“Samanyolu Ana Haber”
İnceleme ve Değerlendirme : İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nın 19.10.2015 tarihli ve 1599 sayılı yazısı ve eklerinin incelenmesi sonucunda;
Bahse konu yayına ilişkin Uzman Raporunda;
“İLGİ : T.C. BAŞBAKANLIK Güvenlik İşleri Genel Müdürlüğü'nün Başbakan Yardımcısı Yalçın AKDOĞAN imzasıyla gönderilen 10.10.2015 tarih ve 02255 sayılı Yayın Yasağı kararı.
STV yayın kuruluşunda 10.10.2015 tarihinde saat 18:10'da yayınlanan ve sunuculuğunu Mahmut FİLİZER'in yaptığı Samanyolu Ana Haber bülteninde, aynı gün Ankara'da yaşanan patlama ile ilgili habere yer verilmiştir (Klip:1,Klip:2).
Spikerin, "Samanyolu Haber'den iyi akşamlar. Peşpeşe patlayan bombalar başkenti kana buladı. Korkunç patlama ve sonrasında yaşananları olay yerinden canlı yayınlarla ekranlarınıza taşıyacağız. Cumhuriyet tarihinin en kanlı saldırısı ile ilgili detayları olay yerinde bulunan Samanyolu Yayın Grubu Ankara Temsilcisi Abdullah ABDULKADİROĞLU ve muhabirimiz Ahmet ....(Soyadı anlaşılamadı) aktaracak bizlere. Önce Ankara'da düzenlenen 'savaşa inat barış mitingi'ni kana bulayan patlamanın detaylarını alalım isterseniz. Baştan beri olay yerinde patlamanın bütün detaylarını yerinde izleyen Samanyolu Yayın Grubu Ankara Temsilcisi Abdullah ABDULKADİROĞLU'na dönelim. Abdullah Bey bu olay sonrasında neler yaşandı? Bizzat dakika dakika oradaydınız. Bütün olaylar sırasında, biraz özetler misiniz bugün yaşananları?" anonsu ile başlayan haber olay yerinden canlı bağlatılarla ve flulaştırılmış görüntülerle ekrana yansıtılmıştır.
Abdullah Abdulkadiroğlu: "... İşte o toplanmanın hemen başladığı saatlerde tren garının önündeki kavşağın üzerindeki havuzun iki tarafında iki ayrı canlı bombanın olduğu ifade edilen patlamalar yaşandı ve o patlamalar sonrası burası bir anda adeta cehenneme döndü. İnsan parçaları, ceset parçaları, paramparça olmuş bedenler etrafa saçıldı ve sabahtan beri de o bedenlerin toplanması için hummalı bir çalışma gerçekleştiriliyor.... Bizim ofisimiz buraya çok yakın. Biz patlama sesini sabah duyduğumuz anda hemen buraya ekip olarak koştuk ve burada gerçekten korkunç bir manzara vardı. Her tarafa ceset parçaları saçılmıştı ve insanlar panik halinde bir şok halinde birçok insan krize girmiş şekilde ne yapacaklarını şaşırmış vaziyette bir şok içerisindeydiler... " (Klip:1)
Yukarıdaki deşifre metinde görüleceği üzere Abdullah ABDULKADİROĞLU'nun olayı yansıtma şekli ve kullandığı betimlemelerin toplum üzerinde korku ve panik yaratmanın ötesinde şiddeti kanıksatma amacına da hizmet edebileceği düşünülmektedir. Bununla birlikte söz konusu yayının terör örgütleri üzerinde de moral ve motivasyon sağlayacağı bir gerçektir. Haberin sunumunda ambulans sesleri, yaralıların çaresiz durumları, feryat edenlerin çığlıkları ve muhabirlerin kullandığı betimlemelerin, (yer gök adeta ceset, yaralı ve insan parçaları ile doluydu, 8 saat süresince burada halen daha ceset parçalarını toplama işlemleri devam ediyor. Bir taraftan emniyet ekipleri diğer taraftan adli tıp uzmanları olay yeri inceleme ekipleri ceset parçalarını ağaçların tepelerinden, binaların çatılarına pencere önlerine kadar dağılmış olan her yerden toplamaya çalışıyorlar...