İnceleme ve Değerlendirme : İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nın 02.11.2015 tarihli ve 1731 sayılı yazısı ve eklerinin incelenmesi sonucunda;
Bahse konu yayına ilişkin Uzman Raporunda;
“BEYAZ TV logosu ile yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşta 16.10.2015 tarihinde "Dinamit" isimli siyasi tartışma ve yorumların yer aldığı programda Latif Şimşek(moderatör), Rasim Ozan Kütahyalı(gazeteci, daimi yorumcu), Cem Küçük(gazeteci, daimi yorumcu) ve Çetin Soysal(Eski CHP Milletvekili) stüdyo konuğu olarak; ilerleyen dakikalarda ise Ümit Zileli(gazeteci) telefonla konuk olarak katılmıştır.
22:31'de başlayan ve yaklaşan seçimler bağlamında "Ankara'da hain terör" saldırısı; 12 Eylül Dönemi tartışmaları; "CHP'liler HDP'yi eleştiremiyor mu?"; hafta içi başlayan "PKK terör örgütü değildir" söylemi ve "HDP-PKK ilişkisi" alt başlıklarının ele alındığı programın akışı şu şekilde gelişmiştir:
23:19'da Ümit Zileli, İRA terör örgütü örneğinden yola çıkarak İRA'nın bir siyasi partiye bağlı olarak hareket ettiğini, Türkiye'de ise "Burada ise Türkiye'de durum tam tersine, Kandil var yani silahlı olan terörist olan PKK'nın Meclis'teki kanadı bu, anlatabildim mi? Malesef o yüzden ipler Kandil'in ve Kandil'in uzantısı olan KCK'nın elindedir."(Klip 1-Deşifre) ifadelerini kullanmış, HDP'nin içinde bu durumdan rahatsızlık duyanlar olduğunu; HDP'nin aldığı oyların büyük bir bölümünün emanet oylar olduğunu belirtmiştir. Bunun üzerine söz alan Çetin Soysal "PKK bir terör örgütü müdür? Doğrudur değil mi? Bir terör örgütü sivil bir siyasi hareketi yönetiyor ise ve orada da 6 milyonun üzerinde oy alıyor ise onu onunla özdeşleştirmek uluslararası arenada anlatılamayacak kadar tehlikeli bir söylemdir. Dolayısıyla 6 milyon seçmenin olduğu bir terör örgütü diye bahsetmek doğru değildir... Az önce Rasim de söyledi dedi ki HDP eşittir PKK. Bunu böyle görmek doğru haklı bir yaklaşım değildir." şeklinde görüşünü ifade etmiştir. Ardından söz alan Rasim Ozan Kütahyalı : "Ben bunu ama kriminalize bilmem ne etmek için söylemedim. Çetin Soysal, ben bunu bütün HDP'lileri alın içeri atın diye söylemedim. Yani haklısın ama şu bir gerçektir Abdullah Öcalan yarın açıklama yapsa İmralı'dan, 'Hdp'ye oy vermeyin dese HDP baraj altı kalır yani." (Klip 2-Deşifre) Çetin Soysal: "Elbette ki HDP, KCK, ilişkiler bunlar görülüyor. Örneğin İmralı'yı ziyaret eden kim? Kim ziyaret ettiriyor?...