İnceleme ve Değerlendirme : İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nın 16.10.2015 tarihli ve 1581 sayılı yazısı ve eklerinin incelenmesi sonucunda;
Bahse konu yayına ilişkin Uzman Raporunda;
"SAMANYOLU HABER" logosuyla yayın yapmakta olan Samanyolu Haber Yayıncılık Hizmetleri A.Ş. unvanlı yayın kuruluşunun 10.10.2015 tarihli yayını incelenmiştir. Belirtilen tarihte saat 10:00 sularında Ankara'da yaşanan terör saldırısı ile ilgili habere ilişkin detayların aktarıldığı görülmüştür. Belirtilen tarihli taramada yayın kuruluşu tarafından aktarılan görüntü ve yorumlara ait elde edilen saptama ve değerlendirmeler aşağıdaki gibidir.
Buna göre farklı toplum kesimlerinden katılımın amaçlandığı ve kamuoyuna "Emek- Barış- Demokrasi Mitingi" başlığıyla duyurulan mitingin toplanma alanında yetkili birimler tarafından yapılan açıklamaya göre canlı bomba saldırısı gerçekleşmiştir. Resmi açıklamalarda 100'e yakın kişinin yaşamını yitirdiği ve çok sayıda yaralının bulunduğu ifade edilmiştir. Meydana gelen menfur saldırı toplumun tüm kesimlerinde büyük bir üzüntü ve kaygının yaşanmasına neden olmuş, teröre karşı derin bir hassasiyet oluşmasına yol açmıştır.
Patlamanın meydana geldiği bölgeye canlı bağlantı yapılarak olay yerine ve orada yaşananlara ilişkin bilgi aktarımı yapıldığı sırada yayın kuruluşunun muhabiri aracılığıyla Samanyolu Yayın Grubu Ankara Temsilcisi Abdullah Abdulkadiroğlu'nun izlenim ve yorumlarına yer verildiği görülmüştür. Muhabir, "Yanımda yayın grubumuzun Ankara temsilcisi Sayın Abdullah Abdulkadiroğlu var, kendisi olay yerindeydi. Neler gördünüz?" şeklindeki sorusunu yöneltmiş mezkur kişinin yanıtı:
" yaa çok korkunç bir manzara var. Şimdi benim sayabildiğim bunu söylemek çok üzücü bir durum ama 20 ile 30 arası ceset şu anda yerde yatıyor ve bir çoğu da paramparça olmuş durumda. Hepsi bir araya toplanmış, üstleri flamalarla örtülmüş, iki ayrı bölümde yatıyorlar.. Ama burda insanlar şok vaziyette. Daha da acı olanı her tarafta ceset parçaları var. Ayağınızı bastığınız yerden bir anda böyle ayağınızı kaldırmak zorunda kalıyorsunuz. Çünkü o kadar paramparça olmuş, o kadar ezilmiş ki insan parçalarının açıkçası üzerinde yürüyorsunuz. Ve bir çok insan şu anda şok vaziyette. Çünkü gözlerinin önünde olmuş, insanların ölüşünü canlı canlı görmüşler. Ben elleri titreyerek birileriyle konuşmaya çalışan insanları gördüm. Ancak şunu söylemek lazım ki şu an yeteri kadar güvenlik önlemi yok maalesef. Burada insanlar cesetleri bir araya toplamışlar, üzerlerini örtmüşler ve etrafında kendileri bir insan halkası oluşturmuşlar o şekilde bir koruma altında. Yeterli güvenlik önlemi olmadığını söyleyebiliriz. Yani burda Allah korusun yeni bir aynı şekilde bir saldırı, bir patlama bir durum meydana gelse çok acı bir durumla karşı karşıya kalınabilir. Herkes orada bir şeyler yapmaya çalışıyor. Ama bir de şok hali var, onu da göz önüne almak lazım. Yani buradaki bu karmaşayı, bu panik halini iyi yönetmek gerekiyor. Şu anda iyi yönetildiğini düşünmüyorum maalesef. .....Yani nasıl bu güvenlik önlemi alınmadı, alındı mı alınmadı mı ne kadar alındı bunlar tartışılacak şeyler ama şu anda öncelikli olarak burada mevcut durumun güvenliğini sağlamak lazım. Ondan sonra da buradaki yerde yatan, üzeri kapatılmış cenazelerin hızlı bir şekilde ve sağlıklı bir şekilde buradan kaldırılması gerekiyor. ....Böyle bir olayın yaşanması çok acı.....Terör artık Türkiye'nin maalesef acı bir unsuru. Ve buna karşı ülkeyi yönetenlerin de toplum olarak herkesin de her duyarlı vatandaşın da bir şekilde tepkisini ortaya koyması gerekiyor..... Çok üzücü bir durum var, çok acı bir durum var. Burası Ankara'nın göbeği" şeklinde olmuştur.
