İnceleme ve Değerlendirme : İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nın 16.10.2015 tarihli ve 1584 sayılı yazısı ve eklerinin incelenmesi sonucunda;
Bahse konu yayına ilişkin Uzman Raporunda;
“ANADOLU VUSLAT logolu yayıncı kuruluşta gün içinde belirli saatlerde haber bültenleri yayınlanmaktadır. Kanalda 11.10.2015 günü saat 12:01'den itibaren yayınlanmaya başlayan "Haber 12" isimli haber bülteninde (Klip - Haber 12 (Programın Tamamı)) Ankara'da Tren Garı önünde 10.10.2015 günü gerçekleştirilmiş olan terör saldırılarına ilişkin bir haber yayınlanmıştır. (Klip - Ankara'da Terör Saldırısı)
Rapora konu olan bu haber, halay çeken insanların arkasında bombanın patlama anının gösterilmesi ile başlamaktadır. Dış ses haberi bu görüntüler eşliğinde şu şekilde sunmaktadır: "Türkiye üzerinde oynanan acı oyunlar bitmek bilmiyor. Ankara'da tren garı kavşağında iki farklı patlama meydana geldi... " Patlama anına ait olan bu görüntülerin ardından ekrana üzerleri dövizler ve pankartlar ile örtülmüş ölü bedenler getirilmektedir. İnsanların başlarında dikildiği bu cesetler tam olarak kapatılmadığı için bu cesetlere ait olan uzuvlar kısmen de olsa açık bir şekilde görülmektedirler. Bunu takip eden görüntülerde ise yaralı insanlara ve bunlara müdahale etmeye çalışan kişilere (yaralıları taşıma ve kalp masajı yapma görüntülerine) yer verilmiştir. Bu durum dış ses tarafından izleyicilere "...Patlama sonrası olay savaş alanına döndü. Yakınlarını kanlar içinde görenler sinir krizleri geçirdi..." denilerek açıklanmaktadır. Peşinden yine yerde yatan cesetler tekrar gösterilmiştir. Ardından Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu'nun açıklamalarına "...Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu 86 kişinin hayatını kaybettiğini 28 'i ağır 186 kişinin de yaralı olduğunu belirtti. Ölü sayısının artmasından endişe ediliyor..." denilerek yer verilmiştir. Bu açıklamalar esnasında da yine yerde yatan ceset görüntüleri ile yaralı insanlar ve bunlara müdahale etmeye çalışan kişilere ait görüntüler ekrana getirilmiştir. Haber halay çeken insanların arkasında bombanın patlama anının gösterilmesi ile son bulmaktadır. Yayınlanan bu görüntüler esnasında kısmen de olsa görüntünün etkisini azaltmaya yönelik buzlama, mozaikleme, renk tonlarında oynama gibi teknik imkanlardan da faydalanılmadığı görülmüştür.
Terör belirli siyasal, ekonomik ya da dinsel amaçlara ulaşmak maksadıyla yapılan baskı, yıldırma ve şiddet içeren yolun kullanımıdır. Bu amaca hizmet eden ana unsurlardan birisi de gerçekleştirilen kanlı eylemler ve bu eylemlerin gündeme gelmesini sağlamaktır. İşte tam bu noktada medya hizmet sağlayıcılar devreye girmektedir. Gerçekleştirilen kanlı eylemler medya aracılığıyla halka iletilmekte ve bu sayede terör eylemlerinin hem kanıksanması hem de korkutucu ve yıldırıcı bir etki yaratmasına neden olması beklenmektedir. Her ne kadar bu tarz şiddet içeren eylemler haber alma ve ifade özgürlüğü kapsamına girse de burada esas olan teröre konu olan eylemin veriliş biçimidir. Rapora konu olan yayınlar esnasında yayıncı kuruluş bomba patlama anı, cansız ve yaralı insan bedenleri, kalp mesajı yapma anı ve panik halindeki insanlar gibi çeşitli görüntüleri defalarca ekrana taşımıştır. Böylece yayıncı kuruluşun kamusal yayıncılık sorumluluğu içerisinde hareket etmediği düşünülmekte olup, ANADOLU VUSLAT logolu medya hizmet sağlayıcının gerçekleştirmiş olduğu bu yayın aracılığıyla yayını takip edenler üzerinde korku, yıldırma, sindirme ve panikleme gibi toplumda infial yaratacak etkilere neden olabileceği kanaatine varılmıştır.