Şimdi bu kelimeyi iyi değerlendirmek ve irdelemek istiyorsak başlayacaz Oslo'ya gidecez, devam etcez Kürt süreci dedik, barış süreci dedik, çözüm süreci dedik, Habur'da yaşananları hepimiz biliyoruz, Diyarbakır'da Abdullah Öcalan'ın mektubu okundu, piyasalar tavan yaptı o gün, böyle abuk bir durum da var, dolayısıyla bütün bu süreçleri yaşatmadan, bütün bu süreçleri konuşmadan bir kelimeye dayalı bizden yorum beklemeyin..." şeklinde yorumları olmuş; devamında Latif Şimşek "CHP'liler HDP'yi eleştiremiyor mu?" başlığı altında Çetin Soysal'a "Ümit Zileli biraz önce dedi ki HDP, PKK'nın Meclis'teki uzantısıdır dedi." Çetin Soysal: "Ben de diyorum ki bunu bu şekilde ifade etmenin doğru ve yerinde olmadığını düşünüyorum. O zaman 6 milyon oy almış bir PKK'yı meşrulaştırırsın, yanlış, doğru bir söz değil, haklı bir söz değil...HDP bir siyasi harekettir, meşrudur, parlementoda temsil ediliyor, ben bunun elbette ki o bağlantılarının olduğunu asla reddedemem ama HDP eşittir PKK diye adlandırır isek 6 milyon seçmeni olan bir siyasi hareketi terörize edersin o zaman..." şeklinde yorumunu yapmış ve reklamlara gidilmiştir. (Klip 3-Deşifre)
Reklamlardan sonra Latif Şimşek twitter üzerinden yapılan yorumları okurken yorumlardan birinde "Bugüne kadar MHP'nin her söylediği doğru çıkmıştır, buna rağmen neden MHP'ye çamur atmaya çalışıyorsunuz?" yorumunu okunmuş; Latif Şimşek kimsenin MHP'ye çamur atmaya çalışmadığını ifade ettikten sonra Rasim Ozan Kütahyalı araya girerek şu şekilde devam etmiştir:
Rasim Ozan Kütahyalı: Fakat ben MHP'yi bir konuda eleştirmek istiyorum araya kaynak yapayım.
Latif Şimşek: MHP'yi mi, CHP'yi mi?
Rasim Ozan Kütahyalı: MHP'yi, MHP'den de ziyade bi kamera bana bakarsa Devlet Bahçeli'yi bir konuda eleştirmek istiyorum. Bunu başka arkadaşlar da yazdı, söylediler ama ben doğrudan Devlet Bey'e seslenmek istiyorum... Devlet Bahçeli hiçbir konuda partisinin HDP ile işbirliği yapmadığını söylüyor. Maalesef yalan. RTÜK üyeleriniz HDP'lilerle işbirliği yapıyor. Devlet Bahçeli. Sayın Devlet Bahçeli, geçmişte çok iyi işler yaptınız, Türkiye Cumhuriyeti'nin bekası adına direndiniz. Sizi 3 Kasım seçimlerine sizin sayenizde gidildi. Yoksa DYP o şey hükümete girecekti, kukla bir hükümet olacaktı. Çok işleriniz vardır, Abdullah Gül'ün seçilmesi, başörtüsü olayının açılması. Fakat şu an adamlarınız, sizin tabirinizle PKK terör örgütünün siyasi uzantısıyla işbirliği yapıyor Devlet Bahçeli, beraber yapıyorlar. HDP ile MHP şu an RTÜK'te işbirliği yapıyor. Devlet Bahçeli kendi adamların, Fethullahçı Terör Örgütü'ne karşı beraber bu terör örgütünü himaye ediyorlar. Ve sizin Fethullah Efendi dediğiniz, Ey Fethullah Efendi sen bu kasetleri yaptın diye seslendiğiniz adamın suç örgütüne yardım ve yataklığı beraber yapıyorlar. Devlet Bahçeli'ye buradan sesleniyorum. Devlet Bahçeli, devlet gibi adamsa, liderse bunu göstersin. Yoksa MHP ile HDP işbirliği yapmıştır derler, bunu her yerde söylerler.(Klip 4-Deşifre)
Çetin Soysal(Eski CHP Milletvekili):... Bir kez daha söylüyorum HDP eşittir PKK ısrarı ve dayatması ve HDP'yi meşru zeminin..
Rasim Ozan Kütahyalı: Devlet Bahçeli öyle söylüyor. Sen demiyorsun sana saygı duyuyorum ama Devlet Bahçeli öyle söylüyor. Flu demiyor mu ya? Devlet Bey flu demedi mi?
