İnceleme ve Değerlendirme : İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nın 16.10.2015 tarihli ve 1591 sayılı yazısı ve eklerinin incelenmesi sonucunda;
Bahse konu yayına ilişkin Uzman Raporunda;
“10 Ekim 2015 tarihinde Ankara Tren Garı'nda yaşanan terör saldırısı Ülke TV logolu ve Beyaz İletişim A.Ş. unvanlı yayın kuruluşunda, saat 10.22.30'dan itibaren "Son Dakika", "Ankara'da Patlama", "Tren Garı Kavşağındaki Patlamada Yaralılar Var" alt yazısı ile duyurulmuştur. Saat 10.33 itibarı ile söz konusu saldırıya ilişkin canlı yayın başlamıştır.
Olaya ilişkin ilk canlı yayında bilgiler aktarılırken çok kısa süreli olarak olay yerinden görüntüler ve kan vs. içermeyen iki hafif yaralı görüntüsü ekrana getirilmiştir. Olaya ilişkin bu kısa görüntüler ve patlamaya ilişkin bilgilendirme sonrasında canlı yayın sona ermiş ve alt yazı ekranda kalmış, normal yayın akışına devam edilmiştir. 10.43.45'te tekrar canlı yayın başlamış ve patlamaya ilişkin olayın gerçekleştiği yer, 2 ölü, 12 yaralı bilgisi gibi detaylar verilmiştir.
Olay yerine ilişkin yayınlanan yeni görüntülerde ise olay yerindeki yaralı görüntüleri, bu yaralıların sedye ve ambulanslarla hastaneye getirilme görüntüleri ile birlikte esasen ihlal niteliği olduğu değerlendirilen ve yerde yaralıların olduğu görülen kan içindeki olay yeri görüntüleri ile yerde yatan ve karın bölgesi kan içinde bulunan bir yaralının görüntülerinin hiçbir flulaştırma yapılmadan ekrana getirildiği görülmüştür (Klip 1 - Kanlı Yaralı Görüntüleri). İnsanların halay çekme görüntüleri esnasında yaşanan patlama anının ise yayın boyunca defalarca ekrana getirildiği görülmüştür (Klip 2 - Patlama Anı). Patlama anına ilişkin farklı bir görüntünün ve aynı görüntüde yer alan insanların patlama sonrası panikle kaçışma görüntülerinin de defalarca ekrana getirildiği görülmüştür (Klip 4 - Patlama Anı - 2). Olay yerinde şok içinde ağlayan bir kadının görüntüsü, insanlar tarafından bez bir pankart içinde yaralı taşıma görüntüleri ve panik içindeki insanların yaralı taşıma görüntüleri ekrana getirilmiştir (Klip 3 - Yaralı Taşıma Görüntüleri).
Olay yerine ilişkin görüntüler sesli yayınlanmamakla birlikte patlama görüntülerinin yanı sıra, olay yerinde patlama sonrası yaşanan panik havası da müteaddit defalar ekrana getirilmiştir. Patlamaya ilişkin görüntüler ve olay yerinde yaralılar ve yaralılara yardım etmeye çalışanların görüntüleri ile hastaneye intikal ettirilirken yaralıların ve etrafındakilerin yaşadığı paniğin defalarca ekrana getirilmesi, izleyicileri korku ve paniğe sevk edecek niteliktedir. Haber ajanslarından alınan olay yerinden görüntüler tekrarlanarak sürekli olarak ekranda yer almıştır. Özellikle siyasi parti temsilcileri ve uzman konukların terör saldırısına ilişkin değerlendirmeleri esnasında da patlama anı, olay sonrası, yaralılar ve ve yaralıların hastaneye götürülmesine ilişkin görüntüler gösterilmektedir.
İfade özgürlüğü ve ifade özgürlüğü kapsamında bulunan kitle iletişim özgürlüğünün özel yanı ve medyanın çağımızdaki önemi tartışmasızdır. Ancak buradaki temel nokta, aktarılan haberin toplumda korku ve paniğe sebep olabilecek içerikte sunulmamasıdır. Kaldı ki, kitle iletişim araçlarının olağanüstü olayları haberleştirirken, bu olayların toplumda yaratabileceği muhtemel etkileri de dikkate alması gerekir.