Muhabirin "bir yaralı var isterseniz hemen yanımıza alalım, efendim çok geçmiş olsun, nasıl gerçekleşti acaba çok özür diliyorum" şeklindeki sorusuna cevaben olayda yaralanmış bir vatandaşın açıklamaları şu şekildedir: "Bizzat Erdoğan'nın talimatiyla polisin olmadığı bir alanda canlı bomba patladı. Çekebilirsin beyefendi" Abdullah Abdulkadiroğlu'nun yaralı vatandaşa "ne kadar yakındaydınız" sorusu üzerine yaralı vatandaşın cevaben: "kollarıma, boynuma, kafama bağırsaklar dolandı, yanıbaşımda patladı. Cesetlerin sayısı 30'un üstünde. Bizim yanımızda patlayanlar iki kişiydi. İki tane patlama yanımızda oldu. Kesinlikle kollar öyle paramparça üstümüze dağılmasına rağmen o bırakılmış bir şey değildi. Bir araba vardı, gri bir araba vardı, gri arabanın camları ...içindekiler boşaltmıştı. Artı orda patlama olduktan sonra ikinci patlamada da cesetler ortaya saçıldı..... Yanımızdaki aracın yanında patladı. Yani canlı bomba olmasa o paramparça olmuş vücudun parçaları üstümüze gelmezdi yani" şeklinde yaşadığı dehşet ve korku dolu anları ifade eden açıklamalarda bulunduğu görülmüştür. Yayının devamında;
Muhabir: Siz tam olarak neredeydiniz efendim?
Yaralı Vatandaş: Canlı bomba. Bakın şu üstümde paramparça olmuş insanların kanı var benim üstümde. Ben yattım, yere yattım.
Muhabir: Garın önünde miydiniz?
Yaralı Vatandaş: Garın önünde değil, köprünün tam ortasında bir havuz var, havuzun yanındaydım. İşte havuzun yanında o alanda millet slogan atarak yürüyordu, önümüz kesildi, aniden patlama gündeme geldi" ifadelerine yer yerilmiştir. (Ekli Klip- Ankara'da yaşanan patlama olayı- Klip 1)
Canlı bağlantı ve yayınların devamında yine Abdullah Abdulkadiroğlu tarafından aşağıdaki açıklamalarda bulunulduğu görülmüştür:
"Ankara'daki büyük patlamaların ardından şu anda olay yerine en yakın girilebilecek noktaya kadar gelebildik. Şu anda canlı yayında görüyorsunuz hemen arkamız, hemen bu insanların gelmeye başladıkları yerde, polis barikatının olduğu yerde patlamalar meydana geldi. .....Bakın insanların nasıl şok halinde geldiklerini görüyorsunuz şu anda. İnsanlar müthiş bir şok içersindeler, müthiş bir şaşkınlık içersindeler. Yaşadıkları ve gördükleri manzara karşısında. .....Şu anda elli metre ötemizde yerlerde maalesef cesetler yatıyor sevgili seyirciler. ....Bir taraftan da orada güvenlik önleminin sağlanması gerekiyor. Emniyet personeli, polisler bir taraftan güvenliği sağlamak durumunda. Çünkü sürekli de yeni bomba ihbarlarının yapıldığını haber alıyoruz. ...Yanımızdan geçenler içersinde olay anına tanıklık edenler var, yaralılar var, bir şekilde üstleri başları kan içinde olanlar var. İnsanların gerçekten yaşadıkları büyük bir travma var. ...