İnceleme ve Değerlendirme : İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nın 16.10.2015 tarihli ve 1577 sayılı yazısı ve eklerinin incelenmesi sonucunda;
Bahse konu yayına ilişkin Uzman Raporunda;
“Bugün TV Yayın Kuruluşu tarafından 10.10.2015 tarihinde yayımlanan ve sunuculuğunu Ceren Bektaş'ın yaptığı "Ceren Bektaş'la Bugün Haftasonu" adlı haber-aktüalite programında, yayın akışı devam ederken Ankara Tren Garı önünde meydana gelen patlamaların hemen ardından yaşananlarla ilgili canlı yayınlar yapılmaya başlanmış ve patlama anı ve sonrasındaki görüntüler Başbakanlık tarafından getirilen yayın yasağının başladığı saat 16:00'ya kadar defalarca ekrana getirilmiştir.
Söz konusu patlamayla ilgili olarak saat 10.34'ten itibaren başlayan yayında, patlamaya ait görüntüler birçok kez ekrana gelmiştir. Patlama görüntülerinin yanı sıra, olay yerinde patlama sonrası yaşanan panik havası da müteaddit defalar ekrana getirilmiştir. Patlamaya ilişkin görüntülerin bir kısmı (üzeri örtülmüş ceset görüntüleri, bir yaralıya yapılan kalp masajı, yerde yatan yaralıların kanlı görüntüleri gibi.) mozaikleme tekniği kullanılmak suretiyle flulaştırılmış olsa dahi olay yerinde yaralılar ve yaralılara yardım etmeye çalışanların görüntüleri ile hastaneye intikal ettirilirken yaralıların ve etrafındakilerin yaşadığı paniğin defalarca ekrana getirilmesi, izleyicileri korku ve paniğe sevk edecek niteliktedir.
Söz konusu yayının başladığı 10:34'ten itibaren çeşitli haber ajanslarından alınan olay yerinden görüntüler tekrarlanarak sürekli olarak ekranda yer almıştır. Özellikle siyasi parti ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinin gerek telefonla gerekse canlı açıklamaları esnasında patlama anı ard arda gösterilmektedir. Saat 11.44'de HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş açıklama yaparken 6 defa, sonrasında 11.46'da CHP Grup Başkanvekili Levent Gök'ün telefon bağlantısı ile yayına katıldığı esnada 49 defa, 11.54'ten itibaren 32 defa, 12.01'de 20 defa, 12.09'da 7 defa, 12.43'te farklı açıdan görüntü alan güvenlik kamerasından 3 defa ve 12.45'te de 5 defa daha gösterilmek kaydıyla toplamda 124 defa patlama anı ekranda gösterilmiştir. Özellikle Levent Gök'ün telefonla bağlandığı yayında patlama anına yakınlaştırma yapıldığı ve bu görüntünün tekrar tekrar verildiği tespit edilmiştir.(Klip; Patlama Anı)
İfade özgürlüğü ve ifade özgürlüğü kapsamında bulunan kitle iletişim özgürlüğünün özel yanı ve medyanın çağımızdaki önemi tartışmasızdır. Ancak buradaki temel nokta, aktarılan haberin toplumda korku ve paniğe sebep olabilecek içerikte sunulmamasıdır. Kaldı ki, kitle iletişim araçlarının olağanüstü olayları haberleştirirken, bu olayların toplumda yaratabileceği muhtemel etkileri de dikkate alması gerekir.
Haber bültenleri, kamuoyunun haber alma hakkı çerçevesinde, gündeme ait gelişme ve olayları aktarmaktadır. Ancak bu durumun medyanın haber aktarma özgürlüğü kapsamında ele alındığında, sözel ya da görsel olarak 'sınırsızlık' anlamına gelemeyeceği açıktır. Bu durum, toplumsal düzenin korunmasında yayıncılar için kaçınılmaz olarak kamusal sorumluluğu ifade etmektedir. Bu bağlamda, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu ve Televizyon Yayıncıları Derneği tarafından medya mensupları için somut yaklaşım edinilmesi ve yayıncılık mevzuat hükümlerinin daha anlaşılır olması amacıyla hazırlanan "Televizyon Habercileri İçin Rehber" adlı kitapçıkta yer alan "Afet, Savaş, Terör ve Kriz Haberleri" başlığı altında "Doğal afet, büyük kaza, savaş, terör, şiddet, çatışma haberlerinde, izleyicilerde korku, endişe ve panik yaratacak ifade ve görüntüler kullanılmamalı, izleyicilerde korku, endişe ve panik yaratacak görüntüler ard arda, sürekli verilmemeli." ifadeleri yer almaktadır. Yine aynı rehberde geçen "Çocuk İzleyiciler" başlıklı bölümde ""Haber bültenlerinin, çocukların da ekran başında olduğu saatlerde yayınlandığı unutulmamalı, bu nedenle haber dilinde ve görüntülerde dikkatli ve özenli davranılmalı" ilkesi yer almaktadır. Yayın kuruluşunun ilgili haberi yayınlarken bahsi geçen etik ilkelere riayet etmediği de görülmektedir.