Çetin Soysal(Eski CHP Milletvekili): Devlet Bey'i konuşmuyorum ben başka bir şeyi ifade ediyorum. HDP'yi meşru zeminin dışına çıkartmak HDP eşittir PKK görmek PKK ile birlikte, eş tutmak, iş tutmakla aynı anlama gelir. PKK ile iş tutmaktır bu. Örneğin HDP'nin siyasi çözüm bitmiştir, siyaseten bu iş çözülmeyecektir, onun için artık meşru zemini tanımıyoruz diyen Kandil'le paralel düşünmektir. Oysa ki HDP ister kabul edin ister etmeyin meşru bir zeminde şu an Parlamento'dadır. Elbette ki katılmadığım ortak paydada buluşmadığım, buluşmanın da mümkün olmayacağını söyleyebileceğim yüzlerce şey olmasına rağmen sadece ben meşru zeminin dışında bir değerlendirme yapılmasını haklı doğru yerinde bulmuyorum. Şayet o noktaya gelirsek HDP eşittir PKK ısrarı dayatması PKK'yla aynı paralelde olması demektir. Çünkü o yapıyı da iyi görmek, gözlemlemek, iyi izlemek lazım.
Latif Şimşek: PKK HDP'yi bitirmeye mi çalışıyor?
Çetin Soysal: Aynen bana göre gördüğüm gözlemlediğim odur. Onu meşru zeminin dışına taşımanın çabası içersinde olduğunu düşünüyorum ve bu doğrultuda HDP eşittir PKK ısrarı HDP'yi meşru zeminin dışına çıkartma ısrarı hiç kimseye faydası olmaz...Bana göre Türkiye kesinlikle bir uzlaşı kesinlikle bir demokratça ve barışçıl süreçlere katkı sunacak bir anlayış içersinde olmak zorundadır. Önümüzde ki süreç halk böyle bir şeye destek ve katkı vercektir. Örneğin 7 Haziran budur. Uzlaşın, konsensus kurun, nefret söylemleri ortadan kalksın vesaire gibi mesajları iletmiştir...
Bu konuşmaların ardından 23:52:13'ten itibaren 10 dakika 20 saniye süreyle ekranda alt yazı olarak yer alan KJ ise şu şekildedir: "Rasim Ozan Kütahyalı: Ey Devlet Bahçeli...RTÜK'teki adamların PKK ile işbirliği yapıyor. Nerde senin iraden?". Devamında söz alan Cem Küçük ise şu şekilde devam etmiştir:
Cem Küçük: Şimdi bir kere Rasim'e RTÜK konusunda yüzde yüz katılıyorum. Sayın Devlet Bahçeli dün...
Rasim Ozan Kütahyalı: Altta da yazdılar zaten...
Cem Küçük: "Rasim bir saniye bir dur. Dün akşamki televizyon kanalının programını ben gece bütün ne dediklerine ben tek etek baktım. Biz azınlık hükümetine de seçim hükümetine de destek vermedik, çünkü o hükümete destek olmak HDP'yle yan yana olmak dolayısıyla PKK'yla yan yana olmak dedi biz bunu kabul edemeyiz dedi. Aynen bire bir böyle söyledi. Tamam bu Devlet Bey'in fikri. Herşeye o yüzden hayır diyoruz dedi saygı duy hadi, yaptığını ben doğru bulmuyorum ama MHP'nin tutarlılığı açısından, peki öyle. Ya RTÜK konusunda, sen, bana göre ki bunu medyada sadece yazan zaten benim dışında yazan da yok. Paralel çetenin, yani Fethullahçı Terör Örgütü medyası olamaz, gazetesi, televizyonu. Yüzlerce yazı yazdım...Şimdi orada Devlet Bey'in tutarlılığı açısından söylüyorum. Madem HDP'yle yan yana gelmeyi istemiyorsun, ya RTÜK konusunda madem niye HDP ile birlikte hareket ettin de Digitürk bilmem şey eleştiriyorsun RTÜK'ü? Ayrıca Digitürk özel bir kurum. RTÜK'ten, RTÜK'e ne yani? RTÜK orda ne böyle bir hakkın var ne böyle bir yetkin var. Anayasal sorumluluğun var, orası özel bir mülkiyet, ben oraya a kanalını da koyarım b kanalını da koyarım. Ama Devlet Bey kendi tutarlılığı açısından evet Abdullah Gül'ün seçilmesinde, çözüm süreci meselesinde sokağa çıkılmamasında çok önemli işler yaptı kritik anlarda. Kimse inkar etmiyor ama RTÜK konusunda hem ben HDP'yle yan yana durmayacağım diyorsun, ama hem de kendi üyelerin orada HDP'yle birlikte hareket ediyor, beşe dört bilmem karar oluyor, bu bir..."(Klip 4-Deşifre)
