Tarihindeki “Ana Haber” Adlı Haber Bülteni
İnceleme ve Değerlendirme : İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nın 21.10.2015 tarihli ve 1651 sayılı yazısı ve eklerinin incelenmesi sonucunda;
Bahse konu yayına ilişkin Uzman Raporunda;
“İLGİ : T.C. BAŞBAKANLIK Güvenlik İşleri Genel Müdürlüğü'nün Başbakan Yardımcısı Yalçın AKDOĞAN imzasıyla gönderilen 10.10.2015 tarih ve 02255 sayılı Yayın Yasağı kararı.
Bilindiği üzere, Ankara Tren Garı önünde 10/10/2015 tarihinde saat 10.04'te meydana gelen terör saldırısı hakkında yapılan yayınlara Başbakanlık tarafından geçici yayın yasağı getirilmesine karar verilmiş, söz konusu karar 15.10 itibariyle Üst Kurulumuzun resmi internet sitesinde yayınlanarak kamuoyuna ve medya hizmet sağlayıcı kuruluşlara duyurulmuştur.
Bu çerçevede, Ulusal TV logolu medya hizmet sağlayıcı yayıncı kuruluşun 11/10/2015 tarihinde saat 19.00'da ekrana gelen Ana Haber Bülteni yayını incelenmiştir. SKAAS sisteminde 19.40'a kadar kaydı mevcut olan yayının (19.40'tan itibaren bir sonraki kayıt ile arasında 9 dk. 20 sn'lik eksiklik tespit edilmiştir.) 19.33'e kadar süren bölümü Ankara'da meydana gelen bombalı terör eylemine ayrılmıştır.
Ana Haber Bülteni içerisinde 19.00.47'de olaya ilişkin ayrıntıların olay yeri görüntüleri ile birlikte verildiği ilk haberin deşifre metni aşağıdaki şekildedir:
Sunucu: "Cumhuriyet tarihinin en kanlı terör saldırısının ayrıntıları netleşmeye başladı. Yetkililer patlamanın metal bilyeyle güçlendirilmiş TNT ile yapıldığını belirledi. İki kişi tarafından gerçekleştirildiği düşünülen saldırıda Suruç bombacısının ağabeyi Yunus Emre Alagöz'ün de üzerinde duruluyor."
Üst Ses: "Ankara'yı kana bulayan terör saldırısının ayrıntıları netleşmeye başladı. Patlamada 5'er kiloluk TNT kalıplarının kullanıldığı, kalıpların metal bilyelerle güçlendirildiği belirtildi. Haber Türk gazetesinin haberine göre uzmanlar TNT kalıplarının güçlendirilmesi ile yapılan bu bombaların yakın mesafeden çelik zırh delme ve beton duvarları imha etme özelliğine sahip olduğunu belirtti. Uzmanlar patlamanın şekli ve kullanılan patlayıcı miktarı nedeniyle saldırının Suruç saldırısıyla benzerlik taşıdığını ifade etti. Soruşturmayı yürütmek için Emniyet bünyesinde 100 kişilik ekip kuruldu. Çalışmanın öncelikli hedefi canlı bombaların kimliklerinin tespit edilmesi olacak. Polis iki erkek ve bir kadın şüpheli üzerinde duruyor. Ancak olay yerini gösteren kamera kayıtlarının net olmadığı ifade ediliyor. Canlı bombalara yardım edenlerin olabileceğini düşünen polis çevredeki mobese görüntülerini ve gardaki kamera görüntülerinin tamamını incelemeye aldı. Polis canlı bombalardan birinin Suruç katliamını yapan Şeyh Abdurrahman Alagöz'un kayıp ağabeyi Yunus Emre Alagöz olabileceği ihtimali üzerinde duruyor. Kardeşi ile 2014'te Adıyaman'dan, önce Gaziantep ardından Kilis'e giden Yunus Emre Alagöz terör nitelikli kayıp şahıs olarak arama listesinde bulunuyor. Yetkililerin 5 ayrı şüpheli üzerinde daha durduğu ifade edildi." (Klip 1-Olay yeri görüntüleri)
19.03.00'te "95 ölü 246 yaralı" başlığı ile verilen bir diğer haberde de, amatör kamerayla çekilen bir videoda, halay çeken göstericilerin arkasında bombanın patlama anına ait görüntü iki kere ekrana getirilmiştir. Daha sonra aynı haber içerisinde, olay yerindeki yaralıların görüntüleri eşliğinde o anda meydanda bulunan Türk Tabipleri Birliği üyesi doktorların yaralılara müdahale ettiği bilgisi aktarılmıştır. Söz konusu haberin bir bölümünün deşifre metni şu şekildedir:
Olay yerinden aktaran muhabir: "Önce ilk patlamanın sesi duyuldu hemen şu görmüş olduğunuz noktada. Onun ardından 3 saniye geçtikten sonra ikinci patlamanın sesi duyuldu 20 metre ileride ve o sesin ardından paniğe kapılan vatandaşlar tren garına doğru akın etti. Burası adeta kan gölüne döndü."
