İnceleme ve Değerlendirme : İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nın 16.10.2015 tarihli ve 1579 sayılı yazısı ve eklerinin incelenmesi sonucunda;
Bahse konu yayına ilişkin Uzman Raporunda;
“Bengü Türk TV yayın kuruluşu tarafından 10.10.2015 tarihinde yayımlanan ve sunuculuğunu Esra YILDIZ'ın yaptığı Gün Doğdu adlı haber programına, saat 10.44.25'te başlayan tele-alışveriş yayını nedeniyle ara verilmiştir. Saat 11'de stüdyoya dönüldüğünde; Emek, Barış, Demokrasi Mitingi'ne katılmak üzere Başkent'e gelenlerin toplanma yeri olan Ankara Tren Garı önünde meydana gelen patlamanın hemen ardından yaşanan korku ve panik dolu anlar ekrana gelmiştir.
Yaklaşık 1 saat 40 dakika süren yayın boyunca, patlamaya ait görüntüler birçok kez ekrana gelmiştir (klip 1). Patlamaya ait görüntülerin yanı sıra, olayın hemen ertesi yaşanan panik havası, bağırma sesleri, yardım çığlıkları, kanlı bayrak ve flamalara sarılı cansız bedenler, vücutları kan içinde kalmış, kalp masajıyla hayata döndürülmeye çalışılan yaralılara ait görüntüler de müteaddit defalar ekrana getirilmiştir. Haberde kullanılan görüntülerin bir kısmı mozaikleme tekniği kullanılmak suretiyle flulaştırılmış olsa dahi, yardım isteyen insanların bağırışları ve çığlık sesleri, yerlerdeki kan izleri, ekran başındaki insanları korku ve paniğe sürükleyebilecek niteliktedir (klip 2).
Söz konusu programın ardında, Milliyetçi Hareket Partisi İstanbul 1. Bölge Milletvekili Adaylarının Tanıtım Toplantısı canlı olarak ekranlara gelmiştir. Bu yayının ardında, sunuculuğunu Çiğdem AKDEMİR'in yaptığı "Canlı Yayın/Özel Yayın" adlı bir program yayımlanmaya başlamıştır. Ankara'da yaşanan bombalı saldırının temel alındığı programa, muhtelif akademisyenler telefon vasıtasıyla katılmış ve konu hakkındaki düşüncelerini kamuoyu ile paylaşmışlardır. 1 saat 27 dakika süren yayın boyunca, patlama anı ve hemen sonrasında yaşananlar ekrana getirilmiştir. Yayıncı kuruluşun, söz konusu görüntülerin verilmesi esnasında flulaştırma tekniğini yoğun olarak kullanmak suretiyle, sabahki yayına göre daha sorumlu bir yayıncılık anlayışı benimsediği anlaşılmaktadır lakin yine de, flulaştırılmadan ekrana getirilen görüntüler (yaralı bir şekilde yardım bekleyen vatandaşlar, bombanın patlama anı, sedye ile ambulanslara taşınan insanlar, ambulans ve siren sesleri, panik halinde sağa sola kaçışan insanlar) ekran başındaki insanları korku ve paniğe sürükleyebilecek niteliktedir (klip 3, klip 4).
İfade özgürlüğü ve ifade özgürlüğü kapsamında bulunan kitle iletişim özgürlüğünün özel yanı ve medyanın çağımızdaki önemi tartışmasızdır. Ancak buradaki temel nokta, aktarılan haberin, ifade özgürlüğü prensibine sığınılarak, toplumda korku ve paniğe sebep olabilecek içerikte sunulmamasıdır. Kaldı ki, kitle iletişim araçlarının olağanüstü olayları haberleştirirken, bu olayların toplumda yaratabileceği muhtemel etkileri de dikkate alması gerekir.
Haber bültenleri, kamuoyunun haber alma hakkı çerçevesinde, gündeme ait gelişme ve olayları aktarmaktadır. Ancak bu durumun medyanın haber aktarma özgürlüğü kapsamında ele alındığında, sözel ya da görsel olarak 'sınırsızlık' anlamına gelemeyeceği açıktır. Bu durum, toplumsal düzenin korunmasında yayıncılar için kaçınılmaz olarak kamusal sorumluluğu ifade etmektedir. Bu bağlamda, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu ve Televizyon Yayıncıları Derneği tarafından medya mensupları için somut yaklaşım edinilmesi ve yayıncılık mevzuat hükümlerinin daha anlaşılır olması amacıyla hazırlanan "Televizyon Habercileri İçin Rehber" adlı kitapçıkta yer alan "Afet, Savaş, Terör ve Kriz Haberleri" başlığı altında şu ifadeler yer almaktadır: "Doğal afet, büyük kaza, savaş, terör, şiddet, çatışma haberlerinde, izleyicilerde korku, endişe ve panik yaratacak ifade ve görüntüler kullanılmamalı, izleyicilerde korku, endişe ve panik yaratacak görüntüler ard arda, sürekli verilmemeli."