Haber bültenleri, kamuoyunun haber alma hakkı çerçevesinde, gündeme ait gelişme ve olayları aktarmaktadır. Ancak bu durumun medyanın haber aktarma özgürlüğü kapsamında ele alındığında, sözel ya da görsel olarak 'sınırsızlık' anlamına gelemeyeceği açıktır. Bu durum, toplumsal düzenin korunmasında yayıncılar için kaçınılmaz olarak kamusal sorumluluğu ifade etmektedir. Bu bağlamda, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu ve Televizyon Yayıncıları Derneği tarafından medya mensupları için somut yaklaşım edinilmesi ve yayıncılık mevzuat hükümlerinin daha anlaşılır olması amacıyla hazırlanan "Televizyon Habercileri İçin Rehber" adlı kitapçıkta yer alan "Afet, Savaş, Terör ve Kriz Haberleri" başlığı altında "Doğal afet, büyük kaza, savaş, terör, şiddet, çatışma haberlerinde, izleyicilerde korku, endişe ve panik yaratacak ifade ve görüntüler kullanılmamalı, izleyicilerde korku, endişe ve panik yaratacak görüntüler ard arda, sürekli verilmemeli." ifadeleri yer almaktadır. Yine aynı rehberde geçen "Çocuk İzleyiciler" başlıklı bölümde "Haber bültenlerinin, çocukların da ekran başında olduğu saatlerde yayınlandığı unutulmamalı, bu nedenle haber dilinde ve görüntülerde dikkatli ve özenli davranılmalı" ilkesi yer almaktadır. Yayın kuruluşunun ilgili haberi yayınlarken bahsi geçen etik ilkelere de riayet etmediği de görülmektedir.
Terör olaylarının sivil insanlar üzerinde uzun ve kısa dönemli onarılması güç etkilerinin olduğu bilimsel bir gerçektir. MacDonald, konu ile ilgili bir yazısında terörist saldırılara şahit olmanın kısa dönemde kızgınlık, suçluluk duygusu, utanç, anksiyete ve hatta depresyon gibi etkiler yarattığını belirtmiş, uzun dönemde ise bu tür deneyimlerin hafızada kilitli tutularak benzer olaylarla karşılaşılması durumunda söz konusu duyguların aktive hale geldiğini ileri sürmüştür. Günümüzde hemen her kesimin erişme imkanı bulunan bir kitle iletişim aracı olan televizyon vasıtasıyla her yaş ve kesimden insanın sunulan medya hizmetinden etkilendiği bilim çevrelerince kabul gören bir durumdur. Terör saldırılarının korkutucu ve yıldırıcı özellikleri göz önüne alınmaksızın yapılan sunumlar, terörün özde amaçladığı gibi toplumda hızla korku ve infial halinin yayılmasına neden olmaktadır.
Söz konusu habere konu edilen durumda da olduğu gibi, meydana gelen olayların analizi, yorumlanması ve aktarımında kabul edilebilir sınır, toplumda korku ve paniğe yol açmaması ve terör örgütlerinin korkutucu ve yıldırıcı özelliklerini yansıtıcı nitelikte olmamasıdır. Burada aktarılan haberin kamusal sorumluluktan uzak, terör örgütlerinin korkutucu ve yıldırıcı özelliklerini yansıtıcı nitelikte ve izleyiciler nezdinde korku uyandıracak tarzda olduğu görülmektedir. Ayrıca bu görüntülerin her yaştan izleyicinin ekran başında olabileceği saatlerde yer almasından dolayı özellikle çocuk ve gençler üzerinde olumsuz etkiler yaratacağı ve görüntülerde yer alan yaralı ve acı çekmekte olan kişilerin insan onuruyla bağdaşmayacak şekilde en zayıf halleriyle görüntülenmesinin de yukarıda yer alan etik ilkeler ile bağdaşmadığı ortadadır.
Bilindiği üzere; insan onuru kavramı, bir yandan insanın kendisine duyduğu öz saygıyı, izzet-i nefsi ifade ederken; diğer yandan da, bir insana başkalarının gösterdiği saygının dayandığı kişisel değeri, gururu ve şerefi vurgulamaktadır. Her iki tanım da “onuru”, insana duyulan saygının kaynağı olarak işaret etmektedir. İnsan onuru kavramı hukuk düzeni tarafından da kendisine önem atfedilmiş bir kavramdır. İnsanın doğuştan sahip olduğu dokunulmaz, devredilmez ve vazgeçilmez hak ve özgürlüklerden olan insan onuru, yasal metinlerde de bu şekli ile düzenlenmiş ve güvence altına alınmıştır. İhlal konusu yayın içeriğinde; bombalı saldırı sonrası ölen ve yaralanan insanların görüntüleri ekrana getirilmiştir. Patlama sonucu yaralanan insanların acz içindeki durumlarının ekrana yansıtılmasının kişi onurunu zedeleyeceği açıktır.
Sonuç olarak, Ülke TV logosuyla yayın yapan kuruluşun söz konusu yayını ile, 6112 sayılı Kanun'un 8. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendinde yer alan alan "...insan onuruna... saygılı olma ilkesine aykırı olamaz...." hükmü, aynı maddenin (d) bendinde yer alan "...terör örgütlerinin korkutucu ve yıldırıcı özelliklerini yansıtıcı nitelikte olamaz. Terör eylemini, faillerini ve mağdurlarını terörün amaçlarına hizmet eder şekilde sunamaz." hükmü ve aynı maddenin 2. fıkrasında yer alan "... çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel veya ahlakî gelişimine zarar verebilecek türde içerik taşıyan programlar bunların izleyebileceği zaman dilimlerinde ve koruyucu sembol kullanılmadan yayınlanamaz." hükümlerini ihlal ettiği değerlendirilmiştir.