Yukarıda verilen deşifrelerden anlaşılacağı üzere "PKK terör örgütü değildir" söyleminin konuşulduğu bölümde konu PKK ve HDP arasında bir ilişki olup olmadığı noktasına da gelmiş, bu konu konuşulurken 23.52.13'ten itibaren söz alan Rasim Ozan Kütahyalı " ...HDP ile MHP şu an RTÜK'te işbirliği yapıyor. Devlet Bahçeli kendi adamların, Fethullahçı Terör Örgütü'ne karşı beraber bu terör örgütünü himaye ediyorlar..." şeklinde bir olayla ilgili görüşlerini ifade etmiştir. Cem Küçük'ün 23.53.30'da başlayan konuşmasından da bu olayın Digitürk hakkında yapılan bir oylama ile ilgili olduğu programdan anlaşılmıştır. Ayrıca 23:52:11'den 00:02:32'ye kadar 10 dakika 20 saniye süreyle ekrana getirilen "Rasim Ozan Kütahyalı: Ey Devlet Bahçeli... RTÜK'teki adamların PKK ile işbirliği yapıyor. Nerede senin iraden?" şeklindeki KJ'de ise sanki RTÜK'te PKK ile ilişkisi bulunan kişi veya kişiler olduğu izlenimi verildiği, oluşturulduğu kanaatine ulaşılmıştır.
Yapılan inceleme ve değerlendirmeler neticesinde medya hizmet sağlayıcı kuruluşun, PKK ve HDP arasında bir ilişki olup olmadığının konuşulduğu bir bölümde, Digitürk hakkında yapılan bir oylama ile ilgili olduğu anlaşılan konuşmaların akabinde 10 dakika 20 saniye süre ile ekranda tutulan KJ'de deşifre metinden de anlaşılacağı üzere program katılımcısının "HDP ile MHP şu an RTÜK'te işbirliği yapıyor." şeklindeki ifadesinin "RTÜK'teki adamların PKK ile işbirliği yapıyor." şeklinde verilmek suretiyle; RTÜK'e Meclis'teki MHP kontenjanı üzerinden seçilen üyelerin PKK ile işbirliği yaptığı; RTÜK'te PKK'lıların veya işbirlikçilerinin bulunduğu; RTÜK Üyeleri arasında PKK'lıların bulunduğu ve bazı üyelerin bu PKK'lılarla işbirliği yaptığı şeklinde bir algı oluşturularak, bu ifadeler ile eleştiri sınırlarının aşıldığı ve iftira niteliği taşıyan bir şekilde yayın yapıldığı; bir kamu kurumunun ve üyelerinin PKK ile işbirliği yapıyor şeklinde gösterildiği dolayısıyla kamuoyunun yanlış bilgilendirildiği kanaati oluşmuştur.
Sonuç olarak; Beyaz TV logosuyla yayın yapmakta yayın kuruluşunun, söz konusu yayını dolayısıyla 6112 sayılı Kanun'un 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde belirtilen,"...kişi ya da kuruluşları eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü, aşağılayıcı veya iftira niteliğinde ifadeler içeremez."hükmünü ihlal ettiği değerlendirilmiştir.”
Şeklindeki değerlendirmelere yer verilmiş olduğu,
Anılan yayında; 6112 sayılı Yasa'nın; 8. maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinin ihlal edildiği kanaatinin Daire Başkanlığınca belirtildiği,
Konu hakkında karar alınmasını teminen yazının Üst Kurula havale edildiği, anlaşılmaktadır.