Söz konusu habere konu edilen durumda da olduğu gibi, meydana gelen olayların analizi, yorumlanması ve aktarımında kabul edilebilir sınır, toplumda korku ve paniğe yol açmaması ve terör örgütlerinin korkutucu ve yıldırıcı özelliklerini yansıtıcı nitelikte olmamasıdır. Burada aktarılan haberin gerek süre, gerek içerik ve gerekse aktarılan görüntü ve ifadeler bakımından; kamusal sorumluluktan uzak, terör örgütlerinin korkutucu ve yıldırıcı özelliklerini yansıtıcı nitelikte ve izleyiciler nezdinde korku uyandıracak tarzda olduğu görülmektedir.
Bilindiği üzere; insan onuru kavramı, bir yandan insanın kendisine duyduğu öz saygıyı, izzet-i nefsi ifade ederken; diğer yandan da, bir insana başkalarının gösterdiği saygının dayandığı kişisel değeri, gururu ve şerefi vurgulamaktadır. Her iki tanım da “onuru”, insana duyulan saygının kaynağı olarak işaret etmektedir. İnsan onuru kavramı hukuk düzeni tarafından da kendisine önem atfedilmiş bir kavramdır. İnsanın doğuştan sahip olduğu dokunulmaz, devredilmez ve vazgeçilmez hak ve özgürlüklerden olan insan onuru, yasal metinlerde de bu şekli ile düzenlenmiş ve güvence altına alınmıştır. İhlal konusu yayın içeriğinde; patlama nedeniyle ölen ve yaralanan insan görüntüleri ekrana getirilmiştir. Her ne kadar görüntüler flulaştırılmış olsa da; ölen ve yaralanan vatandaşların görüntülerinin ekrana getirilmesi, korku ve panik içinde yardım isteyen kişilerin acz içindeki durumlarının ekrana yansıtılmasının, kişi onurunu zedeleyeceği açıktır.
Sonuç olarak, Bengü Türk TV logolu yayın kuruluşunun bu yayını ile, 6112 sayılı Kanun'un 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde yer alan alan "...insan onuruna ... saygılı olma ilkesine aykırı olamaz....." hükmü ve yine aynı fıkranın (d) bendinde yer alan "... terör örgütlerinin korkutucu ve yıldırıcı özelliklerini yansıtıcı nitelikte olamaz." hükmü ile, 8 inci maddenin ikinci fıkrasında yer alan "...çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel veya ahlakî gelişimine zarar verebilecek türde içerik taşıyan programlar bunların izleyebileceği zaman dilimlerinde ve koruyucu sembol kullanılmadan yayınlanamaz." hükmünü ihlal ettiği değerlendirilmiştir.” Şeklindeki değerlendirmelere yer verilmiş olduğu,
Yayın Kuruluşu'nun söz konusu yayını ile 6112 sayılı Kanun'un 8. maddesinin birinci fıkrasının (ç) ve (d) bentleri ile 8. Maddesinin ikinci fıkrasını ihlal ettiği kanaatinin Daire Başkanlığınca belirtildiği,
Konu hakkında karar alınmasını teminen yazının Üst Kurula havale edildiği, anlaşılmaktadır.
Gerekçe: Konunun; İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nınyazısı, eki belgeler ve ilgili mevzuat kapsamında Üst Kurulumuzca değerlendirilmesi neticesinde;
Bilindiği üzere; insan onuru kavramı, bir yandan insanın kendisine duyduğu öz saygıyı, izzet-i nefsi ifade ederken; diğer yandan da, bir insana başkalarının gösterdiği saygının dayandığı kişisel değeri, gururu ve şerefi vurgulamaktadır. Her iki tanım da “onuru”, insana duyulan saygının kaynağı olarak işaret etmektedir. İnsan onuru kavramı hukuk düzeni tarafından da kendisine önem atfedilmiş bir kavramdır. İnsanın doğuştan sahip olduğu dokunulmaz, devredilmez ve vazgeçilmez hak ve özgürlüklerden olan insan onuru, yasal metinlerde de bu şekli ile düzenlenmiş ve güvence altına alınmıştır.