Üst Ses: "Olay yerinde Türk Tabipleri Birliği üyesi doktorlar da bulunuyordu. Yaralılara ilk müdahaleyi onlar yaptı. Ellerde taşınan bayraklar ve flamalarla yaralılara tampon yapıldı. Bombanın kuvvetlendirilmesi için kullanılan bilye ve çiviler tren garının içine kadar sıçradı. Bölgeye ambulansların biri gitti diğeri geldi. Yaralılar Ankara'da bulunan hastanelere kaldırıldı. Sağlık Bakanlığı bölgeye 56 ambulans sevk edildiğini açıkladı." (Klip 2-Patlama anı)
6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun'un "Olağanüstü dönemlerde yayınlar" başlıklı 7. maddesinin birinci fıkrasında "Savaşlar, terör amaçlı saldırılar, doğal afetler ve benzeri olağanüstü durumların ortaya çıkardığı kriz zamanlarında da ifade ve haber alma özgürlüğü esas olup, yayın hizmetleri önceden denetlenemez ve yargı kararları saklı kalmak kaydıyla durdurulamaz. Ancak, millî güvenliğin açıkça gerekli kıldığı hâllerde yahut kamu düzeninin ciddî şekilde bozulmasının kuvvetle muhtemel olduğu durumlarda, Başbakan veya görevlendireceği bakan geçici yayın yasağı getirebilir." denmektedir.
İlgi yazıda belirtildiği üzere, 10/10/2015 tarihinde Ankara'da vatandaşlarımıza yönelik gerçekleştirilen terörist saldırısı da anılan hüküm çerçevesinde değerlendirilmiş ve söz konusu olaya ilişkin geçici yayın yasağı getirildiği Başbakan Yardımcısı imzasıyla Üst Kurulumuza ve medya hizmet sağlayıcılara duyurulmuştur.
Alınan geçici yayın yasağı kararına rağmen, Ulusal TV logosuyla yayın yapmakta olan medya hizmet sağlayıcı kuruluşun bu karara aykırı olarak ana haber bülteninde 19.00.47-19.02.42 ile 19.03.00-19.04.20 saatleri arasındaki haber yayınlarında bombanın patlama anını ve olay yerinden görüntülerini ekrana getirdiği tespit edilmiştir.
Sonuç olarak; Ulusal TV logosuyla yayın yapmakta olan medya hizmet sağlayıcının bu yayınları ile anılan yayın yasağı kararına aykırı yayın yaptığı ve dolayısıyla 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun'un "Olağanüstü dönemlerde yayınlar" başlıklı 7. maddesinin birinci fıkrasında yer alan "Savaşlar, terör amaçlı saldırılar, doğal afetler ve benzeri olağanüstü durumların ortaya çıkardığı kriz zamanlarında da ifade ve haber alma özgürlüğü esas olup, yayın hizmetleri önceden denetlenemez ve yargı kararları saklı kalmak kaydıyla durdurulamaz. Ancak, millî güvenliğin açıkça gerekli kıldığı hâllerde yahut kamu düzeninin ciddî şekilde bozulmasının kuvvetle muhtemel olduğu durumlarda, Başbakan veya görevlendireceği bakan geçici yayın yasağı getirebilir." ilkesini ihlal ettiği düşünülmektedir.”
Şeklinde değerlendirmelere yer verilmiş olduğu
Söz konusu yayın ile 6112 sayılı Kanunun "Olağanüstü dönemlerde yayınlar" başlıklı 7. maddesinin birinci fıkrasının ihlal edildiği kanaatinin Daire Başkanlığınca belirtildiği
Konu hakkında karar alınmasını teminen yazının Üst Kurula havale edildiği anlaşılmaktadır.
Gerekçe:Konunun; İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nınyazısı, eki belgeler ve ilgili mevzuat kapsamında Üst Kurulumuzca değerlendirilmesi neticesinde;
Söz konusu yayında; yayın yasağının kapsamı dışına çıkılmadığı ve haber niteliği çerçevesinde kalındığı anlaşılmakla 6112 Sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun'a aykırı bir husus olmadığı kanaatine varılmıştır.
Karar : Yapılan görüşmeler sonucunda, ayrıntıları ve gerekçeleri yukarıda izah olunduğu üzere; ULUSAL 1 logosuyla yayın yapan ULUSAL KANAL İLETİŞİM HİZMETLERİ SAN. VE TİC. A.Ş. hakkında, bahse konu yayını nedeniyle, 6112 sayılı Kanun kapsamında herhangi bir İDARİ YAPTIRIM UYGULANMASINA YER OLMADIĞINA oy birliği ile karar verildi.