Söz konusu habere konu edilen durumda da olduğu gibi, meydana gelen olayların analizi, yorumlanması ve aktarımında kabul edilebilir sınır, toplumda korku ve paniğe yol açmaması ve terör örgütlerinin korkutucu ve yıldırıcı özelliklerini yansıtıcı nitelikte olmamasıdır. Burada aktarılan haberin kamusal sorumluluktan uzak, terör örgütlerinin korkutucu ve yıldırıcı özelliklerini yansıtıcı nitelikte ve izleyiciler nezdinde korku uyandıracak tarzda olduğu görülmektedir. Ayrıca bu görüntülerin her yaştan izleyicinin ekran başında olabileceği saatlerde yer almasından dolayı özellikle çocuk ve gençler üzerinde olumsuz etkiler yaratacağı ve görüntülerde yer alan yaralı ve acı çekmekte olan kişilerin insan onuruyla bağdaşmayacak şekilde en zayıf halleriyle görüntülenmesinin de yukarıda yer alan etik ilkeler ile bağdaşmadığı ortadadır.
Bilindiği üzere; insan onuru kavramı, bir yandan insanın kendisine duyduğu öz saygıyı, izzet-i nefsi ifade ederken; diğer yandan da, bir insana başkalarının gösterdiği saygının dayandığı kişisel değeri, gururu ve şerefi vurgulamaktadır. Her iki tanım da “onuru”, insana duyulan saygının kaynağı olarak işaret etmektedir. İnsan onuru kavramı hukuk düzeni tarafından da kendisine önem atfedilmiş bir kavramdır. İnsanın doğuştan sahip olduğu dokunulmaz, devredilmez ve vazgeçilmez hak ve özgürlüklerden olan insan onuru, yasal metinlerde de bu şekli ile düzenlenmiş ve güvence altına alınmıştır. İhlal konusu yayın içeriğinde; bombalı saldırı sonrası ölen ve yaralanan insanların görüntüleri ekrana getirilmiştir. Her ne kadar görüntüler flulaştırılmış olsa da; patlama sonucu yaralanan insanların acz içindeki durumlarının ekrana yansıtılmasının kişi onurunu zedeleyeceği açıktır.
Sonuç olarak, Bugün TV logosuyla yayın yapan televizyon yayın kuruluşunun bu yayını ile, 6112 sayılı Kanun'un 8. maddesinin 1. fıkrasının ç) bendinde yer alan alan "...insan onuruna... saygılı olma ilkesine aykırı olamaz....." hükmü, aynı maddenin (d) bendinde yer alan "... terör örgütlerinin korkutucu ve yıldırıcı özelliklerini yansıtıcı nitelikte olamaz." hükmü ve aynı maddenin 2. fıkrasında yer alan "...çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel veya ahlakî gelişimine zarar verebilecek türde içerik taşıyan programlar bunların izleyebileceği zaman dilimlerinde ve koruyucu sembol kullanılmadan yayınlanamaz." hükümlerini ihlal ettiği değerlendirilmiştir.”
Şeklindeki değerlendirmelere yer verilmiş olduğu,
Anılan yayında; 6112 sayılı Yasa'nın 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç), (d) bendleri ile ikinci fıkrasının ihlal edildiğinin Daire Başkanlığınca belirtildiği
Konu hakkında karar alınmasını teminen yazının Üst Kurula havale edildiği, anlaşılmaktadır.
Gerekçe:Konunun; İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nınyazısı, eki belgeler ve ilgili mevzuat kapsamında Üst Kurulumuzca değerlendirilmesi neticesinde;
Bugün TV Yayın Kuruluşu tarafından 10.10.2015 tarihinde yayımlanan ve sunuculuğunu Ceren Bektaş'ın yaptığı "Ceren Bektaş'la Bugün Haftasonu" adlı haber-aktüalite programında, yayın akışı devam ederken Ankara Tren Garı önünde meydana gelen patlamaların hemen ardından yaşananlarla ilgili canlı yayınlar yapılmaya başlanmış ve patlama anı ve sonrasındaki görüntüler Başbakanlık tarafından getirilen yayın yasağının başladığı saat 16:00'ya kadar defalarca ekrana getirilmiştir.