Sonuç olarak, ilgideki yayın yasağının ilanından itibaren yaklaşık 20 saat sonra yayınlanıp bu yayın yasağını ihlal eden, terör saldırısı anına ve yukarıda detaylı olarak bahsedilen bu saldırı sonrasındaki kaos ortamına ait olan görüntülerin verilmesinden ötürü ANADOLU VUSLAT yayın kuruluşunun söz konusu yayınları nedeni ile;
1-) 6112 sayılı kanunun 7'inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan "Savaşlar, terör amaçlı saldırılar, doğal afetler ve benzeri olağanüstü durumların ortaya çıkardığı kriz zamanlarında da ifade ve haber alma özgürlüğü esas olup, yayın hizmetleri önceden denetlenemez ve yargı kararları saklı kalmak kaydıyla durdurulamaz. Ancak, millî güvenliğin açıkça gerekli kıldığı hâllerde yahut kamu düzeninin ciddî şekilde bozulmasının kuvvetle muhtemel olduğu durumlarda, Başbakan veya görevlendireceği bakan geçici yayın yasağı getirebilir." hükmünü,
8'inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde yer alan "İnsan onuruna ve özel hayatın gizliliğine saygılı olma ilkesine aykırı olamaz..." hükmünü ve (d) bendinde yer alan "Terörü övemez ve teşvik edemez, terör örgütlerini güçlü veya haklı gösteremez, terör örgütlerinin korkutucu ve yıldırıcı özelliklerini yansıtıcı nitelikte olamaz. Terör eylemini, faillerini ve mağdurlarını terörün amaçlarına hizmet eder şekilde sunamaz." hükümlerini ve
2-) Yine aynı kanunun 8'inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "Radyo ve televizyon yayın hizmetlerinde, çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel veya ahlakî gelişimine zarar verebilecek türde içerik taşıyan programlar bunların izleyebileceği zaman dilimlerinde ve koruyucu sembol kullanılmadan yayınlanamaz." hükmünü de ihlal ettiği değerlendirilmiştir.” Şeklindeki değerlendirmelere yer verilmiş olduğu,
Yayın Kuruluşu'nun söz konusu yayını ile 6112 sayılı Kanun'un 8. maddesinin birinci fıkrasının (ç) ve (d) bentleri ile 8. Maddesinin ikinci fıkrasını ihlal ettiği kanaatinin Daire Başkanlığınca belirtildiği,
Konu hakkında karar alınmasını teminen yazının Üst Kurula havale edildiği, anlaşılmaktadır.
Gerekçe: Konunun; İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nınyazısı, eki belgeler ve ilgili mevzuat kapsamında Üst Kurulumuzca değerlendirilmesi neticesinde;
Bilindiği üzere; insan onuru kavramı, bir yandan insanın kendisine duyduğu öz saygıyı, izzet-i nefsi ifade ederken; diğer yandan da, bir insana başkalarının gösterdiği saygının dayandığı kişisel değeri, gururu ve şerefi vurgulamaktadır. Her iki tanım da “onuru”, insana duyulan saygının kaynağı olarak işaret etmektedir. İnsan onuru kavramı hukuk düzeni tarafından da kendisine önem atfedilmiş bir kavramdır. İnsanın doğuştan sahip olduğu dokunulmaz, devredilmez ve vazgeçilmez hak ve özgürlüklerden olan insan onuru, yasal metinlerde de bu şekli ile düzenlenmiş ve güvence altına alınmıştır.
Söz konusu yayına ait deşifre kayıtlarının ve video görüntülerinin incelenmesi sonucunda; ihlale konu yayının patlama anının görüntüleri ile başladığı, patlama anına ait olan bu görüntülerin ardından ekrana üzerleri dövizler ve pankartlar ile örtülmüş ölü bedenler getirildiği, cesetler tam olarak kapatılmadığı için cesetlere ait olan uzuvların açık bir şekilde görüldüğü, yaralı insanlara ve bunlara müdahale etmeye çalışan kişilere (yaralıları taşıma ve kalp masajı yapma görüntülerine) yer verildiği, yayınlanan bu görüntüler esnasında kısmen de olsa görüntünün etkisini azaltmaya yönelik buzlama, mozaikleme, renk tonlarında oynama gibi teknik imkanlardan da faydalanılmadığı tespit edilmiştir. Yayıncı kuruluş tarafından, olay anına ilişkin görüntülerin bu şekilde ekrana getirilmesinin insan onurunu zedeleyeceği düşünülmektedir.
Bu nedenle ihlale konu yayında, 6112 sayılı Kanun'un 8. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi ve ikinci fıkrasının ihlalinden ziyade, (ç) bendinde yer alan "İnsan onuruna (...) saygılı olma ilkesine aykırı olamaz,(...)" hükmünün ihlalinin ön plana çıktığı kanaatine varılmıştır.
ANADOLUDA VUSLAT logosuyla yayın yapan SELAM İLETİŞİM AJANSI A.Ş. unvanlı kuruluş hakkında; 6112 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde yer alan; “İnsan onuruna … saygılı olma ilkesine aykırı olamaz,...” hükmünün ihlali nedeniyle, aynı Kanunun 32 nci maddesinin ikinci fıkrasına göre “UYARI” YAPTIRIMININ UYGULANMASINA,6112 sayılı Kanunun 32 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası uyarınca tebliğden itibaren en geç onbeş gün içerisinde Ankara İdare Mahkemelerinde dava açılabileceğinin, aynı yayın ilkesinin tekraren ihlali halinde, Kanunun 32 nci maddesinin İkinci fıkrasında yer alan; “Uyarının ilgili kuruluşa tebliğinden sonra ihlalin tekrarı halinde medya hizmet sağlayıcıya ihlalin ağırlığı ve yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, ihlalin tespit edildiği aydan bir önceki aydaki brüt ticari iletişim gelirinin yüzde birinden üçüne kadar idari para cezası verilir.” hükmü uyarınca idari para cezası yaptırımı uygulanacağının, yapılacak tebligatta bildirilmesine, Üst Kurul Üyesi Ersin ÖNGEL’in karşı oyuyla, oy çokluğu ile karar verildi.
Toplantıya Ait Şerhler
Üst Kurulun 04.11.2015 gün ve 47 sayılı toplantıda aldığı 101 no.lu karara karşı oy yazısı.
Ersin ÖNGEL Şerhidir.