İnsan parçaları, ceset parçaları, param parça olmuş bedenler etrafa saçıldı ve sabahtan beri de o bedenlerin toplanması için hummalı bir çalışma gerçekleştiriliyor...Her tarafa ceset parçaları saçılmıştı. Küçücük çocuk ayakkabılarına kadar ortalığa saçılmıştı ve insanlar panik halinde bir şok halinde birçok insan krize girmiş şekilde ne yapacaklarını şaşırmış vaziyette bir şok içerisindeydiler...Patlamanın ardından sadece birkaç saniye içinde Gar Kavşağı adeta kan deryasına döndü. Çok sayıda ceset, yaralı ve et parçaları caddeye saçıldı...Patlamanın üzerinden yaklaşık bir saat gibi uzun bir süre geçti ama hala yerde cenazeler var ve onlar da götürülmeyi bekliyorlar) yayını, habercilik bağlamı dışına çıkardığı değerlendirilmektedir. Haberin sunumunda kullanılan sansasyonel haber başlıkları, alt yazılar (can pazarı) ve olayın görgü tanıklarının ifaderinin (Kollarıma, burnuma kafama bağırsaklar dolandı. Yanı başımda patladı)(Klip:2) bir habercilik sorumluluğu ile bağdaşmadığı düşünülmektedir.
Hali hazırda terörün kendisi bir propaganda faaliyetidir. Terörizmin amacı, hedef unsuru yok etmek, zayıflatmak ya da en azından moralini bozmaktır. Buna karşın kendi amaçlarına hizmet edenlerin moralini yükseltmek, toplumsal desteğini arttırarak tabanını genişletmektir. Buna ulaşabilmenin en kolay yollarından biri de medyayı etkili bir şekilde kullanmaktır. Kitlesel ölümlere yol açan terör faaliyetleri ve bunun medya ile milyonlara ulaşması söz konusu faaliyetin kanıksanmasına neden olabilmektedir. Bu amaçla böyle olaylar karşısında medyanın toplumsal etkiyi düşünerek ve etik kuralları dikkate alarak yayıncılık yapması gerektiği düşünülmektedir. Bu olayın haber değeri taşığı inkar edilemez olmakla birlikte rapora esas teşkil eden nokta, olayı söz konusu medya hizmet sağlayıcı kuruluşun izleyicilere sunma biçimidir. Özellikle kitlesel ölümlere yol açan bu gibi terör saldırılarında medya hizmet sağlayıcılarından kamusal yayıncılık sorumluluğu içerisinde hareket etmeleri beklenmektedir. Bunun için medya hizmet sağlayıcıların olayı yansıtırken terör örgütlerinin amaçlarına hizmet edercesine insanlar üzerinde korku, yıldırma, sindirme gibi toplumda infial yaratacak ve onları ümitsizliğe sevk edecek bir yayıncılık anlayışından uzak durması gerekmektedir. Terör eylemlerinin toplum üzerinde korku, panik, yılgınlık duygusu yarattığı göz önüne alınarak söz konusu yayınlarda bu unsurları körükleyici bir üsluptan kaçınılmalıdır. Rapora konu olan haber bülteninde ise canlı yayına bağlanan muhabirlerin kullandığı betimlemeler tam da yukarıda ifade edilen terör örgütlerinin amacına hizmet eder niteliktedir.
Yukarıda yapılan değerlendirmeler göz önüne alındığında söz konusu medya hizmet sağlayıcı kuruluşun ana haber bülteninde yer alan yayınının toplumun haber alma özgürlüğü kapsamında olmadığı değerlendirilmektedir.