Şeklindeki değerlendirmelere yer verilmiş olduğu,
Anılan yayında; 6112 sayılı Yasa'nın; 8. maddesinin birinci fıkrasının (ç), (d) bendleri ile ikinci fıkrasının ihlal edildiği kanaatinin Daire Başkanlığınca belirtildiği,
Konu hakkında karar alınmasını teminen yazının Üst Kurula havale edildiği, anlaşılmaktadır.
Gerekçe:Konunun; İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nınyazısı, eki belgeler ve ilgili mevzuat kapsamında Üst Kurulumuzca değerlendirilmesi neticesinde;
İhlal konusu yayında Ankara Garında gerçekleştirilen terör saldırısının mağduru vatandaşların cansız bedenleri ile yaralanmış vatandaşlarımızın acı çekme görüntülerinin, gerek olayın mağdurlarının gerekse ekran başındaki izleyicinin insanlık onuru ile görüntülerin olası psikolojik ve sosyolojik etkileri gözetilmeksizin ekrana getirilmek suretiyle insan onuruna aykırı bir yayın gerçekleştirildiği sabit görülmüştür. Bu suretle 6112 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde yer alan; "İnsan onuruna … saygılı olma ilkesine aykırı olamaz, ..."hükmünün ihlal edildiği değerlendirilmiştir.
Söz konusu kuruluşa 21.08.2013 tarihli yayını nedeniyle evvelce 24.09.2013 tarih ve 2013/54 sayılı toplantısında alınan 25 nolu Üst Kurul Kararıyla 6112 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi uyarınca uyarı yaptırımı uygulandığı Üst Kurul kayıtlarından anlaşıldığından; aynı hükmün tekraren ihlali nedeniyle, Kanunun 32 nci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca, anılan Yayın Kuruluşu hakkında “İdari Para Cezası” yaptırımının uygulanması gerektiği, kanaatine varılmıştır.
Karar : Yapılan görüşmeler sonucunda, ayrıntıları ve gerekçeleri yukarıda izah olunduğu üzere, ÜLKE TV logosuyla yayın yapan BEYAZ İLETİŞİM A.Ş. unvanlı kuruluş hakkında; 6112 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde yer alan; “İnsan onuruna ve özel hayatın gizliliğine saygılı olma ilkesine aykırı olamaz, kişi ya da kuruluşları eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü, aşağılayıcı veya iftira niteliğinde ifadeler içeremez.” ilkesinin tekraren ihlali nedeniyle, 32 nci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca;
1- İhlalin tespit edildiği tarihi itibariyle kuruluşun Eylül 2015 ayına ait ticari iletişim gelir beyanının 605.635,59 Türk Lirası olduğu değerlendirilerek, televizyon kuruluşları için idari para cezası 10.000 (onbin)( 2015 yılı için yeniden değerleme oranına göre belirlenen 13.601 (onüçbinaltıyüzbir - ) Türk Lirasından az olamayacağından 13.601 TL. İDARİ PARA CEZASI UYGULANMASINA,
2- İdari para cezasının tebliğ tarihinden itibaren bir ay içerisinde Üst Kurulun T.C. Ziraat Bankası Ankara Kamu Girişimci Şubesi TR98 0001 0025 3300 9999 9951 93 no’lu hesabına “6112 sayılı Kanunun 32 nci maddesine göre ödenen para cezasıdır” şerhiyle ödenmesi gerektiği veya 6112 sayılı Kanunun 32 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası uyarınca tebliğden itibaren en geç onbeş gün içerisinde Ankara İdare Mahkemelerinde dava açılabileceğinin, dava açma süresi içerisinde peşin ödeme yapılması halinde, 5326 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin altıncı fıkrası uyarınca cezanın dörtte üçünün tahsil edileceğinin ve taksitlendirme talebinde bulunabileceğinin, peşin ödemenin kanun yoluna müracaat hakkını engellemeyeceğinin, en geç 1 aylık süre içerisinde ödenmeyen idari para cezasının, 21/7/1953 tarihli ve 6183 Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil edilmek üzere Maliye Bakanlığınca belirlenecek tahsil dairesine gönderileceğinin bildirilmesine,
Üst Kurul Üyesi Ersin ÖNGEL’in karşı oyu ve oy çokluğu ile karar verildi.
Toplantıya Ait Şerhler
Üst Kurulun 04.11.2015 gün ve 47 sayılı toplantıda aldığı 103 no.lu karara karşı oy yazısı.
Ersin ÖNGEL Şerhidir.