Söz konusu yayına ait deşifre kayıtlarının ve video görüntülerinin incelenmesi sonucunda; ihlale konu haber içerisinde, patlama nedeniyle ölen ve yaralanan insan görüntüleri ekrana getirilmiştir. Her ne kadar görüntüler flulaştırılmış olsa da; ölen ve yaralanan vatandaşların görüntülerinin ekrana getirilmesinin, korku ve panik içinde yardım isteyen kişilerin acz içindeki durumlarının ekrana yansıtılmasının insan onurunu zedeleyeceği düşünülmektedir.
Bu nedenle ihlale konu yayında, 6112 sayılı Kanun'un 8. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi ve ikinci fıkrasının ihlalinden ziyade, (ç) bendinde yer alan "İnsan onuruna (...) saygılı olma ilkesine aykırı olamaz,(...)" hükmünün ihlalinin ön plana çıktığı kanaatine varılmıştır.
Söz konusu kuruluşa 11.02.2014 tarihli yayını nedeniyle evvelce 20.03.2014 tarih ve 2014/19 sayılı toplantısında alınan 2 nolu Üst Kurul Kararıyla 6112 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi uyarınca uyarı yaptırımı uygulandığı Üst Kurul kayıtlarından anlaşıldığından; aynı hükmün tekraren ihlali nedeniyle, Kanunun 32 nci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca, anılan Yayın Kuruluşu hakkında “İdari Para Cezası” yaptırımının uygulanması gerektiği, kanaatine varılmıştır.
Karar : Yapılan görüşmeler sonucunda, ayrıntıları ve gerekçeleri yukarıda izah olunduğu üzere, BENGÜ TÜRK TV logosuyla yayın yapan KUTUP YILDIZI RADYO TELEVİZYON YAY. VE TİCARET A.Ş. unvanlı kuruluş hakkında; 6112 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde yer alan; “İnsan onuruna ve özel hayatın gizliliğine saygılı olma ilkesine aykırı olamaz...” ilkesinin tekraren ihlali nedeniyle, 32 nci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca;
1-İhlalin tespit edildiği tarihi itibariyle kuruluşun Eylül 2015 ayına ait ticari iletişim gelir beyanının 10.423,73 Türk Lirası olduğu değerlendirilerek, televizyon kuruluşları için idari para cezası 10.000 (onbin)( 2015 yılı için yeniden değerleme oranına göre belirlenen 13.601 (onüçbinaltıyüzbir - ) Türk Lirasından az olamayacağından 13.601 TL. İDARİ PARA CEZASI UYGULANMASINA,
2- İdari para cezasının tebliğ tarihinden itibaren bir ay içerisinde Üst Kurulun T.C. Ziraat Bankası Ankara Kamu Girişimci Şubesi TR98 0001 0025 3300 9999 9951 93 no’lu hesabına “6112 sayılı Kanunun 32 nci maddesine göre ödenen para cezasıdır” şerhiyle ödenmesi gerektiği veya 6112 sayılı Kanunun 32 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası uyarınca tebliğden itibaren en geç onbeş gün içerisinde Ankara İdare Mahkemelerinde dava açılabileceğinin, dava açma süresi içerisinde peşin ödeme yapılması halinde, 5326 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin altıncı fıkrası uyarınca cezanın dörtte üçünün tahsil edileceğinin ve taksitlendirme talebinde bulunabileceğinin, peşin ödemenin kanun yoluna müracaat hakkını engellemeyeceğinin, en geç 1 aylık süre içerisinde ödenmeyen idari para cezasının, 21/7/1953 tarihli ve 6183 Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil edilmek üzere Maliye Bakanlığınca belirlenecek tahsil dairesine gönderileceğinin bildirilmesine,
Üst Kurul Üyesi Ersin ÖNGEL’in karşı oyuyla, oy çokluğu ile karar verildi.
Toplantıya Ait Şerhler
Üst Kurulun 04.11.2015 gün ve 47 sayılı toplantıda aldığı 98 no.lu karara karşı oy yazısı.
Ersin ÖNGEL Şerhidir.