Ayrıca, olayın meydana gelmesinin ardından Başbakanlık Güvenlik İşleri Genel Müdürlüğü tarafından Radyo Televizyon Üst Kurulu'na gönderilen yazıda, "15/02/2011 tarihli ve 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş veYayın Hizmetleri Hakkında Kanunu'nun 7. maddesinde "milli güvenliğin açıkça gerekli kıldığı hallerde veya kamu düzeninin ciddi şekilde bozulmasının muhtemel olduğu durumlarda" geçici yayın yasağı getirileceği öngörülmektedir. 10/10/2015 tarihinde Ankara'da vatandaşlarımıza yönelik gerçekleştirilen terörist saldırı da anılan hüküm çerçevesinde olduğu değerlendirildiğinden, söz konusu olayla ilgili geçici yayın yasağı getirilmesi uygun görülmüştür" denilmektedir. Bunun üzerine Radyo Televizyon Üst Kurulu, saat 15.10'dan itibaren söz konusu yayınlara geçici olarak yayın yasağı getirildiğini yayın kuruluşlarına resmi internet sitesi üzerinden duyurmuştur. Ancak ilgili yayın kuruluşu, söz konusu yayın yasağına uymamıştır.
Sonuç olarak, STV yayın kuruluşunun söz konusu yayınları nedeni ile 6112 sayılı Kanun'un 7'inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan " Savaşlar, terör amaçlı saldırılar, doğal afetler ve benzeri olağanüstü durumların ortaya çıkardığı kriz zamanlarında da ifade ve haber alma özgürlüğü esas olup, yayın hizmetleri önceden denetlenemez ve yargı kararları saklı kalmak kaydıyla durdurulamaz. Ancak, millî güvenliğin açıkça gerekli kıldığı hâllerde yahut kamu düzeninin ciddî şekilde bozulmasının kuvvetle muhtemel olduğu durumlarda, Başbakan veya görevlendireceği bakan geçici yayın yasağı getirebilir." hükmünü, 8'inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde yer alan "Hukukun üstünlüğü, adalet ve tarafsızlık esasına aykırı olamaz." hükmünü ve (d) bendinde yer alan "Terörü övemez ve teşvik edemez, terör örgütlerini güçlü veya haklı gösteremez, terör örgütlerinin korkutucu ve yıldırıcı özelliklerini yansıtıcı nitelikte olamaz. Terör eylemini, faillerini ve mağdurlarını terörün amaçlarına hizmet eder şekilde sunamaz." hükmünü ihlal ettiği değerlendirilmiştir.” Şeklinde değerlendirmelere yer verilmiş olduğu
Söz konusu yayın ile 6112 sayılı Kanunun "Olağanüstü dönemlerde yayınlar" başlıklı 7. maddesinin birinci fıkrası ile 8 inci maddesinin 1inci fıkrasının (c) ve (d) bendlerinin ihlal edildiği kanaatinin Daire Başkanlığınca belirtildiği
Konu hakkında karar alınmasını teminen yazının Üst Kurula havale edildiği anlaşılmaktadır.
Gerekçe :Konunun; İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nınyazısı, eki belgeler ve ilgili mevzuat kapsamında Üst Kurulumuzca değerlendirilmesi neticesinde;
Söz konusu yayında; yayın yasağının kapsamı dışına çıkılmadığı ve haber niteliği çerçevesinde kalındığı anlaşılmakla 6112 Sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun'a aykırı bir husus olmadığı kanaatine varılmıştır.
Karar : Yapılan görüşmeler sonucunda, ayrıntıları ve gerekçeleri yukarıda izah olunduğu üzere; STV logosuyla yayın yapan SAMANYOLU YAYINCILIK HİZMETLERİ A.Ş. hakkında, bahse konu yayını nedeniyle, 6112 sayılı Kanun kapsamında herhangi bir İDARİ YAPTIRIM UYGULANMASINA YER OLMADIĞINA oy birliği ile karar verildi.