Gerekçe :Konunun; İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nınyazısı, eki belgeler ve ilgili mevzuat kapsamında Üst Kurulumuzca değerlendirilmesi neticesinde;
Söz konusu yayına ait deşifre kayıtlarının ve video görüntülerinin tetkiki sonucunda; medya hizmet sağlayıcı kuruluşun, PKK ve HDP arasında bir ilişki olup olmadığının konuşulduğu bir bölümde, Digitürk hakkında yapılan bir oylama ile ilgili olduğu anlaşılan konuşmaların akabinde 10 dakika 20 saniye süre ile ekranda tutulan KJ'de deşifre metinden de anlaşılacağı üzere program katılımcısının "HDP ile MHP şu an RTÜK'te işbirliği yapıyor." şeklindeki ifadesinin "RTÜK'teki adamların PKK ile işbirliği yapıyor." şeklinde verilmek suretiyle; RTÜK'e Meclis'teki MHP kontenjanı üzerinden seçilen üyelerin PKK ile işbirliği yaptığı; RTÜK'te PKK'lıların veya işbirlikçilerinin bulunduğu; RTÜK Üyeleri arasında PKK'lıların bulunduğu ve bazı üyelerin bu PKK'lılarla işbirliği yaptığı şeklinde bir algı oluşturularak, bu ifadeler ile eleştiri sınırlarının aşıldığı ve iftira niteliği taşıyan bir şekilde yayın yapıldığı; bir kamu kurumunun ve üyelerinin PKK ile işbirliği yapıyor şeklinde gösterildiği görülmüştür.
Bu nedenlerle 6112 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin 1 inci fıkrasının (ç) bendinde yer alan; "...kişi ya da kuruluşları eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü, aşağılayıcı veya iftira niteliğinde ifadeler içeremez." hükmünün ihlal edildiği tespit edilmiştir.
Söz konusu kuruluşa 26.04.2011 tarihli yayını nedeniyle evvelce 16.06.2011 tarih ve 2011/37 sayılı toplantıda alınan 66 nolu Üst Kurul Kararıyla 6112 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi uyarınca uyarı yaptırımı uygulandığı Üst Kurul kayıtlarından anlaşıldığından; aynı hükmün tekraren ihlali nedeniyle, Kanunun 32 nci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca, anılan Yayın Kuruluşu hakkında “İdari Para Cezası” yaptırımının uygulanması gerektiği, kanaatine varılmıştır.
Karar : Yapılan görüşmeler sonucunda, ayrıntıları ve gerekçeleri yukarıda izah olunduğu üzere, BEYAZ TV logosuyla yayın yapan KANAL BEYAZ TELEVİZYON RADYO YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. unvanlı kuruluş hakkında; 6112 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde yer alan; …kişi ya da kuruluşları eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü, aşağılayıcı veya iftira niteliğinde ifadeler içeremez.” ilkesinin tekraren ihlali nedeniyle, 32 nci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca;
1- İhlalin tespit edildiği tarihi itibariyle kuruluşun Eylül 2015 ayına ait ticari iletişim gelir beyanının 2.924.062,92 Türk Lirası olduğu değerlendirilerek, yüzde bir oranı 29.241,00 TL. İDARİ PARA CEZASI UYGULANMASINA,
2- İdari para cezasının tebliğ tarihinden itibaren bir ay içerisinde Üst Kurulun T.C. Ziraat Bankası Ankara Kamu Girişimci Şubesi TR98 0001 0025 3300 9999 9951 93 no’lu hesabına “6112 sayılı Kanunun 32 nci maddesine göre ödenen para cezasıdır” şerhiyle ödenmesi gerektiği veya 6112 sayılı Kanunun 32 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası uyarınca tebliğden itibaren en geç onbeş gün içerisinde Ankara İdare Mahkemelerinde dava açılabileceğinin, dava açma süresi içerisinde peşin ödeme yapılması halinde, 5326 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin altıncı fıkrası uyarınca cezanın dörtte üçünün tahsil edileceğinin ve taksitlendirme talebinde bulunabileceğinin, peşin ödemenin kanun yoluna müracaat hakkını engellemeyeceğinin, en geç 1 aylık süre içerisinde ödenmeyen idari para cezasının, 21/7/1953 tarihli ve 6183 Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil edilmek üzere Maliye Bakanlığınca belirlenecek tahsil dairesine gönderileceğinin bildirilmesine,
Oy birliği ile karar verildi.