Söz konusu patlamayla ilgili olarak saat 10.34'ten itibaren başlayan yayında, patlamaya ait görüntüler birçok kez ekrana gelmiştir. Patlama görüntülerinin yanı sıra, olay yerinde patlama sonrası yaşanan panik havası da müteaddit defalar ekrana getirilmiştir. Patlamaya ilişkin görüntülerin bir kısmı (üzeri örtülmüş ceset görüntüleri, bir yaralıya yapılan kalp masajı, yerde yatan yaralıların kanlı görüntüleri gibi.) mozaikleme tekniği kullanılmak suretiyle flulaştırılmış olsa dahi olay yerinde yaralılar ve yaralılara yardım etmeye çalışanların görüntüleri ile hastaneye intikal ettirilirken yaralıların ve etrafındakilerin yaşadığı paniğin defalarca ekrana getirilmesi, izleyicileri korku ve paniğe sevk edecek niteliktedir.
Yayıncı kuruluşun terör saldırısının mağduru konumundaki vatandaşlarımızın cansız bedenleri ile yaralanmış vatandaşlarımızın acı çekme görüntülerini ekrana getirmek suretiyle insan onuruna aykırı bir yayın gerçekleştirdiği sabit görülmüştür. Bu suretle 6112 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde yer alan; "İnsan onuruna … saygılı olma ilkesine aykırı olamaz, ..."hükmünün ihlal edildiği değerlendirilmiştir.
Anılan kuruluşa 11.02.2014, 25.02.2014, 04.03.2014 tarihli yayınları nedeniyle evvelce 20.03.2014, 03.04.2014 tarih ve 2014/19, 2014/23 sayılı toplantılarda alınan 9,10,11 nolu Üst Kurul Kararıyla 6112 Sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi uyarınca uyarı yaptırımı uygulandığı Üst Kurul kayıtlarından anlaşılmıştır. Bu itibarla; 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinin tekraren ihlali nedeniyle, Kanunun 32 nci maddesinin ikinci fıkrasına göre “İdari Para Cezası” yaptırımının uygulanması gerektiği, kanaatine varılmıştır
1- İhlalin tespit edildiği tarihi itibariyle kuruluşun Eylül 2015 ayına ait ticari iletişim gelir beyanının 278.961,71 Türk Lirası olduğu değerlendirilerek, televizyon kuruluşları için idari para cezası 10.000 (onbin)( 2015 yılı için yeniden değerleme oranına göre belirlenen 13.601 (onüçbinaltıyüzbir - ) Türk Lirasından az olamayacağından 13.601 TL. İDARİ PARA CEZASI UYGULANMASINA,
2- İdari para cezasının tebliğ tarihinden itibaren bir ay içerisinde Üst Kurulun T.C. Ziraat Bankası Ankara Kamu Girişimci Şubesi TR98 0001 0025 3300 9999 9951 93 no’lu hesabına “6112 sayılı Kanunun 32 nci maddesine göre ödenen para cezasıdır” şerhiyle ödenmesi gerektiği veya 6112 sayılı Kanunun 32 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası uyarınca tebliğden itibaren en geç onbeş gün içerisinde Ankara İdare Mahkemelerinde dava açılabileceğinin, dava açma süresi içerisinde peşin ödeme yapılması halinde, 5326 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin altıncı fıkrası uyarınca cezanın dörtte üçünün tahsil edileceğinin ve taksitlendirme talebinde bulunabileceğinin, peşin ödemenin kanun yoluna müracaat hakkını engellemeyeceğinin, en geç 1 aylık süre içerisinde ödenmeyen idari para cezasının, 21/7/1953 tarihli ve 6183 Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil edilmek üzere Maliye Bakanlığınca belirlenecek tahsil dairesine gönderileceğinin bildirilmesine,
Üst Kurul Üyesi Ersin ÖNGEL’in karşı oyuyla, oyçokluğuyla karar verildi.
Toplantıya Ait Şerhler
Üst Kurulun 04.11.2015 gün ve 47 sayılı toplantıda aldığı 95 no.lu karara karşı oy yazısı.
Ersin ÖNGEL Şerhidir.