, eki belgeler ve ilgili mevzuat kapsamında Üst Kurulumuzca değerlendirilmesi neticesinde;
Söz konusu yayına ait deşifre kayıtlarının ve video görüntülerinin tetkikinde; programda yansıtılan yorumların farklı bakış açılarının eleştirel olarak kamuoyuyla paylaşılmasının; toplumun bilgi edinme hakkının ve dolayısıyla ifade özgürlüğünün bir gereği olduğu kanaatine ulaşılmış ve 6112 Sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun'a aykırı bir husus olmadığı kanaatine varılmıştır.
Nitekim, Yargıtay 18. Ceza Dairesi'nin 2015/7864 Esas ve 2015/1693 Karar sayılı kararında; “Fetullah GÜLEN hakkında,"Katılan her ne kadar siyasetçi değilse de,kendisinin ve lideri olduğu cemaatin gerçekleştirdiği söylem ve faaliyetler ile bunların topluma etkileri itibariyle ülkemizin son dönemdeki siyasi gündeminde ön sıralarda yer almış ve kamuya mal olmuş bir kişidir. AİHM kararlarına göre, kamuya mal olmuş kişilere yönelik açıklamalar ve eleştirilerde ifade özgürlüğü hakkını kullanan kişi daha geniş bir korumadan yararlanmaktadır." denilmektedir. Bu nedenle, anılan yayındaki Metin KÜLÜNK'ün, Fetullah GÜLEN ve onun lideri olduğu iddia edilen yapılanma hakkındaki sözlerinin ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiği de açıktır.
Karar : Yapılan görüşmeler sonucunda, ayrıntıları ve gerekçeleri yukarıda izah olunduğu üzere; BEYAZ TV logosuyla yayın yapan KANAL BEYAZ TELEVİZYON RADYO YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. unvanlı kuruluş hakkında; bahse konu yayını nedeniyle, 6112 sayılı Kanun kapsamında herhangi bir İDARİ YAPTIRIM UYGULANMASINA YER OLMADIĞINA, Üst Kurul Üyeleri İsmet DEMİRDÖĞEN, Süleyman DEMİRKAN ve Ersin ÖNGEL’in karşı oylarıyla, oy çokluğu ile, karar verildi.
Toplantıya Ait Şerhler
Üst Kurulun 10.12.2015 gün ve 53 sayılı toplantıda aldığı 25 no.lu karara karşı oy yazısı.
Ersin ÖNGEL Şerhidir.
Üst Kurulun 10.12.2015 gün ve 53 sayılı toplantıda aldığı 25 no.lu karara karşı oy yazısı.
Süleyman DEMİRKAN Şerhidir.
Üst Kurulun 10.12.2015 gün ve 53 sayılı toplantıda aldığı 25 no.lu karara karşı oy yazısı.
İsmet DEMİRDÖĞEN Şerhidir.