İnsanlar şu anda olayın olduğu yerden çıkıyorlar. Bakın görüyor musunuz ağlayarak gelenler, gözyaşlarını tutamayanlar. Çünkü gerçekten ortadaki manzara çok feci bir manzara. İnsanların üzerleri afişlerle, bezlerle, pankartlarla örtülmüş, insanların ellerini, ayaklarını, parçalarını görüyorsunuz onların arasında. Bir araya toplanmış cesetler, üzerleri örtülmüş, belki bazıları tanınmayacak hale gelmiş. Etrafta insan parçaları, küçücük küçücük, paramparça olmuş insan parçaları. .....Burası Ankara'nın göbeği, Kızılay'a iki kilometre, Ulus'a 500 metre. Ankara'nın göbeği ve Tren Garı burası.....Yani insanların mutlu bir anında patlatılan bombalar burada bir anda o insanların hayatını kaybetmesine sebep oldu. Şu anda ekranda da o görüntüleri gördünüz. Tabi bunlar yayınlayabilecek olduklarımız. Çünkü o görüntülerin tamamını normal şartlarda yayınlayamayız. Onları da kontrollü yayınlamak durumundayız. Çünkü gerçekten verilemeyecek görüntüler. İşte insanlar buradan çıkmaya çalışıyorlar. Bakın herkes şok içerisinde. Oradan çıkmaya çalışan herkes şok içerisinde. .... "(Ekli Klip- Ankara'da yaşanan patlama olayı- Klip 2)
Yaşanan elim terör saldırısının haber değeri taşıdığından görsel ve yazılı basında yer bulması anlaşılır bir durumdur. Ancak burada hassas olunması gereken konu, patlamanın hemen akabinde canlı yayın imkanlarıyla olay yerine ait dehşet, korku ve endişeden müteşekkil atmosferin izleyicilere detaylı bir biçimde anlatılması sırasında yapılan yorum ve değerlendirmelerde kullanılan ifadeler nedeniyle terör saldırılarının amaçladığı kaos ve çaresizlik duygularının topluma aşılanmasına zemin hazırlanmasından uzak olunması gerekliliğidir. Daha açık belirtmek gerekirse, kliplerden de anlaşılacağı üzere olay yerinden yaralıların görüntüleri ve patlama anının tekrar tekrar izleyicilere aktarılması ve de pornografik (aşırı açık bir biçimde) düzeyde olay yeri tasvirleri yaparak tam da terörün hedeflediği kaosa hizmet edildiği ve sorumlu yayıncılıktan uzak olunduğu değerlendirilmiştir. Bununla beraber terör olayları nedeniyle toplumda infiale yol açabilecek çeşitli krizlerin engellenebilmesi için medyada özellikle de televizyonda yer alan haber ve yorumlarda yani saldırı nedeniyle kaosun ve şokun kaçınılmaz olduğu durumlarda azami özen gerekliliği ortadadır.
Bilindiği gibi geniş çaplı mücadele alanı içinde devletin terörle mücadele eden kurumları özellikle terörist ya da terör örgütü ve de terörizmle mücadele etmek yükümlülüğü altındadır. Bu nedenle televizyon vasıtasıyla terör örgütünün korkutucu ve yıldırıcı özellikleri yansıtılmamalı, terör eyleminin mağdurları terörün amaçlarına hizmet eder şekilde sunulmamalıdır. Geniş kitlelere ulaşan televizyonda yer alan görüntü ve yorumlarda kullanılan ifadeler bağlamında temel düzeyde tüm ülkeyi ilgilendiren terör kaynaklı bir güvenlik sorunu hem ahlaki hem de hukuki düzeyde yayıncının sorumluluğunu ortaya çıkarmaktadır.
Öte yandan her türlü terör eylemi, bölgesel zarar vererek genel çaplı psikolojik zararı hedeflemektedir. Bunu ise medya aracılığıyla geniş kitleler üzerinde korku ve endişe yayarak sağlayan terör örgütleri, medyanın yaygın kullanımını avantajlarına çevirebilirler. Bu nedenle medyanın daha çok izlenme arzusunu toplumun çıkarlarının önüne alarak terör eylemlerini detaylarıyla aktarması ve bu durumu tekrar tekrar yayınlaması terör örgütlerinin stratejik amacına yani medya yoluyla mesajlarının iletilmesine aracılık etmektedir. Burada 'sembolik' olarak gerçekleştirilen her bir terör eyleminin genel anlamda medyada yer bulduğu oran nispetinde hem yurt çapında hem de yurt dışında adını duyurma imkanı yakaladığı açıktır. Rapora konu terör saldırısına ilişkin haber ve yorum aktarımında yukarıda koyu renkle işaretlenmiş yerler nedeniyle terörün amaçladığı gibi toplumun genelinde üzüntü, kaygı ve endişeye yol açan ve çocuk ve gençlerin izleyebileceği saat diliminde durumun vehameti kapsamında açıkça zikredilen ifadeler ve yaralı insanların görüntüleri sonucu terörün karanlık ve korkutucu düzeydeki propagandasına aracı olunduğu değerlendirilmiştir.
Özetle, bilindiği gibi terör eylemlerinin temel amaçları geniş kitlelere medya aracılığıyla korku salmak ve yapılan eylemi olabildiğince güçlü göstermektir. Yukarıdaki ifadeler ve ekli kliplerden anlaşılacağı üzere; yayın kuruluşunun bu bağlamda yaptığı yayın ile terör örgütünün temel amaçlarına aracılık ettiği ve topluma terörün korkutucu, yıldırıcı mesajlarını ve özelliklerini aktararak toplumun her kesimini olumsuz yönde etkilediği değerlendirilmiştir.
Sonuç olarak; "SAMANYOLU HABER" logosu ile yayın yapan Samanyolu Yayıncılık Hizmetleri A.Ş. ünvanlı medya hizmet sağlayıcı kuruluşun belirtilen tarihli söz konusu içerikli yayınları ile 6112 Sayılı Kanunun 8. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendinde ifade edilen yayın hizmetleri "İnsan onuruna ve özel hayatın gizliliğine saygılı olma ilkesine aykırı olamaz, kişi ya da kuruluşları eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü, aşağılayıcı veya iftira niteliğinde ifadeler içeremez" hükmünü, (d) bendinde ifade edilen "Terörü övemez ve teşvik edemez, terör örgütlerini güçlü veya haklı gösteremez, terör örgütlerinin korkutucu ve yıldırıcı özelliklerini yansıtıcı nitelikte olamaz. Terör eylemini, faillerini ve mağdurlarını terörün amaçlarına hizmet eder şekilde sunamaz" hükmünü ve de aynı yasanın 2. maddesinde ifade edilen "Radyo ve televizyon yayın hizmetlerinde, çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel veya ahlakî gelişimine zarar verebilecek türde içerik taşıyan programlar bunların izleyebileceği zaman dilimlerinde ve koruyucu sembol kullanılmadan yayınlanamaz" hükümlerini ihlal ettiği kanaatine varılmıştır. ” Şeklindeki değerlendirmelere yer verilmiş olduğu,
Yayın Kuruluşu'nun söz konusu yayını ile 6112 sayılı Kanun'un 8. maddesinin birinci fıkrasının (ç) ve (d) bentleri ile 8. Maddesinin ikinci fıkrasını ihlal ettiği kanaatinin Daire Başkanlığınca belirtildiği,
Konu hakkında karar alınmasını teminen yazının Üst Kurula havale edildiği, anlaşılmaktadır.
Gerekçe : Konunun; İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nınyazısı, eki belgeler ve ilgili mevzuat kapsamında Üst Kurulumuzca değerlendirilmesi neticesinde;
Bilindiği üzere; insan onuru kavramı, bir yandan insanın kendisine duyduğu öz saygıyı, izzet-i nefsi ifade ederken; diğer yandan da, bir insana başkalarının gösterdiği saygının dayandığı kişisel değeri, gururu ve şerefi vurgulamaktadır. Her iki tanım da “onuru”, insana duyulan saygının kaynağı olarak işaret etmektedir. İnsan onuru kavramı hukuk düzeni tarafından da kendisine önem atfedilmiş bir kavramdır. İnsanın doğuştan sahip olduğu dokunulmaz, devredilmez ve vazgeçilmez hak ve özgürlüklerden olan insan onuru, yasal metinlerde de bu şekli ile düzenlenmiş ve güvence altına alınmıştır.
Söz konusu yayına ait deşifre kayıtlarının ve video görüntülerinin incelenmesi sonucunda; yayıncı kuruluş tarafından, olay yerinden yaralıların görüntüleri ve patlama anının tekrar tekrar izleyicilere aktarılmasının, patlamanın hemen akabinde canlı yayın imkanlarıyla olay yerine ait dehşet, korku ve endişede dolu atmosferin izleyicilere detaylı bir biçimde anlatılmasının ve olay yerindeki insanların panik halini yansıtan dehşet anı görüntülerinin bu şekilde ekrana getirilmesinin insan onurunu zedeleyeceği düşünülmektedir.
Bu nedenle ihlale konu yayında, 6112 sayılı Kanun'un 8. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi ve ikinci fıkrasının ihlalinden ziyade, (ç) bendinde yer alan "İnsan onuruna (...) saygılı olma ilkesine aykırı olamaz,(...)" hükmünün ihlalinin ön plana çıktığı kanaatine varılmıştır.
Söz konusu kuruluşa 26.06.2013, 22.08.2013 tarihli yayınları nedeniyle evvelce 06.08.2013, 24.09.2013 tarih ve 2013/46, 2013/54 sayılı toplantılarda alınan 48, 21 nolu Üst Kurul Kararlarıyla 6112 Sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi uyarınca uyarı yaptırımı uygulandığı Üst Kurul kayıtlarından anlaşılmıştır. Bu itibarla; 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinin tekraren ihlali nedeniyle, Kanunun 32 nci maddesinin ikinci fıkrasına göre “İdari Para Cezası” yaptırımının uygulanması gerektiği, kanaatine varılmıştır
Karar : Yapılan görüşmeler sonucunda, ayrıntıları ve gerekçeleri yukarıda izah olunduğu üzere, SAMANYOLU HABER logosuyla yayın yapan SAMANYOLU HABER YAYINCILIK HİZMETLERİ A.Ş. unvanlı kuruluş hakkında; 6112 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde yer alan; “İnsan onuruna…saygılı olma ilkesine aykırı olamaz,...” ilkesinin tekraren ihlali nedeniyle, 32 nci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca;
1-İhlalin tespit edildiği tarihi itibariyle kuruluşun Eylül 2015 ayına ait ticari iletişim gelir beyanının 222.643,06 Türk Lirası olduğu değerlendirilerek, televizyon kuruluşları için idari para cezası 10.000 (onbin)( 2015 yılı için yeniden değerleme oranına göre belirlenen 13.601 (onüçbinaltıyüzbir - ) Türk Lirasından az olamayacağından 13.601 TL. İDARİ PARA CEZASI UYGULANMASINA,
2- İdari para cezasının tebliğ tarihinden itibaren bir ay içerisinde Üst Kurulun T.C. Ziraat Bankası Ankara Kamu Girişimci Şubesi TR98 0001 0025 3300 9999 9951 93 no’lu hesabına “6112 sayılı Kanunun 32 nci maddesine göre ödenen para cezasıdır” şerhiyle ödenmesi gerektiği veya 6112 sayılı Kanunun 32 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası uyarınca tebliğden itibaren en geç onbeş gün içerisinde Ankara İdare Mahkemelerinde dava açılabileceğinin, dava açma süresi içerisinde peşin ödeme yapılması halinde, 5326 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin altıncı fıkrası uyarınca cezanın dörtte üçünün tahsil edileceğinin ve taksitlendirme talebinde bulunabileceğinin, peşin ödemenin kanun yoluna müracaat hakkını engellemeyeceğinin, en geç 1 aylık süre içerisinde ödenmeyen idari para cezasının, 21/7/1953 tarihli ve 6183 Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil edilmek üzere Maliye Bakanlığınca belirlenecek tahsil dairesine gönderileceğinin bildirilmesine,
Üst Kurul Üyesi Ersin ÖNGEL’in karşı oyuyla, oy çokluğu ile karar verildi.
Toplantıya Ait Şerhler
Üst Kurulun 04.11.2015 gün ve 47 sayılı toplantıda aldığı 100 no.lu karara karşı oy yazısı.
Ersin ÖNGEL